Taş: Cezasız kalan bir suçtan daha teşvik edici bir kötülük yoktur

İnsani Yardım Vakfı (İHH) Adana Şubesi Kadın Kolları kadına yönelik şiddet, çocuk istismarlarına ve uyuşturucu bağımlılığına tepki göstererek basın açıklaması yaptı.

Haber Giriş Tarihi: 13.10.2024 12:49
Haber Güncellenme Tarihi: 13.10.2024 12:53
Kaynak: Haber Merkezi
Taş: Cezasız kalan bir suçtan daha teşvik edici bir kötülük yoktur

İnsani Yardım Vakfı (İHH) Adana Şubesi Kadın Kolları kadına yönelik şiddet, çocuk istismarlarına ve madde bağımlılığına tepki göstererek basın açıklaması yaptı.

İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Tarihi Ulu Cami önünde bir araya gelen kadınlar adına İnsani Yardım Vakfı (İHH) Adana Şubesi Kadın Kolları İl Başkanı Semra Taş hazırlanan basın metnini okudu. Kötülüğün masum kurbanları için bir araya geldiklerini belirten Taş, “Acı kayıplarıyla tüm ülkeyi hüzne boğan kız kardeşlerimiz; İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'in ardında bize dair gerçekler apaçık ortaya çıktı. Onlar içinde yaşadığımız toplumun, mükerrer şiddet, nefret, kadına ve çocuğa yönelik istismar eylemlerinin ulaştığı, kötülüğün masum kurbanları oldular. Bu eylemlerin ilk mağduru değiller; korkarız, dur demedikçe son da olmayacaklar. Kötülüğün, vahşetin sıradanlaşmasıyla yitirdiğimiz çocuklarımız ve kadınlarımız ile beraber toplum vicdanını da zamanla yitireceğimiz açıktır. Çocuklarını, kadınlarını koruyamayan toplumun, güvenli bir geleceği olmayacaktır. Güvenli gelecek için dil, din, ırk ayırt etmeksizin tüm topluma barış ve huzuru vaat etmeliyiz” dedi.

Ceza infaz kurumlarındaki, hükümlülerin yüzde 33,7'sinin madde ile bağlantılı suçlardan ceza aldığını aktaran Taş, “Bugün, uzun zamandır uyardığımız olağan görülen ve aşina olunan haksız eylemlerin, istismarın, şiddetin, uyuşturucu kullanımının acı meyvelerini toplamaktayız. Adalet Bakanlığı’nın 2024 verilerine göre, ceza infaz kurumlarındaki, hükümlülerin yüzde 33,7'si uyuşturucu madde ile bağlantılı suçlardan ceza almış durumda. Başka bir deyişle, ülkemizde işlenen her üç suçtan biri uyuşturucu nedeniyle gerçekleşmektedir. Bu istatistik, uyuşturucu ile mücadelenin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bir tarafta bağımlılıkla mücadele konulu kamu spotu, diğer tarafta uyuşturucu kullanımının suç olmadığı, savunusunun tezatlığı ile karşılaşıyoruz. Bir tarafta kadın cinayetleri, çocuk katliamları, hayvanlara işkence kınanırken, diğer tarafta bu duyguları besleyen akımların ve inançların toplum nezdinde muteber addedilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz” diye konuştu.

adana

Toplumsal farkındalığın önemine vurgu yapan Taş, “Bizler her şeyden önce, toplum güvenliği noktasında tehlike arz eden, fikir, inanç, sanat ve her ne isim altında olursa olsun, sınırlarının çizilmesi gerektiğini düşünüyor ve meşru görülmemesi için gerekli çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Çocukların istismarı ile sonuçlanan bilinçsiz ve kontrolsüz internet kullanımı, dijital zorbalık, siber suçlar, çocuk pornografisi ve çocukların maruz kaldığı daha birçok konuyu konuştuğumuz bir zeminde, toplumsal farkındalığın önemine vurgu yapıyoruz. Suçluların cezalandırılmasının ve ıslahının önüne geçen infaz yasasında değişiklik yapılmasına, sokakların kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere toplumun tüm unsurları için güvenli hale getirilmesini savunuyoruz” şeklinde konuştu.

Cezasız kalan bir suçtan daha teşvik edici bir kötülük olmadığını dile getiren Taş, “Türk Ceza Kanunu'nun 1. Maddesi “kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir" şeklinde düzenlenmiştir. Yargının tüm unsurlarını toplumun huzur ve güven ortamını tesis etmek ve toplumsal barışın korunması amacıyla lokomotif olmaya çağırıyoruz. Ne yazık ki cezasızlık algısının toplumun her kesimine yerleşmeye başlamış olduğunu endişe ile görüyoruz. Cezasız kalan bir suçtan daha teşvik edici bir kötülük olmadığını düşünüyor ve bu konuda kati yaptırımların üzerinde durulması gerektiğini yineliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sivil toplum kuruluşları, hükümetler, cemaatler, kurum ve kuruluşların toplumsal değişime öncülük etmesi gerektiğini aktaran Taş, “Toplumun huzur ve güven ortamının sağlanması için harekete geçmelidir. Bu çirkinliğe ve yeryüzünün tüm kirliliklerine karşı, akışı değiştirecek güçlü bir ses oluşturmak için tüm vicdanlı yürekler bir araya gelmelidir. Sorumluluk taşıyan herkes, bu acıyı derinden hissedip gereken adımları atmalıdır. Şefkate ve merhamete sığınmalı, bu acıları paylaşarak bir daha yaşanmaması için somut tedbirler almalıyız. Vicdanin, merhametin ve sefkatin rehberliğinde, cinayet, vahşet ve istismar gibi insani değerleri yok sayan her türlü eyleme ve zihniyete karşı tek bir bilinçle mücadele etmeliyiz. Önce kendimizi, sonra en yakınımızdakileri bilinçlendirerek mahallemize, sokağımıza, okullarımıza ve toplumumuza sahip çıkmalıyız” dedi.

adana

Kaynak: Haber Merkezi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.