TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hemşire

İLKHABER-Gazetesi - Hemşire haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hemşire haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: Hemşireler hak ettiği ücreti almalı Haber

Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: Hemşireler hak ettiği ücreti almalı

Nöbet ücretleri, ek ödemeleri ve maaşları artırılmalı. Bu yüzden Türkiye Yüzyılı’na yakışır bir Hemşirelik Kanunu’nun bir an önce hazırlanarak yürürlüğe girmesini istiyoruz” dedi. Hemşirelerin özlük, sosyal ve ekonomik haklarının hak ettiği seviyeye gelmesi için atılacak adımların tüm boyutlarıyla masaya yatırılacağı Hemşirelik Çalıştayı’nı Şubat ayı içerisinde yapacak olan Sağlık-Sen, bu doğrultuda ön hazırlık toplantısı gerçekleştirdi. Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Irgatoğlu, Sağlık-Sen hukuk danışmanları, akademisyenler, sahada görevli hemşire ve alanında uzman isimlerin katıldığı toplantıda, kamuda hizmet veren hemşirelerin sorunları hakkında değerlendirilmeler yapılarak mevcut durum tespit edildi. Halihazırda yürürlükte olan Hemşirelik Kanunu’nun ve bağlı olarak çıkarılan yönetmeliklerin çözüm üretmekten uzak kaldığının ve fiili durumu karşılamadığının vurgulandığı toplantıda, günün şartlarına uygun olarak mevzuat düzenlemesi yapılması ve bu yönde iş yükü planının, ödeme dengesinin, kariyer basamaklarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı. “Türkiye Yüzyıl’ına yakışır bir hemşirelik kanunu istiyoruz” Toplantıda konuşan Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, mevcut Hemşirelik Kanunu’nun günümüz şartlarında işlevselliğini yitirdiğini söyledi. Öncelikli hedeflerinin yeni bir Hemşirelik Kanunu olduğunu dile getiren Genel Başkan Doğan, “Bugün sahaya baktığınızda serviste görevli hemşire arkadaşımız kendi alanında yüksek lisansını yapmış, doktorasını tamamlamış, alanında, branşında eğitimini almış ancak yaptığı işin, aldığı ücretin bununla hiçbir bağlantısı yok. Hemşirelik alanında uluslararası standartlara uygun olarak branşlaşma yapılmalı, uzmanlıklarına uygun olarak çalışma şartları sağlanmalı, akabinde ücret politikası da buna göre yeniden düzenlenmelidir. Hemşirelerin mesleki anlamda aldıkları sorumlulukların sınırları net olarak belirlenmeli, aldığı riske karşı korunmalı. Hemşirelerimiz aşırı iş yükü altında çalışıyor. Bu yoğun çalışmaya karşı hemşirelerimizin hak ettiği ücreti almasını istiyoruz. Nöbet ücretleri, ek ödemeleri ve maaşları artırılmalı. Yani hemşiremizin emeğinin karşılığını, döktüğü alın terinin ücretini istiyoruz. Bilindiği üzere hükümet iş kanunlarının ve 4688 sayılı yasanın değiştirilmesi için çalışma yürütüyor. Sağlık sistemimizin en önemli unsuru olan hemşirelerimiz içinde gereken adım atılmalı. 1954 yılında çıkarılan 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu’nda artık bir reform kaçınılmazdır. Bu yüzden Türkiye Yüzyıl’ına yakışır bir Hemşirelik Kanunu’nun bir an önce hazırlanarak yürürlüğe girmesi en öncelikli hedeflerimiz arasında”  ifadelerini kullandı.

Depremde annesi ve ablasını yitirdi, acısına rağmen hastaları bırakmadı Haber

Depremde annesi ve ablasını yitirdi, acısına rağmen hastaları bırakmadı

HATAY (AA) - BEKİR BEKTAŞ/YALÇIN ÇELEN - Hatay'daki depremlerde aile üyelerini kaybeden başhemşire Nurten Asım, yaşadığı acıları bir kenara bırakıp, görev yaptığı yeni doğan biriminde bebekler ve anneler için mesaisini sürdürüyor.Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Hatay'da, kayıplar kadar fedakarlık hikayeleri de yüreklere dokunuyor. Antakya ilçesinde kadın hastalıkları ve doğum üzerine faaliyet gösteren hastanede görevli başhemşire Nurten Asım'ın annesi Müfide Gilli ve ablası Gülnaz Sınacı'nın yaşadığı ev, Pazarcık merkezli ilk depremde yıkıldı.Ağır hasar alan kendi evinden çıkıp moloz yığınları nedeniyle kapanan yollardan geçerek görev yaptığı hastaneye ulaşan Asım, bulduğu her fırsatta annesi ve ablasının bulunduğu enkaza giderek onlardan gelecek iyi haberi bekledi.Nurten hemşirenin ablası ilk depremin 56. saatinde sağ çıkarılmasına rağmen hastanede yaşamını yitirdi, bir gün sonra da anne Müfide Gilli'nin cansız bedenine ulaşıldı.Yaşadığı acıları bir yana bırakıp başka insanların hayata tutunması için mücadele veren Asım, AA muhabirine, her şeylerinin olduğu bir geceye yatıp, sabah hiçbir şeyleri olmadan uyandıklarını söyledi.Ağır hasar gören evinden caddeye indiğinde gerçekle yüzleştiğini belirten Asım, koşarak gittiği annesi ve ablasının evinin çöktüğünü gördüğünü anlattı.Bir süre onları kurtarmak için çabaladığını ancak başaramadığını dile getiren Asım, enkaz altındaki ablasının sesini duyduğu anda büyük mutluluk yaşadığını ifade etti.- "Evet, büyük bir acım var ama buradakiler de insan"Günün ilk ışıklarıyla hastaneye ulaşmaya çalıştığını kaydeden Asım, "Üzerimde nasıl bulduğumu hatırlamadığım bir eşofmanla yıkıntıların içinden koşarak hastaneye geldim. Nöbete kalan arkadaşlarımız elinden geleni yapmışlardı. Bir yandan buraya yetişmeye, diğer yandan annemi ve ablamı kurtarmak için şehrin diğer tarafına koşmaya çalıştım." dedi.Asım, mesai arkadaşlarının da çaresiz olduğunu ancak hastaneye gelenlere müdahale etmeleri gerektiğini aktararak, şöyle konuştu:"Evet, büyük bir acım vardı ama buradakiler de insan. Daha sonra 56'ncı saatte ablamı sağ çıkarttım. 5 dakika sonra kalbi durdu ve ben kendim müdahale ederek sahra hastanesine yetiştirdim. Helikopterle Adana'ya götürdük ancak maalesef 60'ıncı saatte vefat etti. Defnettikten sonra işime dönmek zorunda kaldım. Çünkü halkımın yardıma ihtiyacı vardı. Elimizden geleni yapmaya çalıştık bu süreçte. Ertesi gün annemi de maalesef enkazdan çıkarttık ve vefat etmişti. Daha sonra enkazdan çıkarttığımız kayınvalidem de yoğun bakımda vefat etti."Kayınbiraderi tıp doktoru Ömer Sezgin Asım'ın da enkazdan sağ çıkarıldığının söylendiğini ancak henüz haber alamadıklarını belirten Asım, onu gören ya da bilgisi olanların kendileriyle iletişime geçmelerini istedi.

Sağlık çalışanı Alman karı koca Hatay'da gönüllü hizmet veriyor Haber

Sağlık çalışanı Alman karı koca Hatay'da gönüllü hizmet veriyor

HATAY (AA) - SEBAHATDİN ZEYREK/MAHMUT SERDAR ALAKUŞ - Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden etkilenenlere destek vermek için Almanya'dan gelen sağlık çalışanı çift, Hatay'ın İskenderun ilçesinde kurulan sahra hastanesinde gönüllü olarak çalışıyor. Alman vatandaşı 58 yaşındaki sağlık teknikeri Thomas Lorenz ile 56 yaşındaki hemşire eşi Silke Lorenz, 20 gün önce Türkiye'ye geldi. Kiraladıkları panelvanı tıbbi malzemelerle dolduran çift, ilk olarak Hatay'ın Antakya ilçesinde depremzedelere mobil olarak ilk yardım, yara bakımı gibi sağlık hizmetleri verdi. Çift, daha sonra İskenderun'daki Karaağaç Mahallesi'nde bulunan sahra hastanesinde çalışmaya başladı. Silke Lorenz, AA muhabirine, 2 yıl önce Almanya'da yaşanan sel felaketinde de gönüllü görev yaptığını ve acil durumlara alışık olduğunu söyledi. Birçok yaralıya müdahale ettiklerini dile getiren Lorenz, "İnsanları tedavi ederken önceliği hangisine vereceğimi bazen bilemediğim için o beni zorladı. Hastanede de ihtiyaç olan her istasyonda bulunmaya çalışıyorum. Çoğunlukla ağrısı ve kaşıntısı olanları bana yönlendiriyorlar. Ben de kremlerle yardımcı oluyorum." dedi. ​​​​​​​İskenderun'da birçok dost kazandığını ifade eden Lorenz, şöyle devam etti:"Birçok insan kalbimizde yer etti. Çok dostluklar da götüreceğim buradan. Çeviri programıyla anlaşıyoruz belki ama onları kalbimde taşıyacağım. Birçok anım var. İnsanların bana sarılışını unutamam. Ben onlara tedavi uyguladıktan sonra bana sarılarak teşekkür ediyorlar. Bütün Türk halkına teşekkür etmek istiyorum. Bizi böyle bir misafirperverlikle kucakladıkları için."Lorenz, Antakya ilçesinde çok sayıda akrabasını kaybeden bir kişinin yardım etmek için koşuşturmasını asla unutmayacağını da sözlerine ekledi.Thomas Lorenz de aile bütçesi ile depremzedelerin yanında olmak için geldiklerini ifade ederek, "İhtiyacı olan insanlara ailecek yardım etmemiz gerektiğini düşündük. İlk düşüncem bu oldu. Deprem bölgesini görünce çok üzüldük. Arabamızın bagajına koyduğumuz sağlık malzemeleri ile sokak sokak gezip yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeye çalıştık." ifadelerini kullandı.

Tıp Bayramı'nı depremlerin merkez üssünde geçiren sağlıkçılar, çalışmalarını özveriyle sürdürüyor Haber

Tıp Bayramı'nı depremlerin merkez üssünde geçiren sağlıkçılar, çalışmalarını özveriyle sürdürüyor

KAHRAMANMARAŞ (AA) - ALPER KORKMAZ - 14 Mart Tıp Bayramı'nı 6 Şubat'taki depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'ta geçiren gönüllü sağlık çalışanları, acılarına rağmen özverili çalışmalarıyla takdir topluyor.Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından çok sayıda ilden Kahramanmaraş'a gelen sağlıkçılar, afetin ilk anından itibaren aileleri ve sevdiklerinden uzakta depremzedelere yardımcı olmak için çaba gösteriyor. ​​​​​​​Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Yörük Selim Ek Hizmet Binası'nda görev alan sağlıkçılar arasında Gaziantep'te 26 yakınını kaybetmenin acısını yaşayan yoğun bakım hemşiresi ile emeklilik iznini erteleyerek göreve koşan acil servis doktoru da yer alıyor. Ek binada görevli sağlık personelinin yüzde 60'a yakını gönüllü sağlıkçılardan oluşuyor.- "Çok buruk bir bayram oldu"İstanbul Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesinde yoğun bakım hemşiresi Hüseyin Ateş, AA muhabirine, memleketinin Gaziantep'in Nurdağı ilçesi olduğunu söyledi.Depremde yakınlarını kaybeden Ateş, "Dayım ve babaannem ile kuzenlerim ve akrabalarımdan 26 kaybımız oldu. Ailemi güvene aldıktan sonra buraya geldik. Sağlıkçı olarak, insanlar için bir şey yapma ihtiyacı hissettim." dedi.Ateş, 3 haftadır Kahramanmaraş’ta bulunduğunu belirterek, "14 Mart Tıp Bayramı bizim için çok buruk bir bayram oldu. Her şeye rağmen hayat devam ediyor. Bir şeyler yapmak zorundayız. Herkes elinden geleni fazlasıyla yapmaya çalışıyor." diye konuştu.- "Çok fazla gönüllü doktorumuz vardı"Kocaeli Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesinde görevli 25 yıllık doktor Tuba Gülmez, göreve devam eden depremzede meslektaşlarına destek olmak için geldiğini söyledi.Gülmez, 14 gündür hastanede görev yaptığına değinerek, "Onları biraz dinlendirmek, elimden gelen ne varsa yapmak için buradayım. İhtiyaç olursa ne kadar gerekliyse buradayız. Kocaeli, Bursa ekibi geldi. Biz geldiğimizde İstanbul’dan gelen çok fazla gönüllü doktorumuz vardı. Dün yine Kırklareli'nden geldi arkadaşlarımız." şeklinde konuştu.Depremden önce emekliye ayrılmak için yıllık izne çıktığı bilgisini paylaşan Gülmez, "Sonrasında emekli olacaktım. İznimi kesip geldim. Ne kadar güzel bir meslek olduğunu hatırlatacak 14 Mart oldu benim için. Tüm doktor arkadaşlarımla iyi şeyler yapıyoruz." ifadesini kullandı.

Gölcük depremini yaşayan kadın sağlıkçı, hemşire eşiyle afetzedelerin imdadına koştu Haber

Gölcük depremini yaşayan kadın sağlıkçı, hemşire eşiyle afetzedelerin imdadına koştu

ANTALYA (AA) - GÜLSEM ADAM - ​Çocukken yaşadığı ​​​​​​17 Ağustos 1999 Gölcük depremini hafızasından silemeyen anestezi teknikeri Sevda Erdin Turan, Kahramanmaraş merkezli depremin haberini alır almaz hemşire eşiyle gönüllü olarak bölgeye giderek afetzedelerin yaralarını sarmaya çalıştı.Kepez Devlet Hastanesinde görev yapan Sevda Erdin Turan ve hemşire eşi Mevlüt Turan, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini nöbetçi oldukları sırada öğrendi.Turan çifti, gönüllü olarak gittikleri deprem bölgesinde 7 gün boyunca özveriyle çalışarak depremzedelerin acısını dindirmeye çabaladı.Anestezi teknikeri Sevda Erdin Turan, AA muhabirine, depremin ardından haberleşme gruplarında deprem bölgesine gönüllü gitmek isteyenlerin olup olmadığının sorulduğunu söyledi.Mesajı görür görmez eşiyle gönüllü olduklarını belirten 32 yaşındaki Turan, "Çocukken depremi yaşadım, dışarıda yatmak zorunda kaldım. O yüzden bu benim için önemliydi, gitmeye karar verdim. Bunu eşimle paylaştım, kendisi de destek verdi ve gönüllü olarak deprem bölgesine gittik." dedi.Turan, diğer gönüllü sağlık çalışanlarıyla kısa sürede adapte olup çalışmaya başladıklarını ifade etti.Bölgede çalışan ve nöbetçiyken depreme yakalanan doktorların ara vermeksizin çalışmaya devam ettiklerini aktaran Turan, "Hatay Altınözü Devlet Hastanesine ulaştığımızda, oradaki sağlıkçılar bizi gördüklerine çok mutlu oldu. Doktorlar 3 aylık stokun bir gecede bittiğini söyledi. Çok sıkıntılı bir süreçti ve herşeye rağmen hep birlikte çalışmaya devam ettik." diye konuştu.Deprem bölgesindeki sağlık çalışanlarının 2 büyük depreme de hastanede yakalandıkları için sadece hastalara müdahale ve kontroller sırasında hastaneye girebildiklerini kaydeden Turan, kendilerinin ise yıkıcı depremleri yaşamadıkları için daha rahat çalışabildiklerini ifade etti.- "Yaralı depremzedeler, yaşadıkları şok nedeniyle acılarının farkında değildi"Hemşire Mevlüt Turan ise depremin ilk saatlerinde 13 kişilik ekiple deprem bölgesine gönüllü olarak gittiklerini kaydetti.Antalya'ya döndükleri güne kadar vardiyalı olarak hastanede çalıştıklarını belirten Turan, beraber gittikleri sağlık ekibinin acil servisi devraldığını, görev paylaşımı yaptıklarını ve hemen çalışmaya başladıklarını dile getirdi.Yaralı depremzedelerin yaşadıkları şok nedeniyle acılarının dahi farkında olmadıklarını anlatan Turan, şunları söyledi:"Acile gelen bir depremzedenin omzu kırıktı, müdahalede bulunup bandaj yaptım. Ortopedi doktorunun olduğu başta bir hastaneye sevk edilmesi gerektiğini söyledim. Yaralı depremzedenin, 'Çocuğumu ve eşimi enkazdan çıkarıp defnedeyim ondan sonra doktora gideyim' demesi hala aklımda, unutamıyorum. Yaralanan depremzedeler şok halinde oldukları için hastaneye bile başvurmadılar. Geldiklerinde ise mahcup olarak geliyorlardı. Biz de elimizden geleni yapmaya çalıştık."Turan, eşiyle deprem bölgesine tekrar gitmek için gönüllü listesine isimlerini yazdırdıklarını sözlerine ekledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.