#Kocaeli

İLKHABER-Gazetesi - Kocaeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kocaeli haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

“Adam Olsaydın” sözü kanlı bitti: Boşandığı eşini sokak ortasında 15 yerinden bıçakladı Haber

“Adam Olsaydın” sözü kanlı bitti: Boşandığı eşini sokak ortasında 15 yerinden bıçakladı

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde, boşandığı eşini sokak ortasında 15 yerinden bıçaklayan sanığın mahkemedeki savunması kamuoyuna yansıdı. Sanık, eski eşinin kendisine “Adam olsaydın” demesi üzerine sinirlendiğini, bıçaklama anını ise hatırlamadığını ileri sürdü. Olay, 1 Şubat’ta Şirinköy Mahallesi Halide Edip Adıvar Caddesi’nde meydana geldi. Tuba Y. (29), olaydan yaklaşık bir hafta önce boşandığı eski eşi Tuncay H. (37) tarafından sokak ortasında defalarca bıçaklandı. Çevredeki vatandaşlar saldırganı linç etmeye çalışırken, ağır yaralanan Tuba Y.’nin, “O benim çocuklarımın babası” diyerek kalabalığı engellemeye çalıştığı öğrenildi. Olay yerine gelen polis ekipleri, havaya ateş açarak kalabalığı dağıttı ve Tuncay H.’yi gözaltına aldı. Şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. VÜCUDUNDA 15 BIÇAK YARASI TESPİT EDİLDİ Hazırlanan iddianamede, tarafların 24 Ocak’ta anlaşmalı olarak boşandıkları, saldırı sonucu Tuba Y.’nin vücudunda 15 bıçak yarası ve kemik kırığı oluştuğu bilgisine yer verildi. DURUŞMA ERTELENDİ Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasına, “kadına ve boşandığı eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan yargılanan tutuklu sanık Tuncay H. ile taraf avukatları katıldı. Mağdur Tuba Y. duruşmaya katılmazken, sanık avukatı mağdurun bilerek duruşmaya gelmediğini öne sürdü. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. “ALDATILDIĞIMI DÜŞÜNDÜM” Sanığın ilk duruşmadaki savunmasında, Tuba Y. ile kaçarak evlendiklerini ve evliliklerinin 10 yıl sürdüğünü söylediği öğrenildi. Son yıllarda yurt dışında tır şoförlüğü yaptığını belirten Tuncay H., eşinin davranışlarından aldatıldığını düşündüğünü iddia etti. Türkiye’ye döndüğünde eşinin farklı sosyal medya hesapları ve mesajlarını gördüğünü öne süren sanık, bu durumun ardından boşanma sürecinin başladığını savundu. “BANA ‘ADAM OLSAYDIN’ DEDİ, SONRASINI HATIRLAMIYORUM” Olay gününü anlatan Tuncay H., çocuklarla ilgili yaşanan bir tartışma sırasında eski eşinin kendisine “Adam olsaydın” dediğini, bu söz üzerine sinirlendiğini belirterek, “O andan sonrasını hatırlamıyorum. Cebimde eşimin hediye ettiği bir cep çakısı vardı. O an nasıl bıçakladığımı bilmiyorum” ifadelerini kullandı. Olay sonrası pişman olduğunu söyleyen sanık, beraatini ve tahliyesini talep etti.

Kocaeli'deki fabrika yangınında ölenlerin yakınlarından SGK önünde açıklama Haber

Kocaeli'deki fabrika yangınında ölenlerin yakınlarından SGK önünde açıklama

Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde Mimar Sinan Mahallesi'ndeki tesiste 8 Kasım'da çıkan yangında Şengül Yılmaz (55), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17), Cansu Esatoğlu (16), Esma Gikan ve Hanım Gülek (52) olay yerinde hayatını kaybetmiş, ağır yaralanan vardiya amiri Tuncay Yıldız ise tedavi gördüğü hastanede 15 Kasım'da yaşamını yitirmişti. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden, aralarında tesis sahibi Kurtuluş Oransal ve oğlunun da bulunduğu 7'si tutuklanmış, 4'ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Ayrıca Dilovası Belediyesi Başkan Yardımcısı Necati Temiz, Zabıta Müdürü Nizamettin Balcı ile zabıta memurları Cengiz Taşdemir, Tekin İlaslan ve Ömer Kocabay; SGK Kocaeli İl Müdürü, Müdür Yardımcısı, Gebze Sosyal Güvenlik Merkez Müdürü, Çalışma ve İş Kurumu Kocaeli İl Müdürü, İŞKUR Dilovası Hizmet Merkezi Müdürü, İŞKUR CİMER'den Sorumlu Şube Müdürü ile 1 personel açığa alınmıştı. Kandıra Cezaevi'nde tutuklu bulunan fabrika sahibi Oransal ise 30 Kasım'da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. AVUKAT VE AİLELERDEN AÇIKLAMA Yangında hayatını kaybedenlerin yakınları ve ailenin avukatı Mürsel Ünder, SGK Kocaeli İl Müdürlüğü binasına gelerek yetkililerle görüştü, ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Avukat Mürsel Ünder, dilekçelerinde belirttikleri talepleri yetkililere sözlü olarak da ilettiklerini belirterek, şunları kaydetti: "34 gün önce çocuklar ve kadınlar vahşice katledildi. Bir şehrin meydanında, ana caddesinde kaçak çalıştırılan bir iş yerinde katledildi. Tüm kamu kurumlarının gözleri önünde katledildi. Biz bu kamu kurumlarının genel olarak sorumsuzluğunun olduğunu, denetimlerle ilgili çok büyük eksiklikler olduğunu, bunların memleketimizin genel bir sorunu olduğunu biliyoruz. Dilovası'nda yaşanan, çok vahşi ve korkunç bir durum. Çocuk işçilerin, göçmen işçilerin çalıştırıldığı ve sigortasız çalışmanın ana prensibi olduğu bir iş yeri olarak yıllarca işletilmiş. Alışveriş merkezlerinde pahalı parfüm şişelerini doldurabilmek için üç kuruş paraya çalıştırılan insanlar katledildi." "TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ" Olayda birçok kurum ve kişinin sorumluluğu olduğunu aktaran Ünder, "Gün gün, kapı kapı aşındırarak, uzun yıllar da sürse, ne kadar bizi uğraştırsa da hepimiz bir araya geldik ve kenetlendik. Bunun hesabını soracağız ve sorumluların takipçisi olacağız. Görüştüğümüz kişilerle ilgili açıkçası çok talihsiz bir konuşma oldu. Bizi rahatlatmak yerine daha da derin üzüntüye ve kaygıya sürükleyen bir konuşma oldu. Söylenilen, 'soruşturma devam ediyor ve soruşturma devam ettiği için biz şu an beyanda bulunmamız mümkün değil' oldu. 4 yıldır neden denetime gitmediniz? 4 yıldır burada sigortasız çalıştırılan insanlar var, çocuklar var. Bunları neden görmediniz? Bir tane boyacıya gücünüz yetiyor, el arabasıyla meyve-sebze satan kişiye gücünüz yetiyor. Garibanın birisine ya da esnafa sigorta cezalarını kat kar yağdırıyorsunuz ama burada bir binada işçi katliamı gerçekleşmiş, hiçbir şey yapmamışsınız. 4 yıl boyunca görmemişsiniz. Herkes körleri ve sağırları oynuyor, biz körlerin ve sağırların oynamasına izin vermeyeceğiz" dedi. "BÜTÜN TÜRKİYE ARKAMIZDA" Yangında ölen Cansu Esatoğlu'nun babası İbrahim Esatoğlu da olayın üzerinden 34 gün geçtiğini hatırlatarak, "Kamu görevlileri ve kamu kurumları hakkında dosya henüz oluşturulmamış. Biz de karar aldık ve ilgili bütün kurumları tek tek gideceğiz, kendimiz bilgi alacağız. Hepsine gideceğiz. Biz yalnız değiliz. Barolar, meslek grupları var. Bütün Türkiye arkamızda. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Ucu kime dokunursa dokunsun. Asıl mücadelemiz bundan sonra başlıyor, işin peşindeyiz" ifadelerini kullandı. "34 GÜNDÜR HİÇBİR YERDEN CEVAP ALAMIYORUZ" Şengül Yılmaz'ın kız kardeşi Emine Bulut ise, "Ablamı acı bir olayla kaybettim. 34 gündür hiçbir yerden cevap alamıyoruz. Herkes kenara çekilmiş. Lütfen adalet yerini bulsun, ablamın ve ölenlerin hakkı yerde kalmasın. Kimin vebali varsa herkes cezasını çeksin" diye konuştu. Engin Aras da iş yerindeki ihmallere dikkati çekerek, "Bu işletme baştan sona suçlu. Yıkılma kararı verilmiş, yıkmamışlar. Buna nasıl ruhsat verilmiş, ben anlayamıyorum. Canlarımız gitti, bu işin peşini bırakmayacağız" dedi.

Kız öğrencilere cinsel istismar uyguladığı iddia edilen öğretmene 130 yıl hapis Haber

Kız öğrencilere cinsel istismar uyguladığı iddia edilen öğretmene 130 yıl hapis

Kartepe'deki bir kolejde sınıf öğretmenliği yapan M.A. (45) iddiaya göre, 2023-2024 yılları arasında 12 yaşından küçük 6 kız öğrencisine cinsel istismarda bulundu. M.A.'nın, "Sizi ödüllendireceğim" diyerek sınıftakileri dışarıya çıkardığı ve bazı öğrencileri kucağına almak suretiyle taciz ettiği iddia edildi. Öğrencilerin durumu ailelerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. M.A., 6 ailenin şikayeti üzerine 7 Ocak'ta gözaltına alındı. İfadesi alınan öğretmen M.A'nın emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Savcı karşısına çıkarılan öğretmen 8 Ocak'ta tutuklanarak cezaevine gönderildi. 84 YIL 6 AYDAN 204 YIL 5 AYA KADAR KADAR HAPİS Sanık, 2023-2024 yılları arasında '12 yaşından küçük mağdurların cinsel istismarı', 'basit tehdit', '12 yaşını tamamlamayan çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçlarından yargılanırken, iddianamede 84 yıl 6 aydan 204 yıl 5 aya kadar kadar cezalandırılması istendi. Dava sürecinde mağdur çocuklar, sınıf öğretmenlerinin kendilerine müstehcen hareketlerde bulunduğunu dile getirdi. "HİÇ KİMSEYE KARŞI CİNSEL İÇERİKLİ VEYA UYGUNSUZ HİÇBİR DAVRANIŞIM OLMAMIŞTIR" Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık M.A., mağdur çocukların aileleri ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada söz hakkı verilen sanık M.A., hakkındaki suçlamaları reddetti. Okulun fiziki yapısının iddia edilen eylemlerin gerçekleşmesine uygun olmadığını savunan M.A., "Odalar şeffaftır, kapılar camlıdır ve çocuklar benim her hareketimi görmektedir. Böyle bir eylemin gizlice yapılması mümkün değildir. Yapılmış olsaydı çocuklar bunu açıkça anlatırlardı. Meslek hayatım boyunca hiçbir zaman hiçbir öğrenciyi kucağıma almadım. Kimseye sır vermedim, özelimi göstermedim ve kimsenin özel alanına müdahalede bulunmadım. Hiç kimseye karşı cinsel içerikli veya uygunsuz hiçbir davranışım olmamıştır. Böyle biri olsaydım, aile yaşantım da bu durumu yansıtır ve çevrem tarafından fark edilirdi" dedi. "HAYATIM BOYUNCA İYİ BİR İNSAN VE İYİ BİR ÖĞRETMEN OLARAK GÖREV YAPTIM, VİCDANIM RAHATTIR" M.A., savunmasına şöyle devam etti: "Öğrenciler zaman zaman boynuma sarılmış, şaka amaçlı bana güç uygulamışlardır. 20 yıllık meslek hayatım boyunca sevilen, aranan ve öğrencilerini başarıya ulaştırmış bir öğretmen oldum. Hakkımda daha önce yapılmış hiçbir şikayet bulunmamaktadır. Aksine çocuklar ve aileleri memnuniyetlerini defalarca ifade etmiş, mesajlarla da belirtmişlerdir. Eğer iddia edilen türden bir davranışım olsaydı, aileler çocuklarını bana emanet etmez, beni tercih etmezlerdi. Ben çocukların eğitimine katkı sağlamak için gece gündüz çalıştım, sorularını çözdüm, özel durumlarında rehberlik edilmesi istendiği için onları sürekli gözlemledim ve gerekli gördüklerimi rehberliğe bildirdim. Buna rağmen, kendi yaşadıkları sorunları bana yansıtarak beni suçlamaya çalışmaktadırlar. Bu suçlamaların tamamı iftira ve karalama niteliğindedir. Sağlık sorunlarım nedeniyle zaman zaman zorluklar yaşadım ve temiz kalabilmek için yanımda bazı kişisel eşyalar bulunduruyordum. Bu durumların hiçbirinin suçlamalarla bir ilgisi yoktur. Ben iyi bir babayım. Eşimin ve kızımın bana ihtiyacı vardır. Haksız yere suçlandığım bu süreçte beraatımı talep ederim. Hayatım boyunca iyi bir insan ve iyi bir öğretmen olarak görev yaptım, vicdanım rahattır." ÖĞRETMENE 130 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık M.A.'yı 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan toplam 130 yıl hapis cezasına çarptırdı.

2022’deki cinayet ve kundaklama davası Kocaeli’de tekrar görüldü Haber

2022’deki cinayet ve kundaklama davası Kocaeli’de tekrar görüldü

Kocaeli'nin İzmit ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 24 Şubat 2022'de iddiaya göre iki aile arasında küfür yüzünden çıkan kavgada E.Ö., Tarık Tanaç'ı pompalı tüfekle vurarak öldürmüş, olayda 5 kişi de yaralanmıştı. Olayın devamında iki ev ve bir araç kundaklanmış, 5 şüpheli gözaltına alınarak emniyete götürülmüştü. İfadeleri alınan Salih Özariş (32), Ertaş Özariş (21), Yavuz Özariş (30), Erkan Özariş (19) ve E.Ö. (32) adliyeye sevk edilmiş, E.Ö. (32) adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, diğer 4 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Erkan, Salih ve Yavuz Özariş de yargılama aşamasında tahliye edilmişti. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 27 Kasım 2024 tarihinde verilen ilk kararda sanık E. Ö.'e, Tarık Tanaç'a yönelik "kasten öldürme" suçundan tahrik indirimiyle 18 yıl, Sedat Tanaç'a yönelik "öldürmeye teşebbüs" suçundan 9 yıl ve diğer mağdurlara yönelik "kasten yaralama" suçlarından ise toplam 5 yıl 22 gün hapis cezası verilmişti. Diğer sanıklaradan Salih Özariş 11 yıl 3 ay, Erkan Özariş 4 yıl 6 ay, Yavuz Özariş 9 yıl, Tahir Tanaç, Yılmaz Tanaç ve Vedat Tanaç ise her biri 5 ay 18 gün hapis cezası almıştı. Ayrıca Vedat Tanaç, "mala zarar verme" suçundan da 5 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Avukatların itirazı üzerine bu karar, üst mahkeme olan istinaf tarafından bozulmuştu. Dava yeniden görüldü Bozulan karar sebebiyle dava Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görüldü. Mahkeme salonunda tutuklu sanık E.Ö. ve avukatı hazır bulunurken, diğer sanıklar ise duruşmaya katılmadı. Tahliyesini isteyen sanık Ertaş Özariş, öldürme kastı olmadığını söyleyerek, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirtti. "Öldürmeye teşebbüs" suçuna tahrik indirimi uygulandı Mahkeme heyeti, diğer sanıklar yönünden 27 Kasım 2024 tarihinde verilen kararı korurken, tutuklu sanık E.Ö. hakkında Sedat Tanaç'a karşı işlediği "öldürmeye teşebbüs" suçunda tahrik indirimi uyguladı ve bu suçtan verilen cezayı 6 yıl 9 aya düşürdü. Ertaş Özariş'in diğer kişilere yönelik işlediği suçlardan aldığı cezalar ise değiştirilmedi.

Apartman boşluğundaki gürültü taksiciyi 26 bıçak darbesiyle ölüme götürmüş Haber

Apartman boşluğundaki gürültü taksiciyi 26 bıçak darbesiyle ölüme götürmüş

Kocaeli'nin İzmit ilçesinde taksici Emre Bayram'ı öldüren komşusu mahkeme karşısına çıktı. Merdiven boşluğuna düşen sineklik nedeniyle başlayan tartışmanın 26 bıçak darbesiyle ölümle sonuçlandığı ortaya çıktı. Olay, 21 Ocak tarihinde Arızlı Mahallesi'nde meydana geldi. Yol kenarında kanlar içinde hareketsiz yatan Emre Bayram'ı (44) gören vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi. Sağlık ekipleri, çeşitli yerlerinden bıçaklanan Bayram'ı ilk müdahaleyi yaptı ancak kurtaramadı. Yapılan araştırmalarda ölen Emre Bayram'ın taksici olduğu belirlendi. Bayram'ın 41 T 0534 plakalı ticari taksisi ise olay yerinin 600 metre ilerisinde bulundu. Olaya ilişkin çalışma başlatan ekipler, Bayram'ın komşusu Murat G.'yi (50) gözaltına aldı. İfadesi alınan komşu, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Maktulün göğüs ve boynun olmak üzere 26 bıçak yarası olduğu raporda yer aldı. "Olay günü apartmanın içinden çok şiddetli gürültü geldi" "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis istemiyle yargılanan sanığın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık Murat G., maktulün eşi, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olay gününü anlatan sanık Murat G., "Maktul benim komşumdu, ben alt dubleksteydim, o da en üst dubleksteydi, aramızda bir husumet yoktu, aksine aramız çok iyiydi. Olay günü apartmanın içinden çok şiddetli gürültü geldi. Devamında bir kez daha tekrarlandı. Yeğenim uyandı ve korktu, biz de korktuk. Ne olduğunu anlamak için kapıya yöneldim, karşı komşum kapıdan yukarıya doğru bağırıyordu, 'İşe gideceğiz, terbiyesizlik yapmayın' dedi. Apartman içinde sineklikler, parçalar, karton kutuların hepsi zemindeydi. Kim atıyor diye baktım sonra maktulün eşi Tuğçe'yi gördüm. 'Tuğçe çocuk uyuyor, ne oluyor. Emre beni arasa, ben onları aşağıya indirirdim' dedim ve eve girdim" dedi. "Emre benim; eşine 'hayırdır lan' diyerek el hareketi yaptığımı söyleyerek benimle tartışmaya başladı" Bir süre sonra maktulü aradığını söyleyen Murat G., "Emre'ye yaşananları anlattım, o ise üst perdeden konuştu. Benim; eşine 'hayırdır lan' diyerek el hareketi yaptığımı söyleyerek benimle tartışmaya başladı. Ben alttan alıyordum. Karşı komşum Emine'yi bize davet ederek durumları konuştuk. Bir süre sonra kapının zili çaldı, kapıyı açtığımda Emre, 'Gelsene, konuşalım' dedi. Dışarıya çıktık, araca çağırdı, bindim. Olay yerinde indik, bana canavarca bağırmaya başladı, yumruk atmaya ve kafa atmaya çalışıyor, 'Seni oraya sokmam, ateş ederim' şeklinde sözler söylüyordu" diye konuştu. "Bu mahkemede bir tane fail var, o da Tuğçe'dir" Tahrik edildiğini söyleyen sanık Murat G., "Emre beni hiç konuşturmuyordu. Ben de 'Yeter' dedim ve ittirdim. O sırada Emre bıçak çıkararak üzerime geldi. Boğuştuk ve bıçağı kaptım. Sırt üstü yere düştüm o da üstüme geldi. Bıçağı almak için bayağı boğuştuk, sırtını ısırmaya başladım, en son çektim bıçak bende kaldı. Bu sefer ben yerde sırt üstüyken o hala bıçağı almaya çalışıyordu, kaburgalarımı ezecek kadar bastırdı. Ben de mecburen bıçağı salladım, neresine isabet ettiğini bilmiyorum, ben kaç defa vurduğumu bilmiyorum. Amacım öldürmek değildi, uzaklaşmasını sağlamaktı. Bıçak darbelerine rağmen halen elimdeki bıçağı almaya çalışıyordu. Beni kilitledi, en son kurtulup Emre'nin taksisi ile kaçtım daha sonrasında jandarmaya teslim oldum. Arabadaki kanlar bana aittir, kaçarken elim kesilmişti. Arabaya o şekilde bulaşmıştır. Bu mahkemede bir tane fail var, o da Tuğçe'dir" şeklinde konuştu. "Husumetimiz yoktu, ancak barışmamıştık" Sanıktan şikayetçi olan maktulün eşi müşteki Tuğçe Bayram (34), "2015 yılı ya da 2016 yılında bahçe konusunda sanık ile eşim arasında kavga çıktı. Dava açtık ve kazandık. Olay gününden hemen öncesinde devam eden bir husumetimiz yoktu ancak barışmamıştık. Sanık ve ailesi bir dönem taşındılar, bu olaydan bir kaç sene önce geri geldiler. Eşime aralarında bir sorun olup olmadığını sordum, o da olmadığını söyledi. Olaydan bir gün önce eşim evi satın almak için bakmaya geleceklerini söyledi, benden temizlik yapmamı istedi. Ben de çatının bir arası var oda gibi, orayı temizledim. O gün 20 kez apartmandan aşağıya indim, ses çıkmasın, komşular rahatsız olmasın diye çöpleri o şekilde götürdüm" ifadelerini kullandı. "Sanık Murat, 'Emre gel konuşalım' diye bağırıyordu" Temizlik sırasında ayağının kaydığını ve sinekliğin elinden apartmanın boşluğundan zemine düştüğünü söyleyen Tuğçe, "Emine abla evinden çıkarak bağırdı. Bana yardım eden Suna abla, 'Tuğçe sesini çıkartma, olay uzamasın' dedi. Ben sustum, Emine abla sert bir şekilde kapıyı kapattı. 5 dakika sonra sanık gelerek, 'Hayırdır' dedi. Yanlışlıkla düşürdüğümü, ses çıkmasın diye 20 kere aşağıya indiğimi söyledim. Murat ise 'Böyle olmaz ki çocuk zıpladı' diye konuşa konuşa aşağıya indi. Kısa süre sonra eşim beni arayarak bana kızdı, 'Ne düşürdün, herkes beni aradı' dedi. 10 dakika sonra telefon konuşması duydum sanık Murat, 'Emre gel konuşalım' diye bağırıyordu. Emre tekrar beni aradı, 'Allah hakkı için o sinekliğin yanlışlıkla düştüğünü söyledin mi?' dedi. Ben de 'Evet' dedim, sonrasında eşimden haber alamadım. Eşim bıçak taşımıyordu, sanıktan şikayetçiyim" dedi. "Eşim temizlik yaparken elinden sinekliği düşürmüş" Tanık olarak dinlenen tarafların komşusu Abdulhalim B., "Bildiğim kadarıyla taraflar arasında husumet yoktu, olsa Emre bana söylerdi. Olay günü eşim Emine beni aradı, 'Yukarıda aşağıya birileri bir şey atıyor, Emre'ye sorar mısın' dedi. Eşim sinirliydi. Emre'yi aradım ve yukarıda ne olduğunu sordum. Eşi Tuğçe'yi arayıp dönüş yapacağını söyledi. 2 dakika sonra beni aradı. Emre, 'Eşim merdiven boşluğunu temizliyor. Fareler uyutmuyor. Eşim temizlik yaparken elinden sinekliği düşürmüş. Hatta eşim yanlışlıkla olduğunu söylemiş. Merdiven boşluğunda kimin eşyası varsa onunla temizleyin. Az daha eşimde düşüyormuş. Gerekirse düşen şeyleri poşete koysunlar beraber atarız seninle' dedi ve telefonu kapattı. Daha sonra Emre beni tekrar aradı, 'Abi Murat beni aradı, ben onunla konuşmaya gideceğim' dedi. Morali bozuk ve sinirli gibi sesi geldi. Akşam olanları duydum, bildiklerim bundan ibarettir" diye konuştu. "Öğle saatlerinde apartmanda şiddetli bir gürültü koptu" Tanık olarak dinlenen sanığın kız kardeşi Dilek G. ise "Olay günü sabahı annemlere gitmiştim. Öğle saatlerinde apartmanda şiddetli bir gürültü koptu, çocuğum uyandı korktu, tekrar bir ses oldu, bunun üzerine abim Murat kapıya çıktı. Moloz atıldığını görmüş, bunun üzerine molozları atan kişinin eşini aradı. Abim Emre'ye, 'Toplantı yapalım, konuşalım' dedi. Emre ise 'Gelemem, işim gücüm var, çok rahatsız oluyorsan taşınır gidersin' dedi. Karşı taraf agresifti, üst perdeden konuşup bağırıp çağırıyordu, abim alttan alıyordu. Abim Emre'ye 'Söyleseydiniz bende yardım ederdim' dedi. Emre ise 'O zaman şimdi çık, yardım et' şeklinde konuştu. Telefon konuşmalarında Emre Bayram'ın tehditkar konuşmaları vardı. Emre Bayram bu konuşmadan kısa bir süre sonra geldi, abim montunu alıp evden çıktı" dedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Fabrika yangınında 13 kişiden sadece 1’i sigortalı çıktı Haber

Fabrika yangınında 13 kişiden sadece 1’i sigortalı çıktı

Kocaeli'nin Dilovası ilçesindeki kozmetik fabrikasındaki yangına ilişkin inceleme yapan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) müfettişleri, olayda ölen ve yaralanan 13 kişiden sadece birinin sigortalı olduğunu tespit etti. SGK müfettişlerinin Mimar Sinan Mahallesi'ndeki kozmetik fabrikasındaki yangınla ilgili sigortalılar ve hak sahiplerinin sosyal güvenlik haklarını ivedilikle tesis edilmesi amacıyla düzenlediği ara rapor ortaya çıktı. Raporda, 8 Kasım'da saat 09.00 sıralarında başlayan yangın ve patlamada Şengül Yılmaz, Tuğba Taşdemir, Cansu Esetoğlu, Nisanur Taşdemir, Esma Gikan ve Hanım Gülek'in olay yerinde hayatını kaybettiği, yaralılar arasında bulunan Tuncay Yıldız'ın ise tedavi altındayken 15 Kasım'da yaşamını yitirdiği, Keriman Miskin, Gülhan Bendi, Ayten Aras, Hürol Eroğlu, Gökçe Şadiye Sağlam ve Suriye uyruklu Zeynep Hüseyin'in de yaralandığı bilgisine yer verildi. Müfettişler, adı geçen çalışanlardan yalnızca Gülhan Bendi için sigorta bildirimi yapıldığını belirlerken, diğer çalışanlarla ilgili sigorta bildiriminin bulunmadığını tespit etti. Gülhan Bendi'nin 3 Temmuz 2021'de işe giriş yaptığına dair işe giriş bildirgesinin kozmetik firması tarafından kuruma 2 Temmuz 2021'de gönderildiği aktarılan raporda, diğer kişilerle ilgili rapor tarihi itibarıyla şirket tarafından kuruma işe giriş bildirgesinin verilmediğinin anlaşıldığı kaydedildi. Raporda, yangında ölen ve yaralanan kişilerin sigortalılık niteliğinin değerlendirildiği, sadece Gülhan Bendi adına sigortalılık bildirimi yapılsa da söz konusu iş yerinde fiilen çalıştığı anlaşılan diğer kazazedelerin de mevzuat uyarınca sigortalılık niteliğine haiz olduğu belirtildi. Söz konusu kişilerin olay anında iş yerinde bulunduklarının hem tanık beyanları hem de adli tutanaklarla doğrulandığı bilgisi paylaşılan raporda, yangının sigortalıların iş yerinde bulundukları sırada ve işveren tarafından yürütülen iş sebebiyle gerçekleştiği anlaşıldığından söz konusu yangının ölen ve yaralanan her bir kişi yönünden iş kazası olarak değerlendirildiği ifade edildi. Raporda, olayın meydana gelmesinde kasıt, kusur veya ihmali bulunan kişilerle ilgili değerlendirmelere, kazalıların sigortalılık süreleri ilgili değerlendirmelere, inceleme esnasında doğabilecek idari para cezalarına ve inceleme esnasında ortaya çıkabilecek diğer hususlara savcılık makamınca yürütülen soruşturma tamamlandıktan sonra düzenlenecek son raporda yer verileceği kaydedildi. - Olay Dilovası ilçesi Mimar Sinan Mahallesi'ndeki bir kozmetik fabrikasında 8 Kasım'da çıkan yangında Tuğba Taşdemir (17) ile kuzeni Nisanur Taşdemir (15), Cansu Esetoğlu (15), Hanım Gülek (52), Esma Gikan (31) ve Şengül Yılmaz (59) hayatını kaybetmiş, 7 kişi yaralanmıştı. Kocaeli Şehir Hastanesine kaldırılan Tuncay Yıldız, yoğun bakımdaki müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Olaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden, aralarında iş yeri sahiplerinin de bulunduğu 7 kişi tutuklanmış, Dilovası Belediye Başkan Yardımcısı N.T, Zabıta Müdürü N.B, zabıta personeli C.T, Ö.K. ve T.İ. görevden uzaklaştırılmış, tutuklu bulunduğu cezaevinde kalp krizi geçiren fabrikanın sahiplerinden Kurtuluş O. kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Bilirkişi raporunda, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sahada etkin şekilde yerine getirmediği belirlenen Küresel Ortak Sağlık ve Güvenlik Biriminin (OSGB) sorumlu müdürü Ü.A. dün, yapıyı yangın güvenliği açısından eksik ve tehlikeli durumda kiraya verdiği için "tali ağır kusurlu" olduğu değerlendirilen binanın eski sahibi G.D. ise bugün tutuklanmıştı.

İzmit’te feci cinayet: Ümitcan Şirin tuzağa düşürülüp bıçaklandı, şüphelilere ağırlaştırılmış müebbet istendi Haber

İzmit’te feci cinayet: Ümitcan Şirin tuzağa düşürülüp bıçaklandı, şüphelilere ağırlaştırılmış müebbet istendi

Kocaeli'nin İzmit ilçesinde 21 yaşındaki Ümitcan Şirin'in bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede, iki sevgilinin Şirin'i buluşma bahanesiyle tuzağa düşürdüğü, kavga sırasında gencin bıçaklandığı ve ardından saldırının videoya alındığı belirtildi. Şüphelilerin olayın başından itibaren plan yaparak hareket ettiklerinin vurgulandığı iddianamede, 3 sanık hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Edinilen bilgiye göre, Ümitcan Şirin (21), 26 Temmuz gecesi Yahya Kaptan Mahallesi'nde bıçaklandı. Ağır yaralı olarak hastaneye sevk edilen Şirin, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlatan polis ekipleri, Samet E.A., M.F.Y., R.Y., Mustafa O., Gamzenur B. ve Z.Ç'yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri sonrasında adliyeye sevk edilen şüphelilerden Z.Ç. savcılıktan serbest bırakılırken, Samet E.A. (19) ve M.F.Y. adli kontrolle serbest bırakıldı. R.Y. adlı çocuk ile Mustafa O. (21) ve Gamzenur B. (18) isimli şüpheliler ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. İddianame tamamlandı Mustafa O., Gamzenur B. ve Samet E.A. hakkında "Tasarlayarak öldürme, kasten öldürme, tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satın alma, taşıma veya bulundurma" suçlarından hazırlanan iddianame, Kocaeli 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 18 yaşından küçük sanıklar R.Y. ve M.F.Y. hakkında ayrı dosya kapsamında iddianame hazırlandı. Savcılık; Mustafa O., Gamzenur B., Samet Emin A. ile R.Y. ve M.F. Y.'nin, Ümitcan Şirin'i planlayarak buluşma bahanesiyle tuzağa düşürdüğünü belirtti. "Ümitcan, alkol sonrasında birliktelik yaşadığımızı söyledi" Şüphelilerin ifadeleri de iddianamede yer aldı. Gamzenur B. savunmasında, "Mustafa O. ile 2 yıldır ilişkimiz vardı. Mustafa ile 1 Mayıs tarihinde ayrıldık. 2 hafta kadar sonra Ümitcan ile Tiktok'tan tanıştık. Haziran başında İzmit Ncity Sahili'nde buluştuk, alkol tükettik. Ertesi gün Ümitcan ile bir evde gözümü açtım. Üstündeki kıyafetlerim bana ait değildi. Ümitcan'a sorduğumda aramızda bir şeyin olmadığını söyledi. Ancak sonrasında isteğimle birlikte olduğumuzu söyledi. Ümitcan bana, 'Mustafa ile geri barış, dün onu sayıkladın' dedi. Ümitcan o akşam vakti benden 400 lira istedi, parayı kedisine gönderdim ve 26 Temmuz tarihine kadar kendisiyle bir daha iletişim kurmadım. Ümitcan ile yaşadığım olaydan 2 hafta kadar sonra Mustafa ile barıştık. Yaşananları Mustafa'ya anlattım" dedi. "Mustafa, Ümitcan'ı yanına çağırmamı istedi" Bu olaydan sonra Mustafa'nın Ümitcan ile konuyu konuşmak istediğini ifade eden Gamzenur B., "Bunun için Ümitcan'ı çağırmamı istedi ancak Mustafa'yı o gün sakinleştirdim. Olay günü Mustafa ile otururken Ümitcan İnstagram üzerinden istek attı. İnstagram hesabım Mustafa'nın telefonunda da açık olduğu için bunu gördü. Mustafa, 'Bu iş kapanmıyor, benim Ümitcan ile konuşmam lazım' deyip Ümitcan'ı yanına çağırmamı istedi. Bunun üzerine ben de İnstagram hesabımdan Ümitcan'a, 'Ne yapıyorsun?' diye mesaj attım. Ümitcan, 'Ortalıkta yoksun, göremiyorum seni, kendini Mustafa için yıpratma. Mustafa'ya mı kaldın?' içeriği olan bir ses kaydı gönderdi. Kaydı Mustafa da dinledi. Bundan sonra olaylar yaşandı ancak ben yaşananları görmedim" diye konuştu. "Onu bir yere çağır, döveceğim" Mustafa O. ise ifadesinde, Gamzenur ile 2 yıldan bu yana süren ilişkisi olduğunu belirterek, "1 ay kadar önce Gamze bana Ümitcan'ın mesaj attığını söyledi. Bu olay sebebiyle sinirlenip Gamze ile kavga ettik daha sonra barıştık. 25 Temmuz günü Ümitcan, Gamze'ye İnstagram'dan takip isteği attı. Gamze bunu bana söyledi. Ben de 'Kabul et, yazarsa bir yere çağırtır daha sonrada darp ederim' düşüncesine girdim. Ancak o akşam Ümitcan mesaj atmadı. 26 Temmuz günü saat 13.00-14.00 gibi Gamzenur, Ümitcan'ın kendisine mesaj attığını söyledi. Gamze'ye; 'Onu bir yere çağır, döveceğim' dedim. Daha sonra R.Y., Furkan ve Samet'i de arayıp çağırdım. Yolda iken Gamzenur, Ümitcan'ın Yahya Kaptan tarafında olduğunu söyledi. Biz de oraya gittik. Ümitcan ile karşılaştığımızda konuşmak istedim" şeklinde konuştu. "R.Y., bıçağı çıkartıp Ümitcan'ın kasık bölgesine 1-2 defa salladı" Ümitcan'ın telefonundan mesajlaşmalara baktığını söyleyen Mustafa O., "Ümitcan, Gamzenur ile normal konuştuklarını, yanlış anlaşılacak bir şey olmadığını söyledi. Ümitcan yalan söylemeye devam edince sinirlendim ve konuşma hararetlendi. Ümitcan tekme ve yumrukla beni darp etti. Ümitcan kaçmaya çalıştı ancak onu yakasından tuttum. Bu sırada R.Y. bıçağı çıkartıp Ümitcan'ın kasık bölgesine 1-2 defa salladı. R.Y, cep telefonundan Ümitcan'ın yaralı olduğu bir video çekti. Bu sırada Furkan ile Samet de sokağın başında bizi izliyordu ancak Metehan kaçtı. Ümitcan'ın yere düşmesi üzerine orada yaralı şekilde bıraktık ve uzaklaştık" ifadelerini kullandı. "Mustafa, Ümitcan'a vurdu" Şüpheli Samet E.A. ise "Olay günü Mustafa ile Ümitcan'ın konuşmaya başladı. Mustafa'nın telefona bakmak istemesi üzerine Ümitcan telefonu açıp mesajları gösterdi. Mustafa'nın üzerinden metalik renkli gökkuşağı yansıması olan bıçağı belinden çıkartıp R.Y'ye verdi. Ümitcan da siyah renkli kasatura tarzı bıçağı çıkartıp arkadaşı Metehan'a verdi. İkisi kapışacaklarını anlayıp Furkan ve Metehan ile 15-20 metre kadar sokağın diğer ucuna gittik. Mustafa, Ümitcan'a vurdu. Karşılıklı birbirlerini darp ettiler. Ümitcan kaçmaya çalıştığı esnada Mustafa, Ümitcan'ı tuttu ve R.Y. de Mustafa'nın daha önce verdiği bıçağı belinden çıkarıp Ümitcan'a 2-3 defa savurdu. Olayda herhangi bir dahlim yok" dedi. "Bıçaklandıktan sonra Mustafa'nın talimatıyla video kaydı aldım, darp devam etti" Olay günü R.Y., arkadaşları M.F.Y., Samet E. ve Mustafa O. ile karşılaştığını, birlikte Yahya Kaptan'a gittiklerini söyleyerek, Mustafa O'nun Ümitcan Şirin'i mesajla buluşturmaya çağırdığını belirtti. R.Y., kavga öncesinde bu plan hakkında bilgisi olmadığını aktardı. Kavga başladığında R.Y., yerde bıçağı gördüğünü ve alarak savurduğunu, Şirin'e kasıtlı saplamadığını söyledi. Ümitcan Şirin bıçaklandıktan sonra Mustafa'nın talimatıyla video kaydı aldığını ve darp etmeye devam ettiğini belirtti. R.Y., ayrıca Mustafa'nın yanında da bıçak bulunduğunu ve onun da bıçaklamış olabileceğini ifade etti. Savcılık: "Planlı hareket ettiler" İddianamede, şüphelilerin olayın başından itibaren plan yaparak hareket ettikleri, buluşmayı organize ettikleri ve saldırıyı birlikte gerçekleştirdikleri vurgulandı. Savcılık, Şirin'in öldürülmesinde tüm şüphelilerin iştirak iradesiyle hareket ettiğini belirterek, tutuklu sanıklar Mustafa O., Gamzenur B. ve tutuksuz sanık Samet E.A. hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Sanık Mustafa O. hakkında ayrıca "yasak niteliğe haiz bıçak taşımak" suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.