#sulak alan

İLKHABER-Gazetesi - sulak alan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, sulak alan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Milleyha Kuş Cenneti için atılan adım, çevrecileri mutlu etti Haber

Milleyha Kuş Cenneti için atılan adım, çevrecileri mutlu etti

Dünyanın en önemli kuş göç yollarından biri üzerinde yer alan Milleyha Kuş Cenneti, hem sulak alan hem de sürdürülebilir koruma statüleriyle geleceğe güvenle taşınıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye’nin önemli ekosistemlerinden biri olan Milleyha Kuş Cenneti’ne yeni koruma statüleri kazandırdı. Artık sadece “Sulak Alan” olarak değil, aynı zamanda “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” statülerine sahip olan Milleyha, nesli tehlike altında olan türler için güvenli bir yuva olmaya devam edecek. Bakanlık yetkilileri, yapılan çalışmalarla Milleyha’nın doğal yapısının bozulmasına yönelik hiçbir faaliyete izin verilmeyeceğini ve ekosistemin korunarak gelecek nesillere aktarılacağını belirtti. Çevre ve iklim değişikliği uzmanı Oğuz Şahin de, Milleyha Kuş Cenneti’nin yeni statüler kazanmasını değerlendirdi. Şahin, “Milleyha Kuş Cenneti gibi sulak alanların korunması, sadece kuşlar için değil, tüm ekosistem için hayati öneme sahip. Bu gelişme gerçekten sevindirici. Sulak alanlar, su kaynaklarının dengesi, biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliğiyle mücadele açısından kritik alanlar. Milleyha’nın hem ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ hem de ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ statülerine kavuşması, bölgedeki ekosistemin korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir adım. Bu sayede nesli tehlike altında olan türler güvenle yaşayabilecek ve doğal yapının bozulmasına hiçbir şekilde izin verilmeyecek. Ayrıca bu statüler, bilimsel araştırmalar ve izleme faaliyetlerinin artmasını sağlayarak, bölgedeki koruma çalışmalarını güçlendirecek” dedi. Uzmanlar, Milleyha’nın zengin bitki ve hayvan çeşitliliğiyle Türkiye’nin doğal mirası içinde özel bir yere sahip olduğunu vurguluyor. Koruma alanı ilanının ardından bölgeye yönelik bilimsel araştırmaların ve ekosistem izleme faaliyetlerinin de artacağı ifade ediliyor.

Çukurova Deltası, kuşların sessiz dünyasına ev sahipliği yapıyor Haber

Çukurova Deltası, kuşların sessiz dünyasına ev sahipliği yapıyor

Tuzla, Akyatan, Ağyatan ve Yumurtalık lagünlerinden oluşan Çukurova Deltası, Türkiye’nin güneyinde, Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında önemli kuş göç yollarından ikisinin kesiştiği stratejik bir noktada bulunuyor. Bu coğrafi konum, Çukurova Deltası’nı hem yerli hem de göçmen kuşlar için kritik bir durak haline getiriyor. Yılın her döneminde yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan, yerli ve göçmen kuşlar için hayati bir yaşam alanı olan delta, insan kaynaklı olumsuz etkiler nedeniyle güvenli liman olma özelliğini her geçen gün kaybediyor. Uzmanlar, delta ekosistemindeki bozulmanın turna, pelikan, yaban kazı, yılan boyunlu kuş, orman horozu, yakalı toy, küçük sakarca kazı, Sibirya kazı, yaz ördeği, dikkuyruk, kara akbaba, şah kartal, küçük kerkenez, bıldırcın, ince gagalı kervan çulluğu, ada martısı ve sarı kamışçı gibi nadir kuş türlerini tehdit ettiğini belirtiyor. Bilim insanları ve çevreciler, “Yiyecek bulmak için içgüdüsel olarak deltaya gelen yerli ve göçmen kuşlar, sulak yaşam alanlarının yok edilmesiyle ciddi risk altında. Çukurova Deltası’nı korumak için acil tedbirler alınmazsa, gelecek kuşaklara miras bırakabileceğimiz bu doğa harikası alan ve barındırdığı canlılar yok olabilir” uyarısında bulunuyor. Adana'daki Çukurova Deltası, sadece Türkiye’nin değil, dünya kuş çeşitliliği açısından da kritik öneme sahip bir ekosistem olarak kabul ediliyor. Uzmanlar, koruma önlemlerinin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Gediz Deltası'nın canlılığı, kuraklıkla tehlikede Haber

Gediz Deltası'nın canlılığı, kuraklıkla tehlikede

Gediz Deltası, İzmir’in biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve ekolojik açıdan en önemli sulak alanlarından biri. Kütahya’dan doğup 401 kilometre yol kat ederek İzmir Körfezi’ne ulaşan Gediz Nehri’nin taşıdığı alüvyonların biriktiği bu delta, çok çeşitli habitatlarıyla adeta bir doğa cenneti oluşturuyor. Tuzcul bataklıklardan çayır ve sazlıklara, tatlı ve acı su habitatlarından kıyı meralarına kadar uzanan geniş bir ekosisteme sahip olan Gediz Deltası, 303 farklı kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Ancak, kuraklık ve yanlış tarım politikaları nedeniyle özellikle ıslak çayırlar ve tatlı su kaynaklarının tehdit altında olduğu belirtilen deltada yapılan gözlemler, bu alandaki kuş sayısında önemli bir düşüş olduğunu gösteriyor. Doğa Derneği Sulak Alan Uzmanı Burçin Yaraşlı, özellikle delta içerisindeki ıslak çayır habitatlarının büyük tehdit altında olduğunu söyledi. Yaraşlı, “Bu alanlar, yılın farklı dönemlerinde pek çok kuş türü için hayati yaşam alanları sağlıyor. Kış aylarında kız kuşu, kızıl bacak ve yeşil bacak gibi türler burada beslenirken, bahar aylarında uzun bacaklı kuşlar, göç dönemlerinde ise diğer farklı türler alanda konaklıyor. Yazın ise boz kuyruk, tepeli toygar ve sarı kuyruk sallayan gibi kuşlar burada üreme yapıyor” dedi. Gediz Deltası’nın kuzeyinde yer alan sazlıklar bölgesinin ise kökleriyle suyu doğal olarak filtreleyen kamışlar sayesinde suyun kalitesini iyileştirip kıyı erozyonunun önlenmesinde önemli rol oynadığına dikkati çeken Yaraşlı, sazlıkların ekosistemdeki kritik işlevine vurgu yaptı. Yaraşlı, şöyle konuştu: “Sazlıklar, hem suyu temizliyor hem de pek çok canlı türü için kritik habitatlar sağlıyor. Ördekler, dövüşken kuşlar, kızıl bacak gibi türler bahar aylarında burada dinlenip besleniyor. Ancak son yıllarda bölgedeki su kaynaklarının yanlış tarım politikaları ve su yönetimi nedeniyle azaldığını, bu durumun habitatların kurumasına neden olduğunu üzülerek gözlemliyoruz.” 2022 yılında yapılan arazi çalışmalarında sazlık bölgesinde yaşanan erken kurumadan dolayı kuğuların üreyemediğine de dikkat çeken Yaraşlı, şöyle devam etti: “Ayrıca, göç dönemlerinde görülen ve tehlike altında olan birçok kuş türünün kuraklık sebebiyle dramatik şekilde düştü. 2021 yılında sazlıklarda 6957 birey saydığımız kaşık gaga sayısı, 2022’de 900’e kadar düştü. Bu veriler, kuraklığın kuşlar ve diğer canlılar üzerindeki yıkıcı etkisini açıkça ortaya koyuyor. Sulak alanların ve burada yaşayan türlerin korunması için Gediz Deltası’na doğal su girişinin sağlanması gerekir. Ekosistemin devamlılığı ve kuşların göç yollarının korunması için sazlıklar bölgesinin kurumasını engellemek zorundayız. Gediz Deltası’nın tapusu doğanın kendisindedir ve bizler bu değerleri korumak için çalışmaya devam edeceğiz.”

Cennet, yapıştırıcıyla tuzağa düşürülen kuşlara cehennem oldu Haber

Cennet, yapıştırıcıyla tuzağa düşürülen kuşlara cehennem oldu

Türkiye’nin en önemli kuş göç yollarından birinde yer alan Hatay’ın Samandağ ilçesindeki Milleyha Sulak Alanı, yeni bir doğa katliamıyla gündeme geldi. Kuşların dallara sürülen yapıştırıcı maddelerle yakalanması, doğaseverlerin ve çevre kuruluşlarının tepkisini çekti. Çevreci kuruluşlar ve doğaseverler, sulak alanın korunması için acil çağrıda bulundu. Sivil Alan Hareket Ağı (SAHA), YUVA Project, Samandağ Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Koruma ve İzleme Merkezi ve Roots & Shoots Türkiye katılımıyla Milleyha Sulak Alanı’nın korunmasına yönelik farkındalık yaratmak amacıyla "Milleyha Günlükleri" adlı çalışmada yer alan Emin Yoğurtcuoğlu, karşıklaştıkları durumu “katliam” olarak nitelendirdi. “Gördüğümüz manzara korkunçtu” Uzun süredir Milleyha Kuş Cenneti'nin çöplerden temizlenmesi, avcılığın tamamen bitirilmesi ve imara açılmadan korunması amacıyla bölgede farkındalık projeleri yürüten ve burada kuşları fotoğraflayan Emin Yoğurtcuoğlu, "Milleyha Kuş Cenneti Sulak Alanı’nın tampon bölgesinde Belediye ve Milli Park ekipleriyle yaptığımız incelemelerde, dallara yapıştırıcı sürüldüğünü ve bu tuzağa düşen kuşların güneş altında can çekişerek öldüğünü gördük. İnsanlığımı zor koruduğum günlerden biriydi. Kuşlar için cennet olan bu bölge, yapıştırıcıyla tuzağa düşürülen kuşlara cehennem oldu" ifadelerini kullandı. Olayın yalnızca yapıştırıcıyla sınırlı olmadığını vurgulayan Yoğurtcuoğlu, bölgede kaçak avcılık faaliyetlerinin de tespit edildiğini belirtti. Ağaçların altına saklanıp kuş yuvalarına ateş eden bazı kişilerin de bu sırada suçüstü yakalandığını ifade eden Yoğurtcuoğlu, “Habitat kaybı, kaçak avcılık ve yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya kalan Milleyha, sadece kuşlar değil, tüm canlılar için hayati bir yaşam alanı. Deprem bölgesinde, tabanı yumuşak ve su dolu bir alanda yapılaşmaya gidilmesi hem doğa hem insan için büyük bir tehlikedir” dedi. “Hatay en çok kuraklaşacak bölgelerden biri” Uzmanlara göre Hatay’ın, iklim değişikliği nedeniyle Türkiye’nin en hızlı kuraklaşacak bölgelerinden biri olduğunu ve bu yüzden Milleyha gibi doğal sulak alanların korunmasının iklim direncini artırmak açısından kritik önem taşıdığını anlatan Yoğurtcuoğlu, şu uyarıda bulundu: “Elimizdeki son su kaynaklarını, tuzcul bataklıkları molozla, inşaatla, rantla yok edilmemeli. Milleyha’nın değeri para ile ölçülemez. Bu doğa sahası, Türkiye’nin nefes alan son noktalarından biridir.”

Samandağ'daki Milleyha Sulak Alanı yok oluyor Haber

Samandağ'daki Milleyha Sulak Alanı yok oluyor

ALİ GÜRELİ ADANA (İLKHABER) - Kışı Afrika'da geçiren kuşların göç yollarındaki önemli geçiş noktası olan Hatay'ın Samandağ ilçesindeki Milleyha Sulak Alanı, tarımda aşırı su kullanımı, kirlilik, iklim değişikliği ve yasak avcılık gibi nedenlerden dolayı tehlike altında bulunuyor. Hatay, göçmen kuş türleri için Türkiye'ye giriş kapısı olarak biliniyor. Özellikle bölgenin Akdeniz kıyısı boyunca uzanan dağ silsilesi, süzülerek göç eden kuşlar için bir darboğaz oluşturuyor. Her yıl milyonlarca yırtıcı kuş, leylek ve diğer türler bu rota üzerinden Anadolu coğrafyasına giriş yapıyor. Hatay'ın Samandağ ilçesinde yer alan Milleyha Sulak Alanı da hem göçmen hem de diğer yüzlerce türe ev sahipliği yapıyor. Sadece kuşlar için değil bataklık ve yarı bataklık bitkiler için de hayati önem taşıyan bölge, son yıllarda tarımda aşırı su kullanımı, kirlilik, iklim değişikliği ve yasak avcılık gibi nedenlerden dolayı tehlike altında bulunuyor. "Koruma konusundaki çabalar yetersiz kalıyor" Milleyha Sulak Alanı'nın birçok bitki türüne ev sahipliği yaptığı gibi kuş türleri açısından Türkiye'nin en önemli 3'üncü önemli alanlarından biri olduğunu belirten Hatay Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Abdullah Öğünç, şunları söyledi: "Geçtiğimiz yıl yapılan araştırmalarda Milleyha Sulak Alanı'nda 282 kuş türü belgelendirilmişti. Kuş gözlemci ve yaban hayatı uzmanlarının da geçmiş yıllarda inceleme yaptığı bu bölgeye çöp, moloz ve fosseptik gibi atıkların boşaltılmasının önüne geçilse de, koruma konusundaki çabalar yetersiz kalıyor. Binlerce kuşun göç yolundaki bu önemli sığınağın yavaş yavaş yok oluşunu izlemek yerine, mümkün olabildiğince korumak ve zenginleştirmek gerekir."

"Hatay Havalimanı'nın konumu uygun değil" Haber

"Hatay Havalimanı'nın konumu uygun değil"

ALİ GÜRELİ ADANA (İLKHABER) - Hatay Tabiatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Öğünç, Kahramanmaraş merkezli depremlerde zarar gören Hatay Havalimanı'nın yeniden yapımı öncesi uyarılarda bulunarak, havalimanının taban çökmeleri ve taşkın riski olmayan yerde inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Öğünç, 6 Şubat 2023’te saat 04.17’de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremde ağır hasar alan ve binlerce insanın yaşamını yitirdiği medeniyetler şehri Hatay'ın havalimanının da kullanılamaz hâle geldiğini belirtti. Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, Hassa, Belen, İskenderun'un afetin yakıcı ve can alıcı boyutuyla mücadele ederken ne yazıkki uçuş pistinde çökmeler olması nedeniyle havalimanının kullanılamadığına dikkati çeken Öğünç, "Bu durum, ilkyardım, arama kurtarma ekipleri ve ekipmanlarının bölgeye ulaşmasını ciddi anlamda geciktirmiştir." dedi. Abdullah Öğünç, Hatay Havalimanı'nın jeomorfolojik açıdan Antakya-Kahramanmaraş grabeni veya çöküntü oluğu olarak tanımlanan sahada yer alan 1950’lerden itibaren kurutulmaya çalışılan Amik Gölü’nün en derin kısmına 2007 yılında inşaa edildiğini anımsatarak, "Hatay Havalimanı'nın mevcut konumu, havalimanının ekolojik ve çevresel etkileri, kurulduğu yerin litolojik ve tektonik özellikleri, hidrolojik havza özellikleri, mikroklimatik özellikleri açısından ve yetiştirilen tarımsal ürünlerin sağlığı açısından uygun değildir." ifadelerini kullandı. Hatay Tabiatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Öğünç, havalimanının onarılarak aynı yerde hizmet vermesi yerine, neden başka bir yerde inşa edilmesi gerektiğini de madde madde açıkladı: Mevcut konumun sakıncaları - Havalimanının kurulmuş olduğu Alüvyal zeminde zaman içerisinde deprem olmadan dahi çökmeler devam etmektedir. Bunun kanıtları vardır. Yaşanan ve yaşanabilecek depremler ise çökme ivmesini, sıvılaşmayı arttırabilecek niteliktedir. - Kurutulduğu iddia edilen Amik Gölü, kış aylarında yeniden su toplayarak varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Hemen hemen her kış oluşan göl bazı yıllarda artan yağış miktarı ile daha geniş bir alana yayılmaktadır. Buna bağlı olarak taşkın boyutu ve oluşturduğu olumsuzluklar da arttırmaktadır. 2012, 2019 kış aylarında taşkın miktarındaki artış havalimanının kullanımını olumsuz etkilemiş, limana gidişin gerçekleştiği karayolu ve yakın çevresi günlerce sular altında kalmıştır. - Gölün yeniden oluşması ve sularının taşması, havalimanına yapılmış olan yatırımların revizyonunu gerektirmekte ve maliyetini sürekli arttırmaktadır. - Lübnan dağlarından kaynağını alan Asi Nehri havzasında kalan Amik Gölü ve Amik ovası yörede su kontrolü açısından önemi büyük olan bir jeomorfolojik ünitedir. Nitekim 6 Şubat depremlerinde Suriye’de yıkılan bir barajın suları Amik ovası tabanında yayılmış böylelikle Antakya ve Samandağ ikincil bir felaketten korunmuştur. - Göçmen kuşların göç yolu üzerinde olan havalimanın mevcut yeri, kuşların etkisiyle uçaklarda yaşanabilecek riskleri arttıracak niteliktedir. - Yaz aylarında (Nisan-Ekim arasında) Güneybatı-Kuzeydoğu yönlü ve şiddetli rüzgarların etkisinde kalan ovada Hatay Havalimanı bu rüzgarın en şiddetli estiği ve türbülans oluşumlarının yoğun olduğu konumlardan birindedir. Bu durum ise uçakların iniş ve kalkışlarında panik oluşmasına, uçuşun konforuna ciddi olumsuz etkiler yapmaktadır. Bugüne kadar bir kazanın yaşanmaması da önemli bir şans olarak değerlendirilmelidir. - Kış aylarında saha özellikle sabah ve akşam saatlerinde yoğun sis ile uçuşun zorlaştığı mikroklimatik şartlar barındırmaktadır. - Kurutulmaya çalışılan gölün aynası (göl tabanı) üzerinde inşa edilen Hatay Havalimanı Amik ovasının 1. derecede verimli tarım alanlarına çok yakın bir konuma sahiptir. Havalimanına inen-kalkan uçaklar, lojistik destek ve havalimanına olan ulaşım yoğunluğu gibi etkilerle çevre ve tarım alanları üzerinde de baskı oluşturmaktadır. Neden başka yer seçilmeli? Öğüç, daha sonra şunları kaydetti: "Günümüzün vazgeçilmezi özelliğindeki hava ulaşımına elbette Hatay ilinin de ihtiyacı vardır. Ancak havalimanının yeniden yapımının gündeme geldiği bugünlerde mevcut yere yeniden havalimanı inşasını yukarıda saydığımız ve daha da arttırılabilir nedenlerden dolayı doğru bulmuyor ve onaylamıyoruz. Mevcut yerin başka amaçlarla da kullanılmasına karşı olduğumuzu buranın yeniden Amik Gölü olarak ekosisteme ve çevreye faydasının daha fazla olacağına inanıyoruz. Havalimanı yapımı için alternatif önerilenimizi de yetkili kurumlarla paylaşmış bulunuyoruz. Bu sahalarda gerekli tetkiklerin, konunun uzmanları tarafından yapılmasını ve Hatay’ın her doğal koşul altında faal olacak uygun yeni bir havalimanına kavuşmasını yetkili kurumların iş birliği ile mümkün olduğuna inanıyoruz."1

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.