#Türkiye Ziraat Odaları Birliği

İLKHABER-Gazetesi - Türkiye Ziraat Odaları Birliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Ziraat Odaları Birliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ticaret Bakanlığı, TZOB’un patates fiyatı açıklamasını yalanladı Haber

Ticaret Bakanlığı, TZOB’un patates fiyatı açıklamasını yalanladı

Ticaret Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından açıklanan ekim ayı üretici-market fiyat farkı verilerine ilişkin bir yalanlama yayımladı. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'ın patates fiyatlarına ilişkin açıklamaları gündem olmuştu. TZOB: FİYAT FARKI YÜZDE 382,9 Bayraktar tarafından yapılan yazılı açıklamada, ekim ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 382,9 ile patateste görüldüğüne dikkat çekilmişti. Açıklamada, üreticide 5 lira 25 kuruş olan patatesin markette 25 lira 35 kuruşa satıldığı bilgisi paylaşılmıştı. BAKANLIK: "RAKAMLAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR" Ticaret Bakanlığı ise bu verilerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Bakanlık, üretici fiyatı 5 TL olan patatesin market raflarında 25 TL’ye ulaştığı ve fiyat farkının yüzde 382 olduğu yönündeki bilgilerin doğru olmadığını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Ticaret Bakanlığımızın saha denetimleri ve zincir marketlerden alınan resmi veriler doğrultusunda patatesin 3 ulusal zincir markette ortalama perakende satış fiyatı 12,75 TL seviyesinde olup, kamuoyunda yer alan '25 TL' gibi rakamlar genel piyasa fiyatlarını yansıtmamaktadır" denildi. DENETİMLER SÜRDÜRÜLÜYOR Üretici ile market arasındaki fiyat farklarının düzenli olarak takip edildiği belirtilen açıklamada; arz-talep dengesi, nakliye maliyetleri ve depolama giderleri gibi etkenlerin detaylı olarak analiz edildiği kaydedildi. Açıklamada ayrıca, haksız fiyat artışları, stokçuluk ve spekülatif uygulamalara karşı ülke genelindeki denetimlerin sürdüğü, mevzuata aykırı durumlarda gerekli idari yaptırımların uygulandığı vurgulandı. Bakanlık, hem üreticinin emeğini korumaya hem de vatandaşların uygun fiyatlarla temel gıdaya erişimini sağlamaya yönelik çalışmaların kararlılıkla süreceğini belirtti.

TZOB Başkanı Bayraktar: Türkiye’nin birçok ilinde kuraklık yaşıyoruz Haber

TZOB Başkanı Bayraktar: Türkiye’nin birçok ilinde kuraklık yaşıyoruz

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bir dizi ziyaret için geldiği Zonguldak'ta gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Yaşanan doğal afetlerin ardından asıl sorunun kuraklık olduğunu belirten Bayraktar, birçok ilde tarımsal üretimin ciddi şekilde etkilendiğini söyledi ve yetkililere seslendi. "ÜRETİMİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ FEVKALADE ZORLAŞTI" Türkiye’nin bir çok ilinde kuraklık yaşandığını ifade eden Genel Başkan Bayraktar, "Biliyorsunuz bu sene doğal afetler senesi diyebiliriz. 2025 yılının mart ayında ve nisan ayında yaşadığımız dolu felaketleri tarım sektörüne çok ciddi manada zarar verdi. Dallar ve ağaçların gövdeleri kurudu. Hatta bazı ağaçlar da bu nedenle önümüzdeki yıllarda meyve tutumu da olmayacak gibi görünüyor. Ben hep bu seyahatlerimde şunu ifade ettim. Dedim ki bizi daha büyük bir felaket bekliyor. Bunun adı kuraklık. İşte fazla geçmedi. Arkasından kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldık. Türkiye’nin birçok ilinde bugün kuraklık yaşıyoruz. Meyvelerimiz, sebzelerimiz Karadeniz Bölgesi’nde fındık bahçelerimiz ciddi manada bu kuraklıktan etkilenmiş görünüyor. Yani üretim fevkalade zorlaştı. Üretimin sürdürülebilirliği fevkalade zorlaştı. Özellikle bölgeleri gezdikten sonra Cumhurbaşkanımız da iki defa bir araya geldik. Bu soruları anlatma imkanı buldum. Maliye Bakanlığımızla, Çalışma Bakanımıza ve Tarım Bakanımıza yine bu sorunlarımızı anlatma imkanı bulduk. Şimdi burada tabi önemli olan şu, belli ki önümüzdeki yıllarda bu kuraklık şiddeti artarak devam edecek. Bununla alakalı önlemleri şimdiden almamız gerekiyor. Özellikle sulama yatırımlarını bu süreçte bitirmemiz lazım. Kuraklıkla mücadele ederken tarım kesiminde özellikle tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Nedir bunlar? Fona yatırımlarını bitireceğiz. Yani çiftçimizi cazibe suyla kavuşturmamız gerekiyor bu süreçte. Sulama randımanımız bugün için yüzde 52 mertebesinde. Yani kaynağından tarlaya varıncaya kadar suyun yarısını kaybediyoruz. Dolayısıyla sistemi kapalı hale getirmek ve o kanalları rehabilite etmek bu süreçte bütün çiftçilerimizi muhakkak surette basınçlı sulama sistemlerine geçirmemiz gerekiyor. Artık tarım sektöründe vahşi sulamaya son vermek gerekiyor. Basınçlı sulama sistemlerinin de mecbur kılmak lazım. Artık buna da mecburuz. Yani çiftçilerimizin başka bir seçeneği kalmadı. Muhakkak suretle bütün çiftçilerimizin basışlı, sulama sistemlerine geçerek suyu tasarruflu kullanması gerekiyor" dedi. ÇİFTÇİLER İÇİN NAKİT YARDIMI VE BORÇ YAPILANDIRMASI TALEBİ Çiftçinin bahçede kalabilmesi için onun arkasında durmak zorunda olduklarını da kaydeden Bayraktar, "Doğal afetlerden fevkalade etkilenmiş olan çiftçimizin önümüzdeki yıl bahçelerde ve tarlalarda giriş sağlanması, bakım yapmasının sağlanması, üretimine devam etmesinin sağlanması açısından gerekli desteklerin verilmesini istiyoruz. Bunu Ankara’da da talep ettik. Özellikle nakit yardımı hem dondan zarar gören hem doludan kuraklıktan zarar gören çiftçimize nakit yardımı talebimiz var. Bununla ilgili bir çalışma yapılıyor. Ama ayrıca çiftçilerimizin bankalara olan borçlarını ödeyebilme kabiliyeti kalmadı. Dolayısıyla çiftçilerimizin bankalara ve tarım kredi kooperatifleriyle olan borçlarının da yapılandırmasını talep ediyoruz. Bunları sağlarsak çiftçimizin üretimde kalmasını sağlarız. Çünkü çok ciddi bu sektör göç veriyor" diye konuştu.

TZOB Başkanı Bayraktar açıkladı: Tarlada 1 lira, markette 8 lira! Karpuzdaki fiyat farkı 7 katı aştı Haber

TZOB Başkanı Bayraktar açıkladı: Tarlada 1 lira, markette 8 lira! Karpuzdaki fiyat farkı 7 katı aştı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Temmuz ayına ilişkin tarımsal girdi maliyetleri ve üretici-market fiyatları üzerine bir değerlendirme yaptı. Bayraktar, çiftçinin girdi maliyetlerindeki artışa ve üretici ile market arasındaki fahiş fiyat farklarına dikkat çekti. Bayraktar şu ifadeleri kullandı: “SAVAŞ BİTMESİNE RAĞMEN GÜBRE FİYATLARI HALEN YÜKSEK SEVİYEDE 13 Haziran’da başlayan İran – İsrail savaşı geçtiğimiz ay ÜRE başta olmak üzere gübre fiyatlarını %40’lara varan oranda artırmıştı. Fakat ateşkes ilan edilip savaş bitmesine rağmen gübre fiyatları yüksek seviyesini korumaktadır. Hatta fiyatlar Temmuz ayında da artmaya devam etmiştir. Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre Temmuz ayında bir önceki aya göre DAP gübresi %10,4, 20.20.0 kompoze gübresi %8, amonyum sülfat gübresi %2 ve kalsiyum amonyum nitrat gübresi %1 oranında artmıştır. Buna karşın geçen ay yaklaşık %40 oranında artan ÜRE gübresi %1,5 oranında düşmüştür. Yıllık bazda ÜRE gübresi %90, DAP gübresi %55, 20.20.0 kompoze gübresi %46, kalsiyum amonyum nitrat gübresi %40 ve amonyum sülfat gübresi %32 oranında artmıştır. Bir diğer önemli girdi olan mazot fiyatları ise aylık %9,3, yıllık %23,4 oranında artmıştır. Buna ek olarak hayvancılıkta kullanılan besi yemi yıllık %34, süt yemi ise %31 oranında artmıştır. Gübre kullanımı, tarımsal üretimde verimliliği büyük oranda etkilemektedir. Dolayısıyla çiftçilerimizin gübreye erişimi, ülkemizin tarımsal ürün arzının sağlanması ve nüfusun beslenmesi açısından çok önemlidir. Ülkemizde tarımsal üretimin sürdürülebilirliği adına gübre başta olmak üzere tarımsal girdilere çiftçilerimizin erişimi konusunda tedbirler alınmalıdır. TEMMUZ AYI ÜRETİCİ MARKET FİYAT DEĞİŞİMİ Temmuz ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 613,8 ile karpuzda görüldü. Karpuzdaki fiyat farkını yüzde 295,8 ile patlıcan, yüzde 275,3 ile salatalık, yüzde 247,6 ile yeşil soğan, yüzde 242,8 ile havuç takip etti. Karpuz 7,1 kat, patlıcan 4 kat, salatalık 3,8 kat, yeşil soğan 3,5 kat, havuç 3,4 kat fazlaya satıldı. Üreticide 1 lira 18 kuruş olan karpuz markette 8 lira 42 kuruşa,7 lira 50 kuruş olan patlıcan 29 lira 68 kuruşa, 6 lira olan salatalık 22 lira 52 kuruşa, 10 lira olan yeşil soğan 34 lira 76 kuruşa, 12 lira olan havuç 41 lira 13 kuruşa satıldı. Temmuz ayında fiyatı en fazla artan ürün hem üretici hem de markette limon olurken, fiyatı en fazla düşen ürün markette kabak, üreticide ise yeşil soğan oldu. MARKET FİYATLARI Temmuz ayında markette 37 ürünün 19’unda fiyat artışı, 17’sinde ise fiyat azalışı görüldü. Bir üründe ise fiyat değişimi görülmedi. Temmuz ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 37,8 ile limon oldu. Limondaki fiyat artışını yüzde 14,3 ile yumurta, yüzde 12,8 ile elma, yüzde 5 ile kuru incir ve yüzde 3 ile mısırözü yağı takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 42,6 ile kabak oldu. Kabaktaki fiyat düşüşünü yüzde 39,8 ile karpuz, yüzde 31,5 ile patates, yüzde 24,6 ile kuru soğan ve yüzde 19,5 ile yeşil soğan izledi. ÜRETİCİ FİYATLARI Temmuz ayında üreticide 29 ürünün 10’unda fiyat artışı olurken 14’ünde fiyat düşüşü görüldü. 5 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 41,2 ile yeşil soğanda görüldü. Yeşil soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 41 ile karpuz, yüzde 39,1 ile patates, yüzde 38,5 ile patlıcan, yüzde 38,3 ile kabak izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 55,6 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 29,6 ile yeşil mercimek, yüzde 27,5 ile sivri biber, yüzde 17,8 ile yumurta ve yüzde 13,1 ile kırmızı mercimek izledi. ÜRETİCİ FİYAT DEĞİŞİMİNİN NEDENLERİ Kırmızı ve yeşil mercimek fiyatı yeni sezonda rekoltenin düşük olması nedeniyle yükseldi. Sivri bibere olan talebin artması fiyatların yükselmesine sebep oldu. Patlıcan, ve kabakta arzın artması fiyatların düşmesine neden oldu. Yumurta fiyatlarındaki artış arz ve talepteki değişimlerden kaynaklandı. Karpuzda arz artışının yanı sıra talebin düşük olması üreticide fiyatları düşürdü. Limonda depoda uzun süre beklemeden kaynaklı fire oranları yükseldi. Arzdaki azalmayla birlikte limon fiyatları arttı. Temmuz ayının ortalarında hasadın yoğunlaşmasıyla arz artışı patates fiyatlarını düşürdü. Yeşil soğandaki fiyat düşüşü talepteki azalmadan kaynaklandı.”

TZOB Başkanı Bayraktar’dan Adana ve Mersin çiftçilerine kritik uyarı Haber

TZOB Başkanı Bayraktar’dan Adana ve Mersin çiftçilerine kritik uyarı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Adana ve Mersin'de tarım alanlarında incelemede bulundu.Bayraktar, ilk olarak merkez Yüreğir ilçesi Doğankent Mahallesi'ndeki bir narenciye bahçesini gezerek, çiftçilerin taleplerini dinledi. Bayraktar, burada yaptığı açıklamada, Adana'dan önce ziyaret ettiği şehirlerde tarım ürünlerinin don olayından zarara uğradığını gördüğünü belirtti.Bayraktar, don olayının ardından havaların ısınmasıyla yaşanan kuraklığın da tehdit oluşturduğuna işaret ederek, "Bu manada kuraklıkla ilgili gerekli tedbirleri mutlak surette almamız lazım. Bütün bu afetler hem tarımsal üretimimize hem de çiftçilerimize büyük zarar verdi." dedi.Çiftçilerin üretime devam edebilmesi için moral ve motivasyona ihtiyacı olduğunu anlatan Bayraktar, üreticilerin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Mersin ziyareti Bayraktar, daha sonra Mersin'in Tarsus ilçesinde Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı ve kentteki diğer oda başkanlarıyla bir araya geldi. "Elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Gezmeye, dolaşmaya, alandan seslenmeye devam edeceğiz." diyen Bayraktar, zirai dondan ve kuraklıktan zarar gören çiftçiler için birtakım kazanımlar elde etmek istediklerini dile getirdi.Bayraktar, daha sonra Camiliman Mahallesi'ndeki bir narenciye bahçesinde incelemelerde bulunarak, çiftçilerin sorun ve taleplerini dinledi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Mardin’de çiftçilerle buluştu Haber

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Mardin’de çiftçilerle buluştu

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Mardin’i ziyaret etti. Bayraktar, burada yaptığı açıklamada, son yıllarda art arda yaşanan doğal afetlerin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirterek, 2024 yılında bin 257 afetin meydana geldiğini, 2025 yılında da afetlerin hem sayısının hem şiddetinin arttığını vurguladı.  “Şanlıurfa ve Mardin’de ürün kayıpları ciddi seviyede” Şanlıurfa ve Mardin illerinde ürün kayıplarının ciddi seviyelerde olduğuna dikkat çeken Bayraktar, "Şanlıurfa ilimizde bu ürünlerde yüzde yüzler mertebesinde zarar var. Mardin'de de bu ürünlerde ciddi oranda zarar var. Çiftçimiz hem örgütlerimiz hem de devleti yanında görmek istiyor. Çiftçimiz hem örgütlerimiz hem de devleti yanında görmek istiyor. Çiftçilerimizin birtakım beklentileri var. Bu beklentiler özellikle don afetinde de ifade ettiğimiz gibi çiftçilerimiz nakit yardımı istiyorlar. Bu nakit yardımlarını çiftçimize ulaşması önemli. Bunun dışında çiftçilerimizin banka borçları var. Hem devlet bankalarına var hem tarım kredi kooperatiflerine borçları var hem de özel bankalara da borçları var. Çiftçilerimiz, banka borçlarının yapılandırılmasını istiyorlar. Bakın bunu iki nedenle istiyorlar. Bir tanesi ailelerinin çoluk çocuklarının ihtiyacını karşılamaları yaşam mücadelesi vermek için ve yaşamlarına devam etmek için belirli bilgilere ihtiyacımız var. Devletimize yardımcı olması ve sahip çıkması lazım diyorlar. İkincisi biz tarımdan kopmak istemiyoruz diye çağrıda bulunuyorlar. Tarımda kalmamız isteniyorsa bize yardım yapılmalı. Biz bu yardımı yapılırsa ancak önümüzdeki yıl bu tarlada üretime devam ederiz diyorlar. Sulama ücretlerinin, enerji masraflarının çok yüksek olduğunu söylüyorlar. Son bir yılda çok artan girdi elektrik fiyatıdır. Geçtiğimiz birkaç gün içerisinde cumhurbaşkanımız ve bakanlarımızla yaptığımız toplantıda bunu dile getirdik. Burada hem elektrik hem de sulama ücretlerinde bir destek, indirim istiyoruz" dedi.

Şemsi Bayraktar: Kırsal göçün en büyük sebebi sosyal güvencesizlik ve gelir yetersizliği Haber

Şemsi Bayraktar: Kırsal göçün en büyük sebebi sosyal güvencesizlik ve gelir yetersizliği

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Kırsal alanlardan kente göçün en büyük sebebi sosyal güvenceden yoksunluk ve yeterli gelirin elde edilememesidir. 25 yıldır çocuk doğmamış kırsal alanlarımız bulunuyor. İnsanlarımız köylerini ve tarımı terk ediyorlar” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. "Dünyada ve ülkemizde tarımsal üretimde, beslenmede, gelecek nesillere bilgiyi aktarmada, çocuk eğitiminde, hasta ve yaşlı bakımında kadınlar en önemli katkıyı sağlıyor” diyen Bayraktar, şunları kaydetti: “Kadın çiftçilerimiz, ülkemizde büyük bir çoğunluğu küçük işletmelerden oluşan tarım sektöründe erkeğin en büyük destekçisidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği verilerine göre; 755 Ziraat Odamıza kayıtlı toplam 933 bin 723 kadın çiftçi bulunuyor. Üyelerimizin yüzde 17,82'si kadın çiftçilerimizden oluşuyor. Sosyal Güvenlik Kurumu 2023 yılı verilerine göre; Türkiye'de 4/b kapsamındaki toplam 460 bin 260 Tarım BAĞ-KUR'lu çiftçinin yüzde 24'ünü oluşturan 110 bin 381 kadın çiftçi sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olarak Tarım BAĞ-KUR'unu kendisi ödüyor.” “İNSANLARIMIZ KÖYLERİNİ VE TARIMI TERK EDİYORLAR” Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ziraat Odalarımıza kayıtlı her çiftçi 5510 sayılı Kanuna göre Tarım BAĞ-KUR'lu olmak zorundadır. Ancak Tarım BAĞ-KUR'unu ödeyemeyecek durumda olan, tarımsal aylık geliri 20 bin 2 liradan düşük çiftçilerimiz muafiyet belgesi alarak Tarım BAĞ-KUR'undan vazgeçmek zorunda kalıyor. Tarımda kadınlar işgücünün önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen çoğunluğu sosyal güvenceden yoksun durumdadır. Ziraat Odalarına kayıtlı 933 bin 723 kadın çiftçinin sadece yüzde 11,8'i Tarım BAĞ-KUR'unu ödeyerek Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıtlıdır. Yani Ziraat Odalarına kayıtlı çalışan kadınların yüzde 88,2'si gelirinin düşük olması sebebiyle sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değildir. Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi kadınlarımızı kırsalda tutabilmek için bir zorunluluktur. Zira kırsal alanlardan kente göçün en büyük sebebi sosyal güvenceden yoksunluk ve yeterli gelirin elde edilememesidir. 25 yıldır çocuk doğmamış kırsal alanlarımız bulunuyor. İnsanlarımız köylerini ve tarımı terk ediyorlar.” Bayraktar, “Tarımda çalışan kadınlarımızın 2024 yılında açıklanan asgari ücret ve aylık prim ödeme gün sayısının 30 olması sebebiyle aylık 6 bin 900 lira, indirimli olarak aylık 5 bin 900 lira olan Tarım BAĞ-KUR primlerini ödeyebilmesi mümkün değildir. Aile çiftçiliği ile uğraşan kadın ve erkek bireylerden sadece erkek birey prim ödeyecek güçte ise sosyal güvenlik sistemine dâhil oluyor. Kadın çiftçilerimizin de toplumsal cinsiyet eşitliği ve adaleti sağlanarak sosyal güvenlik sistemine katılımları desteklenmelidir. Kadın çiftçilerimize Tarım BAĞ-KUR prim desteği sağlanması, kırsalda yapılacak en büyük reformdur” ifadelerini kullandı. "KADIN ÇİFTÇİLERİMİZİN HEPSİNİ KAPSAYACAK PROGRAM VE MEVZUAT DÜZENLEMELERİNE İHTİYAÇ VARDIR" Bayraktar, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Geçmişten günümüze kadın her zaman tarımsal üretimin içinde yerini almıştır. Kadınların ekonomik kalkınmaya, kırsal kalkınmaya etki edebilmeleri için ekonomik ve sosyal statülerinin iyileştirilmesi ve buna yönelik politikalar geliştirilmesi önemlidir. Kadınların işgücüne katılım oranı, kadın işgücünün kadın nüfusuna oranı olarak tanımlanıyor. Bu oranın artması ekonomik verimliliği artıracak, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacaktır. Bakanlıklar hibe projelerinden daha kolay faydalanmaları için projelere başvuran kadın ve gençlere artı puanlar veriyor. Bu çalışmaların olumlu yansımaları olsa da, projelerin sadece yeterli bütçeye sahip kadın çiftçileri kapsadığı da aşikârdır. Kadın çiftçilerimizin hepsini kapsayacak program ve mevzuat düzenlemelerine ihtiyaç vardır. Kırsal alanlarda kadın çiftçilerimizin sosyal imkânlara ulaşması gerekiyor. Tarımda çalışan kadınlarımızın ve gençlerimizin internet hizmetlerine erişimleri ücretsiz karşılanmalıdır. Bu alanlarda kreşlere, yaşlı, engelli ve hasta bakım hizmetlerine ihtiyaç vardır. Bu konuda kaymakamlıklara, belediyelere büyük görevler düşüyor."

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar: Havuç, limon ve kuru kayısıda fiyat farkı 3 katına ulaştı Haber

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar: Havuç, limon ve kuru kayısıda fiyat farkı 3 katına ulaştı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Eylül ayında üretici ve market fiyatları arasındaki farklar ve üreticilerin yaşadığı sorunlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bayraktar, özellikle havuç, limon, kuru kayısı, kuru soğan ve patates gibi ürünlerde fiyat farklarının dikkat çekici seviyelere ulaştığını söyledi. HAVUÇTA FİYAT FARKI %249 Eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla havuçta görüldüğünü ifade eden Bayraktar, havuçtaki fiyat farkının yüzde 249 olduğunu belirtti. Bayraktar, bu farkı yüzde 219,8 ile limon, yüzde 212,9 ile kuru kayısı, yüzde 212,2 ile kuru soğan ve yüzde 205,6 ile patatesin takip ettiğini kaydetti. Bayraktar, "Üreticide 7 lira 50 kuruş olan havuç, markette 26 lira 18 kuruşa satıldı. Limon 11 lira 50 kuruşken 36 lira 78 kuruşa, kuru kayısı 130 lira iken 406 lira 76 kuruşa, kuru soğan 5 lira 60 kuruşken 17 lira 48 kuruşa, patates ise 4 lira 70 kuruşken 14 lira 36 kuruşa marketlerde satıldı" diye konuştu. EN FAZLA ARTIŞ KURU İNCİRDE Eylül ayında markette fiyatı en fazla artan ürünün kuru incir olduğunu belirten Bayraktar, üreticide ise kabakta fiyat artışının dikkat çektiğini ifade etti. Fiyatı en fazla düşen ürünler arasında ise markette limon, üreticide yeşil soğan yer aldı. MARKET FİYATLARINDAKİ ARTIŞLAR Bayraktar, Eylül ayında markette 36 ürünün 23’ünde fiyat artışı, 13’ünde ise fiyat düşüşü görüldüğünü belirtti. Üreticide ise 28 ürünün 12’sinde fiyat artışı olurken, 13’ünde fiyatların düştüğünü söyledi. Üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 24,3 ile yeşil soğanda görüldü. Yeşil soğandaki bu düşüşü yüzde 22,8 ile maydanoz, yüzde 18,2 ile marul ve kuru fasulye izledi. Üreticide en çok fiyat artışı ise yüzde 48,6 ile kabakta görüldü. PATATES VE KURU SOĞAN ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARI Patates ve kuru soğan üreticilerinin zor günler geçirdiğini ifade eden Bayraktar, "Patates ve kuru soğanda bu yıl üretim artışı yaşanıyor, ancak bu durum fiyatların düşmesine neden oldu. Devletin patates ve kuru soğana müdahale etmesi, ihracat kapılarının açılması gerekiyor" dedi. Bayraktar ayrıca, patates üretiminde geçen yıla göre 1,5 milyon ton artış beklendiğini ve patates fiyatlarının bir önceki yıla göre yüzde 50 oranında düştüğünü belirtti. Kışlık patatesin depolama ve işçilik maliyetlerinin arttığını vurgulayan Bayraktar, üreticilerin bu maliyetler karşısında zorlandığını ve borçlarını ödeyememe korkusu yaşadığını dile getirdi.

Temmuz ayında markette 37 ürünün 24’ünün fiyatı düştü Haber

Temmuz ayında markette 37 ürünün 24’ünün fiyatı düştü

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Temmuz ayında markette 37 ürünün 13’ünde fiyat artışı, 24’ünde fiyat azalışı oldu. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 42,4 ile karpuz oldu” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı basın açıklamasıyla üreticilerin beklentilerini ve temmuz ayında üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini değerlendirdi. Kuru soğanda erkenci çeşitlerin hasadının Amasya ve Merzifon bölgelerinde başladığını söyleyen Bayraktar, “Erkenci soğan depolanamadığı için üreticilerimiz ürününü kısa sürede elinden çıkarmak zorunda kalıyor. Rekolte yüksekliği ve hızlı hasat arzda artışa neden oldu. Bu sebepten soğan fiyatları düştü. Geçen sene temmuz ayında 6 lira 50 kuruş olan kuru soğan fiyatı, enflasyon ve girdi fiyatlarındaki artışa rağmen yüzde 6 oranında azaldı. Halen ortalama 6 lira seviyesinde olan soğan fiyatları, Polatlı’da 5 liraya kadar geriledi. Kuru soğanda bu yılki verim yüksekliği ve erkenci çeşitlerin ihracata uygun olmayışı nedeniyle piyasadaki arz fazlası fiyatların gerilemesine neden oluyor” ifadelerini kullandı. Kuru soğanda yaşanan durumun bir benzerinin domateste de meydana geldiğini belirten Bayraktar, “2018 yılında 519 bin dekar olan salçalık domates üretim alanı 2023 yılında yüzde 36 oranında artarak 705 bin dekara yükseldi. Aynı şekilde 2018 yılında 3,7 milyon ton olan salçalık domates üretimi, 2023 yılında yüzde 49 oranında artarak 5,5 milyon tona yükseldi. Geçen sezon diğer ürünlerden hak ettiği geliri elde edemeyen üreticilerimiz, bu yıl domates üretimine yöneldi. Ziraat odalarımızdan aldığımız bilgilere göre İzmir ve Bursa gibi salçalık domates üretimi olan illerde üretim alanlarında yüzde 30’lara varan artış olduğu görülüyor. Domateste meydana gelen arz artışı fiyatların düşmesine neden oldu. Fiyatların düşmesinin bir diğer sebebi de üreticilerimizin salça fabrikalarıyla yaşadığı sıkıntılardır” diye konuştu. Kuru kayısıda ise arz fazlası yaşanması nedeniyle fiyatlarda düşüş meydana geldiğini aktaran Bayraktar, “Geçen sezon 190 lira seviyelerine kadar yükselen kuru kayısı fiyatları bu yıl rekoltenin de yüksek olması nedeniyle geçen sezonun da altına, 110 lira seviyesine kadar geriledi. Üreticilerimiz, Avrupa Birliğinden coğrafi tescil alan ürünlerinin hak ettiği değeri görmesini istiyor. Toprak Mahsulleri Ofisi devreye girerek alım yapmalı ve piyasada dengeyi sağlamalıdır” şeklinde konuştu. "Üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 420,5 ile havuçta görüldü" Temmuz ayında üreticideki ve marketteki fiyatları da karşılaştıran Bayraktar, şunları kaydetti: “Temmuz ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 420,5 ile havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat farkını yüzde 333,9 ile limon, yüzde 328,6 ile elma, yüzde 313,9 ile kuru incir takip etti. Havuç 5,2 kat, limon ve elma 4,3 kat, kuru incir 4,1 kat, kuru kayısı 3,9 kat fazlaya satıldı. Üreticide 6 lira olan havuç 31 lira 23 kuruşa, 15 lira olan limon 65 lira 9 kuruşa, 10 lira 38 kuruş olan elma 44 lira 49 kuruşa, 115 lira olan kuru incir 476 lira 9 kuruşa markette satıldı. Temmuz ayında fiyatı en fazla artan ürün markette limon, üreticide yumurta olurken, fiyatı en fazla düşen ürün ise hem markette hem de üreticide karpuz oldu.” Temmuz ayında markette 37 ürünün 24’ünde fiyat azalışı oldu Bayraktar, konuşmasını söyle sürdürdü: “Temmuz ayında markette 37 ürünün 13’ünde fiyat artışı, 24’ünde fiyat azalışı oldu. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 36,2 ile limon oldu. Limondaki fiyat artışını yüzde 32,9 ile elma, yüzde 13,9 ile yumurta, yüzde 12, 6 ile maydanoz takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 42,4 ile karpuz oldu. Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 27,8 ile patates, yüzde 25,5 ile Antep fıstığı, yüzde 21,2 ile kabak izledi.” "Üreticide 29 ürünün 13’ünde fiyat düşüşü görüldü" TZOB Başkanı Bayraktar, “Temmuz ayında üreticide 29 ürünün 7’sinde fiyat artışı olurken, 13’ünde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 48,4 ile karpuzda görüldü. Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 33,3 ile kabak, yüzde 29,4 ile havuç, yüzde 21,4 ile kuru kayısı izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 25,5 ile yumurtada görüldü. Yumurtadaki fiyat artışını yüzde 13,5 ile yeşil soğan, yüzde 10,8 ile marul izledi” ifadelerine yer verdi. "İklim değişikliği tarım sektörünü olumsuz etkiledi" Üreticideki fiyat değişiminin nedenlerine de değinen Bayraktar, şunları kaydetti: “İklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı sıcaklar ve şiddetli yağışlar birçok sektörü olduğu gibi tarım sektörünü de olumsuz etkiledi. Aşırı sıcaklar tarım ürünlerinde hasara ve verimde kayıplara neden oldu. Yeşil soğan, marul, yeşil fasulye ve maydanozda yaşanan fiyat artışı arzdaki azalmadan kaynaklandı. Yeşil mercimeğin fiyatı yeni sezon ürünü olmasından dolayı yükseldi. Karpuz, kabak, salatalık ve sivri biberde yoğunlaşan hasatla birlikte ürün arzındaki artış fiyatların düşmesine neden oldu. Havuçta talepteki azalma fiyatın düşmesine neden oldu. Yumurtada arz ve talepteki değişimlerden kaynaklı fiyatta yükselme yaşandı.”

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: Türkiye'nin fındık üretimi olmazsa, dünya çikolata sektörü durma noktasına gelir Haber

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: Türkiye'nin fındık üretimi olmazsa, dünya çikolata sektörü durma noktasına gelir

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, dünya fındık üretiminin yüzde 64'ünün Türkiye'de gerçekleştirildiğini ve en yakın üretici olan İtalya ile aramızda 7,7 kat üretim farkı olduğunu belirterek, "Biz fındığı üretmezsek dünya çikolata sektörü durma noktasına gelir" dedi. TÜRK FINDIĞININ TADI VE AROMASI EŞSİZ Bayraktar, çikolatada başka ürünler denenebileceğini ancak Türk fındığının verdiği tat ve aromanın yakalanamayacağını vurguladı. Türkiye'nin en çok fındık ihraç ettiği ülkelerin Almanya ve İtalya olduğunu belirten Bayraktar, bu ülkelerin fındığı işleyerek tüm dünyaya pazarladığını ve Türkiye'nin kazandığı gelirin kat kat fazlasını kazandıklarını söyledi. "ÜRETİM KADAR FINDIĞI TÜKETİYORUZ" Türkiye'nin fındık üretiminin yüzde 80-85'ini ihraç ettiğini belirten Bayraktar, "Üretim ile ihracat arasındaki ilişkiye baktığımızda birbirine paralel seyrettiği görülüyor. Çok ürettiğimiz yıl çok, az ürettiğimiz yıl ise az ihracat gerçekleştiriyoruz ama bu ihracat oranını hep koruyoruz. Bu ihracatın üzerine ortalama 110 bin ton iç piyasa tüketimini de koyduğumuzda hemen hemen ürettiğimiz kadar fındığı tükettiğimiz görülüyor. Elimizde stok olarak fındık kalmıyor." dedi. "ÜRETİCİLER TATMİN EDİCİ BİR TABAN FİYAT BEKLİYOR" Son bir yılda mazot, gübre ve tarım ilacı fiyatlarında yaşanan yüksek artışlara dikkat çeken Bayraktar, fındık üretiminde en önemli maliyet unsuru olan işçilik ücretlerinin sadece son bir yılda 2,5 kat arttığını hatırlattı. Üreticilerin artan maliyetler nedeniyle tatmin edici bir taban fiyat açıklanmasını beklediğini ifade eden Bayraktar, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) fındık alım fiyatını belirlerken artan girdi maliyetlerini, enflasyon oranını ve üreticilerin kârını da göz önüne alması gerektiğini vurguladı. TMO'YA ÇAĞRI Bayraktar, TMO'nun en kısa sürede fiyat ve alım politikasını açıklaması, alımlarda hızlı davranması, kota uygulamaması, tüm ürünü alacağını beyan etmesi ve ürün bedellerini en geç bir hafta içerisinde üreticilerin hesabına aktarması çağrısında bulundu. "ALAN BAZLI DESTEK ARTIRILMALI" Fındık üreticilerinin devletin kendilerine sahip çıkmasını beklediğini belirten Bayraktar, fındık alan bazlı destek miktarının günün şartlarına uygun olarak artırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, ekonomik ömrünü tamamlamış bahçelerin sökülerek yerlerine yeni bahçeler oluşturulması ve çay ürününde uygulanan yenileme tazminatına benzer bir destekleme modelinin fındık ürünü için de geliştirilerek uygulamaya konulması gerektiğini ifade etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.