Mersin ve Adana'da deprem riski altında bir yaşam: Uyanışın zamanı geldi!
Yazının Giriş Tarihi: 29.09.2024 13:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.09.2024 13:29
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın çarpıcı uyarısıyla bir kez daha gündeme gelen Mersin ve Adana'daki yapılaşma, deprem riskini ciddi şekilde artırıyor. Uzman, bu bölgelerdeki binaların büyük bir kısmının depreme karşı güvenli olmadığını, bilimsel verilere dayanmayan inşaat uygulamalarının ise insan hayatını tehdit ettiğini vurguluyor.
Özellikle Mersin'deki Mezitli, Viranşehir ve Tece gibi bölgelerde yer altı yapısının sorunlu olduğu belirtiliyor. Gevşek tortul tabakaların altında bulunan anakaya çakıltaşı ve kireçtaşının, sarsıntı büyütmesi ve sıvılaşma gibi risklere yol açtığı ifade ediliyor. Bu durum, deprem anında binaların daha şiddetli sallanmasına ve hatta yıkılmasına neden olabilir.
Mersin ve Adana'daki binalarda sıkça görülen yumuşak kat uygulamaları, depremde yıkım riskini ciddi şekilde artırıyor. Bu nedenle uzmanlar, bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, gökdelenlerin deprem öncesinde sarsıntı yalıtıcıları ile desteklenmesi ve Türkiye'nin deprem teknolojilerini geliştirmesi büyük önem taşıyor.
Jeofizik Mühendisleri Karar Vermeli, Belediyeler Onay Vermeli
Prof. Dr. Ercan, hangi arsada kaç katlı yapı yapılacağına jeofizik mühendislerinin karar vermesi gerektiğini ve belediyelerin bu kararları onaylaması gerektiğini belirtiyor. Bu sayede bilimsel verilere dayalı bir yapılaşma sağlanabilir ve deprem riskleri en aza indirilebilir.
Uyanışın Zamanı Geldi!
Mersin ve Adana'da yaşayan herkesin bu konuda duyarlı olması ve yetkililerin gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor. Bilimsel verilere göre hareket edilerek, yapılaşma standartları yükseltilmeli ve mevcut binaların deprem güvenliği sağlanmalıdır. Aksi takdirde, yaşanabilecek büyük bir depremde çok sayıda insan hayatını kaybedebilir ve büyük ekonomik kayıplar yaşanabilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Fatma AKÇAY
Mersin ve Adana'da deprem riski altında bir yaşam: Uyanışın zamanı geldi!
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın çarpıcı uyarısıyla bir kez daha gündeme gelen Mersin ve Adana'daki yapılaşma, deprem riskini ciddi şekilde artırıyor. Uzman, bu bölgelerdeki binaların büyük bir kısmının depreme karşı güvenli olmadığını, bilimsel verilere dayanmayan inşaat uygulamalarının ise insan hayatını tehdit ettiğini vurguluyor.
Özellikle Mersin'deki Mezitli, Viranşehir ve Tece gibi bölgelerde yer altı yapısının sorunlu olduğu belirtiliyor. Gevşek tortul tabakaların altında bulunan anakaya çakıltaşı ve kireçtaşının, sarsıntı büyütmesi ve sıvılaşma gibi risklere yol açtığı ifade ediliyor. Bu durum, deprem anında binaların daha şiddetli sallanmasına ve hatta yıkılmasına neden olabilir.
Mersin ve Adana'daki binalarda sıkça görülen yumuşak kat uygulamaları, depremde yıkım riskini ciddi şekilde artırıyor. Bu nedenle uzmanlar, bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, gökdelenlerin deprem öncesinde sarsıntı yalıtıcıları ile desteklenmesi ve Türkiye'nin deprem teknolojilerini geliştirmesi büyük önem taşıyor.
Jeofizik Mühendisleri Karar Vermeli, Belediyeler Onay Vermeli
Prof. Dr. Ercan, hangi arsada kaç katlı yapı yapılacağına jeofizik mühendislerinin karar vermesi gerektiğini ve belediyelerin bu kararları onaylaması gerektiğini belirtiyor. Bu sayede bilimsel verilere dayalı bir yapılaşma sağlanabilir ve deprem riskleri en aza indirilebilir.
Uyanışın Zamanı Geldi!
Mersin ve Adana'da yaşayan herkesin bu konuda duyarlı olması ve yetkililerin gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor. Bilimsel verilere göre hareket edilerek, yapılaşma standartları yükseltilmeli ve mevcut binaların deprem güvenliği sağlanmalıdır. Aksi takdirde, yaşanabilecek büyük bir depremde çok sayıda insan hayatını kaybedebilir ve büyük ekonomik kayıplar yaşanabilir.