#İklim değişikliği

İLKHABER-Gazetesi - İklim değişikliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İklim değişikliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Sofralarımızdaki zeytinin geleceği tehlikede Haber

Gürer: Sofralarımızdaki zeytinin geleceği tehlikede

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, zeytin üretiminde yaşanan kayıplar ile destek yetersizliğini Meclis gündemine taşıdı. Zirai don, kuraklık, iklim değişikliği ve yanlış tarım politikalarının etkisiyle 2025 yılında zeytin üretiminde yüzde 34,7 oranında düşüş yaşandığını belirten Gürer, “Bu durum yalnızca üreticiyi değil, sofralarımızdaki zeytinin geleceğini de tehdit ediyor” dedi. “ZİRAİ DON VE KURAKLIK ÜRETİCİYİ DESTEKSİZ BIRAKTI” Ömer Fethi Gürer, Türkiye genelinde yaşanan zirai don ve ardından gelen kuraklığın farklı ürünleri etkilediğini, ÇKS ve TARSİM olmanın dışında üreticinin desteksiz kaldığını belirterek, “ÇKS’ye kayıtlı olmayan çiftçilere don zararı ödemesi yapılmadı. Kayıtlı olanlarda bile cevizde ‘8 yaş sınırı’ gibi keyfi uygulamalar nedeniyle destek reddedildi. Oysa Cumhurbaşkanı Kararnamesi’nde böyle bir sınırlama yoktu. Türkiye’de yaklaşık 118 milyon zeytin ağacı bulunuyor. Ancak son yıllarda iklimsel etkiler, hastalıklar ve bakım maliyetleri üretimi düşürdü. 2025 yılında TÜİK verilerine göre zeytinde %34,7 oranında kayıp yaşandı. Bu kayıp gelecekte daha ağır sorunları tetikleyecek. Sorunlar görmezden gelindikçe üretici üretimden kopuyor. Dökme yağ ihraç edeceğimize katma değerli ürün olarak ihracat sağlamalıyız. İhracat yasağı gibi kararlarda da pazarı kaybetmeyecek önlemleri önemsemeliyiz” diye ifade etti. “ARTAN GİRDİ VE İŞÇİLİK MALİYETLERİ ZEYTİNCİLİĞİ KRİZE SÜRÜKLÜYOR” Zeytin üretiminin büyük kısmının hâlâ insan gücüne dayandığını, engebeli arazi nedeniyle makineli hasadın yapılamadığını belirten Ömer Fethi Gürer, maliyet kalemlerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Budama, hasat, ilaçlama, gübreleme, nakliye, işçilik maliyetleri, artan girdi fiyatları… İşçilik ve girdi fiyatlarındaki artış üreticinin belini büküyor. Zeytinde gelir üretici için soruna dönüştüğü dönemin yaşanıyor. Hileli ürünler hem üreticiyi hem tüketiciyi mağdur ediyor. İşini doğru yapan imalatçıyı da zora sokuyor. Denetim yetersizliği sektörü sorunlu kılıyor. Zeytini sadece bir arazi parçası olarak görürseniz gelecekte sofralarımızdaki zeytinin hem fiyatına hem varlığına ağır darbe vurursunuz.” Ömer Fethi Gürer çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı: Üretim maliyetlerini düşürecek destekleme modelleri, Kooperatifleşmenin güçlendirilmesi Zeytin ve zeytinyağına yönelik planlı ve öngörülebilir politika, İhracat düzenlemelerinde üretici lehine adımlar, Denetimlerin artırılması, Sektöre yönelik güncel ve şeffaf veri paylaşımı sağlanmalıdır.” dedi. Gürer, “Kamucu bir anlayışla, öngörülebilir politikalarla zeytin üretiminin geleceği sorunsuz kılınabilir. Bu ürün hem ülke ekonomisi için stratejiktir hem de soframızın temelidir. Zeytin üreticisinin sorunları büyüyor. Bu sorunları önemseyin. Gelir-gider dengesi üretici aleyhine gelişiyor. Zararlılar, maden alanlarına kurban edilmesi gibi sıkıntılar da üreticiyi zorluyor. Üretici desteklenmezse zeytinlikler geleceksiz, sofralarımız zeytinsiz kalacak” diye ifade etti.

Su krizi büyüyor, kaynaklar küçülüyor Haber

Su krizi büyüyor, kaynaklar küçülüyor

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkileri her yıl daha belirgin hale gelirken, dünyadaki su kaynakları alarm veriyor. Artan sıcaklıklar, yağış rejimindeki düzensizlikler ve hızla tükenen yeraltı suları, milyonlarca insanın yaşamını doğrudan tehdit ediyor. Bilim insanlarına göre suyun geleceği, iklim krizinin en kritik ve en kırılgan başlıklarından biri hâline geldi. Uzmanlar, birçok bölgede nehir ve göllerin geri dönülemez biçimde kuruduğunu, bazı yerlerde ise şiddetli yağışların ani taşkınlara yol açtığını belirtiyor. Tarımda verim kaybı, enerji üretiminde aksaklıklar ve içme suyuna erişimde yaşanan güçlükler, bu değişimin somut sonuçları arasında yer alıyor. Bu kapsamda konuşan Ekoşehirler, Çevre ve İklim Değişikliği Araştırmaları Derneği Genel Başkanı Oğuz Şahin, küresel su döngüsünün ciddi bir krizin içinde olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Son araştırmalar, dünya çapında su rezervlerinin normal seviyelerde seyrettiği bölgelerin büyük ölçüde azaldığını gösteriyor. Bir yanda uzun süreli ve ağır kuraklık, diğer yanda kontrol edilemeyen taşkınlar… Su artık tahmin edilmesi zor bir davranış sergiliyor ve bu durum hem çevre hem de ekonomi için büyük bir tehdit oluşturuyor.” Su kaynaklarına erişimin yalnızca çevresel bir konu değili, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve hatta ulusal güvenlik açısından da stratejik bir öneme sahip olduğuna dikkati çeken Şahin, “Tarım ürünlerinden enerji altyapısına, içme suyu arzından sanayiye kadar her alan bundan etkileniyor. Suyu sürdürülebilir yönetmek zorundayız ve aksi hâlde çok daha ağır sonuçlarla yüzleşeceğiz” dedi. Çözüm için uluslararası iş birliğinin acil olduğunu söyleyen Şahin, şu çağrıyı yaptı: “Su tasarrufuna dayalı politikalar geliştirmek, akıllı su yönetimi sistemlerini hayata geçirmek ve kaynakları adil şekilde paylaşmak artık bir tercih değil, zorunluluk.”

'Doğayla barışık şehirler, sağlıklı nesillerin teminatıdır' Haber

'Doğayla barışık şehirler, sağlıklı nesillerin teminatıdır'

Ekoşehirler, Çevre ve İklim Değişikliği Araştırmaları Derneği Başkanı Oğuz Şahin, sürdürülebilir şehircilik ve çevre politikalarına ilişkin ilkhaber-gazetesi.com’a yaptığı açıklamada, Türkiye’nin çevresel dönüşüm sürecinde kritik bir döneme girdiğini söyledi. “Tarım alanları betonlaşma baskısı altında” Şahin, iklim değişikliğinin artık bilimsel bir tartışma konusu olmaktan çıkıp, kent yaşamını doğrudan etkileyen bir gerçek haline geldiğini vurgulayarak şunları kaydetti: “Bugün kentlerimizin yüzde 70’i hava kirliliğiyle mücadele ediyor, su kaynaklarımız azalıyor, tarım alanları betonlaşma baskısı altında. Biz Ekoşehirler, Çevre ve İklim Değişikliği Araştırmaları Derneği olarak hem yerel yönetimlere hem de vatandaşlara çağrıda bulunuyoruz. Şehirlerimizi doğayla uyumlu hale getirelim. Yeşil alanları, bisiklet yollarını, yağmur suyu toplama sistemlerini artırmak gibi önemli detaylar bir lüks değil, bir zorunluluktur.” Şahin, dernek olarak önemli projelere imza atacaklarını dile getirerek “Ekoşehirler olarak Adana ve Türkiye genelinde ekolojik dönüşüm projeleri yürüteceğiz. Amacımız, karbon salımını azaltan, enerji verimliliğini artıran, çevre bilincini güçlendiren modelleri yerel yönetimlerle birlikte hayata geçirmek” ifadelerini kullandı. Oğuz Şahin, ayrıca, çevre bilincinin toplumun tüm kesimlerine yayılması gerektiğine de dikkati çekerek, “Çocuklara çevre eğitimi vermeden, gençleri iklim bilinciyle donatmadan hiçbir dönüşüm kalıcı olmaz. Derneği olarak bu farkındalığı yaratmak için her kesime ulaşmaya çalışacağız” diye konuştu. “Doğayla barışık şehirler, sağlıklı gelecek demektir” Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Doğayla barışık şehirler inşa etmek, yalnızca çevreci bir tercih değil, aynı zamanda insan sağlığını, ekonomik sürdürülebilirliği ve toplumsal huzuru korumanın tek yoludur. Bugün atacağımız adımlar, yarının yaşanabilir Türkiye’sini belirleyecek.”

Adana, ‘Milli Ağaçlandırma Günü’ için 11 Kasım’da fidan dikecek Haber

Adana, ‘Milli Ağaçlandırma Günü’ için 11 Kasım’da fidan dikecek

Milli Ağaçlandırma Günü kapsamındaki etkinlik, 11 Kasım Salı günü Adana Sarıçam’da yapılacak. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ve kent protokolünün katılımıyla gerçekleştirilecek törende, farklı türlerden yüzlerce fidan toprakla buluşturulacak. Adana Valisi Köşger, "Yeşeren Adana, Nefes Alan Türkiye" sloganıyla düzenlenecek etkinlikle ilgili olarak, “Yeşil Vatan Seferberliği kapsamında, orman varlığımızı artırmak ve geleceğe nefes olmak için hep birlikte olacağız. Kıymetli hemşerilerimizi, 11 Kasım’daki etkinlikte bir fidan sahiplenerek doğaya nefes olmaya davet ediyorum” dedi. Adana Orman Bölge Müdürü Tahsin Etli ise bir önceki etkinliğin ana lokasyonunun Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Kampüsü olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “İklim değişikliği ile mücadele, toprak erozyonunun önlenmesi ve biyoçeşitliliğin korunmasında kritik bir rol oynayan ormanlık alanlar, bu özel günlerde toprakla buluşturulan farklı türdeki fidanlarla her geçen yıl giderek artıyor. Bu anlamlı gün, herkesin doğaya sahip çıkması ve ekosistemi güçlendirmesi adına önemli katkı sağlayacak.” Bölge Müdürü Tahsin Etli, 11 Kasım Salı günü gerçekleştirilecek etkinlikler için hazırlıkların devam ettiğini de belirtti. Ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan büyük öneme sahip ormanların korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilerek gelecek nesillere daha sağlıklı bir çevre bırakılması amacıyla yapılacak etkinliğe, vatandaşların katılımı teşvik ediliyor.

2025 Pastırma sıcakları ne zaman başlıyor? Pastırma yazı tarihleri ve sıcaklık tahminleri Haber

2025 Pastırma sıcakları ne zaman başlıyor? Pastırma yazı tarihleri ve sıcaklık tahminleri

Sonbaharın ortasına yaklaşırken, 2025 yılı için pastırma sıcakları tarihleri merak konusu oldu. Halk arasında “pastırma yazı” olarak bilinen ve mevsim normallerine göre aniden sıcak geçen günleri ifade eden bu dönem, özellikle Ekim ayının sonlarından Kasım ortalarına kadar etkili oluyor. Peki, bu yıl pastırma yazı ne zaman başlayacak, kaç gün sürecek ve hangi ayda etkili olacak? İşte detaylar… Havaların soğumasıyla birlikte 2025 yılı pastırma sıcakları tarihleri merak konusu oldu. Halk arasında “pastırma yazı” olarak da bilinen bu dönem, genellikle sonbaharın ortasında birkaç gün süren, hava sıcaklıklarının mevsim normallerine göre ani şekilde yükseldiği günleri kapsıyor. Pastırma sıcakları ne demek? Pastırma yazı, kutuplardan gelen soğuk hava kütlelerinin hareketsizleşip sıcak bir yüksek basınç merkezi oluşturmasıyla meydana gelir. Bu süreçte havanın dikey hareketi engellenir ve alçak katmanlarda duman, toz gibi unsurlar yoğunlaşarak puslu hava oluşmasına yol açar. Adını, bu dönemde pastırma hazırlığı için uygun hava koşullarının oluşmasından alır. Gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkları, etin gözeneklerinin açılıp kapanmasını sağlar ve çemenin etin içine iyice işlemesine yardımcı olur.Dünya genelinde bu olaya farklı isimler verilmiştir: Almanya’da “kocakarı yazı”, İsveç’te “Azize Birgitta yazı”, ABD’de ise “Indian Summer” olarak bilinir. 2025 pastırma sıcakları tarihleri Pastırma sıcakları genellikle Ekim ayının sonundan Kasım ayının ortasına kadar görülür. Ancak iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda bu tarihlerin değişkenlik gösterdiği dikkat çekiyor. Bazı yıllar hiç yaşanmazken, bazı yıllar birden fazla kez görülmesi mümkün olabiliyor. 2025 yılında ise Kasım ayı sıcakları beklenenden düşük seyrediyor ve pastırma yazı bu yıl büyük olasılıkla Kasım ayında yaşanmayacak. Pastırma yazı özellikleri Gündüzleri güneşli ve hafif rüzgârlı Gece serin, don riski olabilen Yağışsız, puslu hava Süresi genellikle birkaç gün veya bir hafta kadar 2025 pastırma sıcakları başlayacak mı? Hava uzmanları, pastırma yazının bazı yıllar hiç görülmeyebileceğini belirtiyor. 2025’te ise sonbahar ortasında beklenen sıcak günler çoğu bölgede henüz etkili olmadı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bilim tırı Tarsus'ta: Çocuklar teleskopla güneşe bakıp 3D kalemle roket tasarladı Haber

Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bilim tırı Tarsus'ta: Çocuklar teleskopla güneşe bakıp 3D kalemle roket tasarladı

Mersin Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi, çocukların bilimsel gözlem becerilerini geliştirmeye yönelik etkinliklerini sürdürüyor. 'Gökyüzü hepimizin, bilim her yerde' sloganıyla ilçe ilçe dolaşan Mercan ekibinin son durağı Tarsus oldu. YARENLİK ALANI BİLİM ATÖLYESİNE DÖNÜŞTÜ Kent merkezinde trafiğe kapalı Yarenlik Alanında gerçekleştirilen etkinlikte çocuklara teleskopla güneş gözlemi, 3D kalemlerle modelleme, rüzgargülü ve deniz canlıları atölyesi gibi çalışmalar uygulandı. Etkinlik, çocukların yanı sıra yetişkinlerden de yoğun ilgi gördü. Katılan öğrencilere Mercan logolu kumbara hediye edildi. "İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA FARKINDALIK OLUŞTURUYORUZ" Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi Eğitim Koordinatörü ve Uzay Bilimleri Uzmanı Yonca Karslı, etkinliklerin verimli geçtiğini belirterek, "‘Gökyüzü hepimizin, bilim her yerde’ mottosuyla yola çıktık. Tarsus’taki etkinliğimiz de çok güzel geçti. Öğrenciler burada birçok farklı çalışmaya katılıyor. İklim değişikliği konusunda farkındalık oluşturuyoruz. Aynı zamanda teleskopla gözlem yaparak astronomi ve uzay bilimleri hakkında bilgilendirmeler sağlıyoruz" dedi. "GÜNEŞİN BEYAZ OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE ŞAŞIRIYORLAR" Karslı, öğrencilerin teknolojilerle de tanıştırıldığını ifade ederek, "Güneşin bir yıldız olduğunu öğrenen küçük yaş gruplarımız şaşırıyor. Teleskopla gözlem yaptıklarında kırmızı gördükleri güneşin aslında beyaz olduğunu öğrendiklerinde daha çok şaşırıyorlar. 3D kalemlerle gezegen, roket ve kendi hayal dünyalarındaki ürünleri tasarlayabiliyorlar" diye konuştu. ÇOCUKLAR DENEYİMLERİNİ PAYLAŞTI: "ÇOK EĞLENCELİYDİ" Etkinliğe katılan öğrenciler de keyifli anlar yaşadı. Katılımcılardan Elif Yıldız, "Etkinlik çok güzel, yaptığım her şey çok eğlenceli. Hamurlarla şekil yaptık, 3 boyutlu kalem kullandık, rüzgargülü yaptık ve güneşe baktım. Hepsi çok güzeldi" dedi. İlk kez 3D kalem deneyimi yaşayan Ayaz Saf ise "Önceden böyle bir şey yapmadım. İlk defa deniyorum, çok eğlenceli bir şey. Yıldız yaptım, ay bile yapabiliyorsunuz, roket bile yapabiliyorsunuz" ifadelerini kullandı.

Yaz aylarında trafo yangınları artıyor: Uzmanlar uyarıyor Haber

Yaz aylarında trafo yangınları artıyor: Uzmanlar uyarıyor

İklim değişikliğinin etkisiyle yaz aylarında sıcaklıklar ülke genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, artan enerji talebi transformatörlere olan ihtiyacı da yükseltti. Bu durum trafo güvenliğini ön plana çıkarırken, bazı merdiven altı üretilen trafoların yanması hem vatandaşları hem de işletmeleri mağdur etti. Beta Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Ersen Sevdi, konuya ilişkin İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Enerji talebinin dünyada tarihte görülmemiş bir hızla arttığını belirten Sevdi, "Bugün tüm dünyada enerji talebi tarihte görülmemiş bir hızla artıyor. Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre, 2030'a kadar küresel elektrik talebi yüzde 25 artacak. Türkiye özelinde ise TEİAŞ verileri, 2024 yılında elektrik tüketiminin bir önceki yıla göre yüzde 5'in üzerinde büyüdüğünü gösteriyor. Özellikle sıcak havaların yoğunlaştığı bu dönemde klima ve soğutma sistemlerinin kullanımıyla talep zirve yapıyor. Bu artış doğal olarak transformatörlere olan ihtiyacı da büyütüyor" ifadelerini kullandı. "Kalitesiz ürünler yangına sebep olabilir" Elektrik iletiminde ikamesi olmayan tek ürünün transformatör olduğuna, merdiven altı üretimlerin yangınlara neden olabildiğine değinen Sevdi, "Transformatörler enerji arzının omurgasıdır. Elektrik iletiminde ikamesi olmayan tek üründür. Ancak burada kritik olan nokta, kullanılan transformatörlerin uluslararası kalite standartlarına uygun olmasıdır. Merdiven altı üretilmiş, testleri yapılmamış trafolar ciddi risk taşır. Bu transformatörler, kısa devre, yangın, hatta can kaybına kadar gidebilecek sonuçlara yol açabilir. Maalesef geçmişte Türkiye'de yaşanan bazı sanayi yangınlarının kaynağında bu kalitesiz ürünler olduğunu gördük" diye konuştu. "Tüm aşamaları geliştiriyor ve kontrol altında tutuyoruz" Beta Enerji'nin ürettiği transformatörlerin yapay zeka desteğiyle test edildiğine dikkat çeken Sevdi, "Biz Beta Enerji olarak, 2013 yılında Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilmiş test laboratuvarımız ile her ürünümüzü uluslararası standartlarda test ediyoruz. 2017'de kurduğumuz Ar-Ge merkezimiz, sektördeki ilklerden biri olarak, ürün güvenliği ve verimliliği artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. Ayrıca 2024'te kurduğumuz yapay zeka departmanımız sayesinde üretimden test süreçlerine kadar tüm aşamaları hem geliştiriyor hem de kontrol altında tutuyoruz. Beta Enerji servis ve bakım ekipleri 7/24 sahada görev yapıyor. Türkiye'nin dört bir yanında hızlı müdahale kabiliyetiyle çalışıyor, sadece kendi ürünlerimizde değil, genel trafo güvenliği konusunda da hizmet veriyoruz" şeklinde konuştu. "Güvenli çözümler üretmeye devam ediyoruz" Enerji arz güvenliğinin çok kritik bir dönemde olduğuna vurgu yapan Beta Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Ersen Sevdi, daha sonra şunları söyledi: "Sonuç olarak, enerji arz güvenliğinin böylesine kritik olduğu bir dönemde, kalite belgeli, test edilmiş, güvenli trafolar tercih edilmesi sadece şirketlerin değil, ülke ekonomisinin ve toplumun güvenliği için de zorunluluk. Biz Beta Enerji olarak, 'Türkiye'nin dönüştürücü gücü' vizyonuyla, dünya standartlarında güvenli çözümler üretmeye devam ediyoruz."

Mersin’de CLIMAAX projesi tanıtıldı: İklim krizine karşı çoklu risk değerlendirmesi Haber

Mersin’de CLIMAAX projesi tanıtıldı: İklim krizine karşı çoklu risk değerlendirmesi

Mersin Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıför Atık Dairesi Başkanlığı'nın koordinasyonunda, AB İklim Değişikliğine Uyum Misyonu kapsamında yürütülen CLIMAAX projesinin ilk tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. "Mersin İklime Hazır" sloganıyla yürütülen projede, kenti gelecekte bekleyen iklim kaynaklı tehlikeler ve bunlara karşı alınacak önlemler tartışıldı. Toplantıda yapılan sunumlarda, Mersin'in kuraklık, şiddetli ısı dalgaları, orman yangınları ve sel gibi risklerle karşı karşıya olduğunun altı çizildi. Projenin uygulama süreci ve yapılan risk analizleri, mühendisler Hakan Duman ve Tamer Atalay tarafından paydaşlara aktarıldı. "PROJE SONUÇLARI REHBER OLACAK" Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Yenilenebilir Enerji Şube Müdürü Zafer Kuşatan, 6 aylık bir çalışmanın ardından raporlama aşamasına geldiklerini belirtti. Kuşatan, "CLIMAAX Projesi, Mersin adına yürütülen bir çalışma ve bu sorumluluğu Büyükşehir Belediyesi üstlendi. Kentin risklerini bertaraf edecek adımlar için proje sonuçları rehber olacak" dedi. Kuşatan, tüm vatandaşlara enerji tasarrufu yapmaları ve yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih etmeleri yönünde çağrıda bulundu. PAYDAŞLARDAN ORTAK AKIL VURGUSU Toplantıya katılan paydaşlar da projenin önemine dikkat çekti. Gülnar Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Ayvacı, ilçelerinin orman yangınları ve seller açısından taşıdığı riskleri ifade ederek, "Proje sayesinde yol haritası oluşturulacak, yangınları daha erken önleyebileceğiz" dedi. Şehir Plancısı Simay Sezer ise, "Doğayı kirletmemek, suyu tasarruflu kullanmak gibi bireysel sorumlulukları küçük yaşlardan itibaren kazandırmak önemli" diyerek konunun toplumsal boyutuna vurgu yaptı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.