Hatay Antakya'da yaşayan mozaik sanatçısı Eser Mansuroğlu, geliştirdiği özel teknikle taşlara boyut kazandırıyor. 6 Şubat depremlerinde annesini ve kardeşini kaybeden Mansuroğlu, yıkılan baba evinden kurtardığı bir kiremit parçasını, acılarını ölümsüzleştirdiği eşsiz bir tabloya çevirdi.
Haber Giriş Tarihi: 11.12.2025 12:10
Haber Güncellenme Tarihi: 11.12.2025 12:12
Kaynak:
AA
Medeniyetler şehri Hatay'da, binlerce yıllık Hatay mozaik sanatı modern dokunuşlarla yeniden hayat buluyor. Antakya ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki sanatçı Eser Mansuroğlu, geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak geliştirdiği teknikle dikkatleri üzerine çekiyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde hem atölyesini hem de annesi ve kardeşini kaybeden Mansuroğlu, yaşadığı büyük acıya rağmen sanatına tutunarak hayata yeniden başladı. Hatay Valiliği tarafından kurulan Kültür ve Sanat Çarşısı'nda kendisine tahsis edilen yeni atölyesinde çalışmalarını sürdüren sanatçı, taşları katmanlar halinde işleyerek eserlerine derinlik ve gölge katıyor.
MOZAİĞE 3 BOYUTLU MODERN YORUM
12 yıl önce hobi olarak başladığı mozaik sanatını mesleği haline getiren Mansuroğlu, klasik düz zemin çalışmalarının aksine 3 boyutlu mozaik tekniğiyle fark yaratıyor. Taşların üst üste bindirilmesiyle oluşturulan bu yöntem, eserlere hacim kazandırıyor.
Sürecin zorluğuna ve gördüğü ilgiye değinen Mansuroğlu, şunları söyledi: "Her zaman farklı tasarımlar düşünüyordum. Depremde atölyemin yıkılmasıyla Kültür Sanat Çarşısı'na taşındıktan sonra bu fikri hayata geçirdim. Yapımı oldukça zahmetli, bir eser yaklaşık bir ayda tamamlanıyor, kuruma süreci ve işçiliği diğer mozaiklere göre daha zor. İnsanlar eserleri görünce çok şaşırıyor, 'daha önce böyle bir şey görmedik' diyorlar, ilgi çok güzel."
"KIRILDIĞIMIZ YERDEN YEŞERECEĞİZ"
Sanatçının koleksiyonundaki en değerli parça ise satılık olmayan ve derin bir manevi anlam taşıyan deprem anısı niteliğindeki tablosu. Mansuroğlu, "Kırıldığımız Yerden Yeşereceğiz" adını verdiği bu özel eserde, yıkılan baba evinden geriye kalan tek parça olan bir çatı kiremidini kullandı.
Ailesine olan özlemini bu eserle somutlaştırdığını belirten Mansuroğlu, duygularını şu sözlerle ifade etti: "Bu eserde kullandığım kiremit, doğduğum evden kalan tek parça. Depremde annemi ve kardeşimi kaybettim. Bu kiremidi atmadım, 'Bunu ölümsüzleştireceğim' dedim. Bir parçasını anneme, bir parçasını kardeşime adadım. Daha sonra bunu bir esere dönüştürerek 'Kırıldığımız Yerden Yeşereceğiz' ismini verdim. Benim için çok özel olduğu için bu eseri satmıyorum."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hatay'da taşlar acıya ve umuda şekil veriyor
Hatay Antakya'da yaşayan mozaik sanatçısı Eser Mansuroğlu, geliştirdiği özel teknikle taşlara boyut kazandırıyor. 6 Şubat depremlerinde annesini ve kardeşini kaybeden Mansuroğlu, yıkılan baba evinden kurtardığı bir kiremit parçasını, acılarını ölümsüzleştirdiği eşsiz bir tabloya çevirdi.
Medeniyetler şehri Hatay'da, binlerce yıllık Hatay mozaik sanatı modern dokunuşlarla yeniden hayat buluyor. Antakya ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki sanatçı Eser Mansuroğlu, geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak geliştirdiği teknikle dikkatleri üzerine çekiyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde hem atölyesini hem de annesi ve kardeşini kaybeden Mansuroğlu, yaşadığı büyük acıya rağmen sanatına tutunarak hayata yeniden başladı. Hatay Valiliği tarafından kurulan Kültür ve Sanat Çarşısı'nda kendisine tahsis edilen yeni atölyesinde çalışmalarını sürdüren sanatçı, taşları katmanlar halinde işleyerek eserlerine derinlik ve gölge katıyor.
MOZAİĞE 3 BOYUTLU MODERN YORUM
12 yıl önce hobi olarak başladığı mozaik sanatını mesleği haline getiren Mansuroğlu, klasik düz zemin çalışmalarının aksine 3 boyutlu mozaik tekniğiyle fark yaratıyor. Taşların üst üste bindirilmesiyle oluşturulan bu yöntem, eserlere hacim kazandırıyor.
Sürecin zorluğuna ve gördüğü ilgiye değinen Mansuroğlu, şunları söyledi: "Her zaman farklı tasarımlar düşünüyordum. Depremde atölyemin yıkılmasıyla Kültür Sanat Çarşısı'na taşındıktan sonra bu fikri hayata geçirdim. Yapımı oldukça zahmetli, bir eser yaklaşık bir ayda tamamlanıyor, kuruma süreci ve işçiliği diğer mozaiklere göre daha zor. İnsanlar eserleri görünce çok şaşırıyor, 'daha önce böyle bir şey görmedik' diyorlar, ilgi çok güzel."
"KIRILDIĞIMIZ YERDEN YEŞERECEĞİZ"
Sanatçının koleksiyonundaki en değerli parça ise satılık olmayan ve derin bir manevi anlam taşıyan deprem anısı niteliğindeki tablosu. Mansuroğlu, "Kırıldığımız Yerden Yeşereceğiz" adını verdiği bu özel eserde, yıkılan baba evinden geriye kalan tek parça olan bir çatı kiremidini kullandı.
Ailesine olan özlemini bu eserle somutlaştırdığını belirten Mansuroğlu, duygularını şu sözlerle ifade etti: "Bu eserde kullandığım kiremit, doğduğum evden kalan tek parça. Depremde annemi ve kardeşimi kaybettim. Bu kiremidi atmadım, 'Bunu ölümsüzleştireceğim' dedim. Bir parçasını anneme, bir parçasını kardeşime adadım. Daha sonra bunu bir esere dönüştürerek 'Kırıldığımız Yerden Yeşereceğiz' ismini verdim. Benim için çok özel olduğu için bu eseri satmıyorum."
Kaynak: AA