Adana son günlerde sadece şehrin geneline yayılan keskin kötü bir kokuyla da gündemde. Özellikle Sarıçam ve Yüreğir hattında yaşayan vatandaşlar, sosyal medyada günlerdir aynı soruyu soruyor: “Bu koku nereden geliyor?”
Özellikle Sarıçam Buruk köyü civarı yayılan kötü kokunun sebebinin ne olduğu hala bilinmiyor!
Kimi hayvansal gübre diyor, kimi atık sulardan şüpheleniyor. Ama bir gerçek var: Adana, artık bu kokuyu yalnızca burnuyla değil, yaşam kalitesiyle de hissediyor.
Bu mesele yalnızca birkaç gün sürecek bir rahatsızlık değil; yıllardır biriken çevresel ihmallerin burnumuza kadar ulaşmış hali.
arım arazilerinde kontrolsüz gübre kullanımı, atık yönetimindeki denetimsizlik ve sanayi bölgelerinden yayılan kokular, kentin doğasını da insan sağlığını da tehdit ediyor.
Adana gibi verimli topraklara sahip bir şehirde, toprağın bereketiyle değil kokusuyla anılmak gerçekten üzücü.
Üstelik bu durum sadece kırsal alanları değil, şehir merkezine kadar uzanıyor. Çünkü hava hepimizin ortak yaşam alanı.
Valiliğin, belediyelerin ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün bu konuda koordineli bir şekilde hareket etmesi şart.
Kaynağı tespit edilmeden yapılan açıklamalar ya da geçici önlemler, sadece kokuyu bastırır ama sorunu çözmez.
Bu şehir, portakal çiçeği kokusuyla anılmayı hak ediyor; gübre ya da atık kokusuyla değil.
Artık Adana’nın çevre bilincini bir lüks değil, zorunluluk olarak görmesi gerekiyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Adana'da kötü kokunun kaynağı ne?
Fatma AKÇAY
Adana son günlerde sadece şehrin geneline yayılan keskin kötü bir kokuyla da gündemde. Özellikle Sarıçam ve Yüreğir hattında yaşayan vatandaşlar, sosyal medyada günlerdir aynı soruyu soruyor: “Bu koku nereden geliyor?”
Özellikle Sarıçam Buruk köyü civarı yayılan kötü kokunun sebebinin ne olduğu hala bilinmiyor!
Kimi hayvansal gübre diyor, kimi atık sulardan şüpheleniyor. Ama bir gerçek var: Adana, artık bu kokuyu yalnızca burnuyla değil, yaşam kalitesiyle de hissediyor.
Bu mesele yalnızca birkaç gün sürecek bir rahatsızlık değil; yıllardır biriken çevresel ihmallerin burnumuza kadar ulaşmış hali.
arım arazilerinde kontrolsüz gübre kullanımı, atık yönetimindeki denetimsizlik ve sanayi bölgelerinden yayılan kokular, kentin doğasını da insan sağlığını da tehdit ediyor.
Adana gibi verimli topraklara sahip bir şehirde, toprağın bereketiyle değil kokusuyla anılmak gerçekten üzücü.
Üstelik bu durum sadece kırsal alanları değil, şehir merkezine kadar uzanıyor. Çünkü hava hepimizin ortak yaşam alanı.
Valiliğin, belediyelerin ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün bu konuda koordineli bir şekilde hareket etmesi şart.
Kaynağı tespit edilmeden yapılan açıklamalar ya da geçici önlemler, sadece kokuyu bastırır ama sorunu çözmez.
Bu şehir, portakal çiçeği kokusuyla anılmayı hak ediyor; gübre ya da atık kokusuyla değil.
Artık Adana’nın çevre bilincini bir lüks değil, zorunluluk olarak görmesi gerekiyor.