Son zamanlarda halk arasında ‘sarı serum’ ve ‘atom’ olarak bilinen damar içi serumların kullanımı giderek artmış durumda. Ancak, bu serumların öne çıkan faydaları hakkında halk arasında yanlış anlamalar ve bilgi kirliliği de bulunuyor. Üstelik, son bir hafta içinde iki can kaybı yaşanması, bu konuda daha dikkatli olunması gerektiğinin bir göstergesidir. Gelin, bu serumlar hakkında doğru bilgilere sahip olalım ve gereksiz ve bilinçsiz kullanımlardan kaçınalım.

Sarı Serum ve Atom Nedir?

‘Sarı serum’ olarak bilinen infüzyonlar, genellikle vitaminler, mineraller ve bazı destekleyici ilaçların bulunduğu karışımlardır. Ancak bu serumların bağışıklık sistemini anında güçlendirdiği ya da hastalıkları engellediği yönündeki halk arasında yayılan görüşler gerçeği yansıtmamaktadır. Her bireyin sağlık durumu farklıdır ve vücudun ihtiyaç duyduğu takviyeler, mutlaka bir doktor tarafından belirlenmelidir.

Günümüzde bazı insanlar halsizlik, yorgunluk gibi basit şikayetlerle serum almaya başlıyor. Ancak unutulmamalıdır ki, serum tedavisi bir tıbbi gereklilik olmalıdır. Yorgunluk ve halsizlik, sadece serum ile çözülebilecek problemler değildir. Bu tür şikayetler, farklı sağlık sorunlarının belirtisi olabilir ve tedavi edilmeden önce doğru teşhisin konulması gerekir.

Sarı serumlar, içeriğindeki maddelere karşı alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Ayrıca, doktorlar uyarısında böbrek ve karaciğer gibi organlara ekstra yük bindirebileceği söyleniyor. Gereksiz kullanım, vücudun doğal dengesini bozarak daha büyük sağlık sorunlarına yol açabilir. Damardan alınan her sıvı, vücudun dolaşım sistemine ekstra yük bindirir ve bu, bazı bireylerde istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Kısacası, her tıbbi müdahale, kişiye özel olmalı ve doktorun önerisiyle yapılmalıdır.

Sağlığımızı korumanın en doğru yolu, dengeli bir yaşam tarzı benimsemektir. Yeterli uyku, düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve bol su tüketimi, bağışıklık sistemini güçlendirmenin temel taşlarıdır. Gerektiğinde, doğru tedavi yöntemini belirlemek için bir sağlık profesyoneline danışmak, sağlığımızı riske atmadan tedavi sürecine başlamak için en akılcı yol olacaktır.