Trafikte herkesin hayatı birbirine emanet. Ne yazık ki bu basit gerçek, yıllarca sürücülerin umurunda olmadı. Hatalı sollamalar, kırmızı ışıkta geçmeler, hız sınırlarını hiçe saymalar ve telefonla konuşarak araç kullanmalar…
Tüm bunların sonunda ortaya çıkan bilanço ise binlerce can kaybı ve maddi kayıplar oldu. Şimdi ise yeni trafik cezalarıyla bu vurdumduymazlığın önüne geçilmek isteniyor. Ve açık konuşmak gerekirse: nihayet!
Yeni düzenlemeyle birlikte hem ceza miktarları arttı, hem de uygulama sıkılaştı. Artık kırmızı ışıkta geçmenin, emniyet kemeri takmamanın ya da trafikte telefonla konuşmanın faturası sadece vicdan değil, cüzdan da olacak.
Bu cezaların caydırıcı etkisi, ilk günlerinden itibaren hissedilmeye başlandı. Sürücüler artık daha temkinli, daha dikkatli. Çünkü artık “nasıl olsa affedilir” dönemi kapanıyor.
Bir başka önemli adım ise radar denetimlerinin artırılması ve EDS sistemlerinin yaygınlaştırılması. Hız tutkunu sürücüler için yollar artık yarış pisti değil.
Devletin yaptığı yatırımın kıymetini bilmeyene, artık karşılığı sert bir şekilde veriliyor.
Elbette bu cezaların amacı para toplamak değil, can kurtarmak. Çünkü trafik sadece araçlardan ibaret değil; içinde çocuklar, anneler, yaşlılar var.
Bir anlık dikkatsizlik, bir ömürlük pişmanlığa sebep olabiliyor.
Kabul edelim ki biz, “Acaba bir yerlerde radar var mı?” diye yavaşlayan bir toplumuz. O halde cezanın caydırıcılığına değil, bizim bu alışkanlıklarımıza odaklanmak gerek.
Yeni düzenleme bunu başardı. Umarım bu sadece bir başlangıç olur.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yeni trafik cezaları caydırıcı oldu
Fatma AKÇAY
Trafikte herkesin hayatı birbirine emanet. Ne yazık ki bu basit gerçek, yıllarca sürücülerin umurunda olmadı. Hatalı sollamalar, kırmızı ışıkta geçmeler, hız sınırlarını hiçe saymalar ve telefonla konuşarak araç kullanmalar…
Tüm bunların sonunda ortaya çıkan bilanço ise binlerce can kaybı ve maddi kayıplar oldu. Şimdi ise yeni trafik cezalarıyla bu vurdumduymazlığın önüne geçilmek isteniyor. Ve açık konuşmak gerekirse: nihayet!
Yeni düzenlemeyle birlikte hem ceza miktarları arttı, hem de uygulama sıkılaştı. Artık kırmızı ışıkta geçmenin, emniyet kemeri takmamanın ya da trafikte telefonla konuşmanın faturası sadece vicdan değil, cüzdan da olacak.
Bu cezaların caydırıcı etkisi, ilk günlerinden itibaren hissedilmeye başlandı. Sürücüler artık daha temkinli, daha dikkatli. Çünkü artık “nasıl olsa affedilir” dönemi kapanıyor.
Bir başka önemli adım ise radar denetimlerinin artırılması ve EDS sistemlerinin yaygınlaştırılması. Hız tutkunu sürücüler için yollar artık yarış pisti değil.
Devletin yaptığı yatırımın kıymetini bilmeyene, artık karşılığı sert bir şekilde veriliyor.
Elbette bu cezaların amacı para toplamak değil, can kurtarmak. Çünkü trafik sadece araçlardan ibaret değil; içinde çocuklar, anneler, yaşlılar var.
Bir anlık dikkatsizlik, bir ömürlük pişmanlığa sebep olabiliyor.
Kabul edelim ki biz, “Acaba bir yerlerde radar var mı?” diye yavaşlayan bir toplumuz. O halde cezanın caydırıcılığına değil, bizim bu alışkanlıklarımıza odaklanmak gerek.
Yeni düzenleme bunu başardı. Umarım bu sadece bir başlangıç olur.
Ve bu kez cezalar değil, sağduyu galip gelsin.