#TARSİM

İLKHABER-Gazetesi - TARSİM haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, TARSİM haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Çiftçi ekonomik kriz ve borç yükü altında Haber

Gürer: Çiftçi ekonomik kriz ve borç yükü altında

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 2026 yılı bütçe sunumunu eleştirerek, bütçenin halkın ve üreticinin ihtiyaçlarını göz ardı ettiğini ifade ederek, “Bu bütçe faiz bütçesidir; halk yok, çiftçi yok, emekli yok, işçi yok” dedi. “Çiftçiye verilmesi gereken desteğin dörtte biri bile ayrılmadı” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Tarım Kanunu’na göre çiftçiye millî gelirin yüzde 1’i oranında destek verilmesi gerekiyor. Bu tutar 2026 için 722 milyar lira olmalı. Ancak Cumhurbaşkanlığı yıllık programında yer alan doğrudan destek yalnızca 168 milyar lira. Yani verilmesi gerekenin dörtte biri bile verilmemiş olacak. İktidar Tarım Kanunu’nu yine yok sayıyor. Tarım sektörünün banka borcu 1 trilyon 117 milyar liraya çıktı. Eylül ayına göre Ekim ayında borç 15 milyar 700 milyon lira arttı. Bu borcun 874 milyar lirası kamu bankalarına, 235 milyar lirası özel bankalara. Üretici borcunu çeviremiyor, icra kapıda” şeklinde konuştu. Zamanında ödenemediği için takibe alınan tarım kredilerindeki artışa da dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, “2024 yılında 3 milyar 600 milyon lira olan takipli borç, Eylül ayında 10 milyar liraya yükseldi. Bu tablo, tarımdaki durumun açık göstergesidir” dedi. “Halk borç içinde, icra dosyaları rekor kırıyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yalnızca tarımın değil, tüm toplum kesimlerinin borç batağında olduğuna belirterek şunları söyledi: “İcra dairelerine gelen yeni dosya sayısı 10 aylık dönemde yüzde 13,2 arttı. 8 milyon 714 bin yeni dosya işleme alındı. 31 Ekim itibarıyla icra dairelerinde 24 milyon 830 bin dosya bulunuyor. Halk borç içinde. Fabrikalar konkordato ilan ediyor, binlerce tarım arazisi icra yoluyla el değiştiriyor, yüzlerce traktör haczediliyor. Sendikaların verilerine göre açlık sınırı 28 bin 412 lira, yoksulluk sınırı ise 92 bin 547 lira. Buna rağmen iktidar, vergi adaletini sağlamıyor; yük yine dar gelirli, asgari ücretli, emekli ve çiftçinin sırtında.” Gürer, “Kuraklıktan zarar gören, ürününden para kazanamayan çiftçiye iktidar şu ana kadar hiçbir destek sağlamadı. Çiftçi üretim yapmak istiyor ama gübre, ilaç, tohum alacak gücü yok. 50 kiloluk yem torbası 800 liraya çıkmış durumda. Tarımın sürdürülebilmesi için acilen destek şart” dedi. “TARSİM yeniden yapılandırılmalı, Ziraat Bankası gerçek bir çiftçi bankasına dönüştürülmelidir” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin borç yükünü hafifletmek için kapsamlı bir destek planı çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Kuraklıktan etkilenen üreticilerin borçları en az üç yıl ertelenmeli, faizleri silinmeli, ek kredi imkânı sağlanmalıdır. TARSİM yeniden yapılandırılmalı, Ziraat Bankası gerçek bir çiftçi bankasına dönüştürülmelidir. Çiftçiye destek üretim döneminde verilmelidir; bir yıl sonra değil.”

Gürer: TARSİM tüm çiftçileri kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı Haber

Gürer: TARSİM tüm çiftçileri kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’de bir çiftçi ailesiyle yaptığı görüşmede tarım sigortası sistemindeki aksaklıkları ve artan maliyetlerin üretici üzerindeki baskısını gündeme taşıdı. Gürer, plansız üretimin her yıl çiftçiyi yeni risklerle karşı karşıya bıraktığını belirterek, “İklim değişikliğinin getirdiği olumsuzluklar nedeniyle tarım sigortası artık bir ihtiyaç. Ancak mevcut sistem çiftçinin yararına işlemiyor. TARSİM yeniden yapılandırılmalı ve tüm çiftçileri kapsayacak bir güvenceye dönüştürülmeli.” dedi. “Tarım sigortalarında yeniden düzenleme gerekiyor” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yapılan araştırmaya göre çiftçilerin yüzde 43’ü primleri pahalı buluyor. ‘Üründen kazandığım parayı TARSİM’e yatırsam bana bir şey kalmıyor’ diyorlar. Yüzde 34’ü gereksiz bulduğunu ifade ediyor. Çünkü riskin ne zaman kapısına geleceğinin farkında değil. Bir kısmı da hasarların eksik ödendiğinden şikâyet ediyor. Sigortası olan çiftçiler bile alacaklarını geç aldılar, mutlu olmadılar. Bu tablo, tarım sigortalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini açıkça gösteriyor” şeklinde konuştu. Niğdeli çiftçi, sigorta yaptıramadığını söyleyerek şunları söyledi: “Maliyetli geliyor, karşılamıyor. Karnabahar, brokoli, domates, karalahana yetiştiriyoruz ama sigorta yaptırırsak elimizde bir şey kalmıyor. Dolu da vurabilir, sel de olabilir ama maliyetini karşılamadığı için kimse uğraşmıyor. Zaten işçi, gübre, ilaç derken elimizde para kalmıyor. Dönüm başına 30-40 bin lira sermaye koyuyoruz. 30-40 dönüm yer ektiğimizde 1,5-2 milyon lira masraf ediyoruz. Bir de sigortaya bütçe ayırırsak hiç kârımız kalmaz.” “Çiftçinin zararı karşılanmalı” Ömer Fethi Gürer, “Zaten girdi maliyetleri çok yüksek. Üreticilik zorlaştı. Bir de sigorta ödemesi eklenince çiftçinin elinde hiçbir şey kalmıyor. Bugün sigorta olmayınca bahçe bitkileri büyük ölçüde zarar görüyor. Don çok etkiledi. ÇKS’si olsun olmasın, çiftçinin zararı mutlaka karşılanmalı. Çünkü çiftçiliğin sürdürülebilirliği bu ülkede şart. Eğer çiftçi olmazsa yarın gıdayı nereden bulacağız?” dedi. Çiftçi ailesi, ürün desenini sürekli değiştirmek zorunda kaldıklarını belirterek, “Patates ektik, zarar ettik. Mısır ektik, ondan da zarar ettik. Şimdi karnabahar ektik, bu üçüncü denediğimiz ürün. Kendimiz pazarda sattığımız için biraz kazanabiliyoruz. Yoksa tarlada çiftçinin sattığı üründe para kazanmak imkânsız” şeklinde konuştu. “Çiftçi planlı üretim istiyor” Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin üretim tercihlerindeki belirsizliğe dikkat çekti: “Yapılan araştırmalara göre çiftçilerin yüzde 74’ü her yıl bildiğini ekiyor. Fiyat artacak diye ürün desenini değiştirenlerin oranı yüzde 36. Üretimi kolay diye tercih eden yüzde 28, hayvan yemi için eken yüzde 27, alıcısı çok ürün diyen yüzde 26, az su isteyen ürün tercih eden yüzde 21. Yani çiftçi her yıl deneme-yanılma yöntemiyle üretim yapıyor. Çünkü planlama yok. Bir yıl patates ekiyor, zarar ediyor; ertesi yıl mısır deniyor, yine zarar ediyor. Bu kez ‘bir de lahana deneyelim’ diyor. Planlı üretim olursa çiftçi ne ekeceğini bilir, ürünün satılamaması durumunda da devlet alım garantisi sağlar. Hangi bölgenin hangi ürün için daha verimli olduğu belirlenmeli. Ayrıca kooperatifçilik geliştirilmeli ki çiftçi ürününü satamadığında kooperatif eliyle katma değerli ürüne dönüştürüp daha yüksek kazanç elde edebilsin. Tarladaki her ürün, katma değerli ürüne dönüştürülebilecek bir potansiyele sahip. İhtiyaca göre üretim yapılmalı, alım garantisi olmalı. Devlet ‘ürününü satamazsan ben yanındayım’ demeli. Tarım Kredi Kooperatifleri veya kamu kurumları eliyle çiftçinin ürettiği ürün mutlaka alınmalı” ifadelerini kullandı. Son olarak üretici, kendi pazarlama imkanına sahip olduğu için üretime devam edebildiğini belirtti: “Ben kendi ürünümü pazarda satıyorum. Başkasına güvenmiyorum çünkü o zaman ürün tarlada kalabilir. Kendi satış garantim olduğu için ekiyorum. Ama çiftçilerin yüzde 95’i başkasının eline bakıyor. Herkes ürününü satacak alıcıyı bekliyor.”

Gürer: Zirai don afetinden etkilenen çiftçi Kasım’a kadar dayanamaz Haber

Gürer: Zirai don afetinden etkilenen çiftçi Kasım’a kadar dayanamaz

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi, ayrıca Zirai Don Meclis Araştırma Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin birçok ilinde etkisini gösteren zirai don felaketinin tarım sektöründe yol açtığı yıkıcı sonuçları Meclis gündemine taşıdı. Komisyon olarak saha çalışmalarıyla tespit ettikleri ağır tabloyu “gerçek anlamda büyük bir felaket” olarak nitelendiren Gürer, çiftçilerin acil müdahaleye ve kapsamlı destek paketlerine ihtiyaç duyduğunu ifade etti. “Zirai don felaketi tüm Türkiye’de çiftçiyi derinden etkiliyor” Ömer Fethi Gürer, “Mecliste tüm siyasi partiler tarafından oluşturulan Zirai Don Meclis Araştırma Komisyonu olarak Malatya, Adıyaman, Maraş, Mersin, Adana, Niğde, Kayseri, Karaman’dan sonra Ordu, Giresun, Amasya ve Tokat illerinde de don felaketiyle karşı karşıya kalan çiftçilerimizi, üreticilerimizi, oda ve birlik yöneticilerini dinledik. Görülen manzara, gerçek anlamda büyük bir felaketin yaşandığını ortaya koyuyor. Oysa alandaki durum acil müdahaleyi gerektiriyor. Önümüzdeki yıl ağaçlarda ürün olabilmesi, bu ağaçlara bakım yapılmasıyla mümkün. Budama, ilaçlama, gübreleme yapılmazsa gelecek yıl da ürün alınamaz. Çiftçilerimizin şiddetle desteğe ihtiyaçları var” ifadelerini kullandı. “TARSİM hasar tespitlerini hızlandırmalı, ödemeler bir an önce yapılmalı” Zirai donun etkilerinin bazı bölgelerde yıkıcı olduğunu vurgulayan TBMM Zirai don Komisyon Üyesi ve TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer şunları söyledi: “Eğer bölge tamamen üründen mahrumsa, afet bölgesi hemen ilan edilmeli, mevcut krediler faizsiz en az üç yıl ertelenmeli. Bu konuda kanun teklifi de verdik. Ödeme kolaylığı sağlanarak, hasar tespiti yapılan yerlerde yeniden ek kredi desteği sağlanmalı. TARSİM, hasar tespiti yapılan yerlerde sigortalıların alacaklarını bir an önce ödemeli. TARSİM’de olmayan, ÇKS bulunmayan, bahçesinde ürünü olmayan tüm çiftçilerin de zararları giderilmeli. Çünkü o ağaçlar da gelecek yıl meyve verecek ve onlar da destek bekliyor. Çiftçi Kayıt Sistemi’nde olsun olmasın, tüm çiftçilerin desteklenmesi şart. Çiftçilere doğrudan destekler artırılmalı. Mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı.” “Devlet destekli teknik rehberlik ve hibe hızla verilmeli” Gürer, “Tarım sigortası yapılırken tapu şartı olmadan, 2B arazilerindeki bahçelerde ve ürünlerde de zirai don kapsamında sigorta yapılmalı. İlaç, gübre ve benzeri ürünler satan esnaflar da içine düştükleri durumda vahim. Bu yıl hesapladıkları oranda satış yapamayacaklar. O esnafların da kredileri için destekleme yapılmalı. Bahçelerde sisleme, rüzgar makinesi gibi don önleyici uygulamalar için devlet destekli hibe ve teknik rehberlik hizmetlerinin bir an önce verilmesi lazım. Bu bölgelerde gelecek yıl ürün alınmasını sağlayacak çalışmalar yapılmalı. Eğitimli ve devlet destekli bakım ekipleri görev almalı” diye konuştu. “TARSİM’li ve TARSİM’siz tüm çiftçilerin zararları ödenmeli” Donun etkisinin daha az olduğu ürünlere yönelimin teşvik edilmesini öneren Gürer, “Alternatif ürünlerle ilgili destekler artırılmalı. Bu yönde donun daha az etkilediği ürünlerin bazı bölgelerde mutlaka gündeme alınması gerekiyor.Çiftçilerin zararları Kasım ayında karşılanacak demek, o güne kadar sağlanmayacak destekle gelecek yılın da kaybına yol açar. Kredilerin ötelenmesi, faizlerin silinmesi, ek desteğin verilmesi, TARSİM’li olanların hemen alacaklarının ödenmesi gerekiyor. TARSİM’de olsun olmasın, ÇKS bulunsun bulunmasın tüm çiftçilerin zararlarının derhal karşılanması şart. Bekleme süresi, hem çiftçi hem ülke için zarar oluşturur. Bu nedenle bir an önce zarar tespiti yapılan yerlerde ödemeler başlamalı. Bazı illerde ne dalda kayısı var, ne dalda elma. Fındıkta, zeytinde ve benzeri ürünlerde beklenen rekolte gerçekleşmeyecek” dedi. “Çiftçinin kapısında icra olursa üretim durur” Çoğu yerde tarla bitkilerinde henüz hasar tespiti dahi yapılmadığını belirten Ömer Fethi Gürer, “En azından hasar tespiti yapılan çiftçilerimize desteğin verilmesi şart. Önümüzdeki hafta da alan çalışmalarına devam edeceğiz. Daha sonra Meclis tatile girmeden raporumuzu komisyon olarak hazırlayıp vereceğiz. Zirai Don Araştırma Komisyonu’nun para ödeme, kredileri karşılama gibi bir görevi yok. Bu nedenle bu talepleri sürekli gündeme getirerek siyasi iktidara çağrıda bulunuyoruz. Bir an önce destekler verilerek gelecek yılın bakımları sağlansın. Çiftçi icralık durumda. Çiftçinin kapısında icra varsa, üretimde sorun olur. Üretimde sorun olmaması için desteklerin hemen sağlanması gerekiyor. Bu bir ihtiyaç, bir zorunluluk” şeklinde konuştu.

Ömer Fethi Gürer, Bademdere’de don zararını yerinde inceledi, acil destek çağrısı yaptı Haber

Ömer Fethi Gürer, Bademdere’de don zararını yerinde inceledi, acil destek çağrısı yaptı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Çamardı ilçesindeki Bademdere köyünü ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Bölgede yaşanan zirai donun tarım ve yaşam üzerindeki olumsuz etkilerini yerinde gözlemleyen Gürer, acil tarımsal destek çağrısında bulundu. Çiftçilerin borçlarının en az üç yıl ertelenmesi gerektiğini vurgulayan Gürer, emeklilerin ise yaşadıkları bölgelere göre artan geçim sıkıntılarına dikkat çekti. Bademdere’de çok sayıda emeklinin açlık sınırında maaş aldığını belirten Gürer, tüm emeklilere seyyanen zam yapılması gerektiğini söyledi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Böyleyse yanlış yapılıyor. ÇKS ve TARSİM olsun olmasın, bahçe varsa ve geçmişte ürün yetişiyorsa orada ayrımsız ağaç zararları saptanmalıdır. Genç ağaçların da durumu incelenmeye. Çiftçide borçlar ertelenmezse dertler derinleşir. Bu nedenle kanun teklifi de verilir. En az üç yıl borçlar ertelenmelidir.” “Emeklilerin sorunları yaşadıkları yere göre derinleşiyor” Bir vatandaşın emekliler ile ilgili sorusu üzerine CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Emekli yaşadığı yere göre sorunlar daha da derinleşiyor. Emekliler de geçim kampında yaşıyor. Bademdere köyünde çok sayıda emekli yaşıyor. Emekli maaşı açlık sınırında. Emeklilik ciddi geçim sıkıntısı çekiyor. Bu süreçte emeklinin en düşük maaş ücreti olmalı, tüm emeklilere ayrımsız seyyanen zam yapılabilir. Esnaf ve Bağ-Kur'da 9000 gün olan prim sayılmalıydı" şeklinde konuştu.

Gürer: Don felaketi İç Anadolu’da arpa üretimini ciddi şekilde etkiledi Haber

Gürer: Don felaketi İç Anadolu’da arpa üretimini ciddi şekilde etkiledi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, arpa üreticilerinin yaşadığı zorlukları yerinde görmek ve sorunları dinlemek amacıyla Konya’da çiftçilerle bir araya geldi. Gürer, don olayının iç Anadolu’nun farklı bölgelerinde, özellikle Niğde, Aksaray ve Konya’da arpa üretimine ciddi zararlar verdiğini belirtti. Konya’dan çiftçi Muammer Üstündağ ise, donun zararını ilk başta fark etmediklerini ve tespit yapamadıkları için hasarlarını geç fark ettiklerini dile getirdi. Konya da Çiftçi Muammer Üstündağ ise dondan kaynaklanan zararları şu sözlerle dile getirdi: "Don tarlada ürüne zararı ilk aşamada fark etmedik. Ürün gelişince zararı gördük. Tespitte yaptırmadığımız için zararımızı yeni tespit edebildik. Nisan ayındaki zamansız don nedeniyle arpalarınızın  bazı bölgelerde  sarardı ve erken başaklanma başladı. Normalde bu arpanın göbeğimize, hatta kasıklarımıza kadar gelmesi lazımdı. Ancak don nedeniyle bu sene hasar ve verim kaybı var. Geçen sene ürünümüzü  TMO 7 liradan sattık ve Toprak Mahsulleri Ofisi 45 gün sonra parasını verdi. TMO, hayvancılık yapan köylülere destek olarak 9,5 liradan satış yapıyor ancak piyasa fiyatı 11,5 lira civarında. Tahıl olgunlaştığında devletin 11,5 lira olan arpayı 7 ya da 8 liraya düşüreceğinden endişeliyiz. Her sene bu şekilde oluyor" dedi. Tarım sigortası don zararını kapsamadı TARSİM’in (Tarım Sigortaları Havuzu) don olayını tespit etmemesi de çiftçilerin tepkisine neden oldu. Üstündağ, " TARSİM, arpa için don tespiti yapmadı ama bahçe bitkileri için tespit yapılmış. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydım ve TARSİM poliçem var, ancak donla ilgili bir işlem yapılmadı. Mesela dolu yağsaydı tespit yapılırdı. Donun bu kadar etkili olduğunu başta anlayamadık. 10-15 gün sonra bu durum ortaya çıktı”diyerek tarım sigortasının kapsamındaki eksikliklere dikkat çekti. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, "Donun etkisi, Ağustos ayında bahçe bitkilerinde fiyat artışı olarak marketlerde daha belirgin hale gelecek. Ancak bu zararın boyutunu önceden tahmin edemediğimiz için sınırlı bir öngörüye sahiptik. Şimdi ortaya çıkan tablo, arpanın bazı bölgelerinde ciddi rekolte kayıplarına yol açacak gibi görünüyor” şeklinde konuştu. Girdi maliyetleri arttı, çiftçinin endişesi büyüyor Çiftçi Üstündağ, artan girdi maliyetlerine dikkat çekerek şunları söyledi: " Şu anda Konya Borsası'nda fiyat 11.500 lira civarında. Geçen sene 7.000 liraya sattık. Ancak harman zamanı geldiğinde devletin 8 ya da 9 lira vereceğinden endişeliyiz. 10 lira bile verilse maliyetlerimizi kurtarmaz. Mazot, işçilik ve gübre maliyetleri sürekli artıyor. Ancak devlet fiyatları %3 ya da %10 artırıyor. Umarız bu yıl iktidar  daha iyi bir fiyat verir.” “Türkiye arpada kendine yeterli olabilir” Ömer Fethi Gürer, tarım politikalarının sorunlu yapısını eleştirerek şunları söyledi:  "Girdi maliyetleri sürekli artıyor. Üreticinin sorunları var ama üretmek de istiyor. Ancak Türkiye arpada kendi kendine yeterli bir noktada değil. Yanlış tarım politikaları her alanda olumsuz yansıyor. Buğdayı ve arpayı ithal etmeyecek kadar çiftçimiz üretebilir. Sorun, ithalatçı anlayışı benimseyen bir iktidarın tarım politikaları. Donla ilgili tablo, zaman geçtikçe daha belirgin hale geliyor ve arpanın farklı bölgelerinde verim ve rekolte kaybına yol açıyor."

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: TARSİM Sigortası Türk Devletlerine yaygınlaşacak Haber

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: TARSİM Sigortası Türk Devletlerine yaygınlaşacak

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "TARSİM tarım sigortası bu manada çok güzel örnektir. Türkiye'de uygulanan ve her geçen gün geliştirilen bu sistem Azerbaycan'da da uygulanmaya başladı." dedi. Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı ile Bakü Büyükelçiliği Basın Müşaviri Cihangir İşbilir'in de eşlik ettiği Yumaklı'ya AA Asya Kafkasya Haberleri Müdürü Tolga Özgenç bilgi verdi.Yumaklı, dünyada habercilik anlamında yeri üst sıralarda olan Anadolu Ajansı ile gurur duyduklarını belirtti. Yumaklı’nın Bakü temasları Azerbaycan'la Türkiye arasındaki ilişkilerin, Cumhurbaşkanları Recep Tayyip Erdoğan ve İlham Aliyev'in iradeleri ve cesaretlendirmeleriyle her alanda üst düzeyde devam ettiğini söyleyen Yumaklı, bu kapsamda ilgili bakanlıkların sürekli iletişim halinde olduğunu kaydetti. Yumaklı, Bakü'de Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Konferansı ve Sergisi'ne katıldığını ifade ederek, "Türkiye olarak un sanayimiz dünyada 1. sıradadır. Yüzde 23 pazar payına sahibiz ve dünyadaki her 4 paket unun biri Türk girişimciler tarafından üretiliyor. Pazar payımızın daha üst sıralara çıkartmamız gerekiyor. Un sanayiinin makinelerini üreten sanayimiz de çok ciddi bir pazar payı edinmeye doğru gidiyor. Artık anahtar teslim fabrikalar üretilmeye başlandı. Bu sektörün de un sektörüyle birlikte gelişmesi son derece önemlidir." dedi. Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanı Kemaleddin Haydarov'la görüştüğünü bildiren Yumaklı, "Cumhurbaşkanı Aliyev'in talimatıyla bize orman yangınlarıyla mücadele için amfibi uçak tahsis etmişlerdi. Bu, hem destek görme hem de uçağın fonksiyonu itibariyle bizim için çok kıymetliydi. Amfibi uçak, 10 Ekim'e kadar görevine devam edip daha sonra Azerbaycan'a dönecek." diye konuştu. Yumaklı, Haydarov'a amfibi uçak nedeniyle teşekkür ettiğini ve kendisiyle taşkın ve farklı iklim olaylarıyla mücadele konusunda fikir alışverişinde bulunduğunu söyledi. Azerbaycan Tarım Bakanı Mecnun Memmedov'la bir araya geldiklerini ve "Hayvancılık ve Hayvan Sağlığı Alanında İşbirliğinin Güçlendirilmesine Dair Niyet Beyanı"na imza attıklarını bildiren Yumaklı, mevkidaşıyla ayrıca yürütülen işleri ve yeni oluşturulacak projeleri gözden geçirdiklerini kaydetti Yumaklı, yeni projelerle ilgili resmi ziyaretleri beklemeden çalışma grupları ile hareket etme kararı aldıklarını söyleyerek, "Bundan sonraki dönemde de Tarım Bakanlığı başta olmak üzere benim muhataplarım olan farklı fonksiyonları itibariyle bakanlıklarla aynı şekilde işbirliklerine devam edeceğiz." dedi. TARSİM Sigorta Sistemi: Azerbaycan’a örnek oluyor Karabağ'ın işgalden kurtarılmasıyla Azerbaycan'ın tarım arazilerinin arttığını hatırlatan Yumaklı, şu değerlendirmede bulundu: "Bazı konularda tecrübe ve işbirliği paylaşımı ortaya çıkmış olacak. Bizim burada üzerinde durduğumuz husus, Azerbaycan ve Türkiye'nin işbirliğini bütün Türk devletlerine yaygınlaştırmaktır. TARSİM tarım sigortası bu manada çok güzel örnektir. Türkiye'de uygulanan ve her geçen gün geliştirilen bu sistem Azerbaycan'da da uygulanmaya başladı. Bunun Özbekistan'da da çalışmaları devam ediyor. Bütün Türk devletlerine yaygınlaştırılması konusunda bir irademiz var. Sadece bu konuyu değil, bunu örnek alarak bizim bakanlıklarımızın ilgi alanındaki her türlü konuyu biz öncelikle Azerbaycan'la, sonra da bütün Türk devletleriyle birlikte ortak bir çalışma zeminine ve ortak bir projeye dönüştürme kararlılığındayız." Yumaklı, Azerbaycan'ın 11-22 Kasım'da Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı'na (COP 29) ev sahipliği yapacağını hatırlatarak, "İklim değişikliğinin etkileri ve uygulanacak yöntemler itibariyle dünyaya Bakü'den verilecek mesajın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Başarılar diliyorum." ifadesini kullandı.

TARSİM Eksperliği temel eğitim programı başladı Haber

TARSİM Eksperliği temel eğitim programı başladı

24. Dönem Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Eksperliği Bitkisel Ürün Sigortaları Temel Eğitim Programı başladı. TARSİM açıklamasına göre, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın koordinasyonunda, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ile TARSİM'in işbirliğinde Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi'nde risk inceleme ve hasar tespit organizasyonlarında görev alacak Tarım Sigortaları Havuzu eksperlerine yönelik eğitimler bu yıl, 28 Ekim'de yapılan TARSİM Eksperliği Ön Eleme Sınavı sonucunda başarılı olan 280 adaya yönelik olacak. Eğitimler, 27 Kasım-9 Aralık ve 18-30 Aralık tarihleri arasında iki farklı grupta gerçekleşecek. Mersin'in Erdemli ilçesindeki Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nde düzenlenen eğitim programının açılışına, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı ve TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Özdemir, SEDDK Grup Başkanı Ergin Kılıç, TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Bekir Engürülü, Genel Müdür Yardımcısı Tufan Özel ve eksperler katıldı. Açıklamada, programın açılışındaki konuşmasına yer verilen Bekir Engürülü, değişen iklim koşulları ve artan doğal afetlere bağlı olarak, tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlayabilmek amacıyla Türkiye'de faaliyet gösteren TARSİM'in öneminin her geçen yıl arttığına değinerek, Türkiye'de olduğu kadar uluslararası arenada da takdir edilen sistemin, dünyadaki diğer ülkelere de tarım sigortacılığı alanında rol model olduğunu ifade etti. Kamil Özdemir de TARSİM'in, başarılarıyla ülkenin göz bebeği kurumlarından birisi olduğunu belirterek, söz konusu sistemin her geçen yıl artan başarısı ile gurur duyduklarını aktardı. Açıklamada aktarılanlara göre, eksper adayları, eğitim programı kapsamında, eksperlikte denetim, iş ve meslek etiği, iletişim ve beden dili, genel sigortacılık bilgisi, tarım sigortaları ile ilgili temel hukuki bilgiler, temel ürün çeşitleri için verim ve hasar tespit uygulamaları ve arazide gerçekleştirilecek hasar tespit teknikleri çalışmaları gibi başlıklarda ve 26 farklı oturumda dersler alacak. Eğitim sonunda başarılı olan adaylar, Türkiye çiftçisine hizmet etmeye başlayacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.