Adana'nın bankacılık sektöründe tanınan isimlerinden biri olan ve bir süre önce "442 Sokak Mavi Kapı" adlı kitabını okuyucuyla buluşturan Ali Alphan, baskıdan çıkan iki yeni eserinin daha tanıtımını yapmaya hazırlanıyor. Alphan’ın “Futbolun Simsarları ve Amigolar” ile “Yazmak Hıçkırık Gibidir! Tutunca Bırakamazsın” adlı eserlerinin, ilgi görmesi bekleniyor.
Haber Giriş Tarihi: 14.11.2025 10:11
Haber Güncellenme Tarihi: 14.11.2025 10:20
Muhabir:
ALİ GÜRELİ
Yapı Kredi Bankası'nın Adana şubelerinde farklı kademelerde uzun yıllar görev yapan ve bir süre önce emekli olan Ali Alphan, "442 Sokak Mavi Kapı" isimli eseriyle yazın hayatına adım attı. Aphan, hayli ilgi gören ve Çukurova Kitap Fuarı’nda da imza günü düzenlediği bu eserin ardından, yazmaya devam etti. İlk planlamasına göre bir kitap için klavyeye dokunan Alphan, paragraflar ve sayfalar ortaya çıktıkça biri spor olmak üzere iki farklı kitapta karar kıldı.
Alphan, “Futbolun Simsarları ve Amigolar” ile “Yazmak Hıçkırık Gibidir! Tutunca Bırakamazsın” adlı yeni eserlerinin tanıtımlarını çok yakın bir tarihte yapacağını söyledi.
Futbolun Simsarları ve Amigolar: Geçmişin özlemiyle günümüz futboluna eleştirel bakış
Yazar Ali Alphan, futbolun geniş kitleleri peşinden sürükleyen bir tutku olmaktan çıkıp, tartışmalı bir sektöre dönüşmesine odaklandığı yeni eseriyle okuyucularıyla buluşmaya hazırlanıyor. Kitabın önsözünden yansıyanlar, eserin hem nostaljik bir anı kitabı hem de günümüz futbol sistemine yönelik sert bir eleştiri olduğunu gösteriyor.
Amatör futbol geçmişine sahip olan Alphan, uzun bir değerlendirme sürecinin ardından klavyesini yeniden futbola dokunmak için kullandığını belirtiyor. Kitapta, futbolun dünü, bugünü ve yarınları tüm çıplaklığıyla masaya yatırılıyor.
Nostalji ve efsanelere saygı durusu: Kitabın önemli bir bölümü, 50-60 yıl öncesinin yetenekli, aykırı ve "mütevazı, iyi futbolcu" etiketiyle anılan yıldızlarına ayrılmış durumda. Alphan, bu isimlerin futbol tutkunlarına yaşattığı "seyir zevkini" hatırlatarak, eski futbolcuların bilinmeyen yönlerine ve bugüne ışık tutacak yeteneklerine vurgu yapıyor. Özellikle Adana futbolunun unutulmaz simaları ve yerel kahramanları kitapta geniş yer buluyor.
Adana'nın efsaneleri: Adana Demirspor'dan "Füze Selami" (uzak şutları nedeniyle) ve Alman efsane Beckenbauer'e benzetilen "Kartal Yaşar" gibi isimler anılıyor. Adanaspor'da raket gibi sol ayağıyla bilinen Dorde Miliç ve kaleci Welcoviç de unutulmazlar arasında.
Hüzünlü kayıplar: Türk futbolunun yetiştirdiği yetenekli Kaynak kardeşlerden Reşit, Kayhan ve İrfan Kaynak'ın genç yaşta kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat edişleri, "futbol tarihinin en önemli hüzünlü hikâyesi" olarak okuyucunun yüreğini burkuyor.
Adana anıları: Yazarın çocukluk dönemindeki bez/gazete toplarla başlayan futbol serüveni, Adana Şehir Stadyumu'nun yüksek duvarlarından bilet alacak parası olmadığı için kaçak maç izleme maceraları ve bu kaçakları kovalayan "Deli Hüseyin" ile yaşadığı kovalamacalar, samimi bir dille aktarılıyor.
Günümüz futboluna sert eleştiri: Futbol, futbol olmaktan çıkmıştır
Ali Alphan, geçmişin özlem dolu anılarını aktarırken, günümüz futboluna yönelik eleştirel duruşunu da net bir şekilde ortaya koyuyor. Kitabın önsözünde yer alan sert ifadeler, futbol camiasında yankı uyandıracak nitelikte. Alphan, günümüzde bahis soruşturması da yaşanan futbolla ilgili şunları aktarıyor:
“Türk futbolunun bugünkü hali, kulüplerin yönetim anlayışlarından hakem kararlarına, federasyon politikalarından spor kamuoyuna kadar geniş bir yelpazede derin bir sorgulamayı hak ediyor. Futbol kulüplerinin içine düştüğü yönetimsel çıkmazlar, ‘futbol simsarlarının’ ekmeğine yağ sürerken, özellikle büyük kulüplerin hem Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) hem de yanlı hakemler tarafından korunup kollandığına yönelik algı, futbolun adalet duygusunu yerle bir ediyor.
Artık sahada oynanan futbol, terin, emeğin, hırsın ve mücadelenin değil, çıkar ilişkilerinin ve manipülasyonların belirlediği bir oyuna dönüşmüş durumda. Bu tablo, futbolun özündeki rekabet ruhunu, yeteneğin değerini ve taraftarın inancını her geçen gün biraz daha aşındırıyor.
Örneğin, Galatasaray'da yıldızı parlayan ve döneminin en önemli sporcuları arasında yer alan, futbol alanında ilk kez sendikal faaliyet başlattığı için spordan ihraç edilen Metin Kurt, o dönemlerde dahi, simsarların varlığından endişe duydu. Metin Kurt, ‘Futbol arsada güzeldir, borsada değil’ diyerek futbol çetelerinin önüne geçecek bu güzel söylemde bulunup, günümüz futbolunda yaşananlara adeta ışık tuttu.
Bu gidişat, yalnızca sporun değil, emeğin, adaletin ve ahlakın da sorgulanması gereken bir noktaya işaret ediyor. Futbolun bu denli yozlaşması, sistemin içinde yer alan herkesin, yönetici, hakem, menajer, medya mensubu da payını yeniden düşünmesini gerektiriyor.”
“Yazmak Hıçkırık Gibidir! Tutunca Bırakamazsın”
Yazar Ali Alphan, toplumsal duyarlılık ve anılarını harmanladığı “Yazmak Hıçkırık Gibidir! Tutunca Bırakamazsın” adlı eserini de tanıtacak.
Araştırma-anı türündeki bu çalışma, yazarın ifadesiyle, Türkiye'nin güncel ve yakıcı sorunlarına, adaletsizliklere ve barış arayışına odaklanıyor.
Alphan, yeni kitabının ismini, yazma eyleminin kendisi için taşıdığı derin anlamdan aldığını belirtiyor. Alphan’a göre yazmak, Ahmed Arif’in dizelerindeki gibi "Can suskun can paramparça!" ruh halini, yani içimizde kopan fırtınaları dışa vuran, toparlayan bir zorunluluk.
Alphan, bu eserde hayal ürünü yerine, yaşanmışlıklar ve gerçekler üzerine yoğunlaşarak, son yıllarda artan meseleleri cesurca ele alıyor. Kitap, mevcut siyasi ve toplumsal durumu, İstanbullulara tanıdık gelen bir uyarı levhası metaforuyla özetliyor: "Köprüden önce son çıkış!"
Barış ve mücadele ruhu: Kitabın merkezinde, "Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti" değerlerinin yeniden inşası için gövdeyi taşın altına koyma çağrısı yer alıyor. Alphan, toplumsal mücadelenin ve genç kuşağın ülkenin geleceğindeki belirleyici rolüne dikkat çekiyor.
Yakın dönemde hayatını kaybeden siyasetçi ve barış elçisi Sırrı Süreyya Önder’e geniş bir bölüm ayıran Alphan, Önder’in farklı kimlikleri bir araya getiren "yaşayan bir barış elçisi" olduğunu vurguluyor.
Kitabın önemli bir başlığı da Türkiye’nin yer aldığı coğrafyadaki savaşlar oluşturuyor. Yazar, savaşın bitirilmesi yönündeki umudunu koruyarak, bu yönde atılacak samimi adımların önemine işaret ediyor.
Türküler ve toplumsal yansıma: Doğadan ilham alarak yazdığını belirten Alphan, eserde Halk Müziği'ne ayrı bir parantez açıyor. Müziğin ruhun gıdası olduğunu vurgulayan yazar, Neşet Ertaş'ın “Türkü söyleyen insandan zarar gelmez!” sözünden yola çıkarak, türkülerin toplumsal hafızayı ve mücadeleci ruhu besleyen temel bir kaynak olduğunu ifade ediyor.
"Yazmak Hıçkırık Gibidir!", Alphan’ın savaşsız, adaletli ve insanca bir arada yaşanacak bir Türkiye özlemini güçlü bir sesle dile getirdiği hem bir anı hem de bir toplumsal eleştiri niteliği taşıyor.
Alphan’ın iki yeni eserinin tanıtımının Çukurova Gazeteciler Cemiyeti ve Alphan’ın başkanlığını yaptığı Yapı Kredi Bankası A.Ş. Emeklileri Sosyal Yardımlaşma Derneği Adana Şubesi’nde yapması bekleniyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sahanın tozundan, hayatın satır aralarına
Adana'nın bankacılık sektöründe tanınan isimlerinden biri olan ve bir süre önce "442 Sokak Mavi Kapı" adlı kitabını okuyucuyla buluşturan Ali Alphan, baskıdan çıkan iki yeni eserinin daha tanıtımını yapmaya hazırlanıyor. Alphan’ın “Futbolun Simsarları ve Amigolar” ile “Yazmak Hıçkırık Gibidir! Tutunca Bırakamazsın” adlı eserlerinin, ilgi görmesi bekleniyor.
Yapı Kredi Bankası'nın Adana şubelerinde farklı kademelerde uzun yıllar görev yapan ve bir süre önce emekli olan Ali Alphan, "442 Sokak Mavi Kapı" isimli eseriyle yazın hayatına adım attı. Aphan, hayli ilgi gören ve Çukurova Kitap Fuarı’nda da imza günü düzenlediği bu eserin ardından, yazmaya devam etti. İlk planlamasına göre bir kitap için klavyeye dokunan Alphan, paragraflar ve sayfalar ortaya çıktıkça biri spor olmak üzere iki farklı kitapta karar kıldı.
Alphan, “Futbolun Simsarları ve Amigolar” ile “Yazmak Hıçkırık Gibidir! Tutunca Bırakamazsın” adlı yeni eserlerinin tanıtımlarını çok yakın bir tarihte yapacağını söyledi.
Futbolun Simsarları ve Amigolar: Geçmişin özlemiyle günümüz futboluna eleştirel bakış
Yazar Ali Alphan, futbolun geniş kitleleri peşinden sürükleyen bir tutku olmaktan çıkıp, tartışmalı bir sektöre dönüşmesine odaklandığı yeni eseriyle okuyucularıyla buluşmaya hazırlanıyor. Kitabın önsözünden yansıyanlar, eserin hem nostaljik bir anı kitabı hem de günümüz futbol sistemine yönelik sert bir eleştiri olduğunu gösteriyor.
Amatör futbol geçmişine sahip olan Alphan, uzun bir değerlendirme sürecinin ardından klavyesini yeniden futbola dokunmak için kullandığını belirtiyor. Kitapta, futbolun dünü, bugünü ve yarınları tüm çıplaklığıyla masaya yatırılıyor.
Nostalji ve efsanelere saygı durusu: Kitabın önemli bir bölümü, 50-60 yıl öncesinin yetenekli, aykırı ve "mütevazı, iyi futbolcu" etiketiyle anılan yıldızlarına ayrılmış durumda. Alphan, bu isimlerin futbol tutkunlarına yaşattığı "seyir zevkini" hatırlatarak, eski futbolcuların bilinmeyen yönlerine ve bugüne ışık tutacak yeteneklerine vurgu yapıyor. Özellikle Adana futbolunun unutulmaz simaları ve yerel kahramanları kitapta geniş yer buluyor.
Adana'nın efsaneleri: Adana Demirspor'dan "Füze Selami" (uzak şutları nedeniyle) ve Alman efsane Beckenbauer'e benzetilen "Kartal Yaşar" gibi isimler anılıyor. Adanaspor'da raket gibi sol ayağıyla bilinen Dorde Miliç ve kaleci Welcoviç de unutulmazlar arasında.
Hüzünlü kayıplar: Türk futbolunun yetiştirdiği yetenekli Kaynak kardeşlerden Reşit, Kayhan ve İrfan Kaynak'ın genç yaşta kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat edişleri, "futbol tarihinin en önemli hüzünlü hikâyesi" olarak okuyucunun yüreğini burkuyor.
Adana anıları: Yazarın çocukluk dönemindeki bez/gazete toplarla başlayan futbol serüveni, Adana Şehir Stadyumu'nun yüksek duvarlarından bilet alacak parası olmadığı için kaçak maç izleme maceraları ve bu kaçakları kovalayan "Deli Hüseyin" ile yaşadığı kovalamacalar, samimi bir dille aktarılıyor.
Günümüz futboluna sert eleştiri: Futbol, futbol olmaktan çıkmıştır
Ali Alphan, geçmişin özlem dolu anılarını aktarırken, günümüz futboluna yönelik eleştirel duruşunu da net bir şekilde ortaya koyuyor. Kitabın önsözünde yer alan sert ifadeler, futbol camiasında yankı uyandıracak nitelikte. Alphan, günümüzde bahis soruşturması da yaşanan futbolla ilgili şunları aktarıyor:
“Türk futbolunun bugünkü hali, kulüplerin yönetim anlayışlarından hakem kararlarına, federasyon politikalarından spor kamuoyuna kadar geniş bir yelpazede derin bir sorgulamayı hak ediyor. Futbol kulüplerinin içine düştüğü yönetimsel çıkmazlar, ‘futbol simsarlarının’ ekmeğine yağ sürerken, özellikle büyük kulüplerin hem Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) hem de yanlı hakemler tarafından korunup kollandığına yönelik algı, futbolun adalet duygusunu yerle bir ediyor.
Artık sahada oynanan futbol, terin, emeğin, hırsın ve mücadelenin değil, çıkar ilişkilerinin ve manipülasyonların belirlediği bir oyuna dönüşmüş durumda. Bu tablo, futbolun özündeki rekabet ruhunu, yeteneğin değerini ve taraftarın inancını her geçen gün biraz daha aşındırıyor.
Örneğin, Galatasaray'da yıldızı parlayan ve döneminin en önemli sporcuları arasında yer alan, futbol alanında ilk kez sendikal faaliyet başlattığı için spordan ihraç edilen Metin Kurt, o dönemlerde dahi, simsarların varlığından endişe duydu. Metin Kurt, ‘Futbol arsada güzeldir, borsada değil’ diyerek futbol çetelerinin önüne geçecek bu güzel söylemde bulunup, günümüz futbolunda yaşananlara adeta ışık tuttu.
Bu gidişat, yalnızca sporun değil, emeğin, adaletin ve ahlakın da sorgulanması gereken bir noktaya işaret ediyor. Futbolun bu denli yozlaşması, sistemin içinde yer alan herkesin, yönetici, hakem, menajer, medya mensubu da payını yeniden düşünmesini gerektiriyor.”
“Yazmak Hıçkırık Gibidir! Tutunca Bırakamazsın”
Yazar Ali Alphan, toplumsal duyarlılık ve anılarını harmanladığı “Yazmak Hıçkırık Gibidir! Tutunca Bırakamazsın” adlı eserini de tanıtacak.
Araştırma-anı türündeki bu çalışma, yazarın ifadesiyle, Türkiye'nin güncel ve yakıcı sorunlarına, adaletsizliklere ve barış arayışına odaklanıyor.
Alphan, yeni kitabının ismini, yazma eyleminin kendisi için taşıdığı derin anlamdan aldığını belirtiyor. Alphan’a göre yazmak, Ahmed Arif’in dizelerindeki gibi "Can suskun can paramparça!" ruh halini, yani içimizde kopan fırtınaları dışa vuran, toparlayan bir zorunluluk.
Alphan, bu eserde hayal ürünü yerine, yaşanmışlıklar ve gerçekler üzerine yoğunlaşarak, son yıllarda artan meseleleri cesurca ele alıyor. Kitap, mevcut siyasi ve toplumsal durumu, İstanbullulara tanıdık gelen bir uyarı levhası metaforuyla özetliyor: "Köprüden önce son çıkış!"
Barış ve mücadele ruhu: Kitabın merkezinde, "Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti" değerlerinin yeniden inşası için gövdeyi taşın altına koyma çağrısı yer alıyor. Alphan, toplumsal mücadelenin ve genç kuşağın ülkenin geleceğindeki belirleyici rolüne dikkat çekiyor.
Yakın dönemde hayatını kaybeden siyasetçi ve barış elçisi Sırrı Süreyya Önder’e geniş bir bölüm ayıran Alphan, Önder’in farklı kimlikleri bir araya getiren "yaşayan bir barış elçisi" olduğunu vurguluyor.
Kitabın önemli bir başlığı da Türkiye’nin yer aldığı coğrafyadaki savaşlar oluşturuyor. Yazar, savaşın bitirilmesi yönündeki umudunu koruyarak, bu yönde atılacak samimi adımların önemine işaret ediyor.
Türküler ve toplumsal yansıma: Doğadan ilham alarak yazdığını belirten Alphan, eserde Halk Müziği'ne ayrı bir parantez açıyor. Müziğin ruhun gıdası olduğunu vurgulayan yazar, Neşet Ertaş'ın “Türkü söyleyen insandan zarar gelmez!” sözünden yola çıkarak, türkülerin toplumsal hafızayı ve mücadeleci ruhu besleyen temel bir kaynak olduğunu ifade ediyor.
"Yazmak Hıçkırık Gibidir!", Alphan’ın savaşsız, adaletli ve insanca bir arada yaşanacak bir Türkiye özlemini güçlü bir sesle dile getirdiği hem bir anı hem de bir toplumsal eleştiri niteliği taşıyor.
Alphan’ın iki yeni eserinin tanıtımının Çukurova Gazeteciler Cemiyeti ve Alphan’ın başkanlığını yaptığı Yapı Kredi Bankası A.Ş. Emeklileri Sosyal Yardımlaşma Derneği Adana Şubesi’nde yapması bekleniyor.
Kaynak: ALİ GÜRELİ