Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, TBMM’de gerçekleştirdiği konuşmasıyla yalnızca Türkiye'ye değil, tüm dünyaya güçlü bir mesaj verdi. Kudüs’ten gelen bu ses, bir halkın direnişini, adalet arayışını ve zulme karşı boyun eğmeyen iradesini temsil ediyordu. Abbas, konuşmasında Filistin'in işgal altında geçirdiği yıllara, yaşanan acılara ve uluslararası toplumun bu duruma karşı sessizliğine dikkat çekti. Ancak konuşmanın en vurucu noktası, Filistin halkının direnişten asla vazgeçmeyeceğini, Kudüs'ü savunmaktan geri durmayacağını vurgulayan sözleriydi.
Abbas’ın TBMM kürsüsünden yaptığı çağrı, sadece siyasi bir konuşma değil, insanlığın vicdanına yapılan bir çağrıydı. O, Gazze’deki bir çocuğun hayatını, kendi hayatlarından daha değerli gördüklerini ifade ederken, Filistin halkının özgürlük mücadelesinin ne denli kutsal olduğunu bir kez daha hatırlattı. "Ya zafer ya şehadet" diyen Abbas, Filistin davasının, zulme karşı direnişin en somut örneklerinden biri olduğunu gözler önüne serdi.
Filistin halkı, yıllardır işgal altında yaşıyor. Abbas’ın bu durum karşısında dile getirdiği kararlılık, Filistin'in özgür ve bağımsız bir devlet olarak var olma mücadelesinin bitmeyeceğinin bir kanıtı. Kudüs’ün, Filistin’in başkenti olarak tanınması, Abbas’ın uluslararası arenada yıllardır sürdürdüğü bir diplomatik mücadele. Bugün 149 ülke Filistin’i tanımış durumda, ancak Abbas’ın da dediği gibi bu sayı artmalı, Filistin’in BM nezdinde tam üyeliği sağlanmalı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da konuşmasında belirttiği gibi, Filistin meselesi Türkiye için sadece siyasi değil, milli bir dava. Kurtulmuş’un, Filistin’in Hazreti Ömer’in mirası, Sultan Abdülhamid Han’ın emaneti olduğunu vurgulaması, Türkiye’nin bu davaya olan bağlılığını gözler önüne seriyor. TBMM’de oy birliğiyle Gazze halkının yanında yer alma kararı, bu bağlılığın bir göstergesi.
Abbas’ın TBMM’deki konuşması, İsrail’in Filistin’deki işgalinin sona ermesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı. İşgal sona erecek, Filistin özgür ve ebedi kalacak. Abbas’ın bu tarihi konuşması, Türkiye ile Filistin arasındaki kardeşlik bağlarını bir kez daha pekiştirdi. Filistin’in özgürlük mücadelesi, sadece Filistin halkının değil, insanlık onurunun da bir meselesi olarak tarihe geçmeye devam edecek.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Fatma AKÇAY
Abbas’ın TBMM’deki tarihi çağrısı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, TBMM’de gerçekleştirdiği konuşmasıyla yalnızca Türkiye'ye değil, tüm dünyaya güçlü bir mesaj verdi. Kudüs’ten gelen bu ses, bir halkın direnişini, adalet arayışını ve zulme karşı boyun eğmeyen iradesini temsil ediyordu. Abbas, konuşmasında Filistin'in işgal altında geçirdiği yıllara, yaşanan acılara ve uluslararası toplumun bu duruma karşı sessizliğine dikkat çekti. Ancak konuşmanın en vurucu noktası, Filistin halkının direnişten asla vazgeçmeyeceğini, Kudüs'ü savunmaktan geri durmayacağını vurgulayan sözleriydi.
Abbas’ın TBMM kürsüsünden yaptığı çağrı, sadece siyasi bir konuşma değil, insanlığın vicdanına yapılan bir çağrıydı. O, Gazze’deki bir çocuğun hayatını, kendi hayatlarından daha değerli gördüklerini ifade ederken, Filistin halkının özgürlük mücadelesinin ne denli kutsal olduğunu bir kez daha hatırlattı. "Ya zafer ya şehadet" diyen Abbas, Filistin davasının, zulme karşı direnişin en somut örneklerinden biri olduğunu gözler önüne serdi.
Filistin halkı, yıllardır işgal altında yaşıyor. Abbas’ın bu durum karşısında dile getirdiği kararlılık, Filistin'in özgür ve bağımsız bir devlet olarak var olma mücadelesinin bitmeyeceğinin bir kanıtı. Kudüs’ün, Filistin’in başkenti olarak tanınması, Abbas’ın uluslararası arenada yıllardır sürdürdüğü bir diplomatik mücadele. Bugün 149 ülke Filistin’i tanımış durumda, ancak Abbas’ın da dediği gibi bu sayı artmalı, Filistin’in BM nezdinde tam üyeliği sağlanmalı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da konuşmasında belirttiği gibi, Filistin meselesi Türkiye için sadece siyasi değil, milli bir dava. Kurtulmuş’un, Filistin’in Hazreti Ömer’in mirası, Sultan Abdülhamid Han’ın emaneti olduğunu vurgulaması, Türkiye’nin bu davaya olan bağlılığını gözler önüne seriyor. TBMM’de oy birliğiyle Gazze halkının yanında yer alma kararı, bu bağlılığın bir göstergesi.
Abbas’ın TBMM’deki konuşması, İsrail’in Filistin’deki işgalinin sona ermesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı. İşgal sona erecek, Filistin özgür ve ebedi kalacak. Abbas’ın bu tarihi konuşması, Türkiye ile Filistin arasındaki kardeşlik bağlarını bir kez daha pekiştirdi. Filistin’in özgürlük mücadelesi, sadece Filistin halkının değil, insanlık onurunun da bir meselesi olarak tarihe geçmeye devam edecek.