# Kırım Kongo Kanamalı Ateşi

İLKHABER-Gazetesi - Kırım Kongo Kanamalı Ateşi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Salahattin Okur: Keneyi vücuttan çıkartırken dikkat edilmeli Haber

Salahattin Okur: Keneyi vücuttan çıkartırken dikkat edilmeli

Son dönemlerde artan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakaları ile ilgili konuşan Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Salahattin Okur, "Keneyi çıkartırken sigara basmak, kolonya dökmek ve ateş tutmak gibi yanlış yöntemler var. Bunlar, kenenin taşıdığı virüsü insan vücuduna enjekte etmesine sebep oluyor" dedi. Havaların ısınmasıyla birlikte özellikle İç Anadolu bölgesinde kene sayısı ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakaları arttı. Adana'da ise henüz bir kene vakası bildirilmedi ancak uzmanlar vatandaşlara uyarılarda bulundu. Çocukların park ve bahçelerde oyun oynarken dikkat etmesi gerektiğini, ebeveynlerin çocuklarını sürekli kontrol etmesinde fayda olduğunu belirten Okur, "Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kene sayısı artmaya ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları görülmeye başlandı. Tarım işçilerinde veya kamp yapan kişilerde kene vücuda yapıştığında kızarıklık ve ateş gibi belirtiler gösteriyor. Ancak bazen de bu belirtiler ortaya çıkmıyor. Vatandaşların sürekli çocuklarını ve kendilerini kontrol etmelerini, açık renkli kıyafet giymelerini, pantolonlarını çoraplarının içine katmalarını öneriyorum" ifadelerini kullandı. "Kene tutunan kişiler uzmana görülmeli" Vücuda yapışan kenenin uzman kişiler tarafından mümkünse bir klinik ortamında vücuttan çıkartılması gerektiğini ancak kliniğe gidemediği durumlarda kişinin belirli kurallara dikkat ederek keneyi çıkartabileceğini anlatan Dr. Okur, "Keneyi çıkartırken bazı uygulanan yanlış yöntemler var. Sigara basmak, kolonya dökmek ve ateş tutmak gibi. Bu yanlış uygulamalar, kenenin taşıdığı virüsün insan vücuduna yayılmasına sebep oluyor. Kene uygun bir şekilde çıkartıldığında insanlara hastalık bulaşmayabiliyor. Ancak kene yapışan kişinin mutlaka uzman bir doktor tarafından muayene edilmesi gerekiyor" diye konuştu. "Kenenin vücuda tutunması engellenmeli" Kene yapışan kişinin mutlaka gözetim altında olması gerektiğini kaydeden Okur, daha sonra şunları söyledi: "Her kene, virüs taşımıyor. Türkiye'de 50'den fazla kene türü var. Bunların bazıları Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, bazıları da başka hastalıklara sebep olabiliyor. Çıkartılan hastanede bu kenenin zaten hangi tür olduğu tespit ediliyor. Açık havaya gittikten sonra mutlaka kıyafetleri çıkartıp cildi kontrol etmeliler. Kenenin vücuda girip tutunmasını engellemek için önlemler alınmalı."

Nihat Köse; Kene riski artıyor Haber

Nihat Köse; Kene riski artıyor

Havaların iyice ısınmasıyla birlikte artan ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) kene vakalarına dikkat çeken Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “Sıcaklar arttıkça kene riski de artmaya başladı. Tatil dönemiyle birlikte kırsal, kurak bölgelerde daha da fazla görülen ve ölümcül sonuçlar doğuran kene vakaları konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Açık alanlarda ve arazide çalışanlar, hayvancılıkla uğraşanlar ve tatil için kırsal kesimlere gidenler, gitmeyi düşünenler, yaylaya gidenlerin çok dikkatli olması gerekiyor.” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Yaz mevsimiyle kimileri tatile, kimileri ise sıcaklıklardan kaçmak için yaylalara akın etmeye başladı. Bununla birlikte açık alanlarda geçirilen zaman artarken, son yıllarda ülkemizde de artan ve özellikle kırsal ve ormanlık bölgelerde karşımıza çıkan ve ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan kene vakalarında da artış olmaya başladı. Gazetemize kene vakaları hakkında önemli açıklamalarda bulunan Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “2025 yılı itibarıyla şu ana kadar Türkiye genelinde kene kaynaklı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) nedeniyle 18 kişi hayatını kaybetti. Yaz mevsimi sıcaklıkları şimdi başladı. Gün geçtikçe de sıcaklıklar artacak. Zaten küresel ısınmayla birlikte tüm dünyada her yıl yeni yeni sıcaklık rekorlarını görmekteyiz. Bu da ölümcül vakalara neden olan kene riskini artırıyor.” Dedi. Nihat Köse, “Ülkemizde ilk vaka 2002 yılında Tokat'ta çıktı ve sonrasında her yıl değişik bölgelerde görülmeye başladı. Özellikle Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Amasya, Gümüşhane, Giresun'un güneyi, Artvin, Erzincan ve Erzurum illeri olarak görülürken, sonrasında Ege Bölgesi ve Antalya gibi ve hatta hiç beklenmeyen yerlerde görülmekte. Hatta İstanbul’da dahi yüksek kene vakaları oldu. Keneler, özellikle kırsal kuru bölgelerde mera, çayır ve hayvan barınaklarının yoğun olduğu bölgelerde yaygın olmakta. Şu anda tarımsal alanlarda yoğun bir çalışma var. Yayla sezonu başladı ve çoğu kişi şimdi yaylalara gitti. Bu beraberinde kene riskini de getiriyor.” Diye konuştu. Kene riskine karşı alınacak önlemelere değinen Adana VHO Başkanı Nihat Köse şu uyarılarda bulundu; “Aslında keneler genellikle yaz aylarında görülse de şimdi ilkbahardan sonra vakalarda ciddi artış olduğunu görüyoruz. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, viral bir enfeksiyondur ve genellikle keneler aracılığıyla insanlara bulaşır. Keneler, virüsü taşıyan hayvanlardan alır ve kan yoluyla da insanlara doğrudan bulaştırabilir. Keneler, 22-28 derece sıcaklıkta en aktif hale gelir. Sıcaklıkların artmasıyla kene popülasyonu da artmaya başlar. Sıcak olan her bölgede karşımıza çıkabilmektedirler. O bakımdan vatandaşlarımız önlemleri almalı ve kendilerini korumalıdır. Her ne kadar Dünyada KKKA'ya yakalanan kişilerde ölüm oranı yüzde 40'larda olup ülkemizde bu oran yaklaşık yüzde 5 civarında olsa da söz konusu insan hayatı olunca, bu oran oldukça ciddi bir orandır. Şimdi yaz dönemindeyiz ve özellikle tarım alanlarında hummalı bir çalışma var. Tarla, bağ, bahçe, orman gibi yerlerde de yine aynı şekilde. Hayvancılık ile uğraşanlar hayvanlarını yaylalara, meralara, otlaklara götürüyor. Kentlerde yaşayanlar kimi yaylalara kimi ise hafta sonları kısa sürelide olsa pikniğe gidiyor. Ayrıca önemli bir şeye daha dikkat çekmekte fayda var. Artık çoğu bölgede kene varlığını görüyoruz. Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Gümüşhane, Giresun'un güneyi, Erzincan ve Erzurum illeri kene varlığı olarak öne çıkarken, şimdi ise Ege Bölgesi ve Antalya gibi ve hatta hiç beklenmeyen yerlerde görüldü. İstanbul’da dahi yüksek sayıda vakalar görüldü. Ankara’da aynı şekilde görüldü. Yani her yıl görüldüğü alanlar artmakta. Ayrıca Kırım Kongo kanamalı ateşini bulaştıran marjinal tür daha çok hayvanlarda bulunan değil, meralarda, otlaklarda bulunan kenelerdir. O bakımdan vatandaşlarımız önlemlerini almalı ve kendilerini korumalıdır. Kene taşıyıcıdır ve taşıdığı hastalık bir virüs hastalığıdır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), kenelerden insanlara bulaşabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır. Kenenin çıplak deriye tutunmasıyla bulaşabilir. KKKA, keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen hastalıktır. Hastalığın yaygın olduğu alanlarda çiftlik hayvanlarının, kene kaynağı yabani hayvanlardan uzak tutulması gerekir. Kenelere karşı Ekim ayına kadar periyodik olarak hayvanlar, hayvanların bulunduğu alanlar ilaçlanmalıdır. Vatandaşlarımızın pikniğe ya da doğaya çıktıklarında açık renk giyinmeli, paçalarını çoraplarının içine sokmaları, vücutlarını dönüşte mutlaka kontrol etmeleri gerekir. Eğer vücutta bir kene tespit edilirse, keneyi çıplak elle değil, mutlaka eldiven kullanarak çıkarmak gerekir. Kene ezilmeden, dikkatli bir şekilde çıkarılmalıdır. Tabi en doğru yöntem, kişinin en yakın sağlık kuruluşuna başvurması olacaktır. Keneler uçan ya da başka bir şekilde insanların üstüne gelen canlılar değildir. Ortamdaki yeşilliklere tırmanıp temas halinde insanlara geçer. İnsan vücuduna tırmandıktan sonra 1-2 saat gibi dolaşır ve sonrasında kan emmeye başlar. Kenelerin tüm dünyada 200'den fazla hastalığı naklettikleri bilinmektedir. Bunların başında ise Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı gelebilmektedir. Keneler emme esnasında tükürük yoluyla virüsü kana karışabilmektedir. Keneler, 6-12 saat süreyle kan emer ve sonrasında virüsü bulaştırmaya çalışır. Halk arasında; ‘Biz keneyi tanırız. Onlar daha büyük olur. Daha sarı olur veya daha küçük olur’ vb. söylemlere de itibar etmeyin. Bunlar doğru değil, her keneden korkmak gerekir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi bizim sorunumuz ve bu soruna karşı önlemleri almamız gerekiyor. Bir kene tek seferde yaklaşık 10 bin yumurta bırakabilir ve bunun da 5 bini yaşayabilir. Ayrıca evcil hayvan sahipleri de bu konuda dikkatli olmalı, düzenli olarak hayvanlarını kene ilaçları ile ilaçlamalı ve parazit aşılarını yaptırmalıdır. Dünya genelinde Argasidae ve Ixodidae familyalarına bağlı 850 kene türü biliniyor. Türkiye'de 55 kene türü biliniyordu. Geçen ay 'Haemaphysalis longicornis' adlı yeni bir kene türünün varlığı tespit edildi. Lütfen bu konuda dikkatli olalım. Her yıl yaşanan can kayıplarını görmekteyiz. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre KKKA'nın Türkiye'de tespit edildiği 2002'den 2024'e dek, 17 bin 132 vaka ve 819 ölüm kayıtlara geçti. 2025 itibariyle bu sayı daha da arttı ve artmaya da devam ediyor. Kenelerin üreme potansiyelleri çok yüksek ve yaşam alanları da çok geniş. Bir bakıma kırsal bölgelerin, yaban hayatının bulunduğu her yer keneler ile karşılaşabiliriz. O bakımdan dikkatli olmak gerekiyor.”

Dr. Topbaş: Keneye yanlış müdahale ölüm getirebilir Haber

Dr. Topbaş: Keneye yanlış müdahale ölüm getirebilir

Sivas’ın Suşehri ilçesinde son dönemde artış gösteren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakaları endişe yaratırken, Suşehri Aile Toplum Sağlığı Merkezi vatandaşları kene ısırmalarına karşı uyardı. Yetkililer, hastalığın ciddi sağlık sorunlarına ve ölümlere yol açabileceğine dikkat çekerek, korunma yöntemleri konusunda bilgilendirme çalışmaları başlattı. "Kırsal alana giderken vücudu örten giysiler tercih edilmeli" Kırsal alanlara giden vatandaşların tedbirli olması gerektiğini söyleyen Suşehri Aile Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Dr. Tuğba Topbaş, "Tarla bağ bahçe orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken vücudu örten giysiler giyilmelidir. Riskli alanlardan dönüldükten sonra kişiler kendinin ve çocuklarının vücudunu kontrol etmelidir. Kişi Kene tutmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak elle dokunmadan keneyi vücuda tutan en yakın yerden çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumda en yakın sağlık kuruluşuna derhal başvurması gerekmektedir. Kene tutan kişiler kene vücudundan çıktıktan sonra 10 gün süreyle halsizlik iştahsızlık ateş kas ağrısı bulantı kusma baş ağrısı yönünden takipte kalmalıdır. Hastalık belirtisi çıkan kişiler hiç beklemeden tekrar sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir. Kişiler keneyi çıkaramadığı durumlarda kesinlikle kene üzerine yağ, sigara izmariti, kolonya ateş yakmak gibi iş ve işlemleri yapmaktan kaçınılmalıdır. Aksine yapılan işlemler kenenin daha çok vücuda girmeye çalışmasına ve de enfeksiyonlu kanı tekrar kusmasına yol açacaktır’’ diye konuştu.

Kastamonu'da Kurban Bayramı'nda kene tehlikesi Haber

Kastamonu'da Kurban Bayramı'nda kene tehlikesi

Kurban Bayramı’nın idrak edildiği günlerde havalarında ısınmasıyla birlikte kenelerin yoğun olarak görüldüğü Kastamonu’da, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsüne karşı uzmanlar uyarıda bulunarak, "Bağ, bahçe, tarla, orman, piknik alanları gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmeli, pantolon paçalarını çorap içine sokulmalıdır" dedi. Kurban Bayramı vesilesiyle vatandaşların büyükbaş hayvanlarla temasının fazla olması ve havaların aniden ısınmasıyla birlikte kenelerin aktivitesi artmaya başladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsü, Kastamonu gibi kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülmeye başlandı. Bu kapsamda Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Osman Kocabıyık, vatandaşları keneden korunmaları için uyarılarda bulundu. Kastamonu’nun KKKA virüsünün görüldüğü endemik bölgelerden birisi olduğunu belirten Uzm. Dr. Kocabıyık; bağ, bahçe, tarla, orman, piknik alanları gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmesini ve pantolon paçalarını çorap içine sokulması gerektiğini söyledi. Kenenin çıkarılmasının profesyonellik gerektirmediğini belirten Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, "Çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile çıkarılmalıdır" dedi. "Kastamonu, hastalığın görüldüğü endemik bölgedir" Kastamonu’nun KKKA virüsünün görüldüğü endemik bir bölge olduğunu ifade eden Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Osman Kocabıyık, "Ülkemizde İç Anadolu Bölgesi'nin kuzey kesiminde, Orta Karadeniz Bölgesi'nde ve Doğu Anadolu'nun kuzey kesiminde görülüyor. Kastamonu'da, hastalığın görüldüğü endemik bölgedir. Her yıl ilkbahar, yaz ve sonbahar ayları içerisinde kenelerin yoğun olarak bulunduğu mevsimde hastalık karşımıza çıkıyor. Korunma ve erken tanı çok önemli. Hastalık klinik ve subklinik olarak, halsizlik, yüksek ateş, kırgınlık gibi genel enfeksiyon belirtileriyle başlayıp ileri dönemlerde tüm vücutta ve iç organ kanamalarıyla seyreden ciddi bir hastalığa dönüşüyor. Yaklaşık her 20 kişiden birinde ölümcül olan hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte destek tedavisi dediğimiz eksilen kan ürünleri yerine konmakta ve organ yetmezliği keşiflerine yönelik ek tedaviler yapılmaktadır. Hastalığa yakalananlara destek amacıyla kan ve kan ürünleri kullanıldığından hastalığın tedavisinde kan bağışının önemini de vurgulamak istiyorum" diye konuştu. "Piknik alanları gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmeli, pantolon paçalarını çorap içine sokulmalıdır" Keneden korunma yöntemlerine değinen Uzm. Dr. Kocabıyık, "Bağ, bahçe, tarla, orman, piknik alanları gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmeli, pantolon paçalarını çorap içine sokulmalıdır. Riskli alanlardan döndükten sonra kene olup olmadığını görmek için vücudunuzun ve elbisenizin her yerine dikkatlice bakılmalı, vücudunuzu özellikle diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri ve kasıklar dahil kendiniz veya bir başkası tarafınca kontrol edilmelidir" şeklinde konuştu. "Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır" Kene çıkarmanın profesyonellik gerektirmediğine işaret eden Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Osman Kocabıyık, “Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, cımbız, eldiven) çıkarılmalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi yağlı maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır. Çünkü bu maddeler kenenin kusmasına sebebiyet vereceğinden hastalık bulaştırma riskini artırmaktadır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hastalığa yakalanan 4 kişiden birinde kene tutma öyküsü olmamakla birlikte hayvanların üzerindeki keneye, hayvanların kan ve idrarına çıplak elle dokunma öyküsü mevcut. Bu nedenle hayvancılık ile uğraşanların hayvanların üzerindeki keneleri çıplak elle patlatma, ezme tarzında temizlik yapmaması önemlidir. Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler” ifadelerini kullandı.

Kene uyarısı Haber

Kene uyarısı

Serhat ŞANLI / ÖZEL HABER ADANA (İLKHABER) – Havaların ısınmasıyla birlikte özellikle kırsal kesimin korkulu rüyası haline gelen ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı uyarıda bulunan Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “Havaların sıcak olduğu bahar ve yaz aylarında ortaya çıkan ve ölümcül sonuçlar doğuran KKKA konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Havalar ısınmaya başladı ve özellikle açık alanlarda ve arazide çalışanlar, hayvancılıkla uğraşanlar ve hafta sonları pikniğe gitmeyi düşünenler daha fazla dikkatli olmalı.. Kırım Kongo Kanamalı Ateşini (KKKA), bulaştıran marjinal tür daha çok hayvanlarda bulunan değil, meralarda, otlaklarda bulunan kenelerdir” dedi. Bahar mevsimiyle birlikte özellikle tarım alanında hummalı bir çalışma dönemi başlarken tarla, bağ, bahçe, orman gibi yerlerde çalışma zamanı geldi., Çiftçilerimiz tarlalarına ürün yetiştirmeye, hayvancılık ile uğraşanlar hayvanlarını yaylalara, meralara, otlaklara götürmeye başladı. Kentlerde yaşayanlar ise hafta sonları kısa süreli tatil, yayla, pikniğe gitme gibi bir döneme girmiş oldu. İşte bu önemli dönemde, özellikle ülkemizde de görülmeye başlayan ve büyük bir tehlike olan kene ısırmaları nedeniyle meydana gelen hastalıklara konusunda uzamanlar uyarıda buluyor. Türkiye'de ilk vaka 2002 yılında Tokat'ta çıktı ve sonrasında her yıl değişik bölgelerde görülmeye başladı. Gazetemize bu konuda açıklamalarda bulunan Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “Kenenin öldürücülük özelliğinin yüksek olduğunu ve havaların ısınmasıyla birlikte tehlikenin boyutunun da yüksek olması endişesi duyduklarını söyledi. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin sıcaklarla birlikte artış olabileceğini ifade eden Nihat Köse, “Havaların ısınmasıyla birlikte ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tehlikesi yine gündemde yerini almaya başladı. Geçtiğimiz yıllarda kene popülasyonunun yoğun olduğu alanlar olan Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Gümüşhane, Giresun'un güneyi, Erzincan ve Erzurum illeri olarak görülürken, sonrasında Ege Bölgesi ve Antalya gibi ve hatta hiç beklenmeyen yerlerde görüldü. Şimdi Mayıs ayı ile birlikte havalar daha da ısınacak. Özellikle açık alanlarda ve arazide çalışanlar, hayvancılıkla uğraşanlar ve hafta sonları pikniğe gitmeyi düşünenler dikkatli olmalı” dedi. Nihat Köse, “Kırım Kongo kanamalı ateşini bulaştıran marjinal tür daha çok hayvanlarda bulunan değil, meralarda, otlaklarda bulunan kenelerdir. O bakımdan vatandaşlarımız bu konuda alabileceği azami önlemleri almalı ve kendilerini korumalıdır. Tarım sezonu ile birlikte tarlalarda çalışmaya gidenler, pikniğe gidenler, kırsal alanlara gezilere gidenler bir takım önlemler almalı.. Bağ, bahçe, orman, kırsal alanda açık renkli ve kapalı kıyafetler giymeli, piknikte keneyi fark edebilmemiz için yere açık renkli örtü serilmelidir. Ayrıca kırsal alandan ayrıldıktan sonra ise evimize döndüğümüzde kendimizi dikkatli bir şekilde kontrol etmeliyiz” ifadelerine yer verdi. KKKA ve kene ısırması karşısında alınacak önlemler hakkında bilgi veren Adana VHO Başkanı Nihat Köse, şu ifadelere yer verdi; “Kene taşıyıcıdır ve taşıdığı hastalık bir virüs hastalığıdır. Kenenin çıplak deriye tutunmasıyla bulaşabilir. Çünkü Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), kenelerden insanlara bulaşabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır. KKKA, keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen hastalıktır. Kenelerin 22-28 derece sıcaklıkta en aktif hale gelir. Sıcaklıkların artmasıyla yavaş yavaş kene popülasyonu da artmaya başlar. Yağışlar, havadaki nem gibi faktörler kene popülasyonunun artmasına neden olan faktörler arasındadır. Ülkemizde özellikle İç Anadolu kuzeyi, Doğu Anadolu Bölgesi, Sivas, Kırşehir, Çorum gibi yerlerde çok görülüyor. Ancak son yıllarda Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi’nde Antalya gibi yerlerde de görüldü. Yani sıcak olan her bölgede karşımıza çıkabilmektedir. Mücadeleyi asla bırakmamak gerekiyor. Vatandaşlarımız bu konuda alabileceği önlemleri almalı ve kendilerini korumalı.. Kırım Kongo kanamalı ateşini bulaştıran marjinal tür daha çok hayvanlarda bulunan değil, meralarda, otlaklarda bulunan kenelerdir. Ayrıca kene ormanların kırsal alanlarında daha yaygın.. Hastalığın yaygın olduğu alanlarda çiftlik hayvanlarının, kene kaynağı yabani hayvanlardan uzak tutulması gerekir. Kenelere karşı ekim ayına kadar periyodik olarak hayvanlar, hayvanların bulunduğu alanlar ilaçlanmalıdır. Havaların sınmasıyla beraber köylere, kırsala, yaylalara, kent merkezinde oturanlar ise hafta sonları ise pikniğe gitmeye başlayacak. Tabi bu gibi yerlere giderken, kırsal alanlara gezilere giderken kendimizce bir takım önlemler almalıyız. Açık renkli beyaz renkli elbiseler giyilirse keneyi daha rahat görebilir. Paçalarını çorapların içerisine koymaları, dönüşte tüm kişilerin dikkatlice kontrol edilmesi çok önemlidir. Şuna da dikkat etmek lazım.. Kenelerin yüzde 70- 80'i bacak bölgesinden vücuda girmektedirler. Belirttiğimiz yerlerden dönüşlerde mutlaka vücutlarında kene kontrolleri yapmalı.. Keneler uçan ya da başka bir şekilde insanların üstüne gelen canlılar değildir. Ortamdaki yeşilliklere tırmanıp temas halinde insanlara geçebiliyorlar. İnsan vücuduna tırmandıktan sonra 1-2 saat gibi dolaşır ve sonrasında kan emmeye başlar. Keneler, 6-12 saat süreyle kan emiyorlar. Sonrasında virüsü bulaştırmaya çalışıyor. Keneyi görür-görmez hemen vücuttan çıkarılmalı ve hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Sağlık kuruluşu uzak olabilir o nedenle erkenden tespit edilip vücuttan çıkarılması çok önemli.. Keneyi çıkarırken de mümkün olduğunca çıplak elle çıkarmayın. Varsa eldiven ile yoksa naylon poşet parçası olabilir kullanarak keneyi ezmeden çıkarılmalı. Çünkü kene ezilirse taşıdığı virüs bulaşabilir. Bulaştırmamak çok önem arz ediyor. Ayrıca keneyi mümkünse ezmeden çıkarıp boş bir kutu, cam kavanoz vb. kapalı bir taşıma gereci ile alıp en yakın sağlık kuruluşuna götürürsek incelenmesi bakımından da önemli olur. Bu, sağlık kuruluşunda keneden virüs olup-olmadığı ya da ne tür virüs olduğu tespiti için çok önemli.. Halk arasında; ‘Biz keneyi tanırız. Onlar daha büyük olur. Daha sarı olur ve ya daha küçük olur’ vb. söylemler duymaktayız. Bunlar kesinlikle doğru değildir. Çünkü her keneden korkmak gerekir. Ülkemizde en yüksek vaka 2009 yılında; bin 318 vaka olarak gerçekleşmiştir. Her ne kadar 2017 yılında 343 Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi vakası tespit edilmiş olsa da ülkemizde hala önemini korumaya devam etmektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi bizim sorunumuz ve bu soruna karşı önlemleri almamız gerekiyor. Bir kene tek seferde yaklaşık 10 bin yumurta bırakabiliyor. Bunun 5 bini yaşayabiliyor. Yani şöyle baktığımızda kenelerin her yerde karşımıza çıkabileceği bir gerçek.. Keneler sıcakkanlı hayvanlardan ve insanlardan kan emen canlılar ve kuşlarla yada başka hayvanlarla başka yerlere nakil oluyorlar. Yani Türkiye’nin her bölgesinde bu risk var ve o bakımdan hepimiz gerekli önlemleri mutlaka almalıyız. Kendimizi korumalıyız. ”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.