#Kocaeli

İLKHABER-Gazetesi - Kocaeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kocaeli haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kocaeli İzmit'te kırsal alana İHA düştü Haber

Kocaeli İzmit'te kırsal alana İHA düştü

Kocaeli'nin İzmit ilçesine bağlı kırsal yerleşim bölgelerinden biri olan Çubuklubala Mahallesi'nde hareketli saatler yaşandı. Bölgedeki arazide sahipsiz ve hareketsiz duran bir hava aracı gören çevre sakinleri, durumu ivedilikle kolluk kuvvetlerine bildirdi. ARAZİDE HAREKETSİZ HALDE BULUNDU İhbarın alınmasının ardından bölgeye jandarma ekipleri yönlendirildi. Olay yerine ulaşan ekipler, arazide bulunan aracın bir insansız hava aracı olduğunu tespit etti. Yapılan ilk fiziki incelemede, hava aracının kuyruk kısmında kırmızı renkli bir yıldız simgesinin bulunduğu belirlendi. Güvenlik güçleri, aracın menşei ve düşüş nedenini belirlemek üzere kapsamlı bir inceleme süreci başlattı. KARADENİZ'DEKİ DÜŞÜRME OLAYI Kocaeli'deki bu gelişme, geçtiğimiz günlerde Karadeniz hava sahasında yaşanan bir başka olayı akıllara getirdi. Kontrolden çıkarak Türk hava sahasına yaklaşan ve kime ait olduğu belirtilmeyen bir başka insansız hava aracı, angajman kuralları gereği Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait F-16 savaş uçağı tarafından vurularak düşürülmüştü. Milli Savunma Bakanlığı, Karadeniz'deki olay sonrası yaptığı bilgilendirmede, vurulan aracın küçük parçalara ayrılarak geniş bir alana yayıldığını ve arama çalışmalarının sürdüğünü duyurmuştu. Ayrıca bakanlık kaynakları, kamuoyunda gündeme gelen hava savunma zafiyeti iddialarına da yanıt verdi. Yapılan değerlendirmede, söz konusu iddiaların "gerçek dışı" olduğu vurgulandı.

Dilovası’ndaki 7 cana mal olan yangında skandal kaçış planı iddiası Haber

Dilovası’ndaki 7 cana mal olan yangında skandal kaçış planı iddiası

Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Ali Osman A.'nın firma sahiplerini saklayan kişiye, "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet" dediği iddia edildi. Olay, 8 Kasım'da Dilovası Mimar Sinan Mahallesi'ndeki Ravive Kozmetik isimli iş yerinde meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangında Hanım Gülek (65), Esma Dikan (65), Şengül Yılmaz (55), Tuncay Yıldız (48), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17) ve Cansu Esatoğlu (16) yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden şirket sahibi Kurtuluş Oransal, şirket yetkilileri İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör, "Olası kastla öldürme" suçlamasıyla, Ali Osman A. ve Onay Y., "Suçluyu kayırma" suçlamasıyla tutuklandı. Şüphelilerden H.E., G.B., Ö.A. ve Güven Demirbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde tutuklanan firma sahibi Kurtuluş Oransal ise cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Olayın ardından ihmali olduğu değerlendirilen SGK ve İŞKUR yetkilileri açığa alındı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 91 sayfalık iddianamede, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında "Olası kastla öldürme" suçundan 7'şer kez müebbet, "Nitelikli mala zarar verme" suçundan ise 3'er kez 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. 8 sanığın "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar, 4 sanığın "Suçluyu kayırma" suçundan 5'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Ümit Ç., Ünal A., Muhammet D., Seyfullah Ç., Güven D., Caner Özgür Y., Özcan Y., Özkan Y. hakkında "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma", Ali Osman A., Onay Y., Ömer A. ve Abdurrahman B'ın ise "Suçluyu kayırma" yönünden haklarında dava açılması istendi. "SİGORTASI OLMAYANLARI DENETİMDE EVE GÖNDERDİLER" İddianamede ifadesi yer alan işçilerden Keriman Miskin, 4 yıldır çalıştığı iş yerinde hiçbir eğitim almadığını ve koruyucu kıyafet verilmediğini belirterek, "İşletmede resmi bir sorumlu yoktu. Sigorta denetimine sadece bir kez gelindi. Bu denetimde de iş yeri sahibi Kurtuluş Oransal, yalnızca sigortası olanların kalmasını söyleyerek, benim gibi sigortası olmayan tüm çalışanları evine gönderdi. Maaşlarımız elden veriliyordu" dedi. Yaralı kurtulan işçi Ayten Aras, patlama anında ölen Nisa Taşdemir ve Esma Dikan'ın krem dolumu yaptıklarını söyledi. Aras, "Bize koruyucu elbise verilmedi, evden geldiğimiz kıyafetlerle çalışıyorduk. Kurtuluş Oransal 4 yıldır sigorta vaadinde bulundu ama yapmadı. Günlük 800 TL yevmiye ile çalışıyorduk" ifadelerini kullandı. Olay günü tesiste bulunan 16 yaşındaki Z.H. ise "Olay günü ikinci katta, iş yerinin ortasında bulunan tankerde parfüm karışımı yapılıyordu. Kimyevi maddeleri karıştıran bir alet vardı. Biz parfüm kutusu kapatırken bir anda patlama yaşandı" diye konuştu. ACILI AİLELER: "CENAZELERİ DNA TESTİYLE TEŞHİS EDEBİLDİK" Yangında çocuklarını ve eşlerini kaybeden ailelerin ifadeleri ise yürekleri dağladı. 17 yaşındaki kızı Nisa'yı kaybeden baba Vedat Taşdemir, "Kızım paketleme personeli olarak girdi ancak imalat işinde de çalıştırıldığını öğrendim. İmalat yapıldığını bilseydim kızımı asla göndermezdim. Kızımın vefat ettiğini, oğlumdan alınan DNA örnekleri sonucu öğrenebildik" dedi. Eşini kaybeden Aytekin Gikan, yangın söndürüldükten sonra içeride cesetler olduğunu öğrendiğini, hastaneleri aradığını ancak eşini bulamadığını, vefat ettiğini sonradan anladığını belirtti. Hanım Gülek'in eşi Metin Gülek ve Cansu Esatoğlu'nun babası İbrahim Esatoğlu da yakınlarının cansız bedenlerini ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan DNA eşleşmeleri neticesinde teşhis edebildiklerini ifade etti. "İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNİ BİLE ÇALIŞTIRDIKLARINI BİLİYORDUK" Tanık İ.A., mahalleli olarak iş yerinden yayılan kimyasal koku nedeniyle şikayetçi olduklarını belirterek, "Yaşı küçük çocukları, paraya ihtiyacı olan kadınları sigortasız çalıştırıyorlardı. İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk. Gerekli kurumlara şikayet edilmesine rağmen nasıl üretim yaptıklarını anlamadık" şeklinde ifade verdi. "KURTULUŞ ORANSAL BANA, 'YANGINDAN HABERİM VAR, YOLDAYIM' DEDİ" İş yeri çalışanı H.E. ise ifadesinde, olayın ardından Kurtuluş Oransal'ı arayıp yangını bildirdiğini, kendisinin nerede olduğunu sorduğunu ve acilen gelmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. Bunun üzerine Oransal'ın "haberim var" dediğini, yolda olduğunu söylediğini, konuşma bittikten 5-10 dakika kadar sonra Kurtuluş Oransal'ın kendisini arayarak içeride kimsenin kalıp kalmadığını sorduğunu, tam sayıyı bilmediğini ancak içeride kalan en az üç kişi olduğunu söylediğini kaydetti. "2025 YILININ AĞUSTOS VE EYLÜL AYLARINDA KURUMA SADECE 8 PERSONELİN ÇALIŞTIĞI BİLDİRİLDİ" Mali müşavir M.Ç. de, firmanın kuruluş ve işleyiş sürecine dair bilgiler verdi. M.Ç., Ravive Kozmetik'in resmi sahiplerinin İsmail ve Altan Ali Oransal olduğunu, baba Kurtuluş Oransal'ın ise kağıt üzerinde yetkisi bulunmadığını söyledi. Kurtuluş Oransal'ı 2010 yılında Düzce'de çalıştığı fabrikadan "usta makinacı" olarak tanıdığını belirten M.Ç., Dilovası'ndaki tesiste çalışan işçilerin sigorta işlemlerinin gayriresmi yöntemlerle iletildiğini anlattı. Tanık M.Ç., "İşçilerin kimlik numaralarını İsmail Oransal WhatsApp veya mail yoluyla gönderiyordu. Sigorta girişlerini bu bilgilere göre yapıyordum. 2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" dedi. Fabrikanın Dilovası'nda faaliyete geçtiği günden bu yana iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almadığını belirten M.Ç., "Normal şartlarda işverenin anlaştığı İSG firmasına düzenli ödeme yapması gerekir ancak bana bu firmadan herhangi bir hizmet faturası gelmedi. Fabrikanın açıldığı ve üretime başladığı tarihten itibaren iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili herhangi bir bildiri veya fatura tarafıma ulaşmadı" ifadelerini kullandı. "ÇOCUKLARIM, BABALARINI KENDİLERİNİ UZAK TUTMAK İÇİN BU İŞ YERİNİ AÇTI" Kurtuluş Oransal'ın eski eşi A.A. ise şirketin kuruluş amacına dair iddialarda bulundu. Kurtuluş Oransal'ın borçlu ve sorumsuz bir yapısı olduğunu öne süren A.A., çocuklarının babalarını kendilerinden uzak tutmak ve "sokakta kalmaması" için bu iş yerini açtıklarını anlattı. Çocukları İsmail ve Altay'ın bu şirketin işleri ile hiç uğraşmadıklarını ve takip etmediklerini aktardı. A.A., patlamanın meydana geldiği iş yerine alınacak personeli Kurtuluş Oransal'ın kendisinin seçtiğini, iş yerinde üretilen ürünler ile yine Kurtuluş Oransal'ın ilgilendiğini, Kurtuluş Oransal'ın daha önce kozmetik sektöründe çalıştığı için burada bir çevre edindiğini ve kendisine pazar oluşturduğunu, iş yerinin tamamen Kurtuluş Oransal'ın kontrolü altında iş yapıldığını beyan etti. "LAPTOBU BANA GETİRİR MİSİN? BEN BİRKAÇ GÜN BU İŞLERLE UĞRAŞACAĞIM, AVUKATLARLA İLGİLENECEĞİM" İddianamede ifadesine yer verilen LYKKE Kozmetik ortaklarından şüpheli Gökberk Güngör de olay günü yaşananları ve İsmail Oransal'ın bilgisayarını aldırmasını anlattı. Aleyna Oransal'ın şirkette yüzde 50 ortaklığı bulunduğunu belirten Güngör, olay günü Aleyna'nın kendisini aradığını belirterek, gayet sakin bir ses tonuyla 'Fabrikada yangın çıkmış' diyerek görüşmeyi sonlandırdığını söyledi. Bu görüşmeden yaklaşık yarım saat sonra İsmail Oransal'ın kendisini arayarak, "İş yerimdeki laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim. Sen benim odada, masanın üstünde bulunan laptobu alıp evime getir" dediğini aktardı. Güngör, bu talep üzerine laptobu alarak Oransal'a teslim ettiğini kaydetti. "SUÇU BABALARI ÜSTLENECEK, ONLARI YURT DIŞINA KAÇIRACAĞIZ" İddianamenin en çarpıcı bölümlerinden birini ise şüphelilerin kaçış planına dair detaylar oluşturdu. Şüpheli Onay Y. ifadesinde, Ali Osman A'nın kendisini arayarak, "Olanları duydun mu? Benim yeğenler bir olaya karışmışlar" dediğini ve onları misafir edip edemeyeceğini sorduğunu belirtti. Bu görüşme üzerine Ömer A. isimli kişiyi arayarak 1 haftalık ev ayarlamasını istediğini anlatan Y., daha sonra Tekirdağ'da İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve Abdurrahman Bayat ile buluştuğunu söyledi. Eve girdikten sonra televizyonda "Kocaeli'de patlama" başlıklı haberleri gördüğünü ifade eden Y., bunun üzerine Ali Osman A'yı görüntülü aradığını kaydetti. Y., Ali Osman A'nın görüşme sırasında kendisine şunları söylediğini iddia etti: "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam bir şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle biz avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet."

“Adam Olsaydın” sözü kanlı bitti: Boşandığı eşini sokak ortasında 15 yerinden bıçakladı Haber

“Adam Olsaydın” sözü kanlı bitti: Boşandığı eşini sokak ortasında 15 yerinden bıçakladı

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde, boşandığı eşini sokak ortasında 15 yerinden bıçaklayan sanığın mahkemedeki savunması kamuoyuna yansıdı. Sanık, eski eşinin kendisine “Adam olsaydın” demesi üzerine sinirlendiğini, bıçaklama anını ise hatırlamadığını ileri sürdü. Olay, 1 Şubat’ta Şirinköy Mahallesi Halide Edip Adıvar Caddesi’nde meydana geldi. Tuba Y. (29), olaydan yaklaşık bir hafta önce boşandığı eski eşi Tuncay H. (37) tarafından sokak ortasında defalarca bıçaklandı. Çevredeki vatandaşlar saldırganı linç etmeye çalışırken, ağır yaralanan Tuba Y.’nin, “O benim çocuklarımın babası” diyerek kalabalığı engellemeye çalıştığı öğrenildi. Olay yerine gelen polis ekipleri, havaya ateş açarak kalabalığı dağıttı ve Tuncay H.’yi gözaltına aldı. Şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. VÜCUDUNDA 15 BIÇAK YARASI TESPİT EDİLDİ Hazırlanan iddianamede, tarafların 24 Ocak’ta anlaşmalı olarak boşandıkları, saldırı sonucu Tuba Y.’nin vücudunda 15 bıçak yarası ve kemik kırığı oluştuğu bilgisine yer verildi. DURUŞMA ERTELENDİ Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasına, “kadına ve boşandığı eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan yargılanan tutuklu sanık Tuncay H. ile taraf avukatları katıldı. Mağdur Tuba Y. duruşmaya katılmazken, sanık avukatı mağdurun bilerek duruşmaya gelmediğini öne sürdü. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. “ALDATILDIĞIMI DÜŞÜNDÜM” Sanığın ilk duruşmadaki savunmasında, Tuba Y. ile kaçarak evlendiklerini ve evliliklerinin 10 yıl sürdüğünü söylediği öğrenildi. Son yıllarda yurt dışında tır şoförlüğü yaptığını belirten Tuncay H., eşinin davranışlarından aldatıldığını düşündüğünü iddia etti. Türkiye’ye döndüğünde eşinin farklı sosyal medya hesapları ve mesajlarını gördüğünü öne süren sanık, bu durumun ardından boşanma sürecinin başladığını savundu. “BANA ‘ADAM OLSAYDIN’ DEDİ, SONRASINI HATIRLAMIYORUM” Olay gününü anlatan Tuncay H., çocuklarla ilgili yaşanan bir tartışma sırasında eski eşinin kendisine “Adam olsaydın” dediğini, bu söz üzerine sinirlendiğini belirterek, “O andan sonrasını hatırlamıyorum. Cebimde eşimin hediye ettiği bir cep çakısı vardı. O an nasıl bıçakladığımı bilmiyorum” ifadelerini kullandı. Olay sonrası pişman olduğunu söyleyen sanık, beraatini ve tahliyesini talep etti.

Kocaeli'deki fabrika yangınında ölenlerin yakınlarından SGK önünde açıklama Haber

Kocaeli'deki fabrika yangınında ölenlerin yakınlarından SGK önünde açıklama

Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde Mimar Sinan Mahallesi'ndeki tesiste 8 Kasım'da çıkan yangında Şengül Yılmaz (55), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17), Cansu Esatoğlu (16), Esma Gikan ve Hanım Gülek (52) olay yerinde hayatını kaybetmiş, ağır yaralanan vardiya amiri Tuncay Yıldız ise tedavi gördüğü hastanede 15 Kasım'da yaşamını yitirmişti. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden, aralarında tesis sahibi Kurtuluş Oransal ve oğlunun da bulunduğu 7'si tutuklanmış, 4'ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Ayrıca Dilovası Belediyesi Başkan Yardımcısı Necati Temiz, Zabıta Müdürü Nizamettin Balcı ile zabıta memurları Cengiz Taşdemir, Tekin İlaslan ve Ömer Kocabay; SGK Kocaeli İl Müdürü, Müdür Yardımcısı, Gebze Sosyal Güvenlik Merkez Müdürü, Çalışma ve İş Kurumu Kocaeli İl Müdürü, İŞKUR Dilovası Hizmet Merkezi Müdürü, İŞKUR CİMER'den Sorumlu Şube Müdürü ile 1 personel açığa alınmıştı. Kandıra Cezaevi'nde tutuklu bulunan fabrika sahibi Oransal ise 30 Kasım'da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. AVUKAT VE AİLELERDEN AÇIKLAMA Yangında hayatını kaybedenlerin yakınları ve ailenin avukatı Mürsel Ünder, SGK Kocaeli İl Müdürlüğü binasına gelerek yetkililerle görüştü, ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Avukat Mürsel Ünder, dilekçelerinde belirttikleri talepleri yetkililere sözlü olarak da ilettiklerini belirterek, şunları kaydetti: "34 gün önce çocuklar ve kadınlar vahşice katledildi. Bir şehrin meydanında, ana caddesinde kaçak çalıştırılan bir iş yerinde katledildi. Tüm kamu kurumlarının gözleri önünde katledildi. Biz bu kamu kurumlarının genel olarak sorumsuzluğunun olduğunu, denetimlerle ilgili çok büyük eksiklikler olduğunu, bunların memleketimizin genel bir sorunu olduğunu biliyoruz. Dilovası'nda yaşanan, çok vahşi ve korkunç bir durum. Çocuk işçilerin, göçmen işçilerin çalıştırıldığı ve sigortasız çalışmanın ana prensibi olduğu bir iş yeri olarak yıllarca işletilmiş. Alışveriş merkezlerinde pahalı parfüm şişelerini doldurabilmek için üç kuruş paraya çalıştırılan insanlar katledildi." "TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ" Olayda birçok kurum ve kişinin sorumluluğu olduğunu aktaran Ünder, "Gün gün, kapı kapı aşındırarak, uzun yıllar da sürse, ne kadar bizi uğraştırsa da hepimiz bir araya geldik ve kenetlendik. Bunun hesabını soracağız ve sorumluların takipçisi olacağız. Görüştüğümüz kişilerle ilgili açıkçası çok talihsiz bir konuşma oldu. Bizi rahatlatmak yerine daha da derin üzüntüye ve kaygıya sürükleyen bir konuşma oldu. Söylenilen, 'soruşturma devam ediyor ve soruşturma devam ettiği için biz şu an beyanda bulunmamız mümkün değil' oldu. 4 yıldır neden denetime gitmediniz? 4 yıldır burada sigortasız çalıştırılan insanlar var, çocuklar var. Bunları neden görmediniz? Bir tane boyacıya gücünüz yetiyor, el arabasıyla meyve-sebze satan kişiye gücünüz yetiyor. Garibanın birisine ya da esnafa sigorta cezalarını kat kar yağdırıyorsunuz ama burada bir binada işçi katliamı gerçekleşmiş, hiçbir şey yapmamışsınız. 4 yıl boyunca görmemişsiniz. Herkes körleri ve sağırları oynuyor, biz körlerin ve sağırların oynamasına izin vermeyeceğiz" dedi. "BÜTÜN TÜRKİYE ARKAMIZDA" Yangında ölen Cansu Esatoğlu'nun babası İbrahim Esatoğlu da olayın üzerinden 34 gün geçtiğini hatırlatarak, "Kamu görevlileri ve kamu kurumları hakkında dosya henüz oluşturulmamış. Biz de karar aldık ve ilgili bütün kurumları tek tek gideceğiz, kendimiz bilgi alacağız. Hepsine gideceğiz. Biz yalnız değiliz. Barolar, meslek grupları var. Bütün Türkiye arkamızda. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Ucu kime dokunursa dokunsun. Asıl mücadelemiz bundan sonra başlıyor, işin peşindeyiz" ifadelerini kullandı. "34 GÜNDÜR HİÇBİR YERDEN CEVAP ALAMIYORUZ" Şengül Yılmaz'ın kız kardeşi Emine Bulut ise, "Ablamı acı bir olayla kaybettim. 34 gündür hiçbir yerden cevap alamıyoruz. Herkes kenara çekilmiş. Lütfen adalet yerini bulsun, ablamın ve ölenlerin hakkı yerde kalmasın. Kimin vebali varsa herkes cezasını çeksin" diye konuştu. Engin Aras da iş yerindeki ihmallere dikkati çekerek, "Bu işletme baştan sona suçlu. Yıkılma kararı verilmiş, yıkmamışlar. Buna nasıl ruhsat verilmiş, ben anlayamıyorum. Canlarımız gitti, bu işin peşini bırakmayacağız" dedi.

Kız öğrencilere cinsel istismar uyguladığı iddia edilen öğretmene 130 yıl hapis Haber

Kız öğrencilere cinsel istismar uyguladığı iddia edilen öğretmene 130 yıl hapis

Kartepe'deki bir kolejde sınıf öğretmenliği yapan M.A. (45) iddiaya göre, 2023-2024 yılları arasında 12 yaşından küçük 6 kız öğrencisine cinsel istismarda bulundu. M.A.'nın, "Sizi ödüllendireceğim" diyerek sınıftakileri dışarıya çıkardığı ve bazı öğrencileri kucağına almak suretiyle taciz ettiği iddia edildi. Öğrencilerin durumu ailelerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. M.A., 6 ailenin şikayeti üzerine 7 Ocak'ta gözaltına alındı. İfadesi alınan öğretmen M.A'nın emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Savcı karşısına çıkarılan öğretmen 8 Ocak'ta tutuklanarak cezaevine gönderildi. 84 YIL 6 AYDAN 204 YIL 5 AYA KADAR KADAR HAPİS Sanık, 2023-2024 yılları arasında '12 yaşından küçük mağdurların cinsel istismarı', 'basit tehdit', '12 yaşını tamamlamayan çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçlarından yargılanırken, iddianamede 84 yıl 6 aydan 204 yıl 5 aya kadar kadar cezalandırılması istendi. Dava sürecinde mağdur çocuklar, sınıf öğretmenlerinin kendilerine müstehcen hareketlerde bulunduğunu dile getirdi. "HİÇ KİMSEYE KARŞI CİNSEL İÇERİKLİ VEYA UYGUNSUZ HİÇBİR DAVRANIŞIM OLMAMIŞTIR" Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık M.A., mağdur çocukların aileleri ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada söz hakkı verilen sanık M.A., hakkındaki suçlamaları reddetti. Okulun fiziki yapısının iddia edilen eylemlerin gerçekleşmesine uygun olmadığını savunan M.A., "Odalar şeffaftır, kapılar camlıdır ve çocuklar benim her hareketimi görmektedir. Böyle bir eylemin gizlice yapılması mümkün değildir. Yapılmış olsaydı çocuklar bunu açıkça anlatırlardı. Meslek hayatım boyunca hiçbir zaman hiçbir öğrenciyi kucağıma almadım. Kimseye sır vermedim, özelimi göstermedim ve kimsenin özel alanına müdahalede bulunmadım. Hiç kimseye karşı cinsel içerikli veya uygunsuz hiçbir davranışım olmamıştır. Böyle biri olsaydım, aile yaşantım da bu durumu yansıtır ve çevrem tarafından fark edilirdi" dedi. "HAYATIM BOYUNCA İYİ BİR İNSAN VE İYİ BİR ÖĞRETMEN OLARAK GÖREV YAPTIM, VİCDANIM RAHATTIR" M.A., savunmasına şöyle devam etti: "Öğrenciler zaman zaman boynuma sarılmış, şaka amaçlı bana güç uygulamışlardır. 20 yıllık meslek hayatım boyunca sevilen, aranan ve öğrencilerini başarıya ulaştırmış bir öğretmen oldum. Hakkımda daha önce yapılmış hiçbir şikayet bulunmamaktadır. Aksine çocuklar ve aileleri memnuniyetlerini defalarca ifade etmiş, mesajlarla da belirtmişlerdir. Eğer iddia edilen türden bir davranışım olsaydı, aileler çocuklarını bana emanet etmez, beni tercih etmezlerdi. Ben çocukların eğitimine katkı sağlamak için gece gündüz çalıştım, sorularını çözdüm, özel durumlarında rehberlik edilmesi istendiği için onları sürekli gözlemledim ve gerekli gördüklerimi rehberliğe bildirdim. Buna rağmen, kendi yaşadıkları sorunları bana yansıtarak beni suçlamaya çalışmaktadırlar. Bu suçlamaların tamamı iftira ve karalama niteliğindedir. Sağlık sorunlarım nedeniyle zaman zaman zorluklar yaşadım ve temiz kalabilmek için yanımda bazı kişisel eşyalar bulunduruyordum. Bu durumların hiçbirinin suçlamalarla bir ilgisi yoktur. Ben iyi bir babayım. Eşimin ve kızımın bana ihtiyacı vardır. Haksız yere suçlandığım bu süreçte beraatımı talep ederim. Hayatım boyunca iyi bir insan ve iyi bir öğretmen olarak görev yaptım, vicdanım rahattır." ÖĞRETMENE 130 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık M.A.'yı 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan toplam 130 yıl hapis cezasına çarptırdı.

2022’deki cinayet ve kundaklama davası Kocaeli’de tekrar görüldü Haber

2022’deki cinayet ve kundaklama davası Kocaeli’de tekrar görüldü

Kocaeli'nin İzmit ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 24 Şubat 2022'de iddiaya göre iki aile arasında küfür yüzünden çıkan kavgada E.Ö., Tarık Tanaç'ı pompalı tüfekle vurarak öldürmüş, olayda 5 kişi de yaralanmıştı. Olayın devamında iki ev ve bir araç kundaklanmış, 5 şüpheli gözaltına alınarak emniyete götürülmüştü. İfadeleri alınan Salih Özariş (32), Ertaş Özariş (21), Yavuz Özariş (30), Erkan Özariş (19) ve E.Ö. (32) adliyeye sevk edilmiş, E.Ö. (32) adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, diğer 4 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Erkan, Salih ve Yavuz Özariş de yargılama aşamasında tahliye edilmişti. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 27 Kasım 2024 tarihinde verilen ilk kararda sanık E. Ö.'e, Tarık Tanaç'a yönelik "kasten öldürme" suçundan tahrik indirimiyle 18 yıl, Sedat Tanaç'a yönelik "öldürmeye teşebbüs" suçundan 9 yıl ve diğer mağdurlara yönelik "kasten yaralama" suçlarından ise toplam 5 yıl 22 gün hapis cezası verilmişti. Diğer sanıklaradan Salih Özariş 11 yıl 3 ay, Erkan Özariş 4 yıl 6 ay, Yavuz Özariş 9 yıl, Tahir Tanaç, Yılmaz Tanaç ve Vedat Tanaç ise her biri 5 ay 18 gün hapis cezası almıştı. Ayrıca Vedat Tanaç, "mala zarar verme" suçundan da 5 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Avukatların itirazı üzerine bu karar, üst mahkeme olan istinaf tarafından bozulmuştu. Dava yeniden görüldü Bozulan karar sebebiyle dava Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görüldü. Mahkeme salonunda tutuklu sanık E.Ö. ve avukatı hazır bulunurken, diğer sanıklar ise duruşmaya katılmadı. Tahliyesini isteyen sanık Ertaş Özariş, öldürme kastı olmadığını söyleyerek, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirtti. "Öldürmeye teşebbüs" suçuna tahrik indirimi uygulandı Mahkeme heyeti, diğer sanıklar yönünden 27 Kasım 2024 tarihinde verilen kararı korurken, tutuklu sanık E.Ö. hakkında Sedat Tanaç'a karşı işlediği "öldürmeye teşebbüs" suçunda tahrik indirimi uyguladı ve bu suçtan verilen cezayı 6 yıl 9 aya düşürdü. Ertaş Özariş'in diğer kişilere yönelik işlediği suçlardan aldığı cezalar ise değiştirilmedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.