Ekoşehirler, Çevre ve İklim Değişikliği Araştırmaları Derneği Başkanı Oğuz Şahin, nehir ve dere kenarlarında artan kirliliğin doğal yaşamı tehdit ettiğini belirterek, kaçak yapılaşma ve kontrolsüz atık dökümlerinin akarsu ekosistemlerini geri dönülmez bir şekilde tahrip ettiğini söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 25.11.2025 13:08
Haber Güncellenme Tarihi: 25.11.2025 13:12
Muhabir:
ALİ GÜRELİ
Ekoşehirler, Çevre ve İklim Değişikliği Araştırmaları Derneği Başkanı Oğuz Şahin, Türkiye’nin bazı bölgelerinde nehir ve dere kenarlarında artan kirliliğe, kaçak yapılaşmaya dikkat çekti. Şahin, özellikle akarsu yatakları kenarlarına dökülen inşaat ve evsel atıkların, kıyılardaki kontrolsüz yapılaşmanın hem ekosistemi hem de insanların yaşamını tehlikeye attığını söyledi.
Şahin, akarsu ekosistemlerinin birer "doğal yaşam koridoru” olduğuna vurgu yaparak, “Nehir ve dere kenarlarına yapılan her türlü kaçak inşaat, betonlaşma ve gelişi güzel bırakılan inşaat atıkları ile evsel atıklar, suyun doğal akışını bozuyor, taşkın riskini büyütüyor ve sucul canlıların yaşamını tehdit ediyor” dedi.
Son yıllarda nehirler üzerine kurulan ve kurulması planlanan Hidroelektrik Santralleri’nin (HES) çevresel etkilerine de değinen Şahin, bu projelerin özellikle küçük akarsularda geri dönüşü zor tahribatlar yarattığını belirtti.
Şahin, “HES’ler, suyun doğal döngüsünü kesintiye uğratıyor. Akarsu yatağının kuruması, balık göç yollarının kapanması ve su sıcaklığının değişmesi gibi etkiler, o bölgedeki ekosistemi tamamen bozabiliyor. Enerji üretme amacıyla doğayı yok etmek kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Dragon Çayı’nda kirlilik alarmı
Toros Dağları’ndan doğup Mersin’in Anamur ilçesinde Akdeniz’e dökülen Dragon Çayı'nın durumuna da özel olarak dikkat çeken Şahin, burada yaşanan kirliliğin bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp ciddi bir çevre alarmına dönüştüğünü söyledi.
Yaptıkları gözlemlerde çayın kıyılarında yoğun miktarda plastik, cam, evsel atık ve bahçe artıklarına rastladıklarını belirten Şahin, durumu şu sözlerle özetledi:
“Dragon Çayı’nın kenarları adeta bir çöplük haline getirilmiş. Bu kirlilik yalnızca suyun kalitesini bozmakla kalmıyor, aynı zamanda hemen yakınında bulunan deniz kaplumbağalarının yuvalama kumsallarını da tehdit ediyor. Bölgedeki kirlenme seviyesi artık alarm veriyor. Ekosistem bir bütündür. Çaydaki kirlilik denize, denizdeki bozulma kıyı yaşamına zarar olarak geri dönüyor.”
Yetkililere ve vatandaşlara çağrı
Oğuz Şahin, yerel yönetimlere, devlet kurumlarına ve vatandaşlara ortak sorumluluk çağrısında bulunarak, su kaynaklarının korunmasının ertelenemez bir konu olduğunu da vurguladı.
Şahini şunları kaydetti: “Nehirlerimizi, derelerimizi korumak geleceğimizi korumaktır. İnsanın doğaya verdiği zararın bedelini yine insan ödüyor. Hem mevcut kirliliği temizlemek hem de yeni kirlilikleri önleyecek güçlü denetim mekanizmaları geliştirmek zorundayız. Dragon Çayı kenarlarına atılan atıklar için acilen temizleme çalışması başlatılması, deniz kaplumbağaları dikkate alınarak bölgenin koruma statüsünün güçlendirilmesi gerekir.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Atıklar, akarsular için tehdit oluşturuyor
Ekoşehirler, Çevre ve İklim Değişikliği Araştırmaları Derneği Başkanı Oğuz Şahin, nehir ve dere kenarlarında artan kirliliğin doğal yaşamı tehdit ettiğini belirterek, kaçak yapılaşma ve kontrolsüz atık dökümlerinin akarsu ekosistemlerini geri dönülmez bir şekilde tahrip ettiğini söyledi.
Ekoşehirler, Çevre ve İklim Değişikliği Araştırmaları Derneği Başkanı Oğuz Şahin, Türkiye’nin bazı bölgelerinde nehir ve dere kenarlarında artan kirliliğe, kaçak yapılaşmaya dikkat çekti. Şahin, özellikle akarsu yatakları kenarlarına dökülen inşaat ve evsel atıkların, kıyılardaki kontrolsüz yapılaşmanın hem ekosistemi hem de insanların yaşamını tehlikeye attığını söyledi.
Şahin, akarsu ekosistemlerinin birer "doğal yaşam koridoru” olduğuna vurgu yaparak, “Nehir ve dere kenarlarına yapılan her türlü kaçak inşaat, betonlaşma ve gelişi güzel bırakılan inşaat atıkları ile evsel atıklar, suyun doğal akışını bozuyor, taşkın riskini büyütüyor ve sucul canlıların yaşamını tehdit ediyor” dedi.
Son yıllarda nehirler üzerine kurulan ve kurulması planlanan Hidroelektrik Santralleri’nin (HES) çevresel etkilerine de değinen Şahin, bu projelerin özellikle küçük akarsularda geri dönüşü zor tahribatlar yarattığını belirtti.
Şahin, “HES’ler, suyun doğal döngüsünü kesintiye uğratıyor. Akarsu yatağının kuruması, balık göç yollarının kapanması ve su sıcaklığının değişmesi gibi etkiler, o bölgedeki ekosistemi tamamen bozabiliyor. Enerji üretme amacıyla doğayı yok etmek kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Dragon Çayı’nda kirlilik alarmı
Toros Dağları’ndan doğup Mersin’in Anamur ilçesinde Akdeniz’e dökülen Dragon Çayı'nın durumuna da özel olarak dikkat çeken Şahin, burada yaşanan kirliliğin bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp ciddi bir çevre alarmına dönüştüğünü söyledi.
Yaptıkları gözlemlerde çayın kıyılarında yoğun miktarda plastik, cam, evsel atık ve bahçe artıklarına rastladıklarını belirten Şahin, durumu şu sözlerle özetledi:
“Dragon Çayı’nın kenarları adeta bir çöplük haline getirilmiş. Bu kirlilik yalnızca suyun kalitesini bozmakla kalmıyor, aynı zamanda hemen yakınında bulunan deniz kaplumbağalarının yuvalama kumsallarını da tehdit ediyor. Bölgedeki kirlenme seviyesi artık alarm veriyor. Ekosistem bir bütündür. Çaydaki kirlilik denize, denizdeki bozulma kıyı yaşamına zarar olarak geri dönüyor.”
Yetkililere ve vatandaşlara çağrı
Oğuz Şahin, yerel yönetimlere, devlet kurumlarına ve vatandaşlara ortak sorumluluk çağrısında bulunarak, su kaynaklarının korunmasının ertelenemez bir konu olduğunu da vurguladı.
Şahini şunları kaydetti: “Nehirlerimizi, derelerimizi korumak geleceğimizi korumaktır. İnsanın doğaya verdiği zararın bedelini yine insan ödüyor. Hem mevcut kirliliği temizlemek hem de yeni kirlilikleri önleyecek güçlü denetim mekanizmaları geliştirmek zorundayız. Dragon Çayı kenarlarına atılan atıklar için acilen temizleme çalışması başlatılması, deniz kaplumbağaları dikkate alınarak bölgenin koruma statüsünün güçlendirilmesi gerekir.”
Kaynak: ALİ GÜRELİ