İzmir, gezilecek yerler açısından öyle zengin bir şehir ki, baştan aşağı keşfetmek için en az bir aya ihtiyaç var. Bu nedenle en mantıklısı, gözünüze birkaç belde kestirip oralarda vakit geçirmek. Biz bu yazımızda önce İzmir merkezdeki gezilecek yerleri anlatacağız, ardından şehrin görülmesi gereken beldelerine değineceğiz. Bizce İzmir’in beldelerini gezmek, merkezini dolaşmaktan çok daha keyifli. Ancak büyükşehir olmasına rağmen İzmir’in merkezinde bile bir sayfiye yeri hissiyatı hâkim.
Bizim favorimiz Karaburun, Çeşme ve Urla’yı kapsayan Yarımada Bölgesi. Diğer yandan İzmir’in köylerini keşfetmek, dünya tarihinin beşiği olarak kabul edilen Selçuk’u görmek, Bergama’nın nostaljik sokaklarında kaybolmak da mutlaka yaşanması gereken deneyimler arasında. En iyisi, İzmir’e birkaç kez gelmek; her seferinde bambaşka bir İzmir keşfedeceksiniz.
Eğer sadece merkezde vakit geçirecekseniz arabaya gerek yok; neredeyse her yer yürüyüş mesafesinde ve toplu taşımayla kolayca ulaşılabiliyor. Ancak beldelere gidecekseniz kendi aracınızla gelmek veya araç kiralamak oldukça faydalı.
Oluşturulma Tarihi: 17 Ağustos 2025, Pazar 10:53
Güncellenme Tarihi: 17 Ağustos 2025, Pazar 10:56
Haber Merkezi
Kordon Boyu
İzmir’i en iyi hissedeceğiniz yer hiç şüphesiz Kordon Boyu. Gün batarken pikniğini, köpeğini, gitarını, çocuğunu, sevgilisini veya dostlarını alan İzmirliler, Kordon olarak bilinen sahile doluşuyor. Paylaşımlı bisiklet sistemi Bisim’den bisiklet kiralayarak turlamak da çok keyifli. Çimlerdeki çekirdek kabukları olmasa sanki Barselona’dasınız hissi veriyor. Bisim istasyonlarından üye kartı, kredi kartı veya İzmirim Kart ile kiralama yapmak mümkün.
Saat Kulesi
Asıl adı Atatürk Meydanı olan ama halk arasında Konak Meydanı olarak bilinen yerdeki Saat Kulesi, İzmir’in sembolü. 1901’de Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı şerefine Sadrazam Küçük Said Paşa tarafından yaptırılmıştır. Zarif taş işçiliği ile Konak Meydanı’nı süsleyen kule, Gürcüler tarafından da beğenilerek Batum’a kopyası dikilmiştir. Kulenin saati, İmparator II. Wilhelm’in hediyesidir ve ağırlık sistemiyle çalışmaktadır.
Kemeraltı
Hisar Cami ile Başdurak Cami arasında kalan ve Agora’ya kadar uzanan bölge, tarihi Roma dönemine kadar uzanan Kemeraltı Çarşısı’na ev sahipliği yapıyor. İzmirlilerin çeyiz, düğün, sünnet gibi özel günlerde ve gündelik ihtiyaçlarını karşıladıkları bu çarşı, İstanbul’daki Eminönü’ne benzer bir işlev görüyor. Yabancı turistler için egzotik bir cazibe merkezi.
Agora Ören Yeri ve Smyrna Antik Kenti
İzmir’in adı, antik Smyrna kentinden geliyor. Bayraklı Höyüğü’nde MÖ 3000’lerde kurulan bu şehir, Büyük İskender’in Doğu Seferi sırasında güvenli bölgeye taşınmış ve Hellenistik dönemde limanıyla ticaret merkezi hâline gelmiştir. Smyrna, Roma döneminde en parlak zamanını yaşamış ve bugün kalıntılarıyla tarih meraklılarını bekliyor. Antik kentin tiyatro ve stadyum gibi yapıları büyük ölçüde gecekondu mahallelerinin altında kaldığı için kazı çalışmalarına ihtiyaç var.
Tarihi Asansör ve Dario Moreno Sokağı
1907’de Nesim Levi tarafından yaptırılan Tarihi Asansör, Nihatbey Caddesi’ni 40 metre yükseklikteki Halil Rıfat Paşa Caddesi’ne bağlıyor. Restorasyon sonrası elektrikle çalışan asansör, ziyaretçilere İzmir’in panoramik manzarasını sunuyor. Asansörden indiğinizde, sağlı sollu Rum evleri ve cafeleriyle ünlü Dario Moreno Sokağı’na ulaşıyorsunuz; kısa ama keyifli bir deneyim sunuyor.
Tarihi Havagazı Fabrikası ve Akşam Etkinlikleri
1862 yılında kurulan ve 1955’te kapanan Tarihi Havagazı Fabrikası, 2008’den itibaren kültür-sanat alanına dönüştürüldü. İçerisinde sergi salonları, atölyeler ve açık hava etkinlik alanları bulunuyor. Gençlerin projelerini geliştirebileceği Havagazı Gençlik Yerleşkesi olarak kullanılan fabrika, çim alanlarda açık hava sinema ve konserlerine de ev sahipliği yapıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Karaburun’dan Çeşme’ye, Urla’dan Selçuk’a: İzmir’in Saklı Cennetleri
İzmir, gezilecek yerler açısından öyle zengin bir şehir ki, baştan aşağı keşfetmek için en az bir aya ihtiyaç var. Bu nedenle en mantıklısı, gözünüze birkaç belde kestirip oralarda vakit geçirmek. Biz bu yazımızda önce İzmir merkezdeki gezilecek yerleri anlatacağız, ardından şehrin görülmesi gereken beldelerine değineceğiz. Bizce İzmir’in beldelerini gezmek, merkezini dolaşmaktan çok daha keyifli. Ancak büyükşehir olmasına rağmen İzmir’in merkezinde bile bir sayfiye yeri hissiyatı hâkim. Bizim favorimiz Karaburun, Çeşme ve Urla’yı kapsayan Yarımada Bölgesi. Diğer yandan İzmir’in köylerini keşfetmek, dünya tarihinin beşiği olarak kabul edilen Selçuk’u görmek, Bergama’nın nostaljik sokaklarında kaybolmak da mutlaka yaşanması gereken deneyimler arasında. En iyisi, İzmir’e birkaç kez gelmek; her seferinde bambaşka bir İzmir keşfedeceksiniz. Eğer sadece merkezde vakit geçirecekseniz arabaya gerek yok; neredeyse her yer yürüyüş mesafesinde ve toplu taşımayla kolayca ulaşılabiliyor. Ancak beldelere gidecekseniz kendi aracınızla gelmek veya araç kiralamak oldukça faydalı.
Oluşturulma Tarihi: 17 Ağustos 2025, Pazar 10:53
Güncellenme Tarihi: 17 Ağustos 2025, Pazar 10:56
Haber Merkezi
Kordon Boyu
İzmir’i en iyi hissedeceğiniz yer hiç şüphesiz Kordon Boyu. Gün batarken pikniğini, köpeğini, gitarını, çocuğunu, sevgilisini veya dostlarını alan İzmirliler, Kordon olarak bilinen sahile doluşuyor. Paylaşımlı bisiklet sistemi Bisim’den bisiklet kiralayarak turlamak da çok keyifli. Çimlerdeki çekirdek kabukları olmasa sanki Barselona’dasınız hissi veriyor. Bisim istasyonlarından üye kartı, kredi kartı veya İzmirim Kart ile kiralama yapmak mümkün.
Saat Kulesi
Asıl adı Atatürk Meydanı olan ama halk arasında Konak Meydanı olarak bilinen yerdeki Saat Kulesi, İzmir’in sembolü. 1901’de Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı şerefine Sadrazam Küçük Said Paşa tarafından yaptırılmıştır. Zarif taş işçiliği ile Konak Meydanı’nı süsleyen kule, Gürcüler tarafından da beğenilerek Batum’a kopyası dikilmiştir. Kulenin saati, İmparator II. Wilhelm’in hediyesidir ve ağırlık sistemiyle çalışmaktadır.
Kemeraltı
Hisar Cami ile Başdurak Cami arasında kalan ve Agora’ya kadar uzanan bölge, tarihi Roma dönemine kadar uzanan Kemeraltı Çarşısı’na ev sahipliği yapıyor. İzmirlilerin çeyiz, düğün, sünnet gibi özel günlerde ve gündelik ihtiyaçlarını karşıladıkları bu çarşı, İstanbul’daki Eminönü’ne benzer bir işlev görüyor. Yabancı turistler için egzotik bir cazibe merkezi.
Agora Ören Yeri ve Smyrna Antik Kenti
İzmir’in adı, antik Smyrna kentinden geliyor. Bayraklı Höyüğü’nde MÖ 3000’lerde kurulan bu şehir, Büyük İskender’in Doğu Seferi sırasında güvenli bölgeye taşınmış ve Hellenistik dönemde limanıyla ticaret merkezi hâline gelmiştir. Smyrna, Roma döneminde en parlak zamanını yaşamış ve bugün kalıntılarıyla tarih meraklılarını bekliyor. Antik kentin tiyatro ve stadyum gibi yapıları büyük ölçüde gecekondu mahallelerinin altında kaldığı için kazı çalışmalarına ihtiyaç var.
Tarihi Asansör ve Dario Moreno Sokağı
1907’de Nesim Levi tarafından yaptırılan Tarihi Asansör, Nihatbey Caddesi’ni 40 metre yükseklikteki Halil Rıfat Paşa Caddesi’ne bağlıyor. Restorasyon sonrası elektrikle çalışan asansör, ziyaretçilere İzmir’in panoramik manzarasını sunuyor. Asansörden indiğinizde, sağlı sollu Rum evleri ve cafeleriyle ünlü Dario Moreno Sokağı’na ulaşıyorsunuz; kısa ama keyifli bir deneyim sunuyor.
Tarihi Havagazı Fabrikası ve Akşam Etkinlikleri
1862 yılında kurulan ve 1955’te kapanan Tarihi Havagazı Fabrikası, 2008’den itibaren kültür-sanat alanına dönüştürüldü. İçerisinde sergi salonları, atölyeler ve açık hava etkinlik alanları bulunuyor. Gençlerin projelerini geliştirebileceği Havagazı Gençlik Yerleşkesi olarak kullanılan fabrika, çim alanlarda açık hava sinema ve konserlerine de ev sahipliği yapıyor.
Foto Galeriler