Güney Kore’de yapılan bir araştırma, Türkiye tarımının kalbi Çukurova’nın 2030 yılında “Sıfır Günü Kuraklığı” ile karşılaşabileceğini ortaya koydu.
Adana ve Mersin başta olmak üzere, yer altı ve yüzeysel su kaynaklarının hızla tükenmesi riski, tarım üreticileri ve uzmanlar için ciddi bir uyarı niteliğinde.
Çukurova, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en verimli tarım alanlarından biri. Ancak bu verimlilik, yeterli ve sürdürülebilir su kaynağı olmadan sürdürülemez.
Uzmanlar, “beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız” uyarısında bulunuyor. Bu, yalnızca çiftçilerin değil, tüm ülkenin gıda güvenliğini ilgilendiren bir sorun.
Ancak çözüm sadece teknik sistemlerle sınırlı değil. Toplum olarak suyu verimli kullanmak, tarımsal sulamada modern yöntemleri benimsemek ve bu konuda farkındalık yaratmak zorundayız.
Büyük barajlara güvenmek yeterli değil; yeraltı suları hızla tükeniyor ve geri dönüşü uzun yıllar alıyor.
Çukurova’nın geleceği bugün alacağımız önlemlere bağlı. Eğer su yönetimi reformları yapılmaz ve tarımsal üretim bilinçli şekilde planlanmazsa, 2030’da yüzleşeceğimiz “Sıfır Günü Kuraklığı” kaçınılmaz olacak.
Su hayattır, tarım yaşamdır; ikisini korumak hepimizin görevi.
Damlama sulama, su yönetimi ve bilinçli kullanım konusunda adımlar atmazsak, Çukurova’nın bereketli toprakları yakında susuz kalacak.
Bu sadece bir öngörü değil, hepimizin yüzleşmesi gereken bir gerçek.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çukurova susuz kalıyor: Alarm zilleri artık çalıyor!
Fatma AKÇAY
Güney Kore’de yapılan bir araştırma, Türkiye tarımının kalbi Çukurova’nın 2030 yılında “Sıfır Günü Kuraklığı” ile karşılaşabileceğini ortaya koydu.
Adana ve Mersin başta olmak üzere, yer altı ve yüzeysel su kaynaklarının hızla tükenmesi riski, tarım üreticileri ve uzmanlar için ciddi bir uyarı niteliğinde.
Çukurova, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en verimli tarım alanlarından biri. Ancak bu verimlilik, yeterli ve sürdürülebilir su kaynağı olmadan sürdürülemez.
Uzmanlar, “beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız” uyarısında bulunuyor. Bu, yalnızca çiftçilerin değil, tüm ülkenin gıda güvenliğini ilgilendiren bir sorun.
Ancak çözüm sadece teknik sistemlerle sınırlı değil. Toplum olarak suyu verimli kullanmak, tarımsal sulamada modern yöntemleri benimsemek ve bu konuda farkındalık yaratmak zorundayız.
Büyük barajlara güvenmek yeterli değil; yeraltı suları hızla tükeniyor ve geri dönüşü uzun yıllar alıyor.
Çukurova’nın geleceği bugün alacağımız önlemlere bağlı. Eğer su yönetimi reformları yapılmaz ve tarımsal üretim bilinçli şekilde planlanmazsa, 2030’da yüzleşeceğimiz “Sıfır Günü Kuraklığı” kaçınılmaz olacak.
Su hayattır, tarım yaşamdır; ikisini korumak hepimizin görevi.
Damlama sulama, su yönetimi ve bilinçli kullanım konusunda adımlar atmazsak, Çukurova’nın bereketli toprakları yakında susuz kalacak.
Bu sadece bir öngörü değil, hepimizin yüzleşmesi gereken bir gerçek.