TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ni̇ğde

İLKHABER-Gazetesi - Ni̇ğde haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ni̇ğde haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Gürer: Tarım stratejik bir alan, milli güvenlik kadar da önemli Haber

CHP'li Gürer: Tarım stratejik bir alan, milli güvenlik kadar da önemli

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM’de yaptığı konuşmada, “Tarım stratejik bir alan, milli güvenlik kadar da önemli,” dedi. Gürer, “Geçen yıl buğdaya taban fiyat 8.250 lira verildi, ardından da ton başı 1.000 lira destek verileceği söylendi. Yeni hasat dönemi geldi, hâlâ o 1.000 liralık destek verilmedi; o günkü mazotun, tohumun, ilacın, gübrenin fiyatı üzerinden düşünürseniz, o destek yok oldu gitti.” diye konuştu. GÜRER: PANCAR AVANS FİYATI BELİRSİZ CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, “Her yıl, yılın başında, ekim yapılmadan pancar için avans fiyatı açıklanır; pancar için ekim yapıldı, ortada avans fiyatı yok. Geçen yıl mısıra yüzde 7'lik bir fiyat artışı sağlandı. Şu an çiftçiler, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıkladığı tasarruf tedbirleri kapsamında bu yıl düşük taban fiyat uygulaması yapılacak, girdi maliyetleri karşısında tarımdan daha da soğutacaklar kaygısı içindeler,” dedi. Gürer, “Buğday taban fiyatını bir açıklayın. Hasat başladı, ortada taban fiyatı yok; çiftçinin beklentisi en az 15 bin lira. Eğer çiftçiye 15 bin lira taban fiyatı vermezseniz, yine zarar eder. Ha, diyeceksiniz ki 'Taban fiyat olarak tonuna 15 bin lira verdik, ekmek kaç lira olacak?' O da sizin sorununuz. Nedeni şu: Eğer siz çiftçinin tohumunu, ilacını, gübresini sübvanse etseniz, mazotundan ÖTV'yi ve KDV'yi kaldırsanız, çiftçilere verdiğiniz kredinin faiz borçlarını silseniz; çiftçi ayakta kalır, maliyeti düşük olur. Ama Türkiye'nin bugünkü sisteminde üretim öncesi, üretim süreci ve üretim sonrasında yaşanan sorunlara gerçekçi çözüm bulmuyorsunuz.” diye konuştu. GÜRER: ARZ AÇIĞIMIZ VAR CHP’li Vekil Ömer Fethi Gürer “21 üründe arz açığımız var; çözüm olarak ithalatçı, rantçı bir yaklaşımla Türk çiftçisini değil, ithal ile yurt dışındaki çiftçiyi destekliyorsunuz. Bu anlayış Türkiye'de tarımın sonunu getiriyor. 1980 yılında bu ülkede 28 milyon hektar tarım arazisi ekiliyordu, bugün 23 milyon 300 bin hektara geriledi. Ziraat odalarına kayıtlı 5 milyon çiftçi var, ÇKS'li çiftçi sayımız 2 milyon 300 bine düştü; onlardan da kiraya verenler desteği alıyor, üretim yapanlar destek de alamıyor.“diye konuştu. GÜRER: 2020 YILINDA BAYRAM İKRAMİYESİ İLE KURBAN ALINIRKEN, 2024 YILINDA EMEKLİ MAAŞI İLE KURBAN ALINAMIYOR CHP Niğde Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, “Tarım politikalarının göz göre göre bu hâle getirilmesi siyasi iktidarın bir tercihi. IMF ve Dünya Bankası demiş ki: 'Siz, sanayide ve turizmde yol alın, pahalıya tarım yapıyorsunuz, üretim maliyetiniz yüksek, o işi ithalatla çözün.' Ama pandemi, kuraklık ve savaş şunu gösterdi: Kendi kendine yetmeyen ülkelerin sorunu var. Bilhassa somut bir örnek hayvancılıkta; 2020 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı, koyunda vekaletle kesim ücreti olarak 975 lira fiyat belirlemişti. Emekli bayram ikramiyesi 1.000 liraydı, bir koyun alınabiliyordu. Bu yıl, 2024'e geldik, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın belirlediği vekaletle kesim ücreti 11.750 lira, emeklinin maaşı 10 bin lira; 1 kurban alınamıyor. Peki, bayram ikramiyesinin alım gücü ne? 3 bin liralık bayram ikramiyesiyle de 3 kilo et alabiliyorsunuz. Raftaki ürün pahalı, üretici de para kazanmıyor.” dedi. GÜRER: PATATESTE SORUN VAR CHP’li vekil Gürer, TBMM’de yaptığı konuşmada patates çiftçisi sorunlarını da anlattı. Gürer, “Niğde'de köylere gittim, patates depoda gene kalmış. Niye kalıyor? Çünkü siyasi iktidarın bu anlamda ilişkileri sürdüren TMO, 4-5 şirketi devreye sokmuş. Şirketler piyasayı kapatmış, çiftçiyi boğmuş; bizim 'küçük aile tipi işletmesi' dediğimiz kırsaldaki çiftçinin patatesi de depoda kalmış. Şu an üretici deposunda kilosu 4 lira. Çiftçi arkadaş dedi ki: '2,5 liraya vereceğim, gelip alan yok; on beş gün içinde patates çöp.' Her yerde söylüyorum, çiftçinin ürettiği ürün bu ülkenin millî değeri; Ahmet'in, Mehmet'in ürünü değil. Burada yapılan yanlış bu ülkeye yapılan yanlıştır.” diye sözlerine devam etti. GÜRER: ÇAY TABAN FİYATI DÜŞÜK KALDI CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çayda da fiyatı açıkladınız 17 lira, destekle '19' diyorsunuz. Ne zaman vereceksiniz desteği? Bir yıl sonra. Bir AVM'ye gittim, kafede bir bardak çay istedim, 38 lira. Arkadaş, bardağını da mı satıyorsunuz ya, dedim. 38 liraya bir bardak çay içiyorsunuz, bir yıl boyunca çalışan, emek veren, üreten çay üreticisine 17 lira kilo fiyatı veriyorsunuz, desteği de 2 lira ancak bir yıl sonra vereceksiniz; o zaman da anlamı kalmaz. Ya, bizim çiftçimize zulmetmeyin, eziyet etmeyin, hayvancılık yapanlara sahip çıkın. Yarın çok pişman oluruz, bu hepimiz için geçerli. Her yerde söylediğim cümle: Tarımın siyaseti olmaz. Yanlış politika uyguluyorsunuz, sonuçların acısını hep birlikte çekiyoruz, ödüyoruz. Gelin, şu tarım politikasını yeniden planlayın, öngörülebilir bir hâle getirin, tarımdaki sorunları çözmek için de doğru politikalar geliştirin.” dedi.

CHP'li Gürer: Buğday Taban fiyatı en az 15 bin TL olmalı, ithalat durdurulmalı Haber

CHP'li Gürer: Buğday Taban fiyatı en az 15 bin TL olmalı, ithalat durdurulmalı

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Çukurova’da buğday hasatının başlamasına rağmen taban fiyatın halen açıklanmadığına dikkat çekti. Gürer, “Yılın ilk 3 ayında 2 milyon tonun üstünde buğday ithalatı yapıldı ve hububatta taban fiyat açıklanmadı. Ürün üretimindeki girdi maliyetlerinde yaşanan artış göz önünde bulundurularak, buğday için taban fiyat en az 15.000 TL/ton olarak açıklanmalıdır. Diğer hububat ürünleri için de taban fiyat, girdi maliyetleri esas alınarak duyurulmalıdır.” dedi. GÜRER: HASAT BAŞLADI, ORTADA TABAN FİYAT YOK CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Çukurova bölgesinde buğday hasatının başladığını belirterek, “Hububatta taban fiyatı açıklanmadı. Çukurova bölgesinde hasat başladı. Çiftçiler tonu en az 15 bin lira olmasını istiyor, çünkü girdi maliyetleri arttı. Girdi maliyetleri artınca buğdayın da arpanın da çavdarın da maliyeti arttı. Şu anda taban fiyatı hala açıklanmadı, Çukurova'da çiftçi ürününü götürüp tüccara vermeye başladı. Borçları var, ilacı, tohuma, gübreye ödemeleri var. Mazota ödemeleri var. Alabildikleri oranda tüccarın verdiği fiyata ürünlerini vermek durumunda kalıyorlar. Kamunun asli görevi tüccar karşısında çiftçiyi korumak. Onun için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bir an önce fiyat açıklayıp çiftçinin buğdayını, arpasını, çavdarını almalı.” dedi. GÜRER: ÇAYDA YAŞANAN HAYAL KIRIKLIĞI, BUĞDAYDA DA YAŞANMASIN Üretim girdilerindeki artışlar göz önünde bulundurularak taban fiyat açıklanması gerektiğini ve çayda açıklanan taban fiyatın çay üreticisini hayal kırıklığına uğrattığını belirten Ö.Fethi Gürer, “İç Anadolu'da hasata daha birkaç ay süre var, ama Çukurova'da başladığı için biçerdöverler tarlaya girdiği anda taban fiyat açıklanmalı. Çiftçimizi korumalıyız. Doğal olarak taban fiyatın artışı girdi maliyetleri ile ilgili. Mazotta ÖTV'yi kaldırın dedik, kaldırmadılar. Buğdayın tohumunu daha düşük tutun dedik, sübvanse edin dedik, yapmadılar. Doğal olarak maliyet arttıkça da taban fiyatında yüksek olmasını istiyorlar. Çayda taban fiyat 25 lira beklentisi vardı, 17 lira açıklandı, 2 lira da destek primi veriliyor. Buğdayda da çiftçi en az ton fiyatı 15 bin lira bekliyor. Farklı bölgelerde tarla kirasına göre, sulu tarıma göre fiyat değişkenliği var, genel olarak çiftçi buğday için beklentisi bir kilosu 15 lira fiyatı olarak açıklanmasını istiyor.” şeklinde konuştu. GÜRER: ÜRETİM GİRDİLERİNDE ÇİFTÇİYE DESTEK SAĞLANSIN CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, taban fiyat belirlenirken yurtdışı piyasalarındaki buğday fiyatı dikkate alınarak değil, çiftçinin üretim girdileri göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiğini, aksi halde üreticinin zarar edeceğine dikkat çekerek, “Yurt dışında buğday fiyatlarının düşük kalması Türkiye'de üretim yapan çiftçinin girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle taban fiyatın daha yüksek olmasına da neden oluyor. Önce çiftçiye girdi maliyetlerinde destek sağlansın. çiftçi yüksek girdi maliyetleri ile üretim yapıyorsa, o çiftçi korunmuyorsa ileride tarım yapan kesimin daha da sayısının düşmesi kaçınılmaz olur.” diyerek konuştu. GÜRER: İTHALAT YILIN İLK 3 AYINDA HIZ KESMEDEN DEVAM ETTİ CHP’li vekil Ö.Fethi Gürer, “Yılın ilk 3 ayında 538 milyon 813 bin dolar karşılığında 2 milyon 167 bin ton buğday ithalatı gerçekleşti. İlk 3 ayda 6 bin 907 ton makarnalık buğday ithal edilirken karşılığında 2 milyon 593 bin dolar ödendi. Düşük vasıflı buğday olarak adlandırılan buğdaydan ise 2 milyon 160 bin ton karşılığında 536 milyon 220 bin bin dolar ödeyerek ithalat gerçekleştirildi.” dedi. CHP’li Ömer Fethi Gürer konuya ilişkin, “Yılbaşından bu yana Toprak Mahsulleri Ofisi yurt dışından buğday getirmeye devam ediyor. 2 milyon tonun üzerinde buğday ithal edildi. Hasat döneminden önce buğday ithalatı yapılmasın diyoruz, ancak yapılıyor. Şimdi Çukurova'da da hasat başladı, depoların bir kısmında doğal olarak ithal buğday da var. Yurt dışından getirilen buğday çiftçimizin üretim yapmasının önünde önemli bir engel. Çünkü hasat dönemi yurt dışındaki buğdayın fiyatlarının düşüklüğü dikkate alınarak daha düşük taban fiyat veriliyor. Oysa Türkiye'de girdi fiyatları artıyor, enflasyon var. Enflasyonun yansıması çiftçinin girdi maliyetlerindeki artışı beraberinde getiriyor. Yurt dışından daha uygun fiyatla buğday bulduk, onu aldık geldik anlamında yapılan iş çiftçiyi moralsiz kılıyor. Ayrıca dahilinde işleme rejimi kapsamında her yıl 10 milyon ton yurt dışından buğday getirmeye ne gerek var? Çiftçimize destek verin. Bizim çiftçimiz kendisi bunu üretsin. Dışarıdan buğday alıp gelip onu un yapıp yurt dışına ihraç ettik diye övünmek yerine, bizim çiftçimize gerekli destek verilsin, bu buğdayı bizim çiftçimiz üretsin.” diye konuştu.

Gürer: Vatandaş borçla yaşıyor, ekonomik kriz devam ediyor Haber

Gürer: Vatandaş borçla yaşıyor, ekonomik kriz devam ediyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer faiz artışına karşın vatandaşın borçla yaşadığını söyledi. Gürer, “Faizlerin yıllık bileşik bazda yüzde 80’lerde seyretmesine rağmen vatandaşlar borçlanmaya devam ediyor. Ekonomik kriz vatandaşı kıskaç altına aldı. Milyonlar açlık sınırı altında bir gelire sahip, emekli ve dar gelirli için yaşam çok zorlaştı. Önemli bir kesim için borç ile ayakta durmaya çalışıyor. Yalnız çiftçiler kredi borcu bankalara ve piyasaya 700 milyarı aştı. Borçsuz kredi almadan çiftçilik yapan kalmadı gibi” dedi. Gürer, “Verilere göre Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 29 Mart – 9 Nisan arasındaki dönemde 24,2 milyar lira artarak 3,1 trilyon lirayı buldu. Söz konusu dönemde bireysel kredilerinin bakiyesinde 6 milyar liralık azalış, kredi kartı borç bakiyesinde ise 30,2 milyar liralık artış yaşandı. Bireysel kredi borçları 1 trilyon 665 milyar liraya inerken, kredi kartı borçları ise 1 trilyon 427 milyar liraya yükseldi. Tüketicilerin bankalara olan borçları 2024 yılı başından bu yana 365 milyar lira arttı.” dedi. BATIK TÜKETİCİ KREDİLERİNDE 1,4 MİLYAR LİRALIK ARTIŞ GÖZLENDİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer borcunu ödemeyerek haciz ile boğuşan sayısınınsa arttığına dikkat çekti. Gürer” ekonomik kriz vatandaşı boğazını sıkmaya devam ediyor. Alınan önlemlere rağmen enflasyon düşmedi. İktidar dar gelirli ve emekli yaşamını iyileştirmek için bir adım atmıyor. Çok evde artık et mutfağa uğramıyor. Sağlıklı bir beslenme olanağı gelirlerine göre ortadan kalktı.10 bin lira emekli maaşı ile ev kirasını versin. Gıda ürünlerine mi versin. Sosyal yaşamları ise hiç kalmadı. Bankaların tüketicilerden zamanında tahsil edilemediği için icra takibine aldıkları bireysel kredi ve kredi kartı alacakları ise söz konusu dönemde 2,2 milyar lira artarak 56,7 milyar lira oldu. Söz konusu dönemde bankaların toplam batık kredilerinin 2,3 milyar lira artarak 200 milyar liraya yükselmesi neredeyse tümüyle sorunlu bireysel kredilerde yaşanan artıştan kaynaklandı. Batık tüketici kredilerinde yıl başından bu yana 11,4 milyar liralık artış gözlendi. GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE İCRA TAKİBİNE ALINAN KİŞİ SAYISI 118 BİN 948 KİŞİ ARTTI Merkez Bankasının hazırladığı Finansal İstikrar Raporuna göre, varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde ise 41 milyar liralık batık tüketici kredisi alacağı bulunuyor. Dolayısıyla vatandaşların faizleri ve icra masrafları hariç 86 milyar liraya yakın icralık kredi borcu bulunuyor. Bu arada vatandaşların TOKİ’ye de 59 milyar liralık taksitli konut borcu bulunuyor. Bankalara olan kredi kartı, ve bankaların yanı sıra diğer finans kuruluşlarına olan bireysel kredi borcunu zamanında ödeyemediği için tarafından icra takibine alınan vatandaş sayısı da hızla artmaya devam ediyor. Risk Merkezinin açıkladığı verilere göre bu yılın ilk iki ayında bireysel kredi borcunu zamanında ödeyemediği için icra takibine alınan vatandaş sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 61 bin 259 kişi artarak 203 bin 67 kişiye, kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı ise 101 bin 896 kişi artarak 217 bin 381 bin kişiye çıktı. Aynı zamanda hem kredi kartı hem de bireysel kredi borcu yüzünden takibe alınanlar tek kişi sayıldığında bu dönemde toplam 333 bin 941 kişi bankalar tarafından icra takibine alındı. Takibe alınanların sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 118 bin 948 kişi arttı. GÜRER: FAİZE RAĞMEN VATANDAŞ BORCA SARILIYOR Son beş yılda icra takibine alınmasına rağmen halen borcu devam eden ve bankalar ve diğer finans kuruluşlarının takibinde bulunan vatandaş sayısı Şubat 2024 sonu itibariyle 2 milyon 325 bin 90 kişiye kadar çıktı. Bu durumdaki 2 milyon 106 bin 91 kişi de varlık yönetim şirketlerinin takibinde bulunuyor. Hem bankalar ve diğer finans kuruluşlarının hem de varlık yönetim şirketlerinin takibinde bulunanlar tek bir kişi sayıldığında toplam 3 milyon 820 bin kişi takipte bulunuyor. Bankaların kara listesindeki bu vatandaşlar yeni kredi ve kredi kartı kullanamıyor. Bankalar ve finans kuruluşlarına borçlu vatandaşların sayısı da artmaya devam ediyor. Risk Merkezinin verilerine göre bankalar ve diğer finans kuruluşlarına bireysel kredi borcu bulunan vatandaş sayısı son bir yılda 1 milyon 776 bin kişi artarak Şubat 2024 sonunda 40 milyon 179 bin kişiye çıktı. Kredi kartı borcu bulunanların sayısı ise aynı dönemde 2 milyon 677 bin kişilik artışla 37 milyon 16 bin kişiye kadar çıkarken, kredili mevduat hesabı borcu bulunanların sayısı ise 1milyon 238 bin kişilik artışla 28 milyon 928 bin kişi oldu.” dedi. Gürer Bankalar dışında da elden alınan borçları ödeyemediği için vatandaşların sorun yaşadığını da belirtti. Dar ve sabit gelirliler ile emekli ve asgari ücretlilerin durumunu iyileştirecek düzenlemeler şart olduğunu belirtti. Elde avuçta ne varsa tüketerek yaşamaya çalışanların açlık sınırı altında yaşamlarını sürdürmelerinin oldukça daraldığına dikkat çekti

CHP Niğde Milletvekili Gürer: Et ve Süt Kurumu zammı geri alınsın! Haber

CHP Niğde Milletvekili Gürer: Et ve Süt Kurumu zammı geri alınsın!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Et ve Süt Kurumu’nun et fiyatlarına yaptığı yüzde 25 zamma karşılık süt üreticisine yapılan yüzde 8,5’lik artışın dengesizliğine dikkat çekti. Zamların geri alınması istedi. Gürer, dar gelirli vatandaşların et alabilmek için sabahın erken saatlerinde sıraya girerek kuyruklar oluşturduğu Et ve Süt Kurumu et ürünlerine yaptığı %25 zam ile dar gelirlinin et alabilmesini de zorlaştırdığını belirtti. Ve kuyrukları ortadan kaldırmak için mi zam yapıyorsunuz” dedi. Et ve Süt kurumu Genel Müdürünün 2022 yılında, “Kuyrukları kaldırmak için zam yaptık” sözlerini hatırlatan Gürer, “Et ve Süt Kurumu'nun satış fiyatı üzerinden emekli ve dar gelirli insanlar sabah erken saatlerde kurumun önünde kuyruğa giriyorlardı; böylece evlerine yarım veya bir kilo et alabiliyorlardı. Ancak bu et fiyatlarına yüzde 25 zam geldi. 2022 yılında dönemin genel müdürü, kuyrukları kaldırmak için fiyatları artırdıklarını belirtmişti. Et ve Süt Kurumu, asli görevi piyasayı dengelemek ve sübvansiyon yapmak olan bir kamu kuruluşudur, ancak Sayıştay raporlarına göre, öngörülebilir ve planlı projeleri olmadığı için piyasanın gerisinde ürün satıyor ve talebi karşılayamıyor. Talebin karşılanmaması, sınırlı ürünün piyasaya verilmesi ve daha uygun fiyatlarla sunulması talebi artırıyor. Et fiyatları, yılbaşından bu yana sadece kesimhanelerde dana eti için kilogram başına 101 TL, koyun eti için ise 117 TL'yi aşmış durumda. Bu durumun önüne geçilemiyor. İthalat da çözüm olmuyor, çünkü piyasa verileri açısından ve kontrol açısından doğru şekilde denetlenemiyor. Bu durum, et fiyatlarının artmasına neden oluyor. Ayrıca, sürekli yem fiyatlarının artması ve ahır giderlerinin yükselmesi, hayvan varlığı üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Erken kesime gönderilen hayvanlarla azalan hayvan varlığı, kesime gidecek hayvan varlığını da sorunlu hale getiriyor. Hayvan varlığının azalması, et ve süt fiyatlarının artmasına da neden oluyor. Ulusal Süt Konseyi'nin (ki iktidar kontrolünde) 1 Mayıs'tan itibaren süt fiyatlarına yüzde 8,5 zam yapmasıyla karşılaştırıldığında, Et ve Süt Kurumu'nun yüzde 25 fiyat artışı yapması yanlıştır ve bu zam geri alınmalıdır. Emekli ve dar gelirli insanlar için bu süreç sübvansiyon altına alınmalıdır; böylece emeklilerin ve dar gelirli insanların ete erişimi engellenmemelidir. Süreç doğru yönetilmezse, Et ve Süt Kurumu'nun sorunları artar. Veriler göstermektedir ki Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) süt üretiminde bir azalma olduğu işaret etmektedir. Süt üretiminin düşmesi, süt ve sütten mamül ürünlerin fiyatlarının artmasına yol açacaktır. Doğru desteklemeler ve planlamalarla, bu sürecin üstesinden gelmek mümkündür. Zamlarla emekli ve dar gelirli insanların et ve süt ürünlerine erişiminin engellenmesinden başka bir şey yapılmamaktadır. Bu durumun bir an önce doğru planlama ile aşılması gerekmektedir; bu da doğru hayvan varlıklarının belirlenmesini ve sürecin doğru yönetilmesini gerektirir, böylece dar gelirli, sabit gelirli ve emekli insanlar et ve süt ürünlerine erişebilir.” dedi. SÜT ÜRETİCİSİNE %8,5, ET VE SÜT KURUMU'NA %25 ZAM! CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ulusal Süt Konseyi 1 Mayıs'tan geçerli olmak üzere çiğ süt tavsiye fiyatına %8,5 zam yaptı. Yem fiyatı ise daha süt zammı uygulanmadan, 50 kiloluk süt yeminde 25 TL artış olarak uygulamaya geçti. Et ve Süt Kurumu ise mağazalarında satılan ve genellikle emekli ve dar gelirli vatandaşların erken saatlerde kuyruğa girerek almak durumunda kaldıkları et ürünlerine %25 zam yaptı. Kurumun görevi piyasaya uymak değil, piyasayı regüle etmek iken, et fiyatındaki artış kurum fiyatlarına da yansıdı” dedi. SAYIŞTAY DA UYARDI Et ve Süt Kurumu’nun benimsediği kırmızı et piyasa politikalarındaki yanlışın Sayıştay Denetim Raporu'nda da saptandığını belirten Gürer, 2020 yılında 18 milyon adet olan büyükbaş hayvan varlığının, yoğun kesim neticesinde 2022 yılı sonunda 16,8 milyon adete indiğini söyledi. Farklı kaynaklar ise bu rakamların altında hayvan varlığına işaret ediyor. İktidarın yılın ilk iki ayında 89.605 baş hayvan ithalat edip, ithalata hayvan için 129 milyon 567 bin 236 dolar ödemesine rağmen, piyasada dengelerin oturmadığı görülmektedir. Bu arada Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, şubat ayında toplanan inek sütü miktarı, bir önceki aya göre %2 azalarak 897 bin 379 tona düşerken, şubat ayında içme sütü üretimi ,2 azalarak 133 bin 505 tona geriledi. Süt ineklerinin kesilmesi ile seyreden iktidar, artan nüfus ve turizm etkisi ile tüketimde gelecek aylarda arz dengesi et ve süt ile et ve sütten mamül ürünlerde sorunların derinleşmesine neden olabileceği görülmektedir” dedi." GÜRER: ZAMLAR SORUNU ÇÖZMÜYOR, SORUNLARI DERİNLEŞTİRİYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2024 yılının ilk dört ayında kesimhanelerde fiyat artışı, danada kilogram başına 101 TL bulurken, kuzuda artış 117 TL olarak gerçekleşti. Kesim ücreti dana için 364 TL, kuzuda ise 415 TL, Borsa’da ise Dana et (but) 395 TL, Süt kuzusu 476 TL olarak belirlendi. Kasaplarda farklı fiyatlar görülüyor. Et fiyatları bazı marketlerde dana kıyma 470 lira, dana pirzola 840 lira, ceza kuzu kol 610 lira, kuzu kuşbaşı 790 lira olarak işlem görüyor. Pirzula yerine göre 900-1200 aralığında satılıyor. Bu bağlamda dar gelirli ve emekliler için et alabilecekleri piyasaya göre daha uygun gördükleri Et ve Süt Kurumu mağazaları oluyor, bu nedenle gün doğarken kurumun kapısında kuyruk oluşuyorlar. Bu bağlamda kurumun fiyat artışı, emekliyi ete erişimden mahrum bırakacak” dedi. Ömer Fethi Gürer, “Zam öncesi 229 liradan satılan kıyma fiyatına %21 oranında zam yapılarak 279 liraya, 259 liradan satılan kuşbaşı fiyatına da %23 oranında artış yapılarak 319 liraya, sığır bifteğin fiyatı 325 liradan 405 liraya, pirzolanın fiyatı 380 liradan 450 liraya ve bonfilenin fiyatı da 540 liradan 600 liraya, tavuk kanat 110 liradan 138 liraya, tavuk but 67 liradan 74 liraya, tavuk göğüs 68 liradan 85 liraya ve tavuk pirzola 90 liradan 113 liraya çıkarıldı. Bu fiyatlar dar gelirli ve emekliler için bütçelerinde yeni bir gider artışı yaratacak. Piyasaya yaklaşan fiyatlar tüketicileri zor durumda bırakıyor. Bu zamlar durdurulmalıdır. Et fiyatlarındaki artışlar gibi sütten mamül ürünlerdeki fiyat artışları ve kanatlı hayvanlardaki fiyat artışları yanında, TÜİK verilerine göre bir önceki ay 203 bin 64 ton olan tavuk eti üretimi şubat ayında %0,7 oranında azalarak 201 bin 680 tona gerilerken, bir önceki ay 1 milyar 838 milyon 422 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi şubat ayında %5,7 oranında azalarak 1 milyar 733 milyon 464 bin adet olduğu açıklanması da dikkat çekicidir” diye konuştu.

CHP'li Gürer'den süt zammına tepki: Çiğ süte zam değil, yem fiyatlarına düşüş istiyoruz! Haber

CHP'li Gürer'den süt zammına tepki: Çiğ süte zam değil, yem fiyatlarına düşüş istiyoruz!

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ulusal Süt Konseyi (USK)'nin çiğ süt tavsiye fiyatını 1 Mayıs'tan itibaren geçerli olmak üzere yüzde 8,5 artışla litre başına 13,5 TL'den 14,65 TL'ye yükseltmesinden önce süt yemine zam geldiğini ve daha süt ineği besleyenlerin cebine yeni fiyatla süt parası girmeden önce çıktığını söyledi. Gürer, Çiğ süt için açıklanan litrede yüzde 8,5 fiyat artışının peynir ve raftaki sütten mamul ürüne yansıması ile rafta artışın daha yüksek fiyatlara erişeceğini ve etten sonra süt mamüllerinin de emeklinin ve dar gelirlinin sofrasına veda edeceğini belirtti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde süt ineği sayısının 5 milyon 500 bine gerilediğini belirterek, “İnekler geçtiğimiz yıllarda girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle kesime gitti. Kırsalda küçük aile tipi işletmelerde sorunlar katlandı. Çoklu hayvan varlığı olan çiftlikler, kısmen önlemler alarak ayakta kalmaya çalışıyor. Hayvancılığın en önemli gider kalemi yem oluşturuyor. Kaba yem ve sanayi yemindeki fiyat artışı, hayvancılık yapanları işlerinden soğuttu. Çiftçilik yapmayanlar, yonca, arpa, saman gibi kendi üretmedikleri giderlere dayanmaları zorlaştı. Bu nedenle hayvancılığı sürdürmek iyice zorlaştı. Hayvancılıkta tüketilen yemin yarısı ithal geliyor. USK daha çiğ süt fiyatında artışa gitmeden geçen hafta 19 proteinli 50 kg süt yeminin bazı süt kooperatiflerindeki geliş fiyatı 552 liradan 547 liraya çıktı. Kooperatifler üyelerine 567 liradan süt yemi veriyor. Farklı kooperatiflerde veya bayilerde daha yüksek fiyatlarla satış yapanlar da bulunuyor. Bir inek günlük sabah 5 kg, akşam 5 kg süt yemi tüketir. Saman, yonca, arpa, mısır, küspe gibi ürünler de hayvanlara yem olarak veriliyor. Yonca tonu bazı bölgelerde 8 bin liraya kadar ulaşmış durumda, bir hayvan en az günlük 2 kilo yonca tüketiyor. Hasat döneminde samanı ve yoncayı stoklayarak, fiyatlar artışından büyük işletmesi olan besici, artışların etkisinden korunmaya çalışıyor. Pancar küspesi de tonu 1400 TL. Bölgede çiğ süt sağan üreticisi için stoklama olanağı olmadığı için hemen çiğ sütü satmak zorunda; küçük üretici stoklama şansı olmadığı için ürünü hemen aracıya veya kooperatife veriyor. Aracı ya da kooperatif fabrikaya taşıyor. Bazı süt fabrikaları aynı zamanda süt yemi de satıyor. Süte daha artış gelmeden yem fiyatı artırılıyor. Üreticiler, 'Çiğ süte zam istemiyoruz. Yem fiyatını düşürün, yoksa litresi 16 liradan alım olsa dahi giderlerimize yetişemiyoruz' diyorlar. Çiğ süt fiyatı artmadan yeme gelen zamla bu kez USB tavsiye fiyatı 1 Mayısta olacağı için, artış olmadan besiciden gelen artış geri alınmış oldu," dedi. CHP'li vekil Ömer Fethi Gürer, halen rafta satılan bir litre sütün fiyatının 30 liradan başlayarak sunulduğunu belirtti. Açık evlerde süt satan satıcılarda da benzer fiyatlar görülüyor. Bu arada, süte zam gelecek diye süt fabrikalarından stoklu marketler ürün aldığı ve yeterli stok nedeniyle yeni talebin düşük geldiği için, süt işlenen bazı fabrikaların süt toplamada nazlı davrandığını da üreticiler anlatıyor. Küçük aile tipi işletmelerde hayvan varlığı her geçen gün azalıyor. Yeme sürekli zam geliyor. Çiğ süt tavsiye fiyatı maliyetin altında kalıyor. Bu süreç sürdürülebilir değil. Çiğ sütteki yüzde 8.5 artış, peynir ve işlenmiş süt ürünlerinde daha fazla fiyat artışı olarak yansımasıyla tüketiciyi mağdur ediyor. Çiğ süt fiyatının yem fiyatı artışına bağlı olarak yükselirken, çözüm yem fiyatlarını düşürmek hatta sübvanse ederek üreticiyi desteklemekten geçiyor. Artan ahır gideri ve düzenli yükselen yem fiyatları, çiğ süt fiyat artışının besici için yarar sağlamayacağını gösteriyor." dedi.

Gürer: Hayvancılık büyük işletmelerin dışında bitmektedir Haber

Gürer: Hayvancılık büyük işletmelerin dışında bitmektedir

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Kızılca Köyünde hayvancılık ile uğraşan Ramazan Ünlü ile hayvancılıkta yaşanan sorunlar üzerine konuştu. Ramazan Ünlü, 13 yıl önce 20 büyükbaş hayvanla başladığı hayvancılık faaliyetine ilerleyen yıllarda hayvan varlığını 80'e kadar çıkardığını ifade etti. Ancak şu anda tekrar 25 hayvana kadar gerilediği bir durumla karşı karşıya kaldığını anlatan Ünlü, “Bu 13 yılın ardından başladığı noktaya döndüm” dedi. "HADİ KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM DEDİK, AMA DAYANIM GÜCÜMÜZ KALMADI" Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, İstanbul’daki işinden emekli olduktan sonra baba toprağına dönerek hayvancılığa başlayan ve 13 yıldır Kızılca Köyünde hayvancılık yapan Ramazan Ünlü ile girdi maliyetlerinde yaşanan artış, üreticiden alınan süt fiyatının yetersizliği ve hayvancılık yapanların yaşadığı çeşitli sorunlar üzerine konuştu. "SON DÖNEMDE HAYVAN VARLIĞI GİT GİDE AZALDI" 13 yıldır hayvancılıkla uğraşan Ramazan Ünlü, başlangıç sürecinde işlerin iyi gittiğini ve hayvan varlığını 75-80 büyükbaşa kadar çıkardığını anlattı. Ancak Bakan değişikliği ve politika değişikliği sonrasında düşük seyreden çiğ süt fiyatı ve yüksek yem fiyatlarının hayvancılığı zora soktuğunu belirterek, "Ben 20 hayvanla başlamıştım, sonunda 75-80 hayvana çıktı. Tüm üreticilerin üretimde çektiği sıkıntıları yaşadık. Bizim hayvancılık sektöründe de tarımda da olduğu gibi, gerekli desteği göremedik. Gerekli desteği göremediğimiz için de sürekli zarar ettik." şeklinde ifade etti. "GİRDİ MALİYETLERİ ZARAR ETTİRİYOR" CHP'li Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılık sektöründe yaşanan önemli bir soruna dikkat çekerek, özellikle yem fiyatlarının sürekli artmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Gürer, mera hayvancılığının azalmasıyla birlikte üreticilerin hazır yeme yönelmek zorunda kalması ve bu durumun yem maliyetlerini artırarak işletme giderlerini arttırdığını vurguladı. Bunun sürdürülebilirlik açısından ek bir zorluk oluşturduğunu ve birçok küçük aile işletmelerinde ahır ve ağılların boşaldığını ifade etti. Ayrıca, hayvan varlığıyla ilgili verilerin tartışmalı olduğunu da söyledi. Besici Ramazan Ünlü girdi fiyatlarıyla ilgili, “Bizim ürünlerimiz veya hayvanlarımız para etmiyor, ama girdi fiyatları hepsi yükseliyor; başta yem, mazot, elektrik. Yani sonuçta su, sulama yapıyoruz. Bunlar zarar ettiriyor. 50 kiloluk bir torba hayvan yem Son fiyat 600 lira” diye konuştu. Ünlü, bir miktar yem bitkisini de kendilerinin yetiştirdiğini ancak yem bitkisi yetiştirmenin dahi artık maliyetli olduğunu belirtti. Mera hayvancılığının bittiğini ve hayvanlarını kapalı ortamda hazır yemle beslemek durumunda kaldıklarını belirten üretici Ramazan Ünlü, “Yem olmayınca yonca olmayınca silaj olmayınca, hayvanların et oranı da düşüyor. Bir inek günlük 3-4 torba süt yemi tüketiyor. Bir ineğin ortalama 12-13 kilo yem yemesi gerekiyor. Bu iş verimli olmaktan çıktı, gitgide zorlaştı. Hayvancılık, zor hale getirildi. Pancar küspesi bile normal pancardan pahalı, bu iş maliyetli bir iş.” dedi. KARKAS KESİM FİYATLARI İLLERE GÖRE DEĞİŞİM GÖSTERİYOR Ramazan Ünlü, karkas kesim fiyatlarıyla ilgili olarak yaşadığı sorunu şu cümlelerle anlattı: “Ankara'da karkas et kesim fiyatı 340 lira, büyükbaş hayvanın; bizim burada kesiyorlar, 280 liraya. Biz inek kestirdiğimiz zaman ya da kasaptan et aldığımız zaman hiç kimse şey demiyor ki, bu inek eti ucuz, kestik ucuz fiyata verelim demiyor ki, herkes dana fiyatında kesilmiş gibi satış yapıyorlar. Dolayısıyla, sadece biz değil, üreticiler değil, tüketiciler de bence zarar ediyor, mağdur oluyor. Bundan dolayı biz sürekli zarar ettik, arazi kendimizin olmasına rağmen.”  "AVM’DE ÇAY 30 LİRA, BİZDE SÜT 13 LİRA" Besici  Ramazan Ünlü, Ulusal Süt Konseyi'nin belirlediği fiyat olan 13 liraya süt sattıklarını ve AVM'lerde çayın dahi fiyatının yerine göre 30 lira veya daha üstünde olduğunu belirtti. Ülkemizde buzağı ölüm oranlarının yüksek seyrettiğini her fırsatta dile getiren ve buzağı ölümlerinin önlenmesi gerektiğini söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ünlü’ye buzağı ölümlerini sorması üzerine Ünlü, geçen yıl 13 buzağısının öldüğünü belirtti. Hayvancılığın girdi maliyetlerinin arttığına bu durumun hayvancılığı bitireceğine ve raftaki ürün fiyatlarının artacağına dikkat çeken Ramazan Ünlü, “Şimdi aşı arttı, veteriner gideri arttı, ahır bakımı arttı, işçilik arttı. Biz Afgan çalıştırıyoruz, şimdi Afganların ücreti asgari ücretten aşağı değil. O da en düşük ama yeme içme, barınma yani asgari ücreti alıp şehirdeki insan gibi ev kirası, elektrik, su parası ödemiyorlar. Şimdi burada hayvancılık biterse, raftaki et fiyatı artacak, süt fiyatı artacak, sütten mamül ürünlerin peynirin yoğurdun fiyatları artacak.” şeklinde konuştu. ÜNLÜ: “HAYVANCILIĞI BIRAKIYORUM” Küçük aile tipi işletmelerde ahırların boşaldığını, orta ölçekli işletmelerde de ahırların boşalmaya başladığını ve hayvancılığın cazibesini yitirdiğini belirten Ömer Fethi Gürer, Ünlü’ye, “Ne yapmayı düşünüyorsunuz? diye sordu. Ünlü ise, “Ben tükendim zaten, tamamen bırakmayı düşünüyorum çünkü üreticiye kazandırma yok, yani üreticiye kazandırma gibi politikamız yok.Biz inadına bugüne kadar getirdik ama bundan sonra da götürmenin hiçbir olanağı yok. Hayvancılık iş olmaktan çıktı” diyerek cevap verdi. HAYVANCILIK ALARM VERİYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Burası Kızılca tarım köyü, köyde dahi sürdürülebilirliği sorunlu hale gelen hayvancılık, büyük işletmelerin dışında bitmektedir, orta seviye işletmelerde artık sürdürülebilir noktada olmadığını ifade ediyorlar. Bunun yansıması şu: et ve süt mamul ürünlerin tamamının rafta fiyatı artacak, ithal ürün çözüm olmayacak. Doğru destekleme ile bu tür hayvancılık yapan yerlere devletin sahip çıkması gerekiyor. Devlet destekleri doğru verilirse ve bu işin sürdürülebilirliği sağlanırsa işletmeler faaliyetini sürdürecek. Aksi takdirde, önümüzdeki dönemde hayvancılık daha da riskli hale gelecek.” diyerek uyardı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.