Hindistan’ı andıran sokaklar

Bir süredir şehir sokaklarında dolaşırken fark etmemek mümkün değil: Egzoz sesiyle yankılanan dar caddeler, kasksız sürücüler, kaldırımdan geçen motosikletler…

Trafiğin içinde değil, adeta üzerinde bir kargaşa var. Bu manzara, bana gelişmiş ülkelerde yıllar önce bitmiş bir dönemi hatırlatıyor.

Hindistan’ın karmaşasını andıran bu görüntü, artık Türkiye’nin de büyüyen bir sorunu haline geldi.

Motosiklet kullanımı elbette özgürlük, hız ve pratiklik anlamına gelebilir. Ancak bu özgürlük, bir başkasının huzurunu bozmaya başladığında, orada sorun başlar.

Her köşe başında kasksız sürücüler görmek, yollarda yarış yaparcasına hızlanan gençleri izlemek artık sıradan bir manzara oldu. Hele o kontrolsüz egzoz sesleri…

İnsan ne trafikte ne de evinde huzur bulabiliyor.

Gelişmiş ülkelerde bu tabloyu görmek mümkün değil. Çünkü onlar çözümü yıllar önce buldu: Bisiklet yolları. İnsanları motosikletle, arabayla değil, bisikletle ulaşmaya teşvik ettiler.

Çevreye duyarlı, sessiz ve güvenli bir ulaşım biçimi oluşturuldu. Bizdeyse hâlâ “kasksız” bir cesaretin peşindeyiz.

Artık bu konuda ciddi bir adım atmanın zamanı geldi. Denetimler artırılmalı, kasksız motosiklet sürücülerine caydırıcı cezalar uygulanmalı.

Gürültü sınırlarını aşan, egzozla mahalle huzurunu bozan motosikletler trafikten men edilmeli.

Bir şehir sadece yollarla değil, huzuruyla da gelişmiş sayılır. Biz yolları doldurduk ama sessizliği kaybettik.

Bisiklet yolu olmayan bir şehirde, trafik yalnızca gürültüyle değil, düzensizlikle de büyür.