Adana, güneyin sıcak nefesini ensesinde hissettiren bir şehir. Doğasıyla da bu sıcaklığın izlerini taşıyan Adana'nın sokakları, bir gününü anlatmaya kalksak sanırım, bir romanı doldururuz. Sabahın erken saatlerinde, Seyhan Nehri'nin kıyısında yürümek gibisi yok. Gökyüzü, yumuşak bir maviyle açılıyor, ve nehir kıyısında rengarenk çiçeklerle dolu bir dünya sizi selamlıyor. Kuş cıvıltıları, şehrin huzurunu tamamlıyor adeta. Öğle saatlerinde ise şehrin tarih kokan sokaklarına dalıyorsunuz.
Taş konaklar arasında kaybolmak, geçmişin izlerini hissetmek size zamanda yolculuk yapmış hissi veriyor. Saat kuleleri, tarihi çarşılar, birer hikaye anlatıyor. Adana'nın doğası, özellikle kışın etkisi altına girdiğinde başka bir güzellik katıyor şehre. Toros Dağları'ndan inen kar, şehrin her yanını beyaz bir örtüyle kaplıyor. Manzaraya bakınca, güllerin bahçede değil de kar altında açtığına şahit oluyorsunuz. Akşam olunca ise Adana'nın lezzetleri sofralara konuyor.
Baharatların dansıyla örülen kebaplar, masanın baş tacı oluyor. Adana, doğasıyla olduğu kadar mutfağıyla da büyüleyici bir şehir. Gecenin ilerleyen saatlerinde şehir, sessizce dinlenmeye çekilir, ancak doğanın ve tarihin huzur dolu nefesi her zaman hissedilir. Adana, sadece bir şehir değil, yaşamak için seçilmiş bir hikaye. Adana'nın dili olsa bu anlattıkların tam olarak benmiyim der kahkaha atardı. TAMAM SUSTUM!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Adana'nın Doğasında Bir Gün
Fatma AKÇAY
Adana, güneyin sıcak nefesini ensesinde hissettiren bir şehir. Doğasıyla da bu sıcaklığın izlerini taşıyan Adana'nın sokakları, bir gününü anlatmaya kalksak sanırım, bir romanı doldururuz. Sabahın erken saatlerinde, Seyhan Nehri'nin kıyısında yürümek gibisi yok. Gökyüzü, yumuşak bir maviyle açılıyor, ve nehir kıyısında rengarenk çiçeklerle dolu bir dünya sizi selamlıyor. Kuş cıvıltıları, şehrin huzurunu tamamlıyor adeta. Öğle saatlerinde ise şehrin tarih kokan sokaklarına dalıyorsunuz.
Taş konaklar arasında kaybolmak, geçmişin izlerini hissetmek size zamanda yolculuk yapmış hissi veriyor. Saat kuleleri, tarihi çarşılar, birer hikaye anlatıyor. Adana'nın doğası, özellikle kışın etkisi altına girdiğinde başka bir güzellik katıyor şehre. Toros Dağları'ndan inen kar, şehrin her yanını beyaz bir örtüyle kaplıyor. Manzaraya bakınca, güllerin bahçede değil de kar altında açtığına şahit oluyorsunuz. Akşam olunca ise Adana'nın lezzetleri sofralara konuyor.
Baharatların dansıyla örülen kebaplar, masanın baş tacı oluyor. Adana, doğasıyla olduğu kadar mutfağıyla da büyüleyici bir şehir. Gecenin ilerleyen saatlerinde şehir, sessizce dinlenmeye çekilir, ancak doğanın ve tarihin huzur dolu nefesi her zaman hissedilir. Adana, sadece bir şehir değil, yaşamak için seçilmiş bir hikaye. Adana'nın dili olsa bu anlattıkların tam olarak benmiyim der kahkaha atardı. TAMAM SUSTUM!