Şehir merkezine hayat veren, görsel olarak İtalya'nın ünlü kenti Venedik’i andıran Seyhan Nehri bugün gelinen noktada, hem çevre hem de halk sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturan bir çöp yığınına dönüştü. Bir zamanlar Adana’nın görsel zenginlik kaynağı olan sulama kanalları, şimdilerde mikrop saçan, pis kokulu ve insan sağlığını tehdit eden bir noktaya geldi.
Kuraklık nedeniyle su seviyelerinin düşmesiyle birlikte, sulama kanallarının bedeni de değişti. Bu kanalların içinde biriken çöp yığınları, vatandaşın gözünde çözülmesi gereken ciddi bir soruna dönüştü. Ağaç dallarından alkol şişelerine, kıyafetlerden lastiklere kadar pek çok atık, bu kanalların içinde çürümeye terk edildi. Kimilerine göre bu manzara Hindistan’ın meşhur Ganj Nehri’ni anımsatıyor. Oysa ki Ganj, kutsal kabul edilen bir akarsu. Adana'nın sulama kanallarıysa, giderek bir çöp yatağına dönüşüyor ve sadece çevreyi değil, halk sağlığını da tehdit ediyor.
Çukurova'nın verimli topraklarını besleyen bu sulama sistemlerinin haline bakıldığında, Adana'nın "Venedik" olma hayali giderek uzaklaşıyor. Bu hayal, aslında bu kent için ulaşılabilir bir hedefti; ancak şu anki tablo, ne yazık ki olumsuz bir hikâye yazıyor.
Bir başka içler acısı konu ise bu pis suda çocukların oynaması. Kirlilik ve mikrop saçan sulama kanallarında, küçük çocukların oyun oynadığını görmek, pek çok kişiyi tedirgin ediyor. Her ne kadar çocuklar için oyun alanları yaratmak amacıyla yapılan bu kanalların orijinal işlevi sulama olsa da, içlerindeki kirli su, büyük bir sağlık riski taşıyor.
SEYHAN NEHRİ'NE ÇÖPLERİNİZİ ATMAKTAN VAZGEÇİN!
Her birey, çevresini ve şehirdeki yaşam alanlarını temiz tutmakla yükümlüdür. Ancak bilinçsiz atık bırakma, bu tür çevre felaketlerinin en büyük sebeplerinden biridir. Birçok kişi bu durumu görmezden geliyor veya bu kanalların temizlenmesinin sorumluluğunun yalnızca belediyeye ait olduğunu düşünüyor. Oysa ki bu tür felaketler, toplumsal bir sorumluluk bilinciyle birlikte, yalnızca ybelediyelerin değil, her bir bireyin el birliğiyle çözülmesi gereken sorunlardır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Adana’nın "Venedik"i Ganj Nehri'ne benzedi
Fatma AKÇAY
Şehir merkezine hayat veren, görsel olarak İtalya'nın ünlü kenti Venedik’i andıran Seyhan Nehri bugün gelinen noktada, hem çevre hem de halk sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturan bir çöp yığınına dönüştü. Bir zamanlar Adana’nın görsel zenginlik kaynağı olan sulama kanalları, şimdilerde mikrop saçan, pis kokulu ve insan sağlığını tehdit eden bir noktaya geldi.
Kuraklık nedeniyle su seviyelerinin düşmesiyle birlikte, sulama kanallarının bedeni de değişti. Bu kanalların içinde biriken çöp yığınları, vatandaşın gözünde çözülmesi gereken ciddi bir soruna dönüştü. Ağaç dallarından alkol şişelerine, kıyafetlerden lastiklere kadar pek çok atık, bu kanalların içinde çürümeye terk edildi. Kimilerine göre bu manzara Hindistan’ın meşhur Ganj Nehri’ni anımsatıyor. Oysa ki Ganj, kutsal kabul edilen bir akarsu. Adana'nın sulama kanallarıysa, giderek bir çöp yatağına dönüşüyor ve sadece çevreyi değil, halk sağlığını da tehdit ediyor.
Çukurova'nın verimli topraklarını besleyen bu sulama sistemlerinin haline bakıldığında, Adana'nın "Venedik" olma hayali giderek uzaklaşıyor. Bu hayal, aslında bu kent için ulaşılabilir bir hedefti; ancak şu anki tablo, ne yazık ki olumsuz bir hikâye yazıyor.
Bir başka içler acısı konu ise bu pis suda çocukların oynaması. Kirlilik ve mikrop saçan sulama kanallarında, küçük çocukların oyun oynadığını görmek, pek çok kişiyi tedirgin ediyor. Her ne kadar çocuklar için oyun alanları yaratmak amacıyla yapılan bu kanalların orijinal işlevi sulama olsa da, içlerindeki kirli su, büyük bir sağlık riski taşıyor.
SEYHAN NEHRİ'NE ÇÖPLERİNİZİ ATMAKTAN VAZGEÇİN!
Her birey, çevresini ve şehirdeki yaşam alanlarını temiz tutmakla yükümlüdür. Ancak bilinçsiz atık bırakma, bu tür çevre felaketlerinin en büyük sebeplerinden biridir. Birçok kişi bu durumu görmezden geliyor veya bu kanalların temizlenmesinin sorumluluğunun yalnızca belediyeye ait olduğunu düşünüyor. Oysa ki bu tür felaketler, toplumsal bir sorumluluk bilinciyle birlikte, yalnızca ybelediyelerin değil, her bir bireyin el birliğiyle çözülmesi gereken sorunlardır.