#hava

İLKHABER-Gazetesi - hava haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hava haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sıcak hava dalgası Adana sokaklarını sessizliğe gömdü Haber

Sıcak hava dalgası Adana sokaklarını sessizliğe gömdü

Türkiye’nin en sıcak illerinden biri olan Adana, Temmuz ayının en sert sıcak hava dalgasını yaşıyor. Termometreler 32 dereceyi gösterirken, kentte hayat adeta durdu. Sokaklar boşaldı, parklar ve meydanlar sakinleşti. Bu yılın en sıcak Temmuz ayında, Adana halkı kendini evlerine kapattı. Sıcaklıklar rekor kırıyor Meteoroloji verilerine göre Adana’da son günlerde sıcaklıklar 38 derece civarında seyrediyor. Uzmanlar, nem oranının da yükselmesiyle birlikte hissedilen sıcaklığın gerçek ölçümden daha yüksek olduğunu belirtiyor. Kavurucu sıcaklar, gündüz saatlerinde dışarı çıkmayı neredeyse imkansız hale getirdi. Özellikle 11.00 ile 16.00 saatleri arasında güneşin dik açıyla etkili olduğu saatlerde, sokaklar neredeyse tamamen boş kaldı. Vatandaşlar evlerine çekildi Sıcak hava dalgası, Adana’daki günlük hayatı da derinden etkiledi. Kafe ve restoranların açık alanları neredeyse boşken, alışveriş merkezleri ve sinemalar serinlemek isteyenlerin tercihi oldu. Sokaklarda sadece işine zorunlu olarak gitmek zorunda kalan az sayıda kişi görülüyor. Yaşlılar ve çocuklu aileler, sağlık riskleri nedeniyle dışarı çıkmamayı tercih ediyor. Uzmanlardan kritik uyarılar Adana Halk Sağlığı Müdürlüğü yetkilileri, özellikle 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanların dışarı çıkmaması gerektiğini vurguluyor. Güneş çarpması ve sıcak çarpması riskinin yüksek olduğu bu günlerde, bol su tüketimi, hafif kıyafetler ve serin alanlarda bulunmanın önemine dikkat çekiliyor. Ayrıca, günün en sıcak saatlerinde fiziksel aktivitelerden kaçınılması gerektiği belirtildi.

Kalorifer peteklerine çamaşır asmayın! Uzman gizli tehlikeye karşı uyardı! Haber

Kalorifer peteklerine çamaşır asmayın! Uzman gizli tehlikeye karşı uyardı!

Kış aylarının vazgeçilmezi olan kalorifer sistemleri, evlerde ve iş yerlerinde sıcaklık sağlarken, sağlıklı bir yaşam alanı oluşturmak adına dikkat edilmesi gereken bazı faktörler bulunuyor. Kaloriferler, havayı kurutarak ortamın nem dengesini bozabiliyor ve bu da solunum yolu hastalıklarını tetikleyebiliyor. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, kaloriferlerin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, özellikle doğru bilinen yanlışlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Balcı, kış aylarında sağlıklı bir ısınma için neler yapılması gerektiğini ve ortamın nem dengesinin nasıl korunacağını sıraladı. Kuru Hava ve Solunum Yolu Rahatsızlıkları Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, kaloriferlerin havayı kurutarak sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtti. Kaloriferli ortamların, özellikle yüksek sıcaklıklar nedeniyle nem oranını düşürdüğünü söyleyen Balcı, "Yüksek sıcaklıklar, ortamın nem oranını düşürüyor ve havanın kurumasına neden oluyor. Bu da burun mukozamızın, gözlerimizin ve tüm hava yollarımızın kurumasına yol açabiliyor" dedi. Havanın kuruması, solunum yollarında daralmaya neden olarak alerjik riniti olan kişilerde şikayetlerin artmasına sebep olabiliyor. Ayrıca, astım ve KOAH hastalarında da solunum zorlukları, öksürük ve nefes darlığı gibi problemler görülebilir. Nem Dengelemenin Yolları: Su Kabı ve Nemlendirici Cihazlar Prof. Dr. Balcı, kaloriferli ortamların nem oranının dengelenmesi gerektiğini vurguladı. "Eğer ortamdaki hava kuruysa, nem ölçerlerle yüzde 40-60 arasında nem oranı sağlanmalıdır. Bunu yapmak için kalorifer peteklerine su dolu kaplar asılabilir ya da ortamda bir kap içinde temiz su bulundurulabilir" diyen Balcı, nemlendirici cihazların da kullanılabileceğini belirtti. Ancak, nemlendirici cihazların günlük bakımının yapılmasının önemli olduğunu da ekledi. "Bu cihazların filtre temizlikleri yapılmazsa, ortamda bakteri ve küf oluşabilir, bu da solunum şikayetlerini artırabilir" şeklinde uyarıda bulundu. Ayrıca, bu cihazların içerisine koku verici maddeler konulmamalıdır çünkü kimyasal kokular, solunum yollarında irritasyona yol açabilir. Çamaşır Kurutma ve Hava Kalitesi Balcı, kalorifer peteklerinin üzerinde çamaşır kurutmanın yaygın bir yanlış olduğunu belirtti. Çamaşırların içerisinde bulunan deterjan ve kimyasal maddelerin kuruma sırasında havaya yayılmasının, ortamın hava kalitesini bozduğunu ve solunum yolu hassasiyeti olan kişilerin şikayetlerini artırdığını ifade etti. "Keskin kokular, toz ve kimyasallar, hava kalitesini bozar ve solunum yolu hastalıkları olan kişilerde sorunlara yol açar" diyen Prof. Dr. Balcı, bu tür yanlışlardan kaçınılması gerektiğini vurguladı. Düzenli Havalandırma Önemli Kaloriferli ortamların düzenli olarak havalandırılmasının sağlık açısından önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Balcı, "Kaloriferle ısınan ortamlarda uzun süre zaman geçirildiğinde, ortamda bakteri ve virüslerin artması söz konusu olabilir. Bu da enfeksiyonların yayılmasına neden olabilir. Bu yüzden ortamın düzenli olarak havalandırılması gerekir" dedi. Aynı zamanda, kaloriferli odalarda kullanılan cihazların filtrelerinin temizlenmesi ve ortamda toz ile alerjen birikintilerinin temizlenmesi gerektiğini de söyledi. Kışın Sağlıklı Isınma İçin Uyarılar Prof. Dr. Merih Kalamanoğlu Balcı, kaloriferlerin sağladığı konforun sağlık açısından olumsuz etkilerini minimize etmek için şu önerilerde bulundu: Kaloriferli ortamda nem oranı, yüzde 40-60 arasında tutulmalıdır. Su dolu kaplar ya da nemlendirici cihazlar kullanılabilir, ancak bu cihazların günlük bakımı yapılmalıdır. Çamaşırların kalorifer peteklerinde kurutulmasından kaçınılmalıdır. Ortamda kullanılan kokulu ürünlerden ve kimyasal maddelerden uzak durulmalıdır. Kaloriferli ortamlar düzenli olarak havalandırılmalı ve toz ile alerjen birikintileri temizlenmelidir.

Yaşar Gökoğlu: Her sene bir  öncekinden daha sıcak geçiyor Haber

Yaşar Gökoğlu: Her sene bir öncekinden daha sıcak geçiyor

İlkhaber Gazetesi'nden Selma DUMAN ve Bayram BULUT'un haberine göre; Adana Ekoloji Platformu üyesi Yaşar Gökoğlu, küresel iklim değişikliğine dikkat çekerek, “Her sene bir öncekinden daha sıcak geçiyor, kutup buzları hızla eriyor, orman alanları azalıyor, deniz seviyesi yükseliyor, yaşam çeşitliliğini kaybediyor, bir daha geri gelmemek üzere tür kaybı hızlanıyor” dedi. Adana Ekoloji Platformu üyesi Yaşar Gökoğlu, küresel iklim değişikliğiyle birlikte her geçen yıl bir öncekinden daha sıcak geçtiğini belirterek, gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Gökoğlu, “Önce, nasıl bir dünyada yaşadığımızı belirleyerek başlamak gerekiyor. Küresel kapitalizm bütün yıkıcılığı ile hüküm sürüyor. Bir kanser hücresi davranışıyla “büyümek için büyümek” mottosuyla hareket ediyor. Kâr oranları düşmesin diye son zamanlarda olanca güçleriyle doğal varlıklarımıza saldırıyorlar. İklim yıkımının sıklığı ve şiddeti giderek artıyor” dedi. Küresel iklim değişikliği sonucunda ortaya çıkan duruma dikkat çeken Gökoğlu, “Her sene bir öncekinden daha sıcak geçiyor, kutup buzları hızla eriyor, orman alanları azalıyor, deniz seviyesi yükseliyor, yaşam çeşitliliğini kaybediyor, bir daha geri gelmemek üzere tür kaybı hızlanıyor, plastik kirliliği gezegenimizin her yanını kaplamış durumda, atmosferde biriken karbondioksit oranı binlerce yıl milyonda 250-280 parçacık iken şimdilerde tehlike sınırının çok üstünde, 420 parçacık seviyesine çıkmış durumda, dünyanın her yerinde iklim mültecilerinin sayısı artıyor” diye konuştu. Bu ölümcül gidişe karşı kimsenin bir şey yapmadığını artık bu gidişe bir dur denilmesi gerektiğini vurgulayan Gökoğlu, “Birleşmiş Milletlerin konuyla ilgili 28. toplantısından da olumlu bir sonuç çıkmadı. İmzaladıkları antlaşmalara bile uymuyorlar. 2015 yılında imzalanan Paris antlaşması azaltım ön görmesine rağmen atmosfere salınan zararlı gaz miktarı her sene artmaya devam ediyor. Petrol, gaz ve kömür şirketleri fosil yakıtların çıkarılması ve dağıtımından vazgeçmeyeceklerini ilan etmekle kalmayıp, milyarlarca dolar kâr ettiklerini utanmazca ilan ettiler. Açıkça görülüyor ki; tarihin hiçbir döneminde, zenginlik araçlarını ellerinde bulunduranlar bundan kendi rızaları ile feragat etmemişler ve sorunu yaratanlardan sorunun çözümünü beklemek boşunadır. Adana Ekoloji Platformu olarak bu yüzden bir aradayız ve Türkiye’nin, dünyanın her tarafındaki hayat savunucuları ile birlikte mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu. Yerelde bu işle ilgili eylem planlarının alınması gerektiğini anlatan Gökoğlu, “Şehrimiz Adana, iklim krizinin ve felaketlere yol açan sonuçlarının en şiddetli ve en sık yaşandığı bilinen Akdeniz bölgesinde bulunmaktadır. Bunun için ekolojik temelli bir yerel yönetim anlayışı benimsenmelidir. Belediyeler beş yıllık stratejik planlarında ekolojik krize karşı “iklim eylem planı”na yer vermeli ve bunu titizlikle uygulamalıdır. 10 Eylül 2018 tarihinde bilgi edinme hakkı kapsamında Adana’da bulunan belediyelere böyle bir planları bulunup bulunmadığı konusunda dilekçe ile başvuru yapılmış, cevap alınamamıştır. Nedeni sorulduğunda da böyle bir planları olmadığı söylenmiştir” ifadelerini kullandı. Doğal yaşama zarar veren yatırımlara dikkat çeken Gökoğlu, “Büyükşehirlerin kuruluş yasasına göre, il sınırları içerisinde yapılacak bütün yatırımların, inşa faaliyetlerinin imar planlarına işlenmesi gerekmektedir. Bu işlem, doğal olarak belediye meclisinin onayını zorunlu kılar. Adana ilinde bugüne kadar yapılan, doğal yaşama zarar veren bütün yatırımlar, ekolojik kırım örnekleri kolaylıkla ve hiç tartışılmadan imar planlarına işlenmiştir. Kömür santralleri, petro-kimya projeleri yaşanan örneklerdir. Bu durum değişmeli, benzeri eko kırım projelerine direnç gösterilmeli, imar planlarına işlenmemelidir. Kentin tam ortasına yapılan ve birbirine 50 metre mesafe bulunan iki AVM projesi unutulmamıştır. Ekolojik temelli kentsel planlamalar yapılmalı, tarım alanlarını, ormanları, su kaynaklarını, yeşil alanları, bütünüyle ekosistemi ve yaşamı korumak esas olmalıdır” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.