TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#müze

İLKHABER-Gazetesi - müze haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, müze haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kültür ve Turizm Bakanı: 2024'ün ilk çeyreğinde müze ve ören yerleri ziyaretçi sayısı 4 milyona yaklaştı Haber

Kültür ve Turizm Bakanı: 2024'ün ilk çeyreğinde müze ve ören yerleri ziyaretçi sayısı 4 milyona yaklaştı

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2024 yılının ilk çeyreğinde müze ve ören yerlerini 4 milyona yakın kişinin ziyaret ettiğini bildirdi. Bakan Ersoy yaptığı açıklamada Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 300’den fazla müze ve ören yeri ile Cumhurbaşkanlığına bağlı Millî Saraylar Başkanlığı bünyesindeki müzelerin Ramazan Bayramı boyunca ziyaretçilere açık olduğunu kaydederek ülke genelinde en çok ziyaret edilen müze ve ören yerlerini paylaştı. En çok ziyaret edilen müze ve ören yerleri şöyle: “Konya Mevlâna Müzesi, Denizli Hierapolis (Pamukkale) Ören Yeri, İzmir Efes Ören Yeri, Nevşehir Göreme Ören Yeri, Nevşehir Zelve, Paşabağları Ören Yeri, Ankara Cumhuriyet Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi, İstanbul Galata Kulesi, Şanlıurfa Göbeklitepe Ören Yeri, Nevşehir Kaymaklı Yer Altı Şehri.” Konya Mevlâna Müzesi ilk sırada Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre geçtiğimiz yıl yaklaşık 30,5 milyon ziyaretçi sayısına ulaşan müze ve ören yerlerini bu yılın ilk 3 ayında 3 milyon 886 bin 998 kişi ziyaret etti. Bu çerçevede Konya Mevlâna Müzesi 383 bin 392 kişi ile yılın ilk çeyreğinde en çok ziyaret edilen müze oldu. Denizli Hierapolis (Pamukkale) Ören Yeri ise 259 bin 25 ziyaretçi ile ikinci, İzmir Efes Ören Yeri de 249 bin 482 ziyaretçi ile üçüncü sırada yer aldı. Müzekart Satışlarında Rekor Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Müzekart satışları, bir önceki yılın aynı ayına göre bu yılın ocak ayında yüzde 7 artarak 217 bin 33 oldu. Satışlardaki şubat ayı artışı ise yine bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 122 olurken 245 bin 10 Müzekart satıldı. Geçtiğimiz mart ayında da satışlar yüzde 77 artışla 239 bin 119 oldu.

 Niğde Kent Müzesi kapılarını ziyaretçilere açıyor Haber

 Niğde Kent Müzesi kapılarını ziyaretçilere açıyor

Niğde’nin geçmişten günümüze yaşam tarzının tarihi nesneler ve balmumu heykelleriyle yansıtıldığı, aynı zamanda kentin kültür, sanat ve edebiyatının sergileneceği Kent Müzesi ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, Osmanlı Sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa tarafından 16. yüzyılda yaptırılan, Niğde Belediyesi’nin ise uzun ve titiz bir çalışmanın ardından Kent Müzesine dönüştürdüğü tarihi bedestende incelemelerde bulundu. Kentin tarihi ve turistik değerlerinin korunup gelecek nesillere aktarılması noktasında önemli projeyi daha hayata geçirdiklerini belirten Başkan Özdemir; gazetecilere yaptığı açıklamada, Kent Müzesi’nde Niğde’nin önde gelen isimlerinin balmumu heykelleri, şehre ait tarihi ve turistik yapıların maketleri, Niğde’yi anlatan kıyafetler ve bu yöreye ait nesnelerin yer aldığına dikkati çekti. Niğde’de hangi medeniyetlerin yaşadığının, tarihte hangi büyük kahramanların bu topraklardan çıktığının, hangi büyük devlet adamlarının burada yaşadığının anlatılacağı Kent Müzesi’nin çocuklara bırakılabilecek en güzel miras olduğuna değinen Başkan Özdemir; "Aynı zamanda dışarıdan gelen misafirlerimize de ilimizin ne kadar kadim bir şehir olduğunu anlatabileceğimiz müzemizi, bugün itibariyle Niğde’mize kazandırmış bulunuyoruz. Niğde Kent Müzesi’nin yarından itibaren ücretsiz olarak ziyaretçilere açılacak" dedi. Kent Müzesi’ndeki eserlerin bir kısmı, Niğde Belediyesi’nin önceki aylarda yaptığı çağrıya kayıtsız kalmayarak, sahip oldukları tarihi nesneleri Müze’ye bağışlayan vatandaşlara ait tarihi kıyafetler, araç ve gereçler, belge ve fotoğraflardan oluşuyor. Birbirinden değerli eserleri barındıran Kent Müzesi’nde unutulmaya yüz tutmuş meslek gruplarının canlandırmaları yer alıyor. Müzenin içerisindeki atölyelerde çocuklara deneyim yapabilme imkanı da sunulacak. Ücretsiz olarak gezilebilecek Niğde Kent Müzesi’nin 09.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

Gaziantep'te yeni dönemde yeni müzeler şehre kazandırılacak Haber

Gaziantep'te yeni dönemde yeni müzeler şehre kazandırılacak

Kültürü, gelenekleri ve tarihi ile zengin Gaziantep için çalışmalarını sürdüren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Başkan Fatma Şahin öncülüğünde yeni dönemde yeni müzeler yapacak, tarihi yapılara sahip çıkacak. Dijital müzecilik teknolojileri kullanılarak sabun ve pekmez yapımının anlatılacağı, ziyaretçilerin üretim aşamalarını en ince detaylarına kadar öğrenip, hanın içerisindeki atölyelerde sabun ve pekmez yapımında aktif rol alabileceği Sabun ve Pekmez Hanı için restorasyon çalışmalarında sona gelindi. 2 bin metrekarelik alana kurulu zemin katında 8 oda, 3 mağara, 3 açık satış birimi, 1 kapalı oturma salonu ve 1 sergi salonu bulunan han açılış için gün sayıyor. Kentin Cumhuriyet dönemi önemli mimari yapılarından Merkez Bankası binası ise birçok dönemi içinde barındıran Para Müzesi’ne dönüştürülecek. Kentte bulunan eski Ticaret Lisesi binası ise Gazi şehrin tarihi belleğinin korunduğu Bellek Gaziantep Müzesi olarak şehre kazandırılacak. Öte yandan Pürsefa İpekyolu ve İslam Medeniyeti Müzesi, İpekyolu El Sanatları Müzeleri’nin yapımı tamamlandığında yeni dönemde şehrin turizmine katkı sağlanacak. Nizip ilçesinde ayrıca Büyükşehir Belediyesi ve Nizip Belediyesi iş birliğinde satış dükkanları, atölyeler ve kafeleri ile sosyal, yaşayan bir mekan haline gelecek Nizip Han Restorasyonu ve Kent Müzesi için ise restorasyon yapılarak ilçeye kazandırılacak.

Ayasofya'ya girişte ücret alınması uygulamasına Tarihçi Ahmet Şimşirgil’den sert tepki ''Bunu CHP yapsa ortalığı ayağa kaldırırdınız'' Haber

Ayasofya'ya girişte ücret alınması uygulamasına Tarihçi Ahmet Şimşirgil’den sert tepki ''Bunu CHP yapsa ortalığı ayağa kaldırırdınız''

Tarihçi, Yazar Ahmet Şimşirgil son dönemde Ayasofya'nın üst katı için ücret alınmasına tepki gösterdi.  Ahmet Şimşirgil, ''Kültür Bakanlığının Ayasofya'da yeri yok'' Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından duyurulan yeni düzenleme ile Ayasofya'nın üst katı yabancı ziyaretçilere 15 Ocak itibarıyla açıldı. Tarihi mirası kültürel amaçla ziyaret etmek isteyen yabancı turist için giriş ücreti 25 Euro oldu. Yeni düzenleme sosyal medyada tepki çekti. O tepkilerden biri de ünlü tarihçi Ahmet Şimşirgil’den geldi. Şimşirgil, Ayasofya'ya girişte ücret alınmasının camiye yeniden müze vasfı kazandırdığı gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tepki gösterdi. “CHP YAPSA ORTALIĞI AYAĞA KALDIRIRDINIZ” Tarihçi Ahmet Şimşirgil sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı videoda Ayasofya girişinde ücret alınmasına tepki gösterdi.Ücret uygulamasını yanlış bulan Şimlşirgil, Ayasofya'nın üst katının müzeye döndüğünü söyledi. Şimşirgil'in açıklamaları şu şekilde: “Üst kata çıkmak için vatandaşlardan para almak üst kat müzeye döndü demektir. Bilet alıp girmeyi marifet gibi paylaşanlar bile var. Yav utanın biraz utanın. Bunu CHP yapsa ortalığı ayağa kaldırırdınız. Üst katları müzeye çeviren Kültür Bakanlığı Ayasofya'dan elini çekmelidir. Orası Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ve Diyanet'e aittir.”

İz Bırakanlar Müzesi binlerce ziyaretçiyi ağırladı Haber

İz Bırakanlar Müzesi binlerce ziyaretçiyi ağırladı

Mersin Valiliği’nin destekleri ile 2 yıl önce açılan ve tamamen yenilenen tarihi bir Mersin evinin restore edilerek dönüştürülmesiyle kente kazandırılan müze, bugüne kadar binlerce ziyaretçiyi ağırlarken, özellikle öğrenciler planlanan program ve etkinliklerde müzeyi gezerek, kent tarihi hakkında bilgi sahibi oluyor.,  “Burası çok güzel bir müze haline dönüştürülmüş” Müzeyi gezen Feride Ayçiçek, uzun yıllardır Mersin’de yaşadığını ancak böyle güzel yerlere pek rastlamadığını söyledi. Müzeyi çok beğendiğini vurgulayan Ayçiçek, “Ben Mersin’de böyle yerlerin daha fazla çoğalmasını istiyorum. Özellikle kent merkezinde çok güzel eski evlerimiz var ama bunların çoğu âtıl durumda duruyor. İşte burası çok güzel bir müze haline dönüştürülmüş. Gerçekten çok güzel olmuş. Herkesin eline, emeğine sağlık. Bizim il dışından misafirlerimiz geldiği zaman merkezde böyle götüreceğimiz çok yer yok. Bu gibi yerler çoğalırsa, bizde misafirlerimizi gezdirebilir, kentle ilgili daha güzel bilgiler verebiliriz” dedi. Müzeyi gezen öğrencilerden Batı Yılmaz Basuk ise “Önceden görmediğim birçok şeyi gördüm, öğrendim. Burayı gezdiğim için çok mutluyum. Herkes buraya gelip, görmeli. Çok güzel bir müze olmuş” ifadelerini kullandı. Bir diğer öğrenci Buğlem Fındık da müzeyi ilk kez gezdiğini dile getirerek, “Burada çok güzel bilgiler aldık. Kentimizde yaşayan ve tarihe damga vuran birçok büyüğümüzü görme imkânımız oldu. Atatürk’ün Mersin ziyaretinde nereleri gezdiğini öğrendik. Burayı gezerken kendimi çok mutlu hissettim” şeklinde konuştu.  “Buradan herkes memnun ve mutlu ayrılıyor” Müze sorumlusu Fatma Toklu ise müzenin açıldığı günden itibaren çok sayıda ziyaretçiyi ağırladığını dile getirdi. Müzede Mersin’in eski ve yakın tarihiyle ilgili birçok bilginin olduğunun altını çizen Toklu, “Müzemize açıldığı günden beri her gün ziyaretçi mutlaka geliyor. Okullarımızdaki öğrenciler belirli periyotlarla ziyarete geliyor. Hatta başka illerden ve yurt dışından vatandaşlarımız geliyor. Burayı gezen herkes buradan memnun ve mutlu ayrılıyor. Mersinliler özellikle ‘Mersinli olmaktan gurur’ duyuyoruz diyor. Burayı gezenlerin birçoğu da öğrendikleri bilgileri ilk kez duyduklarını ifade ediyor. Gerçekten insanlar buraya girdikten sonra bir şeyler öğreniyor, bir şeyler görüyor. Bazıları da tanıdıklarını buluyor. Belediyemize, belediye başkanımıza teşekkürlerini sunuyorlar. Ziyaret sonunda da anı defterine düşüncelerini yazıp, buradan memnun bir şekilde ayrılıyorlar” ifadelerine yer verdi.

Tarihin içinde tarihi öğreniyorlar Haber

Tarihin içinde tarihi öğreniyorlar

Kayseri'de lise öğrencileri, "Dünyanın İlk Tıp Fakültesi" unvanını taşıyan 8 asırlık Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi'nde tarih dersi işledi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen "Sınıfım Kayseri" projesi çerçevesinde farklı okullardaki öğrenciler, tarihi mekanlarda ders işliyor. Nuh Mehmet Baldöktü Anadolu Lisesi öğrencileri de "dünyanın ilk tıp fakültesi" unvanını taşıyan Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi'nde tarih dersi işledi. Öğrencilerin dersine katılan İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse, tarihi mekanların öğrencilerin ufkunu açtığını söyleyerek, "İçerisinde bulunduğumuz mekan 800 yıl önce Selçuklular zamanında Gevher Nesibe Sultan tarafından yaptırılmış bir mekan. Öğrencilerimiz şu soruyu soruyorlar; 'Gerçekten bu mekan 800 yıl önce mi yapıldı?' Eğer 800 yıl önce bizim atalarımız böyle bir mekan yapabildilerse biz o zaman çok çok daha iyilerini yapabiliriz. Çünkü buradaki imkanlara, yapıya, estetiğe baktığınız zaman muhteşem bir ortam var. O zaman içinde bulunduğumuz çağda bizim gençlerimiz ne yapabilirler; ayakları daha sağlam yere basabilir. Aynı zamanda kendi tarihinin ruhunu burada öğreniyorlar. Buradaki yaşantıyı, ilmi, felsefeyi, yardımseverliği ve anlayışı görmek, özümsemek onlar için bir model oluşturuyor" dedi. "Biz her şeyden önce iyi insan yetiştirmek istiyoruz" diyen Karaköse, "Biz vatanını, memleketini, ülkesini seven insan yetiştirmek istiyoruz. Bilimde, teknikte, sanatta, sporda, kültürde kendini geliştirmiş, dünya şartlarına uygun gençler yetiştirmek istiyoruz. Bunun için de bu gelişimin sadece sınıfta değil, toplumun her alanında, yaşamın her alanında olması gerekir. Çünkü biz nihayetinde her şeyden önce öğrencilerimizi hayata hazırlamak istiyoruz. Bunun için de hayatı teneffüs etmelerini, o nefesi almalarını istiyoruz. Çocuklarımız burada gezerken o kadar güzel sorular soruyorlar ki. Burada ne yapılmış, müzikle tedavi edilmiş. Nasıl yani, 800 yıl önce müzikle tedavi mi edilmiş. Evet, 800 yıl önce müzikle tedavi sistemleri denenmiş ve bunu bizim atalarımız yapmış. O zaman şimdi biz bunun üzerine neler koyabiliriz, daha neler neler yapabiliriz. Bu bakış açısını kazanmalarını, kendi atalarını, tarihini, kültürünü, yaşadıkları şehri ve değerlerini tanımaları için bu imkanları onlara sunmamız gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Nuh Mehmet Baldöktü Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Salih Demirsu, tarihi mekanlarda ders işlemenin kendilerini geliştirdiğini söyleyerek, kendilerine bu hizmeti sunan yetkililere teşekkür etti.

12. yüzyılın mumyaları Aksaray’da Haber

12. yüzyılın mumyaları Aksaray’da

Aksaray yöresinde yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan yetişkin insan, çocuk, bebek ve kedi olmak üzere toplam 13 adet mumya Aksaray Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor. Mumya bölümü bulunan Türkiye’nin tek müzesi Mumyaların özel bölümlerde muhafaza edilerek sergilendiğini anlatan Aksaray Müze Müdürü Yusuf Altın, Aksaray Müzesi’nin Türkiye’de ilk ve tek mumya bölümüne sahip olan müze olduğunu kaydetti. Niğde ve Amasya Müzesi’nde mumya bulunduğuna değinen Altın, “Mumya bölümü olarak biz Türkiye’de tek müzeyiz. Daha önce bizim bölgemizden çıkan bir rahibe mumyası var ve bu geçmiş yıllarda Aksaray Müzesi’nin Niğde’ye bağlı olması nedeniyle Niğde Müzesi’ne gönderilmişti. Bir de Amasya Müzesi’nde var ama bunlar tek tiptedir. Tek olan mumya bölümü bizim Aksaray Müzemizde ziyaretçilerimize özel olarak sergileniyor” dedi. "Mumyalar milattan sonra 12. yüzyıla ait" Mumyaların yapılma teknik ve özelliklerinin birbirlerinden farkı olduğunu ifade eden Yusuf Altın, “13 adet mumyamız bulunmaktadır. Bu mumyalar yapılma teknikleriyle, özellikleriyle birbirinden ayrıdır. Bunlar daha çok milattan sonra 12. yüzyıldaki mumyalar. Bu mumyalar Ihlara Vadisi, Çanlı Kilise ve Topakkaya beldesi bölgesindeki ören yerinden çıkarılmış. Mumyalar müzemizin kurtarma çalışmalarıyla çıkarılmış ve bazıları ise yasa dışı yapılan kazılardan çıkarılarak müzemize kazandırılmıştır. Mumyalama tekniği diğer Mısır’daki mumyalama tekniklerinden farklı bir tekniktir. Bu tekniği şöyle özetleyebiliriz; Mısır’daki bizim Orta Asya’daki, İslamiyet’e girmeden önceki Türk geleneklerimizde mumyalama tekniğini biz kullanıyorduk. 3. ve 4. yüzyılda Anadolu’ya gelen Hristiyanlaşmış olan Türk bölgelerinde bu mumyalama adeti devam etmiştir. Ölüye saygı bakımından daha sonra bölgede yaşayan Hristiyanlar da mumyalama tekniğini devam ettirmiştir” diye konuştu. "Mumyalar ölen kişinin iç organları çıkartılarak yapılmış" Mumyaların yapılış ve özelliklerine değinen Müze Müdürü Altın, “Bu mumyalama nasıl oluyor? Kişi öldükten sonra iç organları çıkartılıyor. Bal mumu ve benzeri değişik kimyasal maddelerden beslenilerek vücudun üzerine tamamen bir tabaka sarılıyor. Daha sonra kefenlenerek, kumaşla üzeri örtülerek üstü kapaklı bir şekilde yapılıyor. Biz bunları bu şekilde görüyoruz” şeklinde konuştu. "13 mumya özel tekniklerle donatılmış bölümlerde korunuyor" Mumyaların belirli sıcaklıktaki bölümlerde korunduğunu dile getiren Altın, “Şu anda biz bu mumyalarımızı burada özel tekniklerle, özel klima teknikleriyle mumya bölümümüzde 21 ile 23 derece arasındaki sıcaklıkta koruyoruz. Her yıl bunların bakım ve onarımlarını yapıp koruyoruz. Burada 13 adet mumyamız var. Bunlardan birisi yetişkin erkek mumyası, çocuk mumyaları, 7-8 yaşlarında çocuk mumyamız var ve bebek mumyalarımız var. Ayrıca çok enteresandır ki hayvan sever vatandaşlarımızın çok ilgi gösterdiği, özelikle çocukların çok ilgi gösterdiği kedi mumyamız var. Kedi mumyamızda kişi sevdiğiyle olduğu için sevgisinden kedisini mumyalaştırmış. O da ziyaretçilerimiz tarafından büyük ilgi görmektedir” ifadelerini kullandı.

AA, Darphane Müzesi'ndeki Cumhuriyet'in ilk dönemine ait paraları görüntüledi Haber

AA, Darphane Müzesi'ndeki Cumhuriyet'in ilk dönemine ait paraları görüntüledi

 Anadolu Ajansı, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünün Balmumcu'daki binasında yer alan müzede sergilenen Cumhuriyet'in ilk dönemine ait paraları görüntüledi. Darphane Müzesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı kapsamında kapılarını Anadolu Ajansına açtı. Antik Yunan'dan Orta Çağ Avrupası'na, Osmanlı döneminden Cumhuriyet'e kadar yaklaşık 13 bin eserin bulunduğu müzede, çok kıymetli para, madalya ve nişanlar yer alırken, Atatürk dönemine ait banknotlar da dikkati çekiyor. 1467 yılında kurulan ve önceleri Darphane-i Amire olarak adlandırılan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünün müzesinde Atatürk dönemine ait Osmanlıca, Fransızca ve Türkçe yazıların bulunduğu banknotlar, ziyaretçileri, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarına götürüyor. - Cumhuriyet dönemi ilk banknotlar Londra'da basılıyor Cumhuriyet'in ilk 15 yılına ait kağıt paralar arasında, Fransız matbaa şirketi Thomas De La Ruse Company tarafından 1925'te Londra'da basılarak Ankara'ya gönderilen Osmanlıca ve Fransızca yazılı banknotlar yer alıyor. Bu paralar, Atatürk'ün emriyle basılan ilk banknotlar olarak dikkati çekiyor. 1925 sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen "Mevcut Evrak-ı Nakdiyenin Yenileriyle İstibdaline Dair Kanun" ile basılan Türkiye Cumhuriyeti'nin banknotları arasında 1 lira, 5 lira, 10 lira, 500 lira ve 1000 liralık banknotlar bulunuyor. Banknotların en üstünde Osmanlıca olarak Türkiye Cumhuriyeti yazarken, Maliye Vekili Mustafa Abdulhalik imzalı bu paralar Ali Sami Boyar tarafından tasarlanan 1. emisyon banknotlar olarak öne çıkıyor. - İlk banknotlar, üzerlerindeki farklı fotoğraflarla dikkati çekiyor Harf Devrimi öncesi basılan 1. emisyon paralar, üzerlerindeki farklı fotoğraflarla dikkati çekiyor. 1 Türk lirasının ön yüzünde 1. TBMM Binası, Ankara Kalesi ve kara sabanla çift süren bir köylünün fotoğrafı yer alırken, arka yüzünde eski başbakanlık binası bulunuyor. 5 liranın ön yüzünde kurt figürü, arka yüzünde ise Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde bulunan ve 1922 yılında Anadolu Selçuklu sultanlarından I. Alaeddin Keykubad adına Kızılbey tarafından yaptırılan Akköprü yer alıyor. 10 liranın önünde kurt figürü, arkasında Ankara Kalesi'nden bir kare bulunuyor. 100 liranın ön yüzünde Atatürk portresi, arka yüzünde ise Anadolu'dan bir köy resmi kullanılıyor. 500 liranın önünde Sivas Gök Medrese, dış yüzünde ise Sivas'tan genel bir fotoğraf yer alıyor. Banknotların en büyüğü olan 1000 lirada ise ön yüzünde hilal içerisinde Atatürk portresi, dış yüzünde Sakarya demir yolu hattı bulunuyor. - Para basma yetkisi TCMB'ye geçiyor Darphane Müzesi'nde 1928 Harf Devrimi sonrasında basılan 2. emisyon kağıt paraların replikaları da yer alıyor. 3 Ekim 1931'de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) kurulmasıyla para basma yetkisi Osmanlı Bankasından TCMB'ye geçiyor. Merkez Bankasının piyasaya sunduğu ikinci emisyon kağıt paralar sadece Türkçe Latin harfli olarak tasarlanıyor ve 15 Ekim 1937'de piyasaya sürülüyor. Bu tarihte piyasaya sürülen 5 liralık banknot Türkiye Cumhuriyeti'nin Latin harfleriyle basılan ilk kağıt banknotu olarak öne çıkıyor. İkinci emisyon kağıt paralar sadece Türkçe Latin harfli olarak tasarlanırken, 1937 ve 1938 yıllarında yeni emisyonun 5, 10, 50 ve 100 liralıkları tedavüle giriyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.