#hayvancılık

İLKHABER-Gazetesi - hayvancılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hayvancılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Küçük aile tipi işletmeler üretimden çekiliyor Haber

Gürer: Küçük aile tipi işletmeler üretimden çekiliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılık sektöründe yaşanan krizin her geçen gün derinleştiğini söyledi. Gürer, özellikle küçük aile tipi işletmelerin hızla üretimden çekildiğini ve mevcut destekleme modelinin üreticiyi ayakta tutmak yerine daha da zorladığını vurguladı. Yem fiyatlarındaki artış, çiğ süt desteklerindeki düşüş, TARSİM poliçesi zorunluluğu ve şap hastalığı nedeniyle yaşanan kayıpların sektörü olumsuz etkilediğini belirten Gürer, “Besiciler yem maliyetlerinin yükselmesinden şikâyetçi. Küçük aile tipi işletmeler ise bir litre süt satıp bir buçuk kilo yem alamadıkları için hayvanlarını satmak zorunda kalıyor. Bu durum üretimin sürdürülebilirliğini ortadan kaldırıyor” dedi. “Hayvancılıkta destekleme modeli üreticiyi zorluyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Zaten zor durumda olan üreticiler, destek alabilmek uğruna sigorta poliçesi yaptırmaya mecbur bırakılıyor. Geçmiş yıllarda litre başına 1 TL’ye kadar çıkan süt desteklemesi, 2025 yılında uygulamaya giren yeni modelle 20 kuruşa kadar düşüyor. Bu durum üreticiyi birliklere, kooperatiflere ve devlete karşı kırgın hâle getiriyor. Aidatını sorguluyor, hatta istifa ediyor. Doğal afetler, grev, terör, kargaşa gibi geniş kapsamlı konular poliçe kapsamında ama üreticiyi doğrudan etkileyen şap hastalığı kapsam dışı. Bu nasıl bir mantıktır. Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor. Üretici bu yüzden destekten kaçıyor” diye ifade etti. “Küçük aile tipi işletmeler çökerse süt krizi büyür” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üreticinin üzerinde adeta Deli Dumrul’un köprüsünden geçenden beş, geçmeyenden on akçe alan sistemin bir benzeri kurulmuş. Bu zorunluluk olmaz. Sigorta yaptırmak isteyen üreticiye ek destek verilerek teşvik edilir; destek almak için mecbur bırakılmaz. Hayvancılık zor bir iştir, 24 saat emek ister. Çiftçi destek beklerken köstek olan bir siyasi iktidar ile karşı karşıyadır. Bu durum üreticinin hayvancılığı sürdürme arzusunu kırmaktadır. Bugün süt tozu ithal eden bir ülkeyiz. Küçük aile tipi işletmeler çökerse bu tablo daha da ağırlaşır. Küçük aile tipi işletmeler hem üretimin devamı hem de kırsalın yaşaması için şarttır. Bu işletmeler aracılık sistemiyle baskılanmakta, ürününü düşük fiyattan satmak zorunda kalmaktadır. Raf fiyatları ise katlanarak artıyor. Üretimin sürdürülebilmesi doğru, adil ve üreticiyi koruyan politikaların hayata geçirilmesinden geçmektedir” ifadelerini kullandı.

e-Devlet’ten yaptığı başvuru Adanalı teknisyeni süt çiftliği sahibi yaptı Haber

e-Devlet’ten yaptığı başvuru Adanalı teknisyeni süt çiftliği sahibi yaptı

Adana’nın Yumurtalık ilçesinde yaşayan veteriner sağlık teknisyeni Davut Budamlı, e-Devlet Kapısı üzerinden başvurduğu Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi” kapsamında aldığı hibe desteğiyle hayalini gerçeğe dönüştürdü. Özel sektörde 13 yıl çalıştıktan sonra kendi süt çiftliğini kuran Budamlı, 250 bin liralık destekle başladığı üretimde bugün ayda ortalama 6 ton süt elde ediyor. 34 yaşındaki Budamlı, Konya’daki Celaleddin Karatay Tarım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi mezunu. Mezuniyetinin ardından 13 yıl boyunca özel sektörde veteriner sağlık teknisyeni olarak çalışan Budamlı, kendi işini kurma hayalini Tarım ve Orman Bakanlığının “Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi” ile gerçekleştirdi. 2023 yılında sosyal medyada projeye dair paylaşımı gördüğünü söyleyen Budamlı, e-Devlet üzerinden yaptığı başvuru sonucunda 250 bin liralık hibe almaya hak kazandı. Destekle 4 gebe düve satın alarak memleketi Yumurtalık ilçesi Deveciuşağı Mahallesi’ndeki arazisine küçük bir çiftlik kurdu. Kısa sürede hayvan sayısını artıran Budamlı, 2 yıl içinde büyükbaş sayısını 30’a çıkardı. Hayvanlarının 15’ini kesime gönderen Budamlı, kalan sağmal inekleriyle ayda yaklaşık 6 ton süt üretimi gerçekleştiriyor. “Hiç umudum yoktu, ama denedim” Projeye kabul edileceğine inanmadığını belirten Budamlı, “Hiç umudum yoktu, ‘çıkmaz’ diyordum ama yine de e-Devlet’ten başvurdum. Aradan beş ay geçti, unutmuştum. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden aradılar ve hak kazandığımı söylediler. 2023 Temmuz’da üretime başladık,” dedi. “Hedefim hayvan sayısını 150’ye çıkarmak” Budamlı, mevcut 15 sağmal ineğin yanı sıra yeni ahır inşa ederek üretimi büyütmeyi planlıyor: “1500 metrekarelik alanımız daha var. 2026’ya kadar hem et hem süt üretimi yaparak hayvan sayımızı 150’ye çıkarmak istiyoruz.” “Hayalimdi, şimdi kendi ahırımdayım” Kendi çiftliğini kurmanın mutluluğunu yaşayan Budamlı, “Yıllarca başkalarının ahırında çalıştım. Hep kendi sistemimi kurmak istiyordum. Şimdi hayalim gerçekleşti. Kimisi parasını altına yatırır, ben danaya yatırıyorum,” ifadelerini kullandı.

Gürer: Hayvancılıkta çiftçi, besici ve üretici zarar ediyor Haber

Gürer: Hayvancılıkta çiftçi, besici ve üretici zarar ediyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, Eskişehir’in Sakintepe Mahallesi’nde hayvancılıkla uğraşan üreticilerle bir araya gelerek sektörün geldiği noktayı yerinde dinledi. Görüşmede üreticiler yüksek girdi maliyetleri, düşen gelirler ve artan ithalatın yarattığı tahribatı anlattı; Gürer ise hem sorunları özetledi hem de bu tabloya dikkat çekti. Gürer de ülke genelinde 16,8 milyon büyükbaş hayvan bulunduğunu, yerli ırk sayısının 1 milyonun altına gerilediğini ve 2010’dan bu yana yapılan ithalatın sorunu çözmediğini belirterek, “Çiftçi, besici, üretici zarar ediyor; raflardaki fiyatlar ise yükseliyor” dedi. Özmen, “Hayvancılığı bırakma noktasına geldik” Sakintepe’den üretici Ali Özmen, yıllardır süren aile mesleğinin artık sürdürülemez hale geldiğini belirterek şunları söyledi: “Önceden 20 tane büyükbaş kurbanlığım olurdu fakat zarar etmeye başladığım için bu sene sadece 2 tane kurbanlığım var. Gördüğünüz gibi yem fiyatlarına her gün zam geliyor. Geçen sene samanı 2 liraya alıyorduk, sonra 4 liraya çıktı. Önce 150 liraydı, şimdi 250 lira oldu. Girdilerimiz en az %100 arttı ama hayvan kesim fiyatı aynı kaldı. Yani çalışırken kazanamıyoruz. Bu yüzden üretimi küçülttüm. Böyle giderse hayvancılığı bırakacağım. Ben babamdan devraldım, yıllardır bu işi yapıyoruz. Mesleğim bu ama artık sevdiğim bir işi yapamaz hâle geldim. 50 kiloluk süt yemi 800 lira civarında. Her hafta zam geliyor. Yem bayisi hemen karşımızda, her hafta fiyat artıyor. Buradaki zamlar samana, yoncaya, silaja da yansıdı. Her şeyin fiyatı arttı. Hayvancılığı sürdürecek halimiz kalmadı. Böyle giderse bırakacağız. Göz göre göre batmak istemiyorum. Babamdan kalan malı da böyle giderse bitireceğim. Her sene daha kötüye gidiyoruz, nereye kadar gideceğini bilmiyorum. Geçen sene kurbana 20 büyükbaş, 50 küçükbaş hayvanla girdim. Bu sene sadece birkaç tane hayvanım kaldı. Onları da sevdiğim için tutuyorum. Para kazanamayacağımı bile bile uğraşıyorum. Yem desteği zaten yok. Bile bile zarar etmenin anlamı kalmadı”. Gürer, “Hayvancılıkta çiftçi, besici, üretici zarar ediyor” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde 16 milyon 800 bin büyükbaş hayvan var. Yerli ırkımız ise 1 milyonun altına düştü. Hayvancılıkta sorunlar katlanarak artıyor. İthalat yapıyoruz ama yine de sorun bitmiyor. Artık ahırda ve ağılda hayvan varlığı azalıyor. Çiftçi zarar ediyor, besici zarar ediyor, üretici zarar ediyor. Tarımdaki bu sorunlar büyüdükçe raftaki ürünün fiyatı da artıyor. Nasıl olacak bu iş? Ahır giderleri artıyor; veteriner, aşı, işçilik, yem maliyetleri katlanıyor. Ama hayvanı satarken para kazanamıyoruz. Vatandaş eti pahalıya alıyor, o da dertli. Demek ki birileri bu işten kazanıyor. Türkiye sürekli ithalat yapıyor, nereye gidiyor bu hayvanlar? 2010 yılında ithalat başladı, bugüne kadar 10 milyon hayvan geldi bu ülkeye. Buna rağmen hayvan açığı bitmedi. Varlığımız 16 milyon 800 bin büyükbaş görünüyor, 10 milyonu ithal geldiğine göre demek ki birileri bundan kazanç sağlıyor” şeklinde konuştu. Besici Ali Özmen, “Ankara’da birileri kazanıyor, biz burada kazanmıyoruz. Yani üretici, besici kazanmıyor ama kim kazanıyor bilmiyorum. Daha önce süt üreticiliği yapıyorduk. Şimdi besicilik yapıyorum ama seneye onu da bitireceğim. Şu anda sadece hayvan sevgimden devam ediyorum. Süt üretiminden para kazanamadık, besicilikten de kazanamıyoruz. Böyle giderse hayvanları satıp parasını bankaya koyacağım, altın alacağım. Altın hepsinden kârlı. Niye uğraşayım” dedi.

Gürer: Mera hayvancılığı yok olma noktasında, yerli üretici desteklenmeli Haber

Gürer: Mera hayvancılığı yok olma noktasında, yerli üretici desteklenmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkla uğraşan üreticilerle bir araya gelerek sektörün sorunlarını dinledi. Gürer, artan maliyetler, kuraklık ve verimsiz meralar nedeniyle üreticilerin ayakta kalmakta zorlandığını belirterekyerli üreticinin desteklenmesi, hayvan ölümlerinin önlenmesi ve kooperatifçiliğin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Gürer, “Hayvancılık kriz içinde, üretici ayakta kalmakta zorlanıyor” Ömer Fethi Gürer, “Ahır giderlerindeki artış, veteriner giderleri, işçilik, yem ve elektrik fiyatlarındaki yükseliş, kuraklığın meraları verimsiz hale getirmesi gibi nedenlerle üreticilerin ayakta kalmakta zorlandığını belirtti. Gürer, “Ülkemizde hayvancılık sorunlu. 2010 yılında başlayan ithalat çözüm getirmedi ama yerli ırk büyükbaş hayvan varlığı bir milyonun altına düştü. İthal ne hayvancılığa ne de kasapta et fiyatına olumlu yansımadı. Paramız yurt dışına gitti ama sorunlar bitmedi. Ülkemizde hayvancılıklar sorumlu. Büyükbaş hayvanda Türkiye son 10 yılda yaklaşık 10 milyon büyükbaş hayvan ithal etti. Paramız yurt dışına gitti ama sorunlar bitmedi. Ülkemizin süt inekçiliği işletmeleri %76’yı oluşturuyor. Besi sığırcılığı yapanlar %38. Küçükbaş hayvancılık ise %21. Oysa ülkemizde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği gelişmeli” şeklinde konuştu. Et tüketiminde koyun ve keçi etine yönelmenin dışa bağımlılığı azaltacağını belirten Ömer Fethi Gürer, “koyun ve keçi yetiştirenler de mutlu değil. Ülkemizde ortalama süt ineği sayısı işletmelerde 10’la 27 arasında değişiyor. Besi hayvan 55 baştan başlıyor. Küçükbaşta ortalama 245 koyun oluyor” şeklinde konuştu. Akgümüş, “Artan maliyetler hayvancılıktan geçinmemizi engelliyor” Üretici Adem Akgümüş artan maliyetler nedeniyle hayvancılıktan para kazanamadıklarını belirterek şunları söyledi: “2-3 senedir 8 bin liraya veriyoruz tokluyu, kuzuyu. Yem olmuş 8 bin lira, saman olmuş 5 bin lira. 1996’da ben 6 nüfustum, bir inekle geçiniyordum. Şimdi nüfusum 3 kişi, 20-25 inek var, 150 koyunum var ama geçinemiyorum. Geçim sıkıntısı çekiyoruz. Mazot almış başını gidiyor. Yem fiyatları arttı. Farklı yıllarda Samanımız dışarıdan geliyor. 60-70 dekar mısır ekiyorum. Onu da elektriğe ayda 60-70 milyar ödüyorum. Elektriği yatırmadığım anda MEDAŞ geliyor, kesiyor. Meralarda ot yok. Hele 15 senedir kuraklıktan rahat yok bize. Bu sene daha çok kuraklık oldu. Buralarda ekin olurdu ama yağış olmadığından dolayı olmadı. Kışın yedireceğimizi şimdi ince ince düşünmeye başladık. Eskiden meraya 6 ay çıkıyorduk. Şu yaylalardan bir ot olurdu, koyunu yutardı. Kuraklıktan bir şey yok.” Gürer, “Türkiye’de mera hayvancılığı yok olma noktasında” Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de mera hayvancılığının yok olma noktasına geldiğine dikkat çekerek, “Ülkemizde 1940 yılında 44 milyon hektar mera alanı vardı ve mera hayvancılığı yaygındı. Şu anda mera hayvancılığı bitmek üzere. Çünkü meralarda ot kalitesi düştü ya da kuraklıktan ot yok. Son tarım sayımına göre (2001) 14 milyon hektar mera var görülüyor ama mera varlığının verimliliği düşük olunca doğal olarak besici de hasat yapılmış tarlalarda hayvanlar kalanlarla besleniyor. Bu bölgede patates de depoda kaldığı için hayvan yemi oluyor” şeklinde konuştu. Koyun Besicisi Adem Akgümüş, “Eskiden koyuna, ineğe destek veriyorlardı. Şimdi ise buzağıya ve kuzuya veriyorlar. Bunun kötü tarafı kuzu ölüyor. Benim bu koyunun 100 kuzusu öldü. O zaman tüm zarar. Buzağılar ölüyor. Desteği alamıyoruz. Aşıyı biz yapıyoruz. Veteriner giderleri de arttı. Bir buzağı doğdu mu 10 bin lira masrafı var. Hayvancılıkta artık geçim bitti” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de çiftçi yaş ortalamasının arttığını ve 60 yaşa dayandığını söyledi. hayvancılıkla uğraşan nüfusun giderek yaşlandığına dikkat çekti. Üretici Adem Akgümüş, “Akıl erdiğimden beri de bu işleri yapıyorum. 7 yaşından beri bu işi yapıyorum. Dededen, babadan beri bu işteyim” diyerek tarım ve hayvancılığın artık gençler için cazip olmadığını dile getirdi. “Hayvan ölümleri ve hastalıklar önlenmeli” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer hayvancılıkta sorun kasapta et fiyatına yansıdığı belirterek uygun fiyatla et için buzağı ve kuzu ölümlerinin önlenmesi, hayvan hastalıklarının önlenmesi, yem fiyatları sübvanse edilmesi, ithalata değil yerli besicinin gerçekçi desteklenmesi ve kamucu bir yaklaşım ile kooperatifçiliğin geliştirilmesinin şart olduğunu belirtti.

Köse: Hayvancılıkta yerli üreticiye destek verilmezse dengeli beslenme tehlikede Haber

Köse: Hayvancılıkta yerli üreticiye destek verilmezse dengeli beslenme tehlikede

Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse 6 Ekim Dünya Gıda Günü hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, dengeli beslenmenin temelinin hayvansal protein olduğuna dikkat çekerek yerli üreticinin desteklenmesi gerektiğini söyledi. “Hayvansal protein, dengeli beslenmenin temelidir” Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse dengeli beslenmenin temelinde hayvansal proteinin bulunduğunu belirterek, “İnsanlar sadece bitkisel protein ile beslenemezler. Hayvansal protein almazlarsa dengeli ve yeterli beslenemezler. Vatandaşların yeterli ve dengeli beslenmek için gıdaya ulaşmak temel hakkıdır. Doğal olarak hayvan popülasyonunda bir sorun oluştu. Gelecekte yaşanacak sorunlar için bugünden tedbir alınması gerekiyor. Bu sorunu yıllarca ithalat ile çözmeye çalışıyoruz ama ithalat ile çözülmeyeceği herkes tarafından biliniyor. Yerli üreticiyi desteklemek zorundayız” ifadelerini kullandı. “Yeterli ve dengeli beslenme için hayvancılığa önem vermeliyiz” Nihat Köse, hayvancılığın sürdürülebilirliğine değinerek şunları söyledi: “Hayvancılık zor bir iş. İnsanların hayvancılık yapmayı bırakmasını önlemek için bu işten hem para kazanmasını sağlamalıyız hem de yeterli yatırım yapmalıyız. Bu sayede halkımız yeterli ve dengeli beslenebilsin. Veteriner Hekimler Odası olarak bize göre hayvancılık politikaları uzun vadeli olmalı. Dünyanın gelişmiş olarak kabul ettiği ülkelerde kişi başına et tüketimi 100 kg iken gelişmemiş ülkelerde 3-5 kg kadar düşebiliyor.”

Tarım ve Orman Bakanlığı: Şap Enstitüsü 12 milyon 450 bin doz aşı üretti Haber

Tarım ve Orman Bakanlığı: Şap Enstitüsü 12 milyon 450 bin doz aşı üretti

Tarım ve Orman Bakanlığı, şap hastalığı kaynaklı hayvan hareketlerinin kısıtlandığı ve pazarların kapatıldığı süreçte Şap Enstitüsü tarafından 12 milyon 450 bin doz aşı üretildiğini duyurdu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi sosyal medya hesabından, şap hastalığı serotipi SAT-1 ile ilgili paylaşım yapıldı. Bakanlık, Şap Enstitüsü tarafından yeni serotipe karşı aşının kısa sürede üretildiğini ve enstitü tarafından 12 milyon 450 bin doz aşının sahaya sevk edildiğini açıkladı. "ŞAP ENSTİTÜSÜ, 12 MİLYON 450 BİN DOZ AŞIYI SAHAYA SEVK ETTİ" Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Ülkemizde 1965 yılından bu yana ilk kez görülen şap hastalığı serotipi SAT-1’e karşı Bakanlık olarak hızlıca harekete geçilmiş, Şap Enstitümüz tarafından bu yeni serotipe yönelik etkili aşı kısa sürede üretilmiştir. Hastalığın yayılımını engellemek amacıyla ülke genelinde hayvan hareketleri kısıtlanmış, hayvan pazarları tedbiren kapatılmıştır. Bu süreçte, Şap Enstitüsü tarafından üretilen 12 milyon 450 bin doz aşı sahaya sevk edilmiştir. Ağustos ayı sonuna kadar bu rakam 13 milyon 750 bine çıkacaktır. Aşılama çalışmaları ve alınan tedbirler sayesinde hastalığın yayılımı büyük ölçüde kontrol altına alınmış, hayvan pazarlarının açılma süreci başlamıştır. Bu kapsamda, aşılama oranı yüzde 85’in üzerine çıkan Hakkari ve Van ile Edirne, İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale ve Kırklareli illerinde hayvan pazarları geçen hafta yeniden açılmıştır." YÜZDE 85’İN ÜZERİNDE AŞILAMA ORANI Bakanlık, aşılama oranının yüzde 85’in üzerine çıktığı Çorum, Çankırı, Niğde, Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat, Kırıkkale, Ankara, Amasya, Bolu, Düzce, Zonguldak, Bartın, Karabük, Kastamonu ve Sinop’ta da bu hafta başından itibaren hayvan pazarlarının yeniden açıldığını duyurdu. "HAYVANCILIĞININ GELECEĞİNİ KORUMAK ADINA FAALİYETLERİMİZ SÜRDÜRÜLECEKTİR" Toplam 24 ilde bulunan hayvan pazarlarının yeniden aktif edildiği belirtilen açıklamada, "Aşılamadaki başarı oranlarının artmasıyla birlikte, diğer illerdeki hayvan pazarlarının da kademeli olarak açılması sağlanacaktır. Bakanlık olarak, hayvan hastalıklarıyla mücadele çalışmalarımız aralıksız devam edecek; üreticilerimizin emeğini, ülkemiz hayvancılığının geleceğini korumak adına sahadaki tüm faaliyetlerimiz etkin bir şekilde sürdürülecektir. Bu süreçte bazı çevrelerce ortaya atılan; şap aşısının hastalığı yaydığı, aşının etkisiz olduğu, hastalık nedeniyle et ve süt fiyatlarının artacağı, kırmızı et tedariğinin biteceği yönündeki iddialar asılsızdır ve bilinçli bir dezenformasyonun ürünüdür" ifadeleri yer aldı.

Hatay'da çevre felaketi: Fabrika atık suyundan içen hayvanlar telef oldu Haber

Hatay'da çevre felaketi: Fabrika atık suyundan içen hayvanlar telef oldu

Olay, Erzin Organize Sanayi Bölgesi yakınlarında meydana geldi. Hasan Öz’ün sürüsü, mahalleden geçerken dereden su içti. Kısa süre sonra hayvanlarda şişme ve rahatsızlık belirtileri görüldü. Öz, durumu hemen jandarma ekiplerine bildirirken, olay yerine gelen ekipler dere suyundan numuneler aldı. “64 keçim göz göre göre zehirlendi” Hayvan sahibi Hasan Öz, olayın ardından büyük üzüntü yaşadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Dereden geldik, sudan bu tarafa hayvanları sürdük. Yaylıma geçelim derken hepsi zehirlendi. Bizim çocuklarımız var, ekmek parası kazanmamız lazım. Fabrikaların suyunu açık alana bırakıyorlar. Yaydığımız hayvanlarımız öldü. 64 tane keçim telef oldu.” Daha önce de benzer olay yaşanmıştı Aynı dereye yakın bir bölgede, yaklaşık bir hafta önce de Cumali Gök isimli üreticiye ait 40 küçükbaş hayvanın yine su içtikten sonra telef olduğu ortaya çıktı. Bu olayla birlikte telef olan hayvan sayısı 100’ü geçti. Numune alındı, inceleme başlatıldı Jandarma ekiplerinin olayla ilgili soruşturma başlattığı, derenin su kaynağından numuneler alındığı bildirildi. Vatandaşlar, Erzin Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bazı fabrikaların, atık sularını denetimsiz biçimde dereye bıraktığını öne sürerek yetkililerden acil müdahale talep etti. Çevre ve hayvancılık tehdit altında Olayın ardından bölgede çevre sağlığı ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların tedirgin olduğu gözlemlendi. Hayvan sahipleri, yetkililerin hızlıca harekete geçmesini, fabrikaların atık denetimlerinin sıkılaştırılmasını ve maddi zararlarının karşılanmasını talep ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.