Mayıs ayının ortasını bulduk, takvimler baharı gösteriyor ama Adana’da hava durumu yazdan farksız. Güneş sabah saatlerinden itibaren etkisini göstermeye başlıyor, öğleye doğru ise kavurucu sıcaklıkla birlikte nem de devreye giriyor. Termometreler daha şimdiden 30 derecenin üstünü göstermeye başladı. Bu tablo, Adana’da yaşayan herkes için tanıdık ama bir noktayı daha hatırlatıyor: Ofislerde klima açma mevsimi resmen başlamıştır!
Bugün hâlâ Adana gibi bir şehirde bazı ofislerin, kamu binalarının ya da küçük işletmelerin klimasız olması ciddi bir sorun. İnsanların ter içinde kaldığı, konsantrasyonunun düştüğü, baş ağrılarının arttığı bir ortamda verimli çalışmak zor olabilir.
Bilimsel olarak da kanıtlanmıştır ki, ortam sıcaklığı 26 derecenin üzerine çıktığında zihinsel performans düşmeye başlar. Hele ki 30 derecenin üzerindeki kapalı mekânlarda bedensel ve zihinsel yorgunluk daha hızlı artar. Bu ortamda ne çalışan motivasyonu kalır ne de üretkenlik.
Kimi yerlerde hâlâ tavana takılmış pervaneler ya da masaüstü vantilatörlerle serinlemeye çalışan insanlar görüyoruz. Ancak Adana gibi bir şehirde bu yöntemler ancak sembolik bir anlam taşıyor. Çünkü 40 dereceye dayanan sıcaklıkta pervane sadece sıcak havayı döndürür; serinletmez. Aksine, bir noktadan sonra daha da bunaltıcı olabilir.
Adanalı’nın Vazgeçilmezi: Klima
Klima, bu şehirdeki hayatın bir parçasıdır. Evde, araçta, markette, bankada, ofiste... Nerede olunursa olunsun, bir Adanalı için klima bir konfor aracı değil; yaşamsal bir ihtiyaçtır. Hele ki Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında ofiste klima olmadan çalışmak, insan sağlığına resmen ihanet etmektir.
Klimasız ofis, üretkenliğin düşmanı, sağlık sorunlarının dostudur. Baş ağrısından tansiyon problemlerine, hatta uzun vadede daha ciddi rahatsızlık verir. O halde bütün ofisler klima ile donatılsın...
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Fatma AKÇAY
Adana için ofislerde klima açma mevsimi geldi!
Mayıs ayının ortasını bulduk, takvimler baharı gösteriyor ama Adana’da hava durumu yazdan farksız. Güneş sabah saatlerinden itibaren etkisini göstermeye başlıyor, öğleye doğru ise kavurucu sıcaklıkla birlikte nem de devreye giriyor. Termometreler daha şimdiden 30 derecenin üstünü göstermeye başladı. Bu tablo, Adana’da yaşayan herkes için tanıdık ama bir noktayı daha hatırlatıyor: Ofislerde klima açma mevsimi resmen başlamıştır!
Bugün hâlâ Adana gibi bir şehirde bazı ofislerin, kamu binalarının ya da küçük işletmelerin klimasız olması ciddi bir sorun. İnsanların ter içinde kaldığı, konsantrasyonunun düştüğü, baş ağrılarının arttığı bir ortamda verimli çalışmak zor olabilir.
Bilimsel olarak da kanıtlanmıştır ki, ortam sıcaklığı 26 derecenin üzerine çıktığında zihinsel performans düşmeye başlar. Hele ki 30 derecenin üzerindeki kapalı mekânlarda bedensel ve zihinsel yorgunluk daha hızlı artar. Bu ortamda ne çalışan motivasyonu kalır ne de üretkenlik.
Kimi yerlerde hâlâ tavana takılmış pervaneler ya da masaüstü vantilatörlerle serinlemeye çalışan insanlar görüyoruz. Ancak Adana gibi bir şehirde bu yöntemler ancak sembolik bir anlam taşıyor. Çünkü 40 dereceye dayanan sıcaklıkta pervane sadece sıcak havayı döndürür; serinletmez. Aksine, bir noktadan sonra daha da bunaltıcı olabilir.
Adanalı’nın Vazgeçilmezi: Klima
Klima, bu şehirdeki hayatın bir parçasıdır. Evde, araçta, markette, bankada, ofiste... Nerede olunursa olunsun, bir Adanalı için klima bir konfor aracı değil; yaşamsal bir ihtiyaçtır. Hele ki Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında ofiste klima olmadan çalışmak, insan sağlığına resmen ihanet etmektir.
Klimasız ofis, üretkenliğin düşmanı, sağlık sorunlarının dostudur. Baş ağrısından tansiyon problemlerine, hatta uzun vadede daha ciddi rahatsızlık verir. O halde bütün ofisler klima ile donatılsın...