#Uyku Apnesi

İLKHABER-Gazetesi - Uyku Apnesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uyku Apnesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uyku Apnesi Nedir? Tehlikeli mi? Haber

Uyku Apnesi Nedir? Tehlikeli mi?

Uyku, vücudumuzun kendini yenilediği ve dinlendiği önemli bir süreçtir. Ancak, birçok insan uyku sırasında solunum sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir. Bu sorunlardan biri olan uyku apnesi, ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Uyku apnesi, solunumun uyku sırasında tekrarlayan kesintilere uğradığı bir durumdur. Bu kesintiler, solunumun birkaç saniye boyunca durmasıyla karakterizedir. Genellikle horlama, gün içindeki uyuklama ve yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterir. Uyku apnesi, başlıca üç tipe ayrılır: Obstrüktif (Tıkayıcı) Uyku Apnesi, Merkezi Uyku Apnesi ve Karma Uyku Apnesi. Her bir tip, solunumun farklı nedenlerle durmasıyla ilişkilidir. Obstrüktif uyku apnesi genellikle hava yollarındaki tıkanıklık nedeniyle ortaya çıkar. Bu durum, genellikle fazla kilo, dar hava yolları veya anatomik faktörlerden kaynaklanabilir. Merkezi uyku apnesi, beyinden solunum kaslarına giden sinyallerin eksik veya düzensiz olduğu durumlarda meydana gelir. Bu durum, nörolojik veya kalp-damar hastalıkları gibi faktörlerden kaynaklanabilir. Uyku apnesi, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Tedavi seçenekleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, CPAP (Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı) cihazı ve cerrahi müdahaleler bulunur. Uyku apnesi, genellikle horlama, nefes darlığı ve uyku sırasında nefesin kesilmesi gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler, bir uyku uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Uyku apnesi, ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği için ihmal edilmemelidir. Belirtileri olan herkesin bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir. Uyku, insan sağlığı için hayati bir öneme sahiptir. Yeterli ve kaliteli bir uyku, bedenin ve zihnin sağlıklı bir şekilde fonksiyon göstermesi için gereklidir. Ancak, birçok kişi uyku apnesi gibi uyku bozukluklarıyla karşı karşıyadır ve bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Uyku apnesi, solunumun uyku sırasında tekrarlayan duruşmalarla kesintiye uğramasıyla karakterize edilen bir durumdur.  Uyku Apnesi Tehlikeli mi? Tedavi edilmediği takdirde uyku apnesi, Tip 2 şeker hastalığı ve inme veya kalp krizi gibi bazı önemli kardiyak hastalıkların ortaya çıkmasında rol oynayabileceği için bilinçli ve dikkatli olunmalıdır. Solunum bozukluğuna uyku apnesi diyebilmek için solunum durmasının en az 10 saniye olması gerekir. Rahatsızlığın farklı alt tipleri bulunur. Hastalığın belirtileri ise apnenin bu alt tiplerine göre farklılık gösterebilir Uyku Apnesi Belirtileri Nelerdir? Yüksek sesle horlama (genellikle obstrüktif uyku apnesinde daha belirgindir) Başkasının şahit olduğu uykuda solunum durması atakları Uykudan ani uyanmalar (daha çok merkezi uyku apnesinde olur) Sabahları uyandığında ağız kuruluğu ya da boğaz ağrısının bulunması Uykusuzluk çekme Sabahları olan ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı Sabah baş ağrıları Depresif ruh hali Sinirlilik Dikkat sorunları Uyku apnesinde horlama neden olur sorusuna, daralmış hava yolundan geçen havanın hızlanması ve yumuşak dokuları titreştirmesi sonucu horlama sesi ortaya çıkar cevabı verilebilir. Bu problemden muzdarip ve uygun tedavi almayan çocuklarda uyum sağlama, davranış ve öğrenme ile ilgili çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir. Çabuk dağılan dikkat, okul performansının düşmesi ve anlama güçlüğü oluşabilecek bu şikayetler arasında yer alır. Küçük çocuklarda uyku apnesi gibi bir bozukluktan şüphelenilen durumlarda çocuk uyurken bazı uyarıcı belirtilere dikkat edilmelidir: Uyku Apnesi Nedenleri Nelerdir? Uyku apnesinin nedenleri obstrüktif ve santral formda farklılık gösterir. Obstrüktif uyku apnesi boğaz arka kısmında yer alan kasların gevşemesi sonucu meydana gelir. Bu kasların temel fonksiyonu yumuşak damağın desteklenmesini sağlayarak küçük dil ve bademcik gibi yapıların yan taraflarda tutulmasını gerçekleştirir. Bu kasların gevşemesi sonrasında hava yolları kişi nefes alıp verirken giderek daralır ve hava yolu tamamen kapanabilir. Yeterince hava alamayan kişi aynı zamanda oksijen açlığı da yaşamaya başlar. Oksijen düzeyinin düşmesi ile beyinden kişiyi uyandırıcı sinyaller gider ve böylelikle kişinin uyanıp hava yollarını tekrar açması hedeflenir. Uyanıklık hali genellikle çok kısa sürelidir ve kişiler bu süre zarfını hatırlamakta güçlük yaşarlar. Bu durum gece boyu yaklaşık olarak 5-30 kez tekrarlanır. Bu durumdan muzdarip hastalar derin ve dinlendirici bir uyku hissinden mahrum kalırlar. Aşırı kilo, erkek cinsiyet, kalın bir boyun (boyun çevresi 43 santimetrenin üstünde olan erkeklerde risk fazladır), dar hava yollarına sahip olmak, uyku hapı ya da sakinleştirici ilaç kullanımı, alkol ve sigara kullanımı, çeşitli nedenlerle burnun tıkalı olması ve kalıtsal olarak uyku apnesine yatkınlık bulunması, obstrüktif uyku apnesi nedenleri arasında değerlendirilir. Daha nadir görülen santral uyku apnesi beyinden solunum ile ilgili kaslara gönderilen sinyallerin doğru şekilde iletilememesi sonucu meydana gelir. Kısa bir süreliğine kişinin solunum fonksiyonlarının çalışmadığı bu apne formunda kişiler nefes açlığı ile uykularından uyanırlar. Obstrüktif uyku apnesinden farklı olarak santral uyku apnesi nedenlerinde ise ensefalit adı verilen beyin dokusu enfeksiyonu, beyin felci, beyin sapı problemleri, kalp hastalıkları ve narkotik ağrı kesici ilaçların kullanımı gibi çeşitli faktörler yer alır. iniz ile paylaşarak tespit edebilirsiniz. Eğer gece yarısı nefes nefese uyanarak havasız kalmış gibi hissediyorsanız, kendinizi uzun zamandır hep yorgun hissediyorsanız ya da eşiniz her gece yüksek sesle horladığınızı ve sık sık uykunuzda nefesinizin durduğunu söylüyorsa; bir sağlık kuruluşuna başvurarak uyku apnesi açısından değerlendirilmeyi talep edebilirsiniz.

Uyku Apnesi, çok sayıda sağlık sorununa neden olabilir: Uzmanlar uyarıyor Haber

Uyku Apnesi, çok sayıda sağlık sorununa neden olabilir: Uzmanlar uyarıyor

Uyku apnesinin birçok hastalığın temel nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Yunus Karadavut, “Kuvvetli baş ağrısı, cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, kalp krizi, inme, depresyon gibi problemler uyku apnesinin neden olabileceği sıkıntılar arasındadır. Bunlar çok ciddi sorunlar olduğu için mutlaka böyle şikâyetleri olan kişilerin uyku apnesi yönünden testler yaptırması, uzman doktorları ziyaret etmesi gerekmektedir” dedi. Dünya Uyku Günü dolayısıyla, uyku apnesi hakkında bilgilendirmede bulunan Liv Hospital Samsun Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Yunus Karadavut, hastalığın en önemli belirtisinin horlama olduğuna dikkat çekti. Opr. Dr. Karadavut, “Bazen yan odalarda uyuyanlar bile hastanın uyku apnesi durumunu anlayabilir. Kişinin uyurken solunumunun durmasını ise yanında yatan kişi fark eder. Uyku apnesi belirtilerinden bir diğeri ise gündüz uyuklama durumudur. Hasta gece boyunca bahsedilen uykuda nefesin durması, horlama gibi faktörler yüzünden uyku düzenini kaybeder. Hasta sabah kalktığında yorgun ve bitkin bir şekilde kalkacaktır. Kaliteli uyku olmadığı için de hasta gündüz uyuklama halindedir” diye konuştu. “İş ve okulda performans sorununa yol açar” Opr. Dr. Yunus Karadavut, uyku apnesinin sebep olduğu problemler hakkında şu bilgileri paylaştı: “Uyku apnesi yaşayan hasta; uykusunu yeterli ve düzenli alamadığı için sabah kalktığı zaman ciddi bitkinlik, yorgunluk hali yaşar. Hasta uykusunu tam alamaz, buna bağlı olarak sinirli olma, konsantre olamama durumlar da kendini gösterir. Ciddi baş ağrısı yakınmaları vardır, gece boyunca sık sık idrara çıkma söz konusudur. Uygunsuz yerlerde uyuma vardır, bu da hastanın iş ve okul performansını ciddi oranda azaltır.” “Tedavide yüksek hava basıncı uygulanabilir” Uyku apnesinde tedavi yollarına değinen Opr. Dr. Karadavut, “Uyku apnesi birçok hastalığın temel nedenlerinden biridir. Kuvvetli baş ağrısı, cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, kalp krizi, inme, depresyon gibi problemler uyku apnesinin neden olabileceği sıkıntılar arasındadır. Bunlar çok ciddi sorunlar olduğu için mutlaka böyle şikayetleri olan kişilerin uyku apnesi yönünden testler yaptırması, uzman doktorları ziyaret etmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, uyku apnesi tedavisi olmayan bir hastalık değildir. Yüksek derecede uyku apnesi için pozitif hava basıncı tedavisi uygulanmaktadır. Yukarıda bahsedilen belirtileri taşıyan kişilerin mutlaka kulak burun boğaz konusunda uzmanlaşmış kişilere görünmeleri gerekmektedir” ifadelerine yer verdi. “Bu hastalıklar uyku sorunlarına yol açıyor” Uyku sorunlarına yol açan hastalıklara dikkat çeken Opr. Dr. Karadavut, “Depresyon ve kaygı bozuklukları, astım ve akciğer hastalıkları, kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, fibromiyalji, parkinson, MS, kas hastalıkları ve ALS gibi bazı hastalıklar farklı tiplerde uyku sorunlarına yol açabilmektedir. Bunun dışında, Covid-19 hastalarında uyku apne riski yüksek bulunan vakalarda klinik seyrin, düşük riskli gruba göre 2 kat daha ağır geçtiği gözlemlenmiştir. Uyku apne tanı ve tedavisinin daha etkin bir şekilde yapılmasıyla bu risklerin de azaltılabileceği kanısındayız” şeklinde konuştu. “Bu belirtilerde doktora başvurulması gerekiyor” Hastaların hangi belirtilerde doktora başvurulması gerektiğine de değinen Opr. Dr. Karadavut, “Uykuya dalmakta zorluk, nedensiz şekilde sık uyanma, sabah çok erken saatte uyanıp bir daha uyuyamama, gece en az 1 kez tuvalet ihtiyacıyla uyanma, uykuda terleme, uykuda sık pozisyon değiştirme veya sık hareket etme, sabah dinlenmemiş ve yorgun uyanma, gündüz yorgunluğu, gün içinde uyku ihtiyacı veya uyuklama, zihinsel aktivitelerde giderek bozulma, normal beslenmeye rağmen giderek kilo alma, sebepsiz mizaç bozuklukları, sinirlilik ve gerginlik gibi önemli problemler olduğunda mutlaka bir doktora başvurulmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

 Uzmanlarından Uyarı, uyku apnesi günlük yaşantıyı etkileyebilir Haber

 Uzmanlarından Uyarı, uyku apnesi günlük yaşantıyı etkileyebilir

En sık karşılaşılan uyku rahatsızlıklarının başında yer alan uyku apnesi hakkında önemli bilgiler veren Acıbadem Kayseri Hastanesi uzmanları, yeterli süre uyusa bile yataktan yorgun kalkanlar, gün içinde halsizlik ve uykusuzluk yaşayan kişilerde uyku apnesi sendromunun araştırılması gerektiğini ve bu hastalığı nöroloji, göğüs hastalıkları ve kulak burun boğaz hekimlerinin birlikte değerlendirdiğini söyledi. Uyku apnesinin kabaca 2 çeşidi bulunduğunu belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Güven Arslan, “Uyku apnesi, kişinin uyku süresi boyunca nefesinin en az 10 saniye süreyle durması şeklinde tanımlanabilir. Uyku apnesinin kabaca 2 çeşidi bulunur. Bunlar da santral ve obstrüktif olarak 2’ye ayrılır. Santral uyku apnesi, beynin direkt uyku merkezi ile ilgili olan bir sıkıntıdır. Obstrüktif uyku apnesi ise hava yollarının daralmasına veya tıkanmasına bağlı oluşan apne durumudur” dedi. Uyku apnesinin, günlük hayatı oldukça etkileyen bir sorun olduğuna işaret eden Dr. Arslan özellikle uyku kalitesinin düşmesine bağlı olarak gündüz uyku hali, dikkat eksikliği, unutkanlık, bulunulan yerde çabucak uyuyakalma gibi şikayetlerin oluşabileceğini, bu durumda hastaların nöroloji, KBB ve göğüs hastalıkları bölümlerine başvurabileceğini söyledi. “Sorunun beyinden mi yoksa boğaz ve burundan mı kaynaklandığı önemli” Acıbadem Kayseri Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmethan Turan ise uykuda solunum durması anlamına gelen uyku apnesi teşhisi koymak için uykuda en az 10 saniye solunum durması ve her uyku periyodundan sonra apne hipopne indeksinin belli bir oranın üzerine çıkması kriterine bakıldığını dile getirdi. Uyurken solunum zorluğu çeken kişilerin oksijen düşmesi, oksijensiz kalma ve buna bağlı derin uykuya dalamama veya tam uykusunu alamama sorunları yaşadığına değinen Dr. Turan, “Bu hastalar daha çok solunumsal yönden incelendiğinde genelde KOAH veya astım hastalarında ya da obeziteye bağlı tabloda geliştiğini görüyoruz. Bu durumda medikal tedavi dışında ayrıca cihaz destek tedavileri de uyguluyoruz. Bu da apne hipopne indeksi belli bir derecenin üzerinde olan hastalarımıza uygulanıyor. Burada sorunun santral mi yani beyinden kaynaklı mı yoksa obstrüktif yani boğaz ya da burundan kaynaklı olduğunun ayrımını yapmak gerekiyor. Eğer santralse bu durumda cihaz ve normal astım, KOAH tedavisi yeterli oluyor. Fakat sorun obstrüktifse, hastayı göğüs hastalıkları, nöroloji ve KBB’den oluşan bir konseyde değerlendiriyoruz. Konseyde gerekli görüldüğü takdirde ise KBB hocalarımızın desteğiyle operasyon planlamasına geçiyoruz” diye konuştu. “Trafikte ciddi sorun ve kazalara yol açabilir” Tehlikeli olduğu için tüm branşlar tarafından uyku apnesinin ciddiye alınması gerektiğini söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi KBB Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Akif Somdaş, “Uyku apnesi, bütün tıbbi branşlar açısından önemli, çünkü tehlikeli bir durum. Zira gündüz yaşanan uyku hali, dikkat eksikliği gibi durumlar, tehlikeli makinelerin başında çalışırken veya trafikte çok ciddi riskler arz eder, kazalara yol açabilir. O açıdan uyku apnesi ciddi bir durumdur. KBB ile alakalı da özellikle obstrüktif yani tıkayıcı uyku apnesi, yeri itibariyle bizim düzeltebileceğimiz bir klinik tablodur.” dedi. Burunda tıkanıklığa bağlı gelişen uyku apnesi durumunda operasyonla bu tıkanıklığın açıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Somdaş “Burun açılmadan uyku laboratuvarına girdiğiniz zaman sonuçlar yanıltıcı olabilir. Burun açıksa ve bademcikler büyükse yine ameliyat ile bu sorunu giderebiliriz. Tıkanıklık dil kökündeyse yine dil kökündeki bademciği alarak düzeltebiliriz. Dil kökünde bademcik küçük ve dilin yapısı çok büyükse pozitif basınçlı hava veren aletlerle, maskeyle uyumak ile bir çözüm oluşturabiliriz” diye konuştu. “Belirtiler varsa hekime başvurun” Uyku apnesinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Somdaş şunları ifade etti: “Eğer trafikte uykunuz geliyorsa, yorgun olduğunuzu hissediyorsanız bunun sonuçları çok tehlikeli olabilir. Bu durum büyük risk taşır. Çünkü dikkat dağıldığında problem oluşur. Sabah kalktığınızda yorgun uyanıyor ve gün içerisinde yorgun hissediyorsanız, uyku problemi olduğunu düşünüyorsanız, bunun uyku apnesi açısından irdelenmesi gerekir. KBB, nöroloji ve göğüs hastalıkları branşları bu sorun ile ilgileniyor. Hepsinin ayrı ilgi alanları ve durumları var. Dolayısıyla bu şikâyetleri olanların ivedilikle bu bölümlerle görüşüp, kendi durumlarına göre tedavi alması gerekir. Bunu ciddiye alalım.”

"Yolcu otobüsü şoförleri 5 yılda bir uyku testine alınsın" önerisi Haber

"Yolcu otobüsü şoförleri 5 yılda bir uyku testine alınsın" önerisi

ANKARA (AA) - BURCU ÇALIK - Ankara Etlik Şehir Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Hikmet Fırat, uykuda solunum bozukluğu hastalıklarının uzun yol şoförlerinde 2-3 kat daha fazla görüldüğüne dikkati çekerek, özellikle yolcu otobüsü şoförlerinin pilotlarda olduğu gibi 5 yılda bir uyku testinden geçirilmesini önerdi. Fırat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, trafik kazalarının en önemli nedenleri arasında gösterilen uyku bozukluklarının uzun yol şoförlerinde sık görüldüğüne dikkati çekti. Uykuda solunumun geçici olarak durmasına neden olan uyku apnesi sendromunun en sık karşılaşılan uyku bozukluğu hastalığı olduğunu ve bunun beden kitle indeksi yüksek kişilerde daha çok ortaya çıktığını anlatan Fırat, bu kapsamda, 2016'da yapılan yasal düzenlemeyle ehliyet alacak veya ehliyetini yenileyecek beden kitle indeksi 33'ün üzerindeki tüm kişilere uyku testinden geçme zorunluluğunun getirildiğini anımsattı. Bu sistemin etkin olarak işlediğini vurgulayan Fırat, ayrıca sağlık taramalarında uyku apnesi teşhisi konulan kişilere de tedavi görmeye başladıkları ve fayda sağlandığının tespit edilmesinin ardından ehliyet onayı verildiğini söyledi. "Uykuda solunum bozukluğu hastalıkları şoförlerde 2-3 kat daha fazla" Prof. Dr. Fırat, "Uyku apnesi genellikle kilolu, göbek, boyun çevresi geniş olan kişilerde ve 40 yaş üzeri erkeklerde karşımıza çıkıyor. Bu profile en çok uyan gruplar arasında özellikle uzun yol şoförleri yer alıyor. Uykuda solunum bozukluğu hastalıklarının görülme sıklığı normal popülasyona göre uzun yol şoförlerinde en az 2-3 kat daha fazla." bilgisini paylaştı. Bu nedenle özellikle yolcu otobüsü şoförlerinin hem kendi sağlıkları hem de taşıdıkları yolcuların güvenliği için düzenli uyku testinden geçirilmesinin önemine işaret eden Fırat, pilotların herhangi bir beden kitle indeksi, hastalık tanısı veya şikayeti şartı bulunmadan her 5 yılda bir uyku testinden geçmesi gerektiğine dikkati çekti. - "Pilotlar gibi uzun yol şoförleri de belli sıklıkta uyku testine alınmalı" Prof. Dr. Hikmet Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir pilot nasıl 200-300 kişinin hayati sorumluluğunu üstleniyorsa yolcu taşıyan uzun yol şoförleri için de aynı durum geçerli. Dolayısıyla yolcu otobüsü şoförlerine aynı pilotlara uygulandığı gibi 5 yılda bir uyku testine girme zorunluluğu konulmasında fayda olacağını düşünüyorum. Şu an sadece beden kitle indeksi 33'ün üzerinde olan kişilerin ehliyet alma ve yenileme süreçlerinde uyku testi zorunluluğu var. Özellikle yolcu taşıyan uzun yol şoförlerinin aynı pilotlarda olduğu gibi beden kitle indeksine bakılmaksızın 5 yıl gibi belli sıklıkta uyku testine tabi tutulması uyku kaynaklı trafik kazalarının önüne geçmek açısından da sağlıklı bir önlem olacaktır."

Uyku apnesi hem kalbi etkiliyor hem beyni tetikliyor Haber

Uyku apnesi hem kalbi etkiliyor hem beyni tetikliyor

Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr. Özgür İnce, uyku apnesinin hem kalbi etkilediğini, hem de beyni tetiklediğini söyledi. Medicana International Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr. Özgür İnce, uyku apnesinin oksijen için en önemli olan beyin, kalp gibi organlarda tehlikeli durumlar oluşturabileceğini belirtti. Uzm. Dr. Özgür İnce uyku esnasında düzenli şekilde nefes alıp verme fonksiyonlarını engelleyen uyku apnesinin birçok organda sorun yaşatabilmesine karşı bu sıkıntıyı çeken hastaların bir an önce uzman hekimlere başvurmasını söyledi. “Eğer kişide bir horlama varsa yüzde 80 altında uyku apnesi zaten var olmaktadır” Uyku apnesi hakkında konuşan Uzm. Dr. Özgür İnce, “Uyku apne sendromu dediğimiz horlamanın eşlik ettiği, horlamanın yanında uykuda nefes durmasının da beraberinde göründüğü bir durumdur. Horlama kozmotik bir problem olup, insanın kendisinin değil yanında olan kişinin çok rahatsızlık duyduğu bir durumdur. Eğer kişide bir horlama varsa yüzde 80 altında uyku apnesi zaten var olmaktadır. Uyku apnesi uykuda belirli bir sürenin üzerinde, 10 saniyenin üzerinde nefesin durmasına denir. Normal bir kişinin nefes alıp verme süresi vardır. Bir nefesi aldığınızda hemen verme süresi başlar. Bizde ikisinin arasındaki geçiş süresinden bahsediyoruz. Yoksa nefes almaya başlamayla vermenin bittiği aradaki 10 saniyeyi rutin şekilde geçebilir” diye konuştu. “Vücut oksijenle çalışan bir makinedir” Uzm. Dr. Özgür İnce, “Uykuda zaten tüm metabolizma yavaşlar. Problem bu değildir. Nefes aldıktan sonra o nefesi vermeden 10 saniye geçerse vücuttaki oksijen tükendiğinden dolayı kandaki oksijen oranı düşüyor. Vücut oksijenle çalışan bir makinedir. Oksijen düştüğü zaman öncelikle oksijene en duyarlı olan organlarımız etkileniyor. Başta beyin ve kalp geliyor. Bunlar ilk etkilenmeye başladığında oksijensiz kaldıklarını algılayarak bir takım refleksler yapıyorlar. Örneğin beyin oksijensiz kaldığında dinlenme, nöronlarını temizleme fonksiyonunu askıya alıyor. Uyanıkmış gibi algılıyor ve dinlenme fonksiyonunu durduruyor. Uykuda rüya evreleri bozuluyor. Derin uyku dediğimiz 4 tane uyku evresi vardır. Bu evrelerin kalitesinde ve zamanlarında bozukluklar başlıyor. Bunun haricinde kalpteki oksijensizlik durumu kalbi paniğe sokuyor. Kalbin asıl görevi kan pompalamaktır. Kanı sıkar vücuda gönderir, gevşer ve vücutta geri toplar. Ama kanı göndermekteki amaç başta oksijeni kanla beraber taşımak, yanında da kanın içerisindeki oksijen hariç diğer besin maddelerini oraya göndermektir. Geri toplarken de kirlenmiş kanı yani içinde toksinlerin, istenmeyen atıkların bulunduğu kısmı geri toplayıp ilgili organlara göndererek temizliğini sağlamaktır. Kalp oksijensiz kaldığı zaman ben daha hızlı çalışmalıyım diye algılayarak oksijenin kanda az olduğunu fark ettiği için daha hızlı çalışmasını sağlayarak çarpıntıyı ortaya çıkarıyor. Yani gece uykuda nabzınız düşecekken hasta çarpıntı yaşıyor. Yetmiyor birde o kanın hızlı sirkülasyonunu yapmak için damar içi basıncı yükseltiyor. Halk arasında bu damar içi basınca hipertansiyon diyoruz. Dolayısıyla hastada çok basit bir bağlantıyla uyku apnesi başladıysa bu tarif ettiğimiz nefes durmaları gecede 3-5 kere oluyorsa çok büyük problem değildir. Ama biz yaptığımız uyku apneleri testimizde bunların sayılarına bakıp şiddetine bakıyoruz. Eğer o şiddet belirli bir eşitliğin üzerindeyse o zaman bu dediğim problemler ortaya çıkıyor. Fenotip dediğimiz kişinin öncelikle genel fizik yapısı bizi şüphelendirebilir. Kısa boylu şişman kişilerde bu hastalığı görme ihtimalimiz diğerlerine nazaran biraz daha fazladır. Hareketsiz kişilerde, stresli çalışanlarda, alkol ve sigarayı fazla tüketenlerde biraz daha fazla görünebilmektedir. Kronik kas hastalarımızda çok fazla görünebilmektedir. Dolayısıyla teşhisi için hastayı bir gece uyku laboratuvarımızda yatırıyoruz. Uyku laboratuvarında sadece birkaç tane elektrik sensörü, yani birkaç küçük bant yapıştırıp hastanın kas hareketlerini, uyku evresini, mimiklerini ve oksijen seviyesini ölçüyoruz” şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.