#Nihat Köse

İLKHABER-Gazetesi - Nihat Köse haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nihat Köse haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Nihat Köse: Üreticilerimiz  tüm hayvan varlığını aşılamalı Haber

Nihat Köse: Üreticilerimiz tüm hayvan varlığını aşılamalı

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından üreticilerin korkulu rüyası haline gelen Şap hastalığı ile mücadelede elde edilen başarının önemli olduğunu ve hastalığın kontrol altına alınmasının önemli olduğuna değinen Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “Bütün hayvanlarımızı mutlaka aşılamamız gerekiyor. Çünkü sürü bağışıklığı çok önemli. Ayrıca aşılamaların başarılı olması rehavete kapılmamıza da sebep olmamalı. Ülkemizde son mihrak sönünceye kadar mücadeleye devam edilmelidir.” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Tarım ve Orman Bakanlığı, yaptığı açıklamayla Şap (SAT1) hastalığıyla mücadelenin kontrollü şekilde ilerlediğini belirtti. Yapılan açıklamada aşılamanın yüzde 92'ye kadar ilerlediğini ve salgının kontrol altına alındığı belirtildi. Yapılan açıklamayla ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, hastalıkla mücadelede önemli bir noktaya gelmenin önemli olduğuna değindi. Hayvan varlığının korunmasında aşılamanın önemine vurgu yapan Nihat Köse, bazı basın yayın ve sosyal medyada aşı yaptırmayın gibi açıklamalara itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Nihat Köse, “Basında ya da sosyal medyada ‘Aşı yaptırmayın, aşı zarar veriyor’ gibi bilim dışı açıklamalar var. Veteriner hekimler olarak söylüyoruz. İşletmenize gelen veteriner hekimler asla size zarar verecek işler yapmazlar. Onların aşılayalım dedikleri her hayvanı aşılatın. İl ve ilçe müdürlüğünde çalışan veteriner hekimler günlerdir gece gündüz, hafta sonu demeden çalıştılar ve aşılamayı yüzde 92'ye kadar getirdiler. Adana'da aşılanan hayvanlardan kan alıp antikor testi de yaptırıyorlar ve sonuçların gayet iyi olduğunu öğrendik. Ancak yurttaşlarımızda gebe hayvanlara aşı yaptırmamak gibi doğru olmayan bir alışkanlık da var. Bütün hayvanlarımızı mutlaka aşılamamız gerekiyor. Çünkü sürü bağışıklığı çok önemli. Ayrıca aşılamaların başarılı olması rehavete kapılmamıza da sebep olmamalı. Ülkemizde son mihrak sönünceye kadar mücadeleye devam edilmelidir. Hayvan hareketlerini de kontrol etmeye devam edelim. Üreticilerimiz bilmedikleri kişilerin yabancı hayvanlarını işletmeye girişlerine engel olmalı. Yani biyo güvenlik önlemlerine azami dikkat gösterilmelidir. Veteriner hekimlerin söylediklerini ciddiye alsınlar ve meslek dışında konuşanları ise önemsemesinler.” diye konuştu. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ülke genelinde görülen Şap Hastalığı (SAT1 serotipi) ile mücadele çalışmalarının planlı, kontrollü ve bilimsel temelde sürdürüldüğüne değinilen açıklama şöyle, “Salgın kontrol altına alınmıştır. Ülke genelinde yürütülen yoğun aşılama, karantina ve saha denetimleri sayesinde hastalığın yayılımı büyük oranda sınırlandırılmıştır. Aşılama oranı yüzde 92'ye ulaşmıştır. Türkiye'deki tüm büyükbaş hayvan varlığı ilk tur aşılamadan geçirilmiş olup, ikinci tur aşılama kampanyası başlatılmıştır. Sahadan düzenli olarak numune akışı sağlanmakta, virüsün genetik yapısı takip edilmektedir. Bilim dışı iddialara karşı adli süreç başlatılmıştır. Sosyal medyada aşıların hayvanları hasta ettiğine yönelik gerçeğe aykırı paylaşımlar yapan kişiler hakkında adli işlemler başlatılmıştır. Acil Eylem Planı kapsamında tüm süreçler titizlikle yürütülmektedir. İl ve ilçe müdürlükleri, laboratuvarlar ve saha ekipleri, Bakanlığımızın Acil Eylem Planı doğrultusunda koordineli şekilde görev yapmaktadır. Veteriner sağlık personeli 7/24 sahadadır. Hastalığın yayılımını önlemek amacıyla denetim, aşılama ve numune alma faaliyetleri aralıksız devam etmektedir.Konuyla ilgili Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile sürekli temas halinde olunarak teknik bilgi paylaşımı yapılmakta, ülkemizdeki gelişmeler düzenli olarak raporlanmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak hayvan sağlığının korunması, hayvancılığın sürdürülebilirliği için tüm tedbirler alınmaya devam etmektedir.”

Nihat Köse: Sıcaklarda sokak  hayvanlarını unutmayalım Haber

Nihat Köse: Sıcaklarda sokak hayvanlarını unutmayalım

Aşırı sıcaklarla beraber sokak hayvanlarının yaşadığı zorluklara dikkat çeken Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “Yüksek seyreden sıcaklarla beraber sokak hayvanları da büyük sıkıntı yaşıyor. Evlerimizin önüne bir kap su ve bir kap mama bırakmalıyız. Tabi vereceğimiz yiyecekler, yemek artıkları ve benzeri şeyler olmamalı. Bu sıcakta o tür yiyecekler çok çabuk bozulacak ve bozulmuş gıdalar da ölümlere neden olabilir. O bakımdan kuru mama vermenizi öneririz.” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Dünya genelinde son yıllarda yaşanan iklim krizinin etkisiyle birlikte aşırı yaşanan hava olayları her geçen gün daha fazla etkisini daha da fazla gösteriyor. Her yıl kurak geçen kışlarla beraber rekorların kırıldığı sıcaklar da yaşanıyor. Termometrelerin 40 dereceyi aşan değerleri göstermesiyle birlikte sadece insanlar değil, sokak hayvanları da bu zorlu koşullardan olumsuz etkileniyor. Sokak hayvanlarının özellikle suya ve temiz gıdaya ulaşmasını daha da zorlaştırıyor. Sokak hayvanlarının sıcaklarda düştüğü olumsuzluklara dikkat çeken Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “Gün geçtikçe havalar daha da sıcak oluyor. Nasıl biz insanlar bu sıcaklıklardan etkileniyorsak, dostlarımız hayvanlar da aynı şekilde etkileniyor. Sokakta yaşayan hayvanların su ve yemek bulması zorlaşıyor. Bu zorlu günlerde onları unutmayalım, yalnız bırakmayalım.” Dedi. Bozulacak gıdalar bırakmayalım Nihat Köse, “Evlerimizin önüne bir kap su ve bir kap mama bırakmamız onların yaşamları için çok önemlidir. Tabi vereceğimiz yiyecekler, yemek artıkları ve benzeri şeyler olmamalı. Çünkü bu sıcakta o tür yiyecekler çok çabuk bozulacak ve bozulmuş gıdalar da hayvanlara zarar verebilir. Ayrıca su kaplarımızın plastik olmasına dikkat etmeliyiz çünkü metal kaplar güneşte çok fazla ısınıyor hayvanlar yeterli suya ve yeterli gıdaya ulaşamazlar ise bu sıcaklarda yaşamları tehlikeye girer. Bozulmuş gıdalarda ölümlere neden olabilir ve bu nedenle kuru mama vermenizi öneririz. Bununla birlikte hayvanların mamaları kolay ve erişilebilir yerlerde olmalı.” Diye konuştu. Sıcaklarda sokak hayvanları için çağrıda bulunan Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse şu açıklamalara yer verdi; “Özellikle kıyı kesimlerde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerine çıkarak 40 derecelerin üzerinde seyrediyor. Yaşanan aşırı sıcaklar ise özellikle sokakta yaşayan hayvanlar için büyük bir tehdit oluşturuyor. Kediler, köpekler ve kuşlar için sıkıntılı bir süreçten bahsediyoruz. Şöyle baktığınızda gündüz sokakta kedi, köpek dahi göremezsiniz. Aynı şekilde kuşları dahi öyle çok görmek mümkün değil. Sıcak havalarda onların hayatta kalabilmesi için suya daha çok ihtiyaç duymakta. Yani bu kadar sıcakta ciddi su ihtiyaçları var. Halkımızın bu konuda hassas olmasını istiyorum. Evlerinin önüne mutlaka bir kap yiyecek, bir kap su koysunlar. Çünkü sokak hayvanları yeterince su bulamazlarsa susuzluktan ölebilir. Sonuçta onlar da can ve su bulmaları ancak insanların onlara su vermeleriyle mümkündür. Ayrıca önemli bir noktaya daha dikkat çekmekte fayda var. Suyu metal kaplara koymayın. Çünkü havalar çok sıcak olduğu ve bu bağlamda metal kaplar çok fazla ısınacak ve sular da çok ısınacak. Bu, hayvanların ağızlarını yakabilir. Daha fazla buharlaşma olacağından daha erken bitebilir. Ayrıca metal kaplar hayvanların ağızlarında ve dillerinde yanmaya neden olabilir. Bu nedenle metal olmayan kaplarda, gölge yerlerde sık sık akıllarına geldikçe de kaplara su koymaları çok önemli. Yemek artıklarıyla beslemeyelim Hayvanlar mümkün olduğunca yemek artıklarıyla beslenmemeli çünkü sıcak havalar, bu besinlerin kolayca bozulmasına ve ne yazık ki hayvanların zehirlenmesine yol açabiliyor. Hatta ölümlere dahi yol açabilir. O nedenle kuru mama verilirse daha iyi olacaktır. Sokak hayvanı popülasyonundaki artış, sokaklarda olumsuz şartlarda yaşamaya mahkum bırakılan hayvanlar, çok sık üremekte, yavrular beslenemeden hastalanarak ölmekte, bir şekilde hayata tutunanlar da hastalık, açlık, trafik kazaları, aşırı sıcak ya da aşırı soğuk hava olayları ile gerçekten bir yaşam mücadelesi vermektedir. Onlara bakmamız gerekmektedir. Hayat için önemli bir yere sahip olan ve havaların çok sıcak geçmesi ile vücudun daha fazla ihtiyaç duyduğu su, sıcak havalarda hayvan dostlarımız için de hayati önem taşıyor. Bu nedenle sokaklara, parklara veya uygun gördüğünüz yerlere bir kap su koyun. Kaplar metal olmasın. Bozulabilecek yemekler değil, mama bırakalım. Bunları da gölgelik alanlara koyun ve suyun ısınmasını önleyin.Temiz ve taze su kullanın, sık sık değiştirin. Hafif plastikler yerine, devrilmeyecek sağlam kaplar kullanın.

Nihat Köse; Kene riski artıyor Haber

Nihat Köse; Kene riski artıyor

Havaların iyice ısınmasıyla birlikte artan ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) kene vakalarına dikkat çeken Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “Sıcaklar arttıkça kene riski de artmaya başladı. Tatil dönemiyle birlikte kırsal, kurak bölgelerde daha da fazla görülen ve ölümcül sonuçlar doğuran kene vakaları konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Açık alanlarda ve arazide çalışanlar, hayvancılıkla uğraşanlar ve tatil için kırsal kesimlere gidenler, gitmeyi düşünenler, yaylaya gidenlerin çok dikkatli olması gerekiyor.” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Yaz mevsimiyle kimileri tatile, kimileri ise sıcaklıklardan kaçmak için yaylalara akın etmeye başladı. Bununla birlikte açık alanlarda geçirilen zaman artarken, son yıllarda ülkemizde de artan ve özellikle kırsal ve ormanlık bölgelerde karşımıza çıkan ve ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan kene vakalarında da artış olmaya başladı. Gazetemize kene vakaları hakkında önemli açıklamalarda bulunan Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “2025 yılı itibarıyla şu ana kadar Türkiye genelinde kene kaynaklı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) nedeniyle 18 kişi hayatını kaybetti. Yaz mevsimi sıcaklıkları şimdi başladı. Gün geçtikçe de sıcaklıklar artacak. Zaten küresel ısınmayla birlikte tüm dünyada her yıl yeni yeni sıcaklık rekorlarını görmekteyiz. Bu da ölümcül vakalara neden olan kene riskini artırıyor.” Dedi. Nihat Köse, “Ülkemizde ilk vaka 2002 yılında Tokat'ta çıktı ve sonrasında her yıl değişik bölgelerde görülmeye başladı. Özellikle Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Amasya, Gümüşhane, Giresun'un güneyi, Artvin, Erzincan ve Erzurum illeri olarak görülürken, sonrasında Ege Bölgesi ve Antalya gibi ve hatta hiç beklenmeyen yerlerde görülmekte. Hatta İstanbul’da dahi yüksek kene vakaları oldu. Keneler, özellikle kırsal kuru bölgelerde mera, çayır ve hayvan barınaklarının yoğun olduğu bölgelerde yaygın olmakta. Şu anda tarımsal alanlarda yoğun bir çalışma var. Yayla sezonu başladı ve çoğu kişi şimdi yaylalara gitti. Bu beraberinde kene riskini de getiriyor.” Diye konuştu. Kene riskine karşı alınacak önlemelere değinen Adana VHO Başkanı Nihat Köse şu uyarılarda bulundu; “Aslında keneler genellikle yaz aylarında görülse de şimdi ilkbahardan sonra vakalarda ciddi artış olduğunu görüyoruz. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, viral bir enfeksiyondur ve genellikle keneler aracılığıyla insanlara bulaşır. Keneler, virüsü taşıyan hayvanlardan alır ve kan yoluyla da insanlara doğrudan bulaştırabilir. Keneler, 22-28 derece sıcaklıkta en aktif hale gelir. Sıcaklıkların artmasıyla kene popülasyonu da artmaya başlar. Sıcak olan her bölgede karşımıza çıkabilmektedirler. O bakımdan vatandaşlarımız önlemleri almalı ve kendilerini korumalıdır. Her ne kadar Dünyada KKKA'ya yakalanan kişilerde ölüm oranı yüzde 40'larda olup ülkemizde bu oran yaklaşık yüzde 5 civarında olsa da söz konusu insan hayatı olunca, bu oran oldukça ciddi bir orandır. Şimdi yaz dönemindeyiz ve özellikle tarım alanlarında hummalı bir çalışma var. Tarla, bağ, bahçe, orman gibi yerlerde de yine aynı şekilde. Hayvancılık ile uğraşanlar hayvanlarını yaylalara, meralara, otlaklara götürüyor. Kentlerde yaşayanlar kimi yaylalara kimi ise hafta sonları kısa sürelide olsa pikniğe gidiyor. Ayrıca önemli bir şeye daha dikkat çekmekte fayda var. Artık çoğu bölgede kene varlığını görüyoruz. Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Gümüşhane, Giresun'un güneyi, Erzincan ve Erzurum illeri kene varlığı olarak öne çıkarken, şimdi ise Ege Bölgesi ve Antalya gibi ve hatta hiç beklenmeyen yerlerde görüldü. İstanbul’da dahi yüksek sayıda vakalar görüldü. Ankara’da aynı şekilde görüldü. Yani her yıl görüldüğü alanlar artmakta. Ayrıca Kırım Kongo kanamalı ateşini bulaştıran marjinal tür daha çok hayvanlarda bulunan değil, meralarda, otlaklarda bulunan kenelerdir. O bakımdan vatandaşlarımız önlemlerini almalı ve kendilerini korumalıdır. Kene taşıyıcıdır ve taşıdığı hastalık bir virüs hastalığıdır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), kenelerden insanlara bulaşabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır. Kenenin çıplak deriye tutunmasıyla bulaşabilir. KKKA, keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen hastalıktır. Hastalığın yaygın olduğu alanlarda çiftlik hayvanlarının, kene kaynağı yabani hayvanlardan uzak tutulması gerekir. Kenelere karşı Ekim ayına kadar periyodik olarak hayvanlar, hayvanların bulunduğu alanlar ilaçlanmalıdır. Vatandaşlarımızın pikniğe ya da doğaya çıktıklarında açık renk giyinmeli, paçalarını çoraplarının içine sokmaları, vücutlarını dönüşte mutlaka kontrol etmeleri gerekir. Eğer vücutta bir kene tespit edilirse, keneyi çıplak elle değil, mutlaka eldiven kullanarak çıkarmak gerekir. Kene ezilmeden, dikkatli bir şekilde çıkarılmalıdır. Tabi en doğru yöntem, kişinin en yakın sağlık kuruluşuna başvurması olacaktır. Keneler uçan ya da başka bir şekilde insanların üstüne gelen canlılar değildir. Ortamdaki yeşilliklere tırmanıp temas halinde insanlara geçer. İnsan vücuduna tırmandıktan sonra 1-2 saat gibi dolaşır ve sonrasında kan emmeye başlar. Kenelerin tüm dünyada 200'den fazla hastalığı naklettikleri bilinmektedir. Bunların başında ise Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı gelebilmektedir. Keneler emme esnasında tükürük yoluyla virüsü kana karışabilmektedir. Keneler, 6-12 saat süreyle kan emer ve sonrasında virüsü bulaştırmaya çalışır. Halk arasında; ‘Biz keneyi tanırız. Onlar daha büyük olur. Daha sarı olur veya daha küçük olur’ vb. söylemlere de itibar etmeyin. Bunlar doğru değil, her keneden korkmak gerekir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi bizim sorunumuz ve bu soruna karşı önlemleri almamız gerekiyor. Bir kene tek seferde yaklaşık 10 bin yumurta bırakabilir ve bunun da 5 bini yaşayabilir. Ayrıca evcil hayvan sahipleri de bu konuda dikkatli olmalı, düzenli olarak hayvanlarını kene ilaçları ile ilaçlamalı ve parazit aşılarını yaptırmalıdır. Dünya genelinde Argasidae ve Ixodidae familyalarına bağlı 850 kene türü biliniyor. Türkiye'de 55 kene türü biliniyordu. Geçen ay 'Haemaphysalis longicornis' adlı yeni bir kene türünün varlığı tespit edildi. Lütfen bu konuda dikkatli olalım. Her yıl yaşanan can kayıplarını görmekteyiz. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre KKKA'nın Türkiye'de tespit edildiği 2002'den 2024'e dek, 17 bin 132 vaka ve 819 ölüm kayıtlara geçti. 2025 itibariyle bu sayı daha da arttı ve artmaya da devam ediyor. Kenelerin üreme potansiyelleri çok yüksek ve yaşam alanları da çok geniş. Bir bakıma kırsal bölgelerin, yaban hayatının bulunduğu her yer keneler ile karşılaşabiliriz. O bakımdan dikkatli olmak gerekiyor.”

Köse kurbanlık alacakları uyardı Haber

Köse kurbanlık alacakları uyardı

Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, yaklaşan kurban bayramı nedeniyle vatandaşları uyararak, “Çok zayıf, güçlükle hareket eden, burun akıntısı, öksürük, topallık gibi hastalık belirtileri gösteren ya da gebe hayvanlar kurbanlık olarak alınmamalı” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Kadir ADIYAMAN'ın haberine göre; Kurban Bayramı’na sayılı günler kala kurbanlık pazarları kurulmaya başlandı. Durumu olanlar kurbanlıklarını alarak dini vecibelerini yerine getirecek. Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, kurban bayramında kesilecek kurbanlıklar ile ilgili bilgiler verdi. Köse, çok zayıf, güçlükle hareket eden, burun akıntısı, öksürük, topallık gibi hastalık belirtileri gösteren ya da gebe hayvanlar kurbanlık olarak alınmaması gerektiğini anlattı. Kurban bayramında hayvan sağlığı, gıda güvenliği ve kamu sağlığı için veteriner hekim kontrolünün şart olduğunu dile getiren Köse, “Kurban Bayramı’nda kurbanlık hayvanların seçiminden kesim işlemlerine, etlerin muhafazasından çevre sağlığına kadar her aşamada veteriner hekim kontrolü sağlanmalıdır. İlimizde bir kurbanlık sıkıntısı olacağını düşünmüyoruz. 120 bin küçükbaş ve 17 bin büyükbaş yetiştirilmiş ve pazarlara getirilmeye başlanmıştır. Her yıl olduğu gibi il dışından da kurbanlıklar gelmeye devam etmektedir” dedi. Kurbanlık hayvanların seçiminde dikkat edilmesi gereken hususları tek tek sıralayan Köse, “Kurbanlık olarak küçükbaş hayvanlarda koyun ve keçi; büyükbaş hayvanlarda ise sığır, manda ve deve kullanılabilmektedir. Ancak kurbanlık seçiminde yalnızca tür kriteri yeterli değildir. Kurban edilecek hayvanların sağlıklı, yaş ve gelişim yönünden uygun, resmi kayıt sistemine dahil ve fizyolojik olarak kurban şartlarını taşıyan hayvanlar olması esastır. Büyükbaş hayvanlarda en az 2, küçükbaş hayvanlarda ise en az 1 yaşını doldurmuş olma şartı aranır. Ancak koyunlarda 6 ayını doldurmuş ve anası kadar gelişmiş olanlar da kurban edilebilir. Hayvanların kulak küpesi mutlaka olmalı, küpesiz ve kayıt dışı hayvanlar tercih edilmemelidir. Çok zayıf, güçlükle hareket eden, burun akıntısı, öksürük, topallık gibi hastalık belirtileri gösteren ya da gebe hayvanlar kurbanlık olarak alınmamalıdır” diye konuştu. Kesim sürecinin, hijyenik ve denetimli olması gerektiğini vurgulayan Köse, “Kurbanlık hayvanların dış görünüşü sağlıklı, kılları düzgün ve parlak, gözleri canlı ve tepkili olmalı; vücut bütünlüğü tam olmalıdır. Hayvanlarda ateş, akıntı, dışkı bozukluğu, yaralar veya doğal deliklerden akıntı olması hastalık belirtisi olabileceğinden bu tür hayvanların kurban edilmesi uygun değildir. Kesim süreci, hijyenik ve denetimli olmalıdır. Kurban kesimleri, resmi makamlarca belirlenmiş, veteriner hekimlerin denetiminde gerçekleştirilen kesim alanlarında yapılmalıdır. Bu alanlarda hayvan refahı gözetilerek uygulama yapılması ve kesimin hijyenik koşullarda gerçekleştirilmesi hem ibadetin kabulü hem de toplum sağlığı açısından zaruridir” şeklinde konuştu. Hayvanlara kesimden önce en az 12 saat yem verilmemesi gerektiğini belirten Köse, “Ancak temiz su sağlanmalıdır. Kesim öncesi stres ve korku hayvan refahını bozar, et kalitesini olumsuz etkiler. Kesim işlemi, uygun ekipmanlarla ve en az iki ayrı bıçakla yapılmalı; deriye ve bağırsak içeriğine temas eden bıçaklar kesinlikle ete temas ettirilmemelidir. Kesim sırasında kullanılan ekipmanlar ile yüzeyler temiz ve dezenfekte olmalı; etin yere teması engellenmelidir. Bazı zoonotik hastalıklar (tüberküloz, brusella, şarbon, tenya, ekinokok kisti, toksoplazma vb.) canlı hayvanda belirti göstermeyebilir. Bu nedenle kesim sonrası et, iç organlar ve kan mutlaka veteriner hekim muayenesinden geçirilmelidir. Şüpheli durumlarda etin hiçbir parçası atılmamalı, resmi veteriner hekimin incelemesi sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı. Kesim esnasında oluşan hayvansal atıklar konusunda uyarılarda bulunan Köse, “Baş, deri, iç organ, ayak ve benzeri atıklar çevreye rastgele bırakılmamalı, gelişi güzel hayvanlara yedirilmemelidir. Bu durum, zoonotik hastalıkların yayılmasına neden olmakta, halk sağlığını tehdit etmektedir. Atıkların, belediye veya ilgili makamlarca belirlenmiş bertaraf sistemlerine teslim edilmesi gerekmektedir. Kırsal alanlarda ise, bu atıklar en az 2 metre derinliğinde çukurlara gömülmeli ve üzeri kireçle kapatılmalıdır. Kesim sonrası etin kas dokusuna dönüşmesi yaklaşık 24 saat sürer. Bu süreçte et, gölge ve serin bir ortamda dinlendirildikten sonra buzdolabına alınmalıdır. Bir hafta içinde tüketilecek etler buzdolabının soğutma bölümünde saklanabilirken, uzun süre saklanacak olanlar küçük porsiyonlara ayrılarak dondurulmalıdır. Etlerin tekrar tekrar dondurulup çözündürülmesi gıda güvenliğini tehdit etmektedir. Bu nedenle porsiyonlama dikkatle yapılmalıdır” dedi. Köse sözlerini şöyle sürdürdü; “Çiğ veya az pişmiş et tüketimi bazı hastalıkları beraberinde getirebilir. Etlerin en az 70°C merkez sıcaklığa ulaşacak şekilde iyice pişirilmesi ve kırmızı rengin tamamen gri/kahverengiye dönmesi sağlanmalıdır. Pişmiş etler buzdolabında saklanmalı, oda sıcaklığında bırakılmamalıdır. Etle temas eden kesme tahtası, bıçak, satır gibi ekipmanlar kesim öncesi ve sonrası iyice yıkanmalı; bu ekipmanlar sebze, meyve gibi çiğ tüketilecek gıdalar için asla kullanılmamalıdır. Etle temas eden kişilerin ellerini sık sık sabunla yıkaması da gıda güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Kurban derileri usulüne uygun olarak yüzülmeli, yıkanmamalı ve en geç bir saat içinde tuzlanarak korunmalıdır. Küçükbaş derilerinde 2 kg, büyükbaş derilerinde ise 6 kg tuz kullanılması yeterlidir. Tuzlama sonrasında deriler serin ve gölge bir yerde muhafaza edilmelidir. Bu süreçte derilerin israf edilmemesi ve ekonomik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Halkımızın; Kurban Bayramı’nı sağlık, huzur ve güven içinde geçirilmesini, kurban ibadetini veteriner hekim kontrolünde ve ilgili otoritelerce belirlenmiş alanlarda, hijyenik koşullar altında gerçekleştirmelerini temenni ederiz.”

Nihat Köse: Hayvan kayıplarını önlemek  için aşılamayı aksatmayın Haber

Nihat Köse: Hayvan kayıplarını önlemek için aşılamayı aksatmayın

Soğuk havalar ile birlikte hayvanlarda kayıplara neden olan ‘Şap’ hastalıklığına dikkat çeken Adana Veteriner Hekimleri Odası (VHO) Başkanı Nihat Köse, “Ülkemizde şu günlerde yoğun bir şekilde şap hastalığı görülmekte ve mücadele de devam etmektedir. Şüpheli durumlarda mutlaka veteriner hekiminize müracaat edin. Bu hastalığın spesifik bir tedavisi olmamakla beraber, mücadelenin en iyi yolu ise hayvan hareketlerinin önüne geçmek ve mutlaka aşılamaları yapmaktır.” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Soğuk kış mevsimiyle beraber hem ülkemizde, hem de dünyada baş gösteren şap hastalığı hayvancılık sektörü için büyük tehdit oluşturuyor. Manisa’da hayvan pazarları kapatılırken, Elazığ, Tunceli, Yozgat ve Sivas illerinde şap hastalığı nedeniyle karantinalar başladı. Ayrıca Almanya’da ise 35 yıl sonra ilk kez şap hastalığı baş gösterdi. Almanya'nın Brandenburg eyaletinde bir manda sürüsünde şap hastalığının tespit edilmesinin ardından inek, domuz, koyun, keçi ve deve ve lama gibi diğer hayvanların taşınmasına yasak getirilmesinin yanı sıra Berlin'deki iki hayvanat bahçesi de kapatıldı. Bununla beraber uzmanlar şap hastalığının hayvan sağlığına olan etkisi ile beraber oluşabilecek risklere dikkat çekiyor. Gazetemize şap hastalığının riski ve hayvan varlığına etkisi hakkında açıklama yapan Adana Veteriner Hekimleri Odası (VHO) Başkanı Nihat Köse, tedbirli olunması gerektiğine dikkat çekiyor. Nihat Köse, “Büyükbaş hayvanların yanı sıra koyun, keçi, domuz ve çift tırnaklı vahşi hayvanlarda virüslerin neden olduğu, bulaşıcı ve çok hızlı yayı lan bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bulaşıcı olması nedeniyle geniş hayvan kitlelerini etkileyen bir hastalıktır. Hayvanlarda ağır vakalarda tırnak düşmesi, buzağılarda ve kuzularda ise ölüm görülmektedir.” şeklinde konuştu. Nihat Köse, “Bu yıl kış mevsiminde şap hastalığında artış görmekteyiz. Manisa, Elazığ, Tunceli, Yozgat ve Sivas illerinde şap hastalığı nedeniyle karantinalar başladı. Daha başka illerde de aynı şekilde.. Hatta Almanya’da dahi uzun bir aranın ardından hastalık meydana çıkmış. Yani iş ciddi..” diye konuştu. Şap hastalığı hakkında detaylı bilgi veren Nihat Köse, “ Ülkemizde şu an yoğun bir şekilde şap hastalığı görülmekte ve mücadele de devam etmektedir. İl ve ilçe müdürlüklerindeki veteriner hekimler karantina, dezenfeksiyon ve aşılama işlemlerini yapmaktadır.  Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanların akut seyirli çok bulaşıcı viral bir enfeksiyondur.  Bulaşma oranı çok yüksek. Ör. %100 varan oranlarda bulaşma olabilmektedir. Farklı serotipleri vardır. A, O, C, SAT-1, SAT-2, SAT-3 ve ASİA-1 olmak üzere yedi farklı serotipi vardır. Her serotipinin de birçok alt tipi vardır. Önemli olan konu da serotipler arasında çapraz bağışıklık mevcut değildir. O nedenle mücadelesi zordur. Ayrıca virüs dış ortamda aylarca bulaşma yeteneğini koruyabilmektedir.  Hastalığın bulaştığı hayvanlarda ateş, iştahsızlık, depresyon, süt veriminde azalma ilk klinik bulgulardır. 24 saat içinde salya akışı başlar ve ağız mukozasında veziküller şekillenir. Daha sonra memede, ağız ve burunda, tırnaklarda ülseratif yaralar oluşur. Hayvanlar yemeden içmeden kesilir. Genç hayvanlarda virüsün kalbe yerleşmesi sonucu kalp kası dejenerasyonuna neden olur ve ölümle sonuçlanabilir.  Hastalıktan şüpheli durumlarda mutlaka Veteriner Hekiminize müracaat etmeniz önemlidir.  Spesifik bir tedavisi yoktur. Hastalıkla mücadelenin en iyi yolu hayvan hareketlerinin önüne geçmek ve topyekün aşılama kampanyasına başlamaktır.” Açıklaması yaptı. Hayvan kayıpları yaşanmaması için aşılamanın nemine dikkat çeken Adana VHO Başkanı Nihat Köse, yetiştiricilere şu uyarılarda bulundu; “Tüm dünyada artan gıda ihtiyacıyla birlikte hayvancılığa verilen önemin arttığı günümüzde mevcut hayvan varlığının da korunması çok önemli.. Çünkü et ve et ürünleri sağlıklı beslenmede büyük önem taşımaktadır. O nedenle et ve et ürünlerinin kaynağı olan hayvanların sağlığını korumak da hepimiz için çok önemlidir. Zaten Brucella hastalığı ülkemizde en çok görülen en yaygın zoonoz olması nedeni ile hem insan hem hayvan sağlığı açısından mücadelesi önemli bir hastalıktır. Şap hastalığı ise süt ve et kayıplarına, dış ticarete getirilen kısıtlamalardan doğan ekonomik kayıplara, genç hayvanlarda yüksek ölümlere ve gebe hayvanlarda abortlara neden olması ile ülke ekonomisini ağır şekilde etkilemektedir. Dolayısıyla ciddi ekonomik kayıplara sebep olan hastalıklara karşı aşılamaya uygun tüm hayvanların aşılanması önem arz etmektedir. Sığırlarda ve koyunlarda Brucella ve Şap hastalığı ülkemiz için ekonomik kayıp ve mücadele zorluğu açısından en önemli hastalıkların başında yer alıyor. Bu hastalıklar ile mücadele de aşılama çok önemlidir. Şap hastalığı da hayvan ve hayvansal üretimi etkileyen, bunların ihracatını engelleyen ve dolayısı ile ciddi ekonomik kayıplara sebep olan bir hastalık olması nedeniyle aşılamaya uygun tüm hayvanların aşılanması önemlidir. Şap hastalığının ölüm oranı düşük olmakla birlikte genç hayvanlarda virüsün kalpte yerleşmesi (lokalize) sonucu ölümle sonuçlanan myokarditis olguları görülebilir. Hastalığın bulaşma oranı ise yüksek olup, et ve süt verimlerindeki hızlı düşüşe bağlı ekonomik kayıplar önem taşımaktadır. Aşısız annelerden doğan yavrulara 2 haftalıktan, aşılı annelerden doğan ve yaşamının ilk günlerinde kolostrum alan yavrulara ise 2 aylıktan itibaren ilk aşılama yapılmaktadır. İlk aşılamadan 21-30 gün sonra rapel (tekrar) aşılama yapılır. HAYVANLARIMIZI İYİ BESLENMELİYİZ Bu bağlamda hayvanların iyi beslenmesi gerekir. Soğuk havalarda özellikle protein ve hammadde yönünden hayvanların iyi beslenmesi gerekmektedir. Tam vitaminini, proteinini alan hayvanlarımız kolay kolay hastalanmaz, hastalansa dahi rahat atlatır. Hayvanların kaldığı ahırlar kış aylarında ıslak olmamalı, günlük mutlaka temizlenmelidir. Ayrıca ahırların havalandırılması da unutulmamalı.. Hayvanlara vitamin yönünden zengin bazı katkı maddeleri de yemlerine katılmalı.. Zaten hayvanlar iyi beslenirse kışı rahatlıkla atlatacaktır. Biz Veteriner Hekimler Odası olarak görevimiz, hayvan sağlığının ve insan sağlığının korunması, hayvan refahının iyileştirilmesi, gıda güvenliğinin sağlanması, zoonoz hastalıkların önlenmesi, hayvan ıslahı, tıbbi araştırmalar ve biyolojik çeşitliliğin korunması alanlarında yaptığımız çalışmalarla insanlığa büyük katkılar sağlarız. Amacımız; hayvan ölümlerini asgariye indirerek, hem vatandaşlarımıza hem de ülkemize katkı sağlamaktır. Biz her zaman bu konuda göreve hazırız.”

Nihat Köse: Havalar soğuyor hayvan sağlığına dikkat! Haber

Nihat Köse: Havalar soğuyor hayvan sağlığına dikkat!

Kış mevsiminin yaklaşması ve havaların soğumasıyla birlikte hayvan hastalıklarına dikkat çeken Adana Veteriner Hekimleri Odası (VHO) Başkanı Nihat Köse, “Havaların soğuması, arkasında kış mevsimi ile birlikte hayvan hastalıklarının da çıkma riski de yüksek olur. Onun için hastalıklara karşı aşılamalar yapılmaktadır. Hayvan varlıklarımızdaki kayıplarının yaşanmaması için yetiştiricilerimiz öncelikle ahırların temizlik ve bakımlarını yapmalı, yem stoklarını tamamlamalı ve hayvanlarda aşılamayı kesinlikle aksatmamalıdır” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Her ne kadar güney kesimlerinde havalar çok olmasa da, diğer bölgelerimizde havalar soğumaya başladı. Hatta yüksek kesimlerinde kar yağışlarını görmekteyiz. Bununla birlikte meralarda ve yaylalarda yetiştirilen hayvanlar ahırlara çekildi. Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte veterinerlerden hayvancılık sektörüne uyarılar da geldi. Gazetemize kış öncesi yetiştiricilere önemli uyarılarda bulunan Adana Veteriner Hekimleri (VHO) Başkanı Nihat Köse, “Her geçen gün artan dünya nüfusu ile birlikte gıda ihtiyacı da artıyor. İnsan beslenmesinde önemli yer teşkil eden et, süt, süt ürünleri gibi birçok ihtiyacın kaynağı olan hayvancık da değeri her geçen gün artarak daha fazla önem taşıyor. Büyükbaş, küçükbaş, kanatlı, su ürünleri gibi geniş bir alanı içerisine alan hayvancılık; hayvansal gıda üretimi ile beslenmenin yanında hayvancılığa dayalı sanayi sektörüne ham madde sağlama yem sanayi, süt ve süt ürünleri sanayi, dericilik, veteriner ilaç ve hayvancılık ekipmanları vs. gibi çok alanda istihdam alanı olarak da büyük önem taşıyor” dedi.. Nihat Köse, “Tabi şimdi kış mevsimine yaklaştık. Kimi yerler halen sıcak geçse de, yüksek yerler, iç kesimlerde ise soğukları görmeye başladık. Bu soğuklar hayvan yetiştiricilerimiz için biraz zor dönemler diyebiliriz. Sonuçta kış mevsimi, hayvan beslemek için en zor mevsimlerden biridir diyebiliriz. Aşırı soğuklar nedeniyle hayvanlarda doğal olarak bazı hastalıklar oluşabilir. Besicilerin bu konuda dikkatli davranmalı, aşılamalar mutlaka yapılmalıdır. Zaten şuan ‘Şap’ hastalığı, ‘PPR’ (Küçük ruminant vebası), 3-6 aylık dişi ve erkek kuzu ve oğlaklarda Brusellozis hastalığına karşı koruyucu amaçla kullanılan ‘Brucella’ aşısı halen devam ediyor ve yetiştiricilerimiz mutlak yaptırmalıdır.” Diye konuştu. Aşılamanın nemine dikkat çeken Adana VHO Başkanı Nihat Köse, yetiştiricilere şu uyarılarda bulundu; “Tüm dünyada artan gıda ihtiyacıyla birlikte hayvancılığa verilen önemin arttığı günümüzde mevcut hayvan varlığının da korunması çok önemli.. Sonuçta et ve et ürünleri sağlıklı beslenmede büyük önem taşımaktadır. Kısaca sağlıklı yaşamın olmazsa olmazı olan sağlıklı gıdaya erişim bir gerçek ve bunun en önemli kalemi et, et ürünleridir. Bu bakımdan et ve et ürünlerinin kaynağı olan hayvanların sağlığını korumak da hepimiz için çok önemlidir. Unutmayın! Bakanlık tarafından aşılama kampanyaları düzenlenmektedir. Şimdi Sonbahar mevsimindeyiz ve artık havalar soğumaya başladığından bununla birlikte kış mevsiminde hayvan hastalıkları riski artacaktır. Özellikle ülkemizde zaman zaman görülen ve ülkemizde en çok mücadele edilen hastalıkların başında gelen Şap ve Brucella gibi hastalıklara dikkat edilmelidir. Zaten Brucella hastalığı ülkemizde en çok görülen en yaygın zoonoz olması nedeni ile hem insan hem hayvan sağlığı açısından mücadelesi önemli bir hastalıktır. Şap hastalığı ise süt ve et kayıplarına, dış ticarete getirilen kısıtlamalardan doğan ekonomik kayıplara, genç hayvanlarda yüksek ölümlere ve gebe hayvanlarda abortlara neden olması ile ülke ekonomisini ağır şekilde etkilemektedir. Dolayısıyla ciddi ekonomik kayıplara sebep olan hastalıklara karşı aşılamaya uygun tüm hayvanların aşılanması önem arz etmektedir. sığırlarda ve koyunlarda Brucella ve Şap hastalığı ülkemiz için ekonomik kayıp ve mücadele zorluğu açısından en önemli hastalıkların başında yer alıyor. Bu hastalıklar ile mücadele de aşılama çok önemli.. Ülkemizde zaman zaman görülen Şap hastalığı, hayvan ve hayvansal üretimi etkileyen, bunların ihracatını engelleyen ve dolayısı ile ciddi ekonomik kayıplara sebep olan bir hastalık olması nedeniyle aşılamaya uygun tüm hayvanların aşılanması önemli.. Şap hastalığının ölüm oranı düşük olmakla birlikte genç hayvanlarda virüsün kalpte yerleşmesi (lokalize) sonucu ölümle sonuçlanan myokarditis olguları görülebilir. Hastalığın bulaşma oranı ise yüksek olup, et ve süt verimlerindeki hızlı düşüşe bağlı ekonomik kayıplar önem taşımaktadır. Aşısız annelerden doğan yavrulara 2 haftalıktan, aşılı annelerden doğan ve yaşamının ilk günlerinde kolostrum alan yavrulara ise 2 aylıktan itibaren ilk aşılama yapılmaktadır. İlk aşılamadan 21-30 gün sonra rapel (tekrar) aşılama yapılır. HAYVANLAR İYİ BESLENMELİ Bununla birlikte hayvanların iyi beslenmesi de çok önemli.. Soğuk havalarda özellikle protein ve hammadde yönünden hayvanların iyi beslenmesi gerekir. Tam vitaminini, proteinini alan hayvanlarımız kolay kolay hastalanmaz, hastalansa dahi rahat atlatır. Hayvanların kaldığı ahırlar kış aylarında ıslak olmamalı, günlük mutlaka temizlenmelidir. Ayrıca ahırların havalandırılması da unutulmamalı.. Hayvanlara vitamin yönünden zengin bazı katkı maddeleri de yemlerine katılmalı.. Zaten hayvanlar iyi beslenirse kışı rahatlıkla atlatacaktır. Sonuçta hayvan sağlığı doğrudan insan sağlığını yani bizim sağlığımızı da etkiler. Biz Veteriner Hekimler Odası olarak görevimiz, hayvan sağlığının ve insan sağlığının korunması, hayvan refahının iyileştirilmesi, gıda güvenliğinin sağlanması, zoonoz hastalıkların önlenmesi, hayvan ıslahı, tıbbi araştırmalar ve biyolojik çeşitliliğin korunması alanlarında yaptığımız çalışmalarla insanlığa büyük katkılar sağlarız. Sürdürülebilir hayvancılık ve sağlıklı et konusunda işin uzmanı olan veteriner hekimler olarak amacımız; hayvan ölümlerini asgariye indirerek, hem vatandaşlarımıza hem de ülkemize katkı sağlamaktır. Biz her zaman bu konuda göreve hazırız. Hep birlikte insanlarımızın daha sağlıklı bir yaşamı için gerekli olan hayvansal gıdayı yetiştireceğimiz sağlıklı hayvanlardan sağlayabiliriz.”

Nihat Köse; Adana Veteriner Hekimler  Odası Tarım Fuarı’nda olacak Haber

Nihat Köse; Adana Veteriner Hekimler Odası Tarım Fuarı’nda olacak

Adana Tarım Fuarı 17. Tarım, Hayvancılık, Tavukçuluk Ve Süt Endüstrisi Fuarı 30 Ekim 3 Kasım 2024 tarihlerinde Adana TÜYAP Fuar Merkezi’nde yapılacak. Bu yıl fuarda Adana Veteriner Hekimleri Odası’da (VHO) yer alacak. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre: Tüm paydaşları fuara davet eden Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, “Adana Uluslararası Tarım, Hayvancılık, Tavukçuluk ve Süt Endüstrisi Fuarı'nda biz de yer alacak ve sektör profesyonellerini bilgilendirmek amacıyla stant açacağız.” dedi. Nihat Köse, “30 Ekim ve 3 Kasım 2024 tarihleri arasında Adana TÜYAP fuar alanında gerçekleşecek olan bu etkinlik, hayvancılık sektöründeki yenilikçi teknolojilerin ve inovasyonların yetiştiricilerle buluşması açısından büyük önem taşımaktadır. Veteriner Hekimlerin ve hayvancılık profesyonellerinin bilgi alışverişinde bulunabileceği bu etkinlik, aynı zamanda sektörel iş birliklerinin güçlendirilmesi açısından da büyük fırsatlar sunmakla birlikte sektördeki yeniliklerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlarken, yerel ve uluslararası düzeyde iş ağlarının geliştirilmesine de katkıda bulunuyor.” açıklamasına yer verdi. Program çerçevesinde yapılacak etkinliklerin, sektördeki gelişmeleri takip etmek ve yeni yöntemleri uygulamak isteyenler için önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çeken Adana VHO Başkanı Nihat Köse, “Fuar boyunca Veteriner Hekimlerin sağlıklı ve verimli hayvancılık uygulamaları konusunda katılımcılara rehberlik etmeye hazır olacağız. Fuara katılan misafirler, hayvancılıkla ilgili son gelişmeleri öğrenme ve farklı uzmanlarla bilgi alışverişinde bulunma şansı edinecekler. Adana Uluslararası Tarım, Hayvancılık, Tavukçuluk ve Süt Endüstrisi Fuarı, hayvancılık sektöründe yenilikçi teknolojilerin ve inovatif çözümlerin yetiştiricilerle buluştuğu önemli bir platformdur. Bu fuar, modern hayvancılık uygulamalarını tanıtmak ve sektördeki verimliliği artırmak amacıyla en son teknolojileri sergilemektedir. Katılımcılar, hayvan sağlığından yem teknolojilerine, otomasyon sistemlerinden genetik iyileştirme tekniklerine kadar geniş bir yelpazede çözümlerle tanışma fırsatı bulacaklardır. O bakımdan tüm paydalarımız fuardaki standımıza bekliyoruz” dedi.

Köse: Biz  veteriner hekimler öldürmeyiz çünkü eğitimimiz yaşatmak üzerinedir Haber

Köse: Biz veteriner hekimler öldürmeyiz çünkü eğitimimiz yaşatmak üzerinedir

Adana’da 13 meslek odası ve kuruluş, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nun sahipsiz hayvanları etkileyen yasa değişikliklerine karşı pazar günü “Büyük Adana Mitingi”nde bir araya geldi. Adana Veteriner Hekim Odası Başkanı Nihat Köse, yeni düzenlemelerin hayvan hakları açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını belirterek, veteriner hekimlerin önerilerinin dikkate alınmadığını vurguladı. Köse, “Biz veteriner hekimler öldürmeyiz, çünkü eğitimimiz yaşatmak üzerinedir” diyerek 5199 sayılı yasadaki “yakala, kısırlaştır, geri bırak” yönteminin uygulanması çağrısında bulundu. “5199 Sayılı yasada olduğu gibi yakala kısırlaştır rehabilite et ve aldığınız yere geri bırak şeklinde olmalı” Adana Veteriner Hekim Odası Başkanı Nihat Köse, yasa çıkartılırken veteriner hekimlere danışılmadığını belirterek, “Yasa çıkarken veteriner hekimlere danışılmadı. Ve sonuç maalesef daha kötü olacak çünkü belediyelere hayvanları toplama zorunluluğunu bugün getirdiler ama barınak yapmak için 2028 yılına kadar süre tanıdılar. Ayrıca belediyeler barınaklara aldıkları hayvanları bırakamayacakları için  bırakan belediyelere yasa hayvan başına 50 bin lira da ceza öngördüğü için belediyeler hayvan toplamayı ve kısırlaştırmayı da bırakacaklar önerimiz 5199 sayılı yasada olduğu gibi yakala kısırlaştır rehabilite et ve aldığınız yere geri bırak şeklinde olmalı ve bütün ülkede eş zamanlı bir kısırlaştırma seferberliği başlatılmalı bunun başka bir çaresi yok biz Veteriner Hekimler öldürmeyiz çünkü eğitimimiz yaşatmak üzerinedir” şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.