TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#süt

İLKHABER-Gazetesi - süt haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, süt haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Balı süt ile karıştırıp içmeyin! Haber

Balı süt ile karıştırıp içmeyin!

Mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bağışıklık sistemini destekleyen vitamin ve mineral deposu besinleri tüketmenin büyük öneme sahip olduğunu belirten Diyetisyen Elif Akçeken, “Öksürük, boğaz şişkinliği şikâyetlerimiz olduğunda ilk tercih edilen karışımlardan biri de ballı süttür. Fakat bazı yanlış uygulamalar ile bu karışımı bedenimiz için zararlı bir duruma sokabiliriz. Eğer bal yüksek derecede kaynatılırsa, içindeki doğal enzimler, vitaminler ve diğer biyoaktif bileşenler zarar görebilir ve balın besleyici özellikleri yok olur” dedi. Havaların soğuması ile birlikte artan grip gibi kış hastalıkları konusunda uyarılarda bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi Medical Park Florya Hastanesi Diyetisyeni Elif Akçeken, grip veya soğuk algınlığına karşı hangi önlemleri alabileceğimizle ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Dyt. Akçeken, grip, grip benzeri hastalıklar ve soğuk algınlığının kontrolü ve tedavisi, esas olarak bitkilerden izole edilen kimyasal veya biyokimyasal ajanlara bağlı olduğuna dikkat çekerek bu maddeler arasında çeşitli polifenoller, flavonoidler, saponinler, glikozitler ve alkaloidlerin bulunduğunu söyledi. Kışın soğuklarına karşı doğal kalkan: bitkilerle güçlü bağışıklık Havaların soğuduğu bu günlerde, grip ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara karşı bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin yollarını aradığımızı ifade eden Dyt. Akçeken, her mutfakta bulabilen bazı bitkilerle doğal bir kalkan oluşturmanın pratik yollarını anlattı: Ekinezya: Ekinezya, üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu ve tedavi edici etkilere sahip olabilir. Bağışıklık sistemini destekleyerek hastalıklara karşı direnci artırabilir. Ayrıca çay şeklinde hazırlandığında bazı uçucu bileşenlerinin (linalool) ve flavonoitlerinin yatıştırıcı etki gösterdiği deneysel olarak gösterilmiştir. Bu bakımdan, özellikle inatçı öksürüklerde kişilerin rahatlamasını sağlaması bakımından da yararlı olabilmektedir. Adaçayı: Ağız ve boğaz iltihaplarında etkili olduğu bilinen bir başka bitki ise adaçayıdır. Özellikle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla, çay şeklinde adaçayı ile hazırlanan gargaranın bu amaçla kullanılması önerilmektedir. Yeni yayımlanan bir klinik çalışmada; adaçayı ile ekinezyanın birlikte uygulandığında dezenfektan olan gargaradan daha etkili olduğu gösterilmiştir. Kakule: Kakule, içerdiği eugenol adlı bileşen sayesinde antiviral ve antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Bu özellikleri, soğuk algınlığına neden olan virüslerle mücadelede etkili olabilir. Kakule, antioksidanlar bakımından zengin olup bağışıklık sistemini güçlendirebilir, bu da vücudu hastalıklara karşı daha dirençli hale getirebilir. Bunun dışında inhalasyon yoluyla kullanıldığında nefes yollarını açabilir, bu da solunum konforunu artırabilir. Bağışıklık sistemini güçlendiren besinler Dyt. Akçeken ayrıca bağışıklık sistemini güçlendiren besinleri ise şu şekilde sıraladı: Kuersetin: Antioksidan özelliklere sahip bir flavonoiddir. Antioksidanlar, vücudu serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasara karşı koruyabilir ve bağışıklık sistemini destekleyebilir. Bu özelliklerinden dolayı kuersetin, soğuk algınlığına karşı koruyucu bir rol oynayabilir. Elma, kırmızı soğan, çay, kırmızı üzüm, brokoli ve kiraz domates gibi besinler kuersetin içerir. Meyan kökü: T hücreleri tarafından interferon-gamma üretiminin uyarılması, immün modülasyon, anti-inflamatuar, konakçı hücreler tarafından virüs alımının azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Meyan kökü özellikle öksürük ve soğuk algınlığına (bronşit, tonsilit, üst solunum yolu yangıları) karşı hazırlanan karışımlarında boğazdaki balgamın sıvılaşmasını sağlaması ve yangıyı gidermesinin yanı sıra bazı virüsler üzerinde etkili olmaktadır. Afrika Sardunyası: Bu bitkide yer alan Umkaloba özütü, grip, bronşit, sinüzit, viral enfeksiyonlar ve anjiyoya karşı olumlu etkilere sahiptir. Burun akıntısı ve faranjite karşı oldukça etkilidir. Bakteriyel rahatsızlıklara karşı uygundur, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve antioksidatif özelliklere sahip olabilir. Ayrıca, balgam söktürücü özelliği bulunmaktadır. Bal yüksek derecede kaynatılmamalı Akçeken son olarak da özellikle kış aylarında içilen ballı süt ile ilgili olarak, “Mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bağışıklık sistemini destekleyen vitamin ve mineral deposu besinleri tüketmek büyük öneme sahiptir. Öksürük, boğaz şişkinliği şikâyetlerimizde ilk başvurduğumuz karışımlardan biri de ballı süttür. Fakat bazı yanlış uygulamalar ile bunu daha zararlı bir duruma sokabiliriz. Eğer bal yüksek derecede kaynatılırsa, içindeki doğal enzimler, vitaminler ve diğer biyoaktif bileşenler zarar görebilir ve balın besleyici özellikleri yok olur. 80 derece ve altına sıcaklığı düşünce balı eklememiz daha doğru olacaktır. Unutulmamalıdır ki, herkesin vücut yapısı farklıdır ve bitkisel takviyelerin etkileri kişiden kişiye değişebilir. Herhangi bir bitkisel takviyeyi kullanmadan önce, özellikle hamilelik, emzirme veya başka bir sağlık durumu varsa, bir sağlık profesyoneliyle görüşmek önemlidir” dedi.

Yozgat'ta besici, sütü gelir durumuna göre fiyatlandırıyor Haber

Yozgat'ta besici, sütü gelir durumuna göre fiyatlandırıyor

Yozgat’ın Kuşçu köyünde besicilikle uğraşan Üzeyir Koç, 24 yıldır geçimini çiğ süt satarak sağlıyor. Mandırasında günlük 60 kilogram süt elde eden Koç, ürettiği sütü şehre getirerek müşterilerinin taleplerini karşılıyor. Aracıyla mahalle mahalle dolaşıp evlere süt dağıtan Koç, müşterilerinin ekonomik durumlarını da göz önünde bulunduruyor. Koç, 100 liradan satılan 5 litre sütü gelir düzeyi düşük olan bazı müşterilerine uygun fiyattan veriyor. Emekli müşterilerine 60, asgari ücretli müşterilerine 70 liradan satış yapan Koç, memur olan müşterilerine ise sütü 100 liradan veriyor. Koç, günlük müşterilerinin hem süt ihtiyacını karşılıyor hem de hayır dualarını alarak gönül kazanıyor. “Günlük 60 kilogram süt alıyorum” Son günlerde yaşanan zamların ardından müşterilerinin de ekonomik durumunu düşünmek zorunda olduğu için böyle bir uygulamaya başvurduğunu söyleyen Üzeyir Koç, “24 senedir hayvancılıkla uğraşıyorum. Vatandaşların süt ihtiyacını karşılıyorum. Yozgat’ta sürekli müşterilerim var, onlara süt getiriyorum. Sütten de çok memnunlar. Emekli müşterime indirim yapıyorum onlara sütü 60 liraya veriyorum, asgari ücretlilere de 70 liraya satıyorum. Normal de 5 litre sütü 100 liradan satıyorum ama ben vatandaşın alım gücüne göre fiyatları belirliyorum. Fiyatları böyle belirlemem mecburiyetten oldu, vatandaş alamıyordu, fiyatları ona göre belirledik. Şimdi herkes mutlu, sütten de memnun kalıyorlar. Fiyatlar kurtarmıyor ama mecbur bu işi yapıyorum. Maliyetler çok pahalı, yem fiyatları çok yüksek, vatandaşa destek olmak istiyorum onun için de süte talep çok oluyor. Köyde 15 hayvanım var, günlük 50-60 kilogram süt alıyorum. Buraya gelip vatandaşlara satıyorum” dedi. “Bizim için fedakârlık yapıyor” Müşterilerden Talip Yılmaz ise kendilerine sağladığı bu uygulamadan memnun kaldıklarını söyleyerek, “Yılardır ondan süt alırım, sütü de çok güzel oluyor. Kendisi de bu konuda bize yardımcı oluyor. Ekonomik durumumuzu söylediğimizde 100 liranın altında sütü alıyoruz. Fedakarlık yapıyor bize. İnsanların alım gücü düşük olduğu için sütü bu fiyatlara satıyor, kendisine teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Devlet desteğiyle önce süt üretim çiftliğine, sonra düve merkezine sahip oldu Haber

Devlet desteğiyle önce süt üretim çiftliğine, sonra düve merkezine sahip oldu

ADANA (AA) - ÖMER FANSA - Adana'da 11 yıl önce Tarım ve Orman Bakanlığından aldığı destekle kurduğu çiftlikte süt üretimi yapan girişimci Ali Acembekiroğlu, 6 yıl önce de aynı yöntemle kurduğu gebe düve merkezi aracılığıyla hayvancılık sektörüne katkı sağlıyor.Akaryakıt istasyonu işletmecisi 70 yaşındaki Acembekiroğlu, 2012 yılında üretime yönelme düşüncesiyle hayvancılık yapmaya karar verdi.O dönem Tarım ve Orman Bakanlığından temin edilen destekle ABD'den 480 büyükbaş hayvan getiren Acembekiroğlu, "Ali Baba Süt ve Süt Ürünleri" firmasını kurarak Sarıçam ilçesi Avcılar Mahallesi'nde "Ali Baba'nın Çiftliği" adını verdiği tesiste süt üretimine başladı.Geçen sürede işine devam eden Acembekiroğlu, Bakanlığın 2017 yılında hayata geçirdiği "Damızlık Düve Yetiştirme Merkezi" projesine başvurdu.Proje kapsamında 500 düve temin eden Acembekiroğlu, çiftliğinde yılda ortalama 2 bin başa kadar çıkan hayvan sayısına ulaştı.Bakanlıktan aldığı destekle bugüne kadar 1017 gebe düveyi yetiştirip satışını yapan Acembekiroğlu, yine bu destekle süt ürünleri konusunda da işi geliştirip kapasitesini artırdı, tereyağı ve peynir üretimine başladı.2019'da keçi yetiştiriciliğine başlayıp halen 350 baş keçiden elde ettiği sütle dondurma ve peynir imalatı yapan Acembekiroğlu, ürünleri Adana ve Mersin'de kurulan merkezlerle tüketiciye perakende olarak ulaştırıyor.- "Senede 350-400 gebe düve yetiştiriyoruz"Acembekiroğlu, AA muhabirine, hayvancılık tecrübesi olmamasına rağmen bu işe başladığında insan kaynağına önem vererek işletmeyi kurduğunu söyledi.2012'de 480 hayvanla başladığı işinde 2017 yılında aldığı destekle çiftliğini Damızlık Düve Yetiştirme Merkezi haline getirdiğini anlatan Acembekiroğlu, "Biz şu anda damızlık düve merkeziyiz. Senede 350-400 gebe düve yetiştiriyoruz. Bunların önemli bir kısmını iç piyasaya satıyoruz. Hayvanlarımız talep görüyor. Bilhassa Ege, Marmara Bölgesi'ndeki yetiştiriciler düvelerini bizden alıyorlar. Düvenin yanı sıra bir o kadar da erkek olarak tosun yetiştiriyoruz." dedi.Acembekiroğlu, çiftlikte embriyo transferi yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:"Sürümümüzde 25 kadar embriyo transferiyle dünyaya gelmiş buzağımız, halen de 50 kadar embriyo transferi yapılmış taşıyıcı hayvanımız var. Embriyo transferine önem veriyoruz. Aslında Türkiye'de hayvancılıkta devlet olarak da hükümet olarak da desteklenmesi gereken en önemli konu bence bu olmalı. Kendini ispat etmiş çiftliklere embriyo transferi yapmak üzere destek verilmeli."- Kapasite artıyorAcembekiroğlu, firma olarak Türkiye markası haline geldiklerini, bu kapsamda büyüme kararı verip çiftliğin yanında kendi kaynaklarıyla 400 başlık yeni bir ahır yapmaya başladıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:"Akaryakıt istasyonu çalıştırırken para kazanıyordum ama beni çok tatmin etmiyordu çünkü direkt ürettiğim şeyi görmüyordum. İnsanlar arabasına mazotu, benzini alıp çekip gidiyordu ama burada ben hayvan üretiyorum, süt üretiyorum, tereyağı üretiyorum, dondurma üretiyorum. İşletme merkezinde yaklaşık 50 kişi çalışıyor. Bir de pazarlama ağını düşündüğümüz zaman onlarla 130-150 kişiyiz. Böyle bir üretim yapmış olmam bana büyük bir zevk veriyor. Hayvanın da çiftliğin de hemen hemen her şeyinden yararlanmaya çalışıyoruz. Ekonomiye katkıda bulunuyoruz, bu da beni mutlu ediyor."- Çiftlik kendi elektriğini üretiyorHalihazırda 120 dönüm alana sahip çiftlikte, ahırların çatısına kurulan güneş enerjisi sistemiyle ihtiyaç duyulan elektrik üretilirken, doğal su kaynağının beslediği ve yağmur sularının tutularak aktarıldığı gölet de çiftlikte kullanılıyor.Hayvanların yemleri yine çiftlik içinde kurulan tesiste üretiliyor, atıkları da meyve bahçesinde gübre olarak değerlendiriliyor.Kentte istihdama da önemli katkı sunan firma, günde ortalama 27 bin litre süt üretim kapasitesiyle hizmet veriyor.

Gürer: “Maliyet artışı hayvancılık sektörünü zorluyor ” Haber

Gürer: “Maliyet artışı hayvancılık sektörünü zorluyor ”

(İLKHABER)- CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, maliyet artışları nedeniyle hayvancılık sektörünün ciddi yara aldığını belirterek, TÜİK verilerine de yansıyan süt üretiminde azalma ve canlı hayvan varlığında düşmenin de bunun bir yansıması olduğunu söyledi. Bu sürecin  aynı zamanda raf satışında  ürüne zam olarak yansıdığını belirtti.   CHP Milletvekili Gürer’e ile görüşen Nadire Yaltı  ise yem fiyatlar artışın hayvancılığı zorladığını ifade ederek “110 hayvanım için bir yıllık karma yem ihtiyacı 800 ton, yaklaşık  1 milyon 800 bin TL gerekiyor. Döneminde almazsak fiyat iki-üç  kat artıyor. Daha bunun samanı var, süt yemi var.50 kg süt yemi kalitelisi 500 TL yaklaştı. Ahır giderleri arttı. Destekler artması şart” diye konuştu. YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜ ZORA SOKUYOR  Yem fiyatlarındaki aşırı artışın tüm hayvancılık yapanlarda olduğu gibi kendilerini de ciddi oranda mağdur ettiğini anlatan Nadire  Yaltı, “Hayvanlarıma yılda 800 ton silajlı karma yem veriyorum. 1 milyon 800 bin lira tutuyor. Karma yem parasını ödemekte büyük zorluk çekiyoruz. Bunun haricinde günlük verdiğimiz yemler de var. 50 kiloluk süt yemi 500 liraya çıktı. Geçen yıl 120 lira olan diğer yem ise bugün 360 liraya yükseldi. Silajlı yemi 1 milyon 800 bin lira ödedik. Süt yemi, samana, yoncaya aydan aya zam geliyor. Her gün sağmal 50 ineğe 50’yer kiloluk 9 torba süt yemi veriyorum. Her torba 500 lira. Günlük süt yemi için yaklaşık 5 bin liralık yem veriyorum. Kendi yoncamızı ve samanımızı ürettiğimiz saman ve yoncayı dışarıdan almıyoruz” dedi.   Hayvanların 12 ay kapalı ortamda kaldığı için sürekli yemle beslediklerini söyleyen Nadire Yaltı, “Günde 2 kez yem veriyoruz. Duruma göre günlük hayvan başına 20-35 kilo süt alıyoruz. Hayvana ne kadar yem verirsek o kadar süt alıyoruz. Hayvana ne kadar bakarsanız hayvan da size o kadar iyi bakar” dedi.  ALDIĞIMIZ SÜT PARASI MAZOT VE YEM PARSINI KARŞILAMIYOR Yem fiyatları artarken süt fiyatlarının yerinde saydığına işaret eden Nadire Yaltı, “Sütün litresini 11 liradan satıyoruz. Masraflara göre en az 15 lira olmalıydı. Süt fiyatının düşük olması, yem fiyatlarının ve diğer masrafların çok olması bizi sıkıntıya sokuyor. Aldığımız süt parası mazot ve yem parasını karşılamıyor” dedi.  HAYVANLARIMIZI HAYVAN SATARAK BESLİYORUZ  Yem ve diğer masrafları karşılamak için erkek danaları satmak zorunda kaldığını anlatan Nadire Yaltı, “Maliyet artışlarından dolayı mağduriyet yaşıyoruz. Hayvanların bazılarını satmak zorunda kaldık. Hayvan satıp hayan besliyoruz” şeklinde konuştu.  ULUSAL SÜT KONSEYİ HAKKIMIZI KORUMALI  Ulusal Süt Konyesi’ne de çağrıda bulunan Nadire Yaltı,” Konsey üreticinin hakkını korumalı. Belirlenen fiyatlar, masrafların altında kalıyor. Süt fiyatlarına gelen zamlar ile girdi maliyet artışları aynı oranda değil. Ulusal süt konseyine sektörün içinde olanlar girmeli. Sektörü bilen konseyin içinde olması gerekir” ifadelerini kullandı.  SÜT FİYATI DÜŞÜK, MALİYETLER YÜKSEK  Nadire Yaltı’nın 5 çocuğundan biri olan Şamma Yaltıise ortaokulu bitirdikten sonra annesine ve diğer kardeşlerine yardım etmek için hayvancılık yapmaya başladığını belirterek, “ 7-8 yıldır bu sektörün içindeyim. Tatilimiz yok. Bayramımız seyranımız yok. Cumartesi Pazar dahil çalışıyoruz. Günün 24 saati hayvanlarla ilgilenmek zorundayız. Devletten yeterli destek alamıyoruz. Sütün fiyatının düşük olması, ileride sıkıntı yaratabilir” diye konuştu.  HAYVAN SAYISI BİZDEN AZ OLAN FRANSA BİZDEN ÇOK SÜT ÜRETİYOR  CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise yurtdışında hayvancılıkla uğraşanların süt verimimin fazla olduğuna dikkat çekerek, “Bizde süt ineği hayvan varlığı 6,5 milyon. Fransa’da ise 3,5 milyon. Ancak Fransa’da elde edilen süt verimi, bizden çok fazla. Çiğ süt fiyatı yıl boyunca aynı kalırken, süt ürünlerine neredeyse her hafta zam geliyor. TÜİK verilerine göre süt üretiminde de düşüş var. Daha da düşebilir” şeklinde konuştu.  KIRSALDA HAYVANCILIK YAPANLARIN SAYISI ARTIRILMALI  Yem ve mazot fiyatlarındaki artışın, Altunhisar’a örnek uygulamayla çiftçilik yapan Yaltı ailesini de olumsuz etkilediğini aktaran CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yem ve mazot fiyatlarındaki artış onları da olumsuz etkiliyor. Mazotta ÖTV ve KDV kaldırılarak, onlara ve tüm hayvancılık yapanlara bir can suyu verilmeli. Yemlerini aldılar ama çok borçlandılar. Bu aile örnek olmalı ve kırsalda hayvancılık yapanların ve çiftçilik yapanların sayısı artmalı” dedi.  HAYVANCILIK YAPANLAR DESTEKLENMELİ  Devletin tarımla, hayvancılıkla uğraşanlara teşvik edici destek vermesi gerektiğine işaret eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılık yapanların sorunlarını giderecek tedbir alınmalı. Onların mutlu olması, kentteki insanın da mutlu olmasını sağlar. Burada maliyet düşerse, raftaki ürünün fiyatı da düşük olur. Eğer buradaki çiftçi mutlu olmazsa, çiftçi refahı sağlanmaz ise hayvan refahı sağlanmaz ise raftaki ürünün de fiyatı artar” şeklinde değerlendirmede bulundu.  ÜRETİCİNİN 11 LİRAYA SATTIĞI SÜT MARKETTE 40 LİRA 1 litre çiğ sütün 11 lira olduğunu ancak bazı marketlerde sütün fiyatının 40 lirayı bulduğunu anlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üreten kazanamıyor, vatandaş ise pahalıya ürün alıyor. Anlaşılmaz bir sürecin içine girdik. Sorunlar giderek büyüyor. Bu sorunların çözümü Cumhurbaşkanın, Tarım ve Orman Bakanlığının görevidir. Bunun yanı sıra mutlak surette işini iyi yapan, geliştiren ve kendini tarlaya, bağa, bahçeye, ahıra adayan insanlara sahip çıkılmalı” diye konuştu. Gürer TÜİK verilerinde süt üretimi azalması yanında hayvan varlığında azalmanın da dikkate alınmasını istedi. TÜİK'in açıkladığı Tarım ve Orman Bakanlığı'nın araştırma ve bulgularına dayanan verilere göre büyükbaş hayvan kategorisinde, sığır sayısı Haziran sonu itibarıyla önceki altı aya göre yüzde 2 azaldı ve 16 milyon 521 bin başa, manda sayısıysa yüzde 2,9 azalarak 167 bin başa geriledi. Aynı şeklide küçükbaş hayvan kategorisinde, koyun sayısı aynı dönemlerde yüzde 4,7 azalarak 42 milyon 565 bin başa, keçi sayısı yüzde 7,5 azalarak 10 milyon 709 bin başa geriledi.

Mutlu Doğru, “Ayçiçeğine talep az, fiyatı 10-11 TL ile geçen yılın altında” Haber

Mutlu Doğru, “Ayçiçeğine talep az, fiyatı 10-11 TL ile geçen yılın altında”

İBRAHİM BAYSAL ADANA (İLKHABER)- Çukurova’da ayçiçeği hasadının başladığı bu dönemde ürüne olan talebin az, fiyatının ise 10-11 TL ile geçen yılın altında olduğunu belirterek, sorunun çözümü için 6 maddeden oluşan önerilerini kamuoyu ile paylaşan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Çukurova’da ayçiçeği ekimlerinin özellikle susuz kıraç bölgelerde buğdaya alternatif olduğunu ve her yıl da getirisinden dolayı ekim alanlarının arttığını bildirdi.  Çukurova’da bu yıl yaklaşık olarak 750 bin dekar ayçiçeği ekiminin yapıldığını, ilkbahar yağışlarının da olumlu etkisiyle 240 bin ton civarında rekolte beklediklerini belirten Doğru, “Ancak bu yıl buğday, arpa ve mısırda 30 Nisan 2023 tarihine, ayçiçeği çekirdeği ve ham ayçiçek yağında ise 31 Mayıs 2023 tarihine kadar gümrük vergileri sıfır olduğu için, sanayiciler tedariklerini yurt dışından yaparak, hasata tüm ürünlerde devir stoku ile girmişlerdir” dedi. Mutlu Doğru,  yurtdışı emtia fiyatlarının düşmesi ve gümrük vergilerinin yükseltilmesinde geç kalındığını belirterek, “Bu nedenle  maalesef buğday, arpa ve ayçiçeğinde hasada depo ve siloların dolu olarak girmemize neden olmuş ve hasat zamanı iç talebi ve fiyatları da düşürmüştür” ifadelerine yer verdi.  Bunun yanında ayçiçeği yağı  fiyatlarında yaşanan düşüşlerin devam edeceği beklentisi ile yağ sanayicilerinin hasatta piyasaya girmekten ve fiyat vermekten, mal almaktan çekindiğini bildiren Mutlu Doğru, şöyle devam etti: “Şu anda Adana’da talebin çok az olduğu ayçiçeği piyasasında fiyatlar 43% randıman için 10-11 TL arasında değişmektedir. Halbuki geçen yıl Adana’da çiftçinin fiyat beklentisi 14 TL idi ve Çukobirlik 10.30 TL olarak açıkladığı ilk fiyatı önce 10.80’e ve en son Ağustos ayında ise 11.25 TL’ye yükseltmişti.  Tüm bu olumsuzlukların yanında finansmana ulaşmakta zorluk çeken ve özel bankalardaki kredileri kapalı olan sanayiciler mal alımı için yeterli kaynak bulamamaktan da şikayet etmektedir.” YEM SANAYİNDEKİ DURUM Yem sanayiinde ise yem üretimi ve satışlarının;  inek kesimleri ve maliyetler nedeniyle üreticilerin beslemede tasarrufa gitmelerine  dayalı olarak geçen yılla karşılaştırıldığında geriye gittiğini ve bu nedenle de buğday, arpa, mısır ve ayçiçeği gibi ürünler ve artıklarının yem sanayiinde kullanım talebinde düşüşler gözlendiğini vurguladı. Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, ayçiçeği hasadının Adana’dan başladığı bugünlerde, ülke genelinde hasadın başlayıp fiyatların çiftçi açısından olumlu düzeyde oluşması ve piyasanın çalışması için 6 maddelik önlem paketini ise şöyle açıkladı: Ayçiçeği fiyatlarına müdahale edecek kamu kurumu olmadığından Trakya Birlik, Çukobirlik ve Antbirlik gibi tarım satış ve kredi kooperatifleri aracılığıyla fiyat açıklanarak mal alımına gidilmesi ve bu kooperatiflere kamu bankaları aracılığıyla finansman sağlanmalı.  İthal ayçiçeği çekirdeği ve ham yağı için referans fiyat belirlenerek bu fiyat üzerinden gümrük vergisi uygulanmalı.  Sanayici ve tüccarların depolarında yaklaşık 3-4 aylık ithal ürün stoku olduğundan, bu stoğun bitimindeki mal tedariği için, yerli mal alan sanayiciye 3 aylık uygun faizli kredi imkanı tanınmalı.  Geçmiş yıllarda çeltikte ve ayçiçeğinde uygulanan ve çok etkili olan, yerli mal alımının %50’si kadar gümrüksüz ithalat izni verilmeli.  Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ihraç kaydıyla ithalata yerli mal alım şartı getirilmeli.  Ayçiçeği çekirdeği ve ham yağı  ithalatı üzerindeki maksimum düzeyde olan gümrük vergisi oranlarının yanında ton başına sabit miktarda da ilave vergi konulmalı.

Barut, "Üreticinin ocağı söndü" Haber

Barut, "Üreticinin ocağı söndü"

EMRE EKİCİ ADANA(İLKHABER)- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda söz alarak yüksek enflasyon ve zamlardan dolayı süt üreticilerinin sorunlarına ve taleplerine dikkat çekti.  Bir çuval yemin 400 lirayı aştığını, kuru samanın bile adeta altına döndüğünü belirterek 8.5 aydır çiğ süt referans fiyatının arttırılmamasına sert tepki gösteren Barut, "Yüksek enflasyon ve fahiş zamlarla üreticilerin ocakları söndü. Bu akıl almaz tavır ve yaklaşım nedeniyle ineklerimiz hep kesime gitti. Neden? Çünkü maliyetin altında kalan fiyatlarla üreticinin ocağı söndü. Uluslararası standartlarda, yem süt paritesine göre 1 kilo süt ile 1.5 kilo yem alınabilmeli" dedi. Ulusal Süt Konseyi 1 kilogram çiğ sütün üreticilere maliyetini 10.5 lira olarak duyurduğunu ve bir çuval yem fiyatının 400 lirayı aştığı, kuru samanın adeta altına döndüğünü söyleyen Barut, "Bu süreçte bu hesap gerçekçi değil. Piyasada bir kilo sütün maliyeti 12 lirayı buluyor. İğneden ipliğe her şeye fahiş zamlar gelirken, Ulusal Süt Konseyi 15 Ekim’den beri çiğ süt referans fiyatını açıklamıyor. Fiyat hala 8.5 lira. Bu durum kabul edilemez" diye konuştu. Maliyetin altında kalan fiyatlarla üreticinin ocağı söndüğünü belirten Barut, uluslararası yem süt paritesine göre 1 kilo süt ile 1.5 kilo yemin alınabilmelisi minimum ise 15 lira seviyesinde olması gerektiğini söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.