Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

25 Kasım, dünya genelinde kadına yönelik şiddete karşı farkındalığın artırıldığı, mücadele azminin tazelendiği önemli bir gün olarak kabul ediliyor.

Her yıl bu tarihte, kadınların maruz kaldığı şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve toplumsal duyarlılığın artırılması adına çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Ancak bu günü sadece sembolik bir hatırlatma olarak görmek, sorunun büyüklüğünü ve derinliğini anlamamak anlamına gelir.

Kadına yönelik şiddet, sadece bireysel bir sorun değil; toplumsal bir hastalıktır.

Evde, işte, sokakta, dijital dünyada yaşanan her türlü şiddet biçimi, kadının temel haklarını ve onurunu zedelemektedir.

Şiddetin önlenmesi için alınan yasal önlemler ve uygulamalar ne kadar önemliyse, bu konuda toplumun her kesiminin bilinçlendirilmesi, ataerkil zihniyetin sorgulanması ve kültürel dönüşümün sağlanması da bir o kadar elzemdir.

Türkiye’de devlet, 2023 yılında yayımlanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesiyle bu alandaki kararlılığını açıkça ortaya koydu.

Hukuki ve idari tedbirlerin artırılması, koruyucu hizmetlerin yaygınlaştırılması, şiddet mağdurlarının güvenliğinin sağlanması için sistematik adımlar atılıyor. Bunun yanında, toplumsal farkındalığı artırmak için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları da hız kazanıyor.

Fakat gerçek değişim, yalnızca kanunlarda ve genelgelerde değil; ailede, okulda, iş yerinde ve toplumun her alanında kadına saygı kültürünün yerleşmesindedir.

Kadına yönelik şiddetle mücadele, sadece kadınların değil, erkeklerin, gençlerin ve yaşlıların ortak sorumluluğudur.

25 Kasım’da bir kez daha hatırlamalıyız ki; şiddet mağduru kadınların sesi olmak, onların yanında durmak ve her türlü ayrımcılığa, ötekileştirmeye karşı durmak hepimizin görevidir.

Kadınların özgür, eşit ve güvenli bir dünyada yaşaması için mücadelemiz yılın her günü, hayatın her alanında sürmelidir.