#Demir Eksikliği

İLKHABER-Gazetesi - Demir Eksikliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Demir Eksikliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dr. Meriç Zeydan, demir eksikliği anemisinin 7 belirtisini açıkladı Haber

Dr. Meriç Zeydan, demir eksikliği anemisinin 7 belirtisini açıkladı

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meriç Zeydan, Türkiye'nin kadınların yüzde 20'si, hamilelerin yüzde 50'si, erkeklerin de yüzde 3'ü demir eksikliği anemisinden etkilendiğini söyledi.Demir eksikliği anemisi, vücudu pek çok yönden etkileyebilen yaygın bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Bu duruma ise vücudun hemoglobin üretmek için ihtiyaç duyduğu demirin, vücutta yeterli miktarda olmaması ya da vücudun demiri emmesi neden oluyor. Demir eksikliği anemisinin yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, soluk cilt rengi ve üşüme gibi belirtilerle kendini gösterdiğini anlatan Medline Adana Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meriç Zeydan, "Ülkemizdeki kadınların yüzde 20'si, hamilelerin yüzde 50'si, erkeklerin de yüzde 3'ü demir eksikliği anemisinden etkileniyor. Bu nedenle, özellikle kadınların bu hastalık hakkında farkındalık sahibi olmaları önemlidir" diyerek demir eksikliği anemisinin 7 önemli belirtisini anlattı. Sürekli yorgunluk ve halsizlik Demir eksikliği anemisinin en yaygın belirtisi, sürekli yorgunluk ve halsizlik hissidir. Vücut yeterince hemoglobin üretemediğinde, kaslar ve organlar yeterli oksijeni alamaz. Bu da enerji seviyesinin düşmesine ve kişinin kendini sürekli yorgun hissetmesine neden olur. Basit günlük aktiviteler bile zor hale gelebilir ve kişi kendini bitkin hissedebilir. Eğer dinlenmeye rağmen yorgunluk geçmiyorsa, demir eksikliği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Soluk cilt ve solgun görünüm Hemoglobin, kana kırmızı rengini veren bir proteindir. Demir eksikliği anemisi durumunda hemoglobin seviyeleri düştüğü için cilt solgun bir görünüm alır. Bu durum özellikle yüz, dudaklar, diş etleri ve göz kapaklarının iç kısmında daha belirgindir. Eğer aynada kendinize baktığınızda soluk bir cilt fark ediyorsanız veya çevrenizdekiler solgun göründüğünüzü söylüyorsa, bu demir eksikliğinin bir işareti olabilir. Nefes darlığı ve hızlı nefes alma Demir eksikliği nedeniyle vücut dokulara yeterince oksijen taşıyamaz. Bu da nefes darlığına yol açar. Basit günlük aktiviteler sırasında bile nefes nefese kalıyorsanız bu, vücudunuzun daha fazla oksijen almak için ekstra çaba sarf ettiğinin işareti olabilir. Egzersiz yaparken veya hareket ederken normalden daha fazla nefes almak zorunda kalıyorsanız, demir seviyelerinizi kontrol ettirmeniz gerekebilir. Baş dönmesi ve baş ağrısı Beyin, oksijen açısından çok duyarlı bir organdır. Demir eksikliği nedeniyle yeterli oksijen alamadığında baş dönmesi ve baş ağrıları görülebilir. Özellikle aniden ayağa kalktığınızda başınız dönüyorsa veya sık sık sebepsiz baş ağrıları yaşıyorsanız, bu durum demir eksikliğinden kaynaklanabilir. Ancak bu belirtiler genellikle kan basıncındaki dalgalanmalarla birlikte de ortaya çıkabilir. Kalp çarpıntısı ve düzensiz kalp atışları Demir eksikliği anemisi, kalbin daha fazla çalışmasına yol açabilir. Yetersiz hemoglobin nedeniyle oksijen taşınması zorlaştığında, kalp bunu telafi etmek için daha hızlı atmaya başlar. Bu da çarpıntı hissine veya düzensiz kalp atışlarına yol açabilir. Şiddetli vakalarda, uzun süreli demir eksikliği kalp yetmezliği riskini artırabilir. Eğer kalp atışlarınızda düzensizlik hissediyorsanız veya aniden çarpıntılar yaşıyorsanız, bir uzmana danışmanız önemlidir. Saç dökülmesi ve tırnaklarda zayıflama Saç kökleri de oksijene ihtiyaç duyan dokular arasındadır. Demir eksikliği nedeniyle yeterli oksijen taşınamadığında, saçlar güçsüzleşerek dökülmeye başlar. Aynı şekilde tırnaklar da zayıflayarak kolay kırılabilir ve kaşık şeklinde içe doğru eğilebilir. Eğer saçlarınızda belirgin bir dökülme fark ettiyseniz veya tırnaklarınız kırılgan hale geldiyse, demir seviyelerinizi kontrol ettirmeniz faydalı olacaktır. Ağız ve dil problemleri Demir eksikliği, ağız ve dil sağlığını da etkileyebilir. Dilin şişmesi, pürüzsüz hale gelmesi veya normalden daha kırmızı bir görünüm alması yaygın belirtilerdendir. Ayrıca ağız köşelerinde çatlaklar, yaralar ve kuruluk hissi oluşabilir. Dilinizde hassasiyet hissediyorsanız veya yemek yerken rahatsızlık yaşıyorsanız, bu demir eksikliğinin bir işareti olabilir.

Prof. Dr. Ekrem Ünal: “Çocukluk çağı kanserlerinde tedavi modern teknoloji ile yüz güldürüyor’’ Haber

Prof. Dr. Ekrem Ünal: “Çocukluk çağı kanserlerinde tedavi modern teknoloji ile yüz güldürüyor’’

Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Profesör Doktor Ekrem Ünal, hematolojik olarak en sık görülen hastalığın anemi (kansızlık) olduğunu, aneminin de kendi içinde demir eksikliği anemisi, vitamin B12 ve folik asit eksikliği anemisi olarak sınıflandırıldığını ve beslenme eksiklikleri ile ortaya çıktığını belirtti. Prof. Dr. Ekrem Ünal, "Yine Trombosit düşüklüğü anlamına gelen 'trombositopeni' sık görülen hematolojik hastalıklardandır. Beyaz kan küresi anlamına gelen 'lökosit' sayısının düşüklüğü ve yüksekliği de hematolojinin ilgi alanına girmektedir" dedi. Onkoloji alanında ise çocukluk çağında sıklık sırasına göre en çok görülen hastalıkların lösemi, beyin tümörleri, lenfoma, 'Nöroblastom' denilen sinir kalıntı hücrelerinden köken olan bir kanser, böbrek tümörleri ve kemik tümörleri olduğunu belirten Prof. Dr. Ünal, bu kanserlerin tedavisinde ilgili bölümlerle beraber, cerrahi işlem yapıldıktan sonra kemoterapi ve bazen de radyoterapi uygulandığını belirtti. Son yıllarda Çocuk Hematoloji Onkoloji alanında gerçekleşen değişiklikler ve gelecekte yapılacak tedaviler hakkında bilgi veren Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Profesör Doktor Ekrem Ünal, "Çok uluslu ve çok merkezli çalışmalar sonucunda çocuk hematoloji onkoloji alanında çok büyük başarılarla birlikte hastaların sağ kalım oranlarında ciddi artışlar kaydedildi. 100 yıl önce lösemi denilen kan kanserinden kurtulma oranı yüzde 20’lerde iken şu anda bu oran yüzde 80-90’lara ulaşmıştır. Yirmi yıllık çocuk hematoloji onkoloji tecrübemde, tedavi ettiğimiz çocuk hastalardan mimar, mühendis anne baba olanlar çok sayıda mevcut. Artık tedavi ettiğimiz çocukların çocuklarına da mutluluk ile bakıyoruz. Kök hücre nakli ile çığır açan birçok tedavi metodundan esinlenerek ve hastalıkların oluşum mekanizmasının bilimsel gelişmeler ile aydınlatılması sonucu akıllı ilaçlar geliştirilmiştir. Ayrıca tek gen hastalıklarında genetik bozukluğun tespit edilip tedavi imkanı sağlayan gen tedavileri de günümüzde kullanılmaktadır. Ülkemizde ticari firmaların faz çalışması dışında ilk gen tedavisi daha önce katkılarım ile Hollanda da Ledien Üniversitesinden Prof. Dr. Arjan Lankaster ile işbirliğimiz sonucunda nadir ve kalıtımsal bir hastalık olan RAG1 geninde bozukluk olması sonucunda olan Ağır kombine immun-yetmezliği olan hastaların gen tedavisine yönelik RECOMB isimli gen tedavisinin Türkiye’deki ilk ayağını oluşturmak üzere başlattık. Bugün çok gelişmiş ve pahalı tedavilerin artık kapıda olduğunu biliyoruz özellikle ülkemizde medyada çok dikkat çeken SMA hastalıklarının tedavisi için milyonlarca dolar toplanmaktadır. Bu yüksek teknoloji gerektiren gen tedavilerinin ülkemizde, bölgemizde Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde yapılması için tüm gayretimizi sarf ediyoruz. Gelecekte daha da, yüz güldüren sonuçlar, ağır hastalıklara sahip olan çocuklarımıza beklemektedir. Günümüzde hematoloji onkoloji için takip ettiğimiz çocukların bir kısmını kemoterapi ile tedavi etmekteyiz. Kemoterapinin yan etkisi olan kan değerlerinde azalmadan dolayı eritrosit ve trombosit denilen kan hücreleri de çok ihtiyaç duymaktayız. Bunun için 18 ile 50 yaş arasında herhangi bir kronik hastalığı olmayan tüm vatandaşlarımızı ve değerli Ortadoğu Business dergisi okuyucularını düzenli kan bağışı vermeye davet ediyorum. Kan verdikçe insanlar daha sağlıklı olmakta ve insandan başka kaynağı olmayan kan verildiği zaman kanserli bir çocuğun yüzünde gülümsemeye yol açmaktadır. Dünyada hiçbir maddi ölçü ile bu haz ile kıyas edilemez. Ayrıca değerli halkımızdan Kızılay’a kan bağışına gittikleri zaman sadece üç tüp vererek kök hücresi bağışçısı olma, anlamına gelen TÜRKÖK vericisi olmaya da davet ediyorum’’ diye konuştu.

Demir Eksikliği Nedir? Haber

Demir Eksikliği Nedir?

Demir eksikliği; kırmızı kan hücresinde bulunan, vücuda ve dokulara oksijen taşımakla görevli hemoglobinin üretiminde azalma meydana getirecek kadar vücutta demir bulunmaması durumu olarak tanımlanır. En sık görülen anemi türü olan demir eksikliği anemisi, vücudun hemoglobin üretmek için ihtiyaç duyduğu demirin vücutta yeterli miktarda olmadığında ortaya çıkar. En yaygın belirtisi yorgunluk ve zayıflık şeklinde kendisini gösteren demir eksikliği, aynı zamanda baş ağrısı ve baş dönmesi de meydana getirir. Demir eksikliği teşhisi konulduktan sonra doktor tarafından demir takviyeleri reçete edebilir ancak daha detaylı incelemeler için ekstra test ve tetkikler istenebilir. Demir eksikliği, vücutta yeterli miktarda demir minerali bulunmadığında ortaya çıkar. Bu, kırmızı kan hücrelerinin (alyuvar) sayısının azalmasına yol açar ve “kansızlık” ya da “anemi” dediğimiz bir duruma yol açar. Alyuvarların yapısında bulunan ve vücutta oksijen taşımalarını sağlayan bir protein olan “hemoglobin” yapmak için demire ihtiyaç vardır. Demir eksikliği anemisi dünyada en sık görülen anemi tipidir.  Demir Eksikliği Neden Olur? Demir eksikliği; vücutta yeterli kadar demir bulunmaması kaynaklı meydana gelir. Demir eksikliğiyle birlikte kan kaybı da demir eksikliği oluşumunun nedenleri arasında sayılır. Kişinin vücudunda yeteri kadar demir bulunmaması ise demir içeren besinlerin olması gerektiği kadar tüketilmemesi sonucu ortaya çıkar. İdrar yolunda kanama, hamilelik ve adet dönemleri de vücudun demir ihtiyacı yaşadığı durumlardandır. Genel olarak demir eksikliğine neden olan durumlar şunlardır: Demir içeren besinlerin az tüketilmesi         Gebelik         Adet dönemi kanamaları         Ameliyat veya yaralanma nedeniyle oluşan kan kaybı         Kürtaj yaptırmak         Büyüme ve ergenlik çağı         Sık sık kan bağışı yapılması         Endometriozis hastalığı         Genetik faktör         Düzensiz ve sağlıksız beslenme         İyi veya kötü huylu tümörler Besinler ile yeterli demirin alınmaması (aşırı diyet kısıtlamaları, et, yeşil sebze yenmemesi gibi) Sindirim sistemine besinlerle giren demirin emiliminin yeterli olmaması (iltihabi bağırsak hastalıkları, bariatrik cerrahi gibi geçirilmiş mide ve bağırsak ameliyatları vb.) Kan kaybının olduğu durumlar (kadınlarda adet dönemlerinde yoğun kanamaların olması, mide kanaması, hemoroid-basur nedeni ile olan kanamalar, mide-bağırsak kanserleri gibi) Demir Eksikliği Belirtileri Nelerdir? Demir eksikliğinde ciltte soluklaşma, el ve ayaklarda soğukluk, baş dönmesi, göğüs ağrısı, kalp atışlarının hızlanması ve nefes darlığı ortaya çıkar. Ayrıca buz, kil veya kâğıt gibi olağandışı yeme istekleri ortaya çıkabilir. Yorgunluk ve nefes darlığı ile kendini gösteren demir eksikliği belirtileri şunlardır: Aşırı yorgunluk, halsizlik Cilt renginde solukluk Nefes darlığı Hızlı kalp atışı ve kalp çarpıntısı El ve ayaklarda soğuma Baş dönmesi ve denge kaybı Baş ağrısı Kulak çınlaması Ağız ve dilde iltihaplanma Odaklanmada zorluk Tırnakların kırılgan hale gelmesi El ve ayaklarda karıncalanma Tuhaf yeme isteklerinin ortaya çıkması Saç dökülmesi Uyku bozukluğu Morarmalar Huzursuz bacak sendromu Depresyon Özellikle bebek ve çocuklarda iştahsızlık Başlangıçta demir eksikliği belirti göstermez ancak vücutta demir eksikliği arttıkça ve anemi ilerledikçe belirti ve semptomlar artar. Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir? Kırmızı etler, sakatatlar, kümes hayvanları ve özellikle hindi, balık ve deniz ürünleri zengin birer demir kaynağıdır. Yumurtalar, süt ürünleri, baklagiller, kuruyemişler ve yağlı tohumlar, koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar, meyveler ve özellikle kurutulmuş meyveler demir oranı yüksek gıdalardır. Tüketildiğinde vücuda demir sağlayarak, demir eksikliğine iyi gelen besinler şunlardır: Yumurta, karaciğer, kırmızı et, tavuk ve balıketi gibi proteinler İstiridye ve midye gibi kabuklu deniz ürünleri Ispanak ve pazı gibi yeşil yapraklı sebzeler Kuru kayısı, kuru üzüm, incir, hurma ve kuru dut gibi kuru meyveler Kuru baklagiller Fındık, fıstık, susam, kabak çekirdeği, kaju ve antep fıstığı Kekik, kimyon, köri, zencefil veya kişniş gibi baharatlar Akçaağaç şurubu, bal, mısır şurubu ve keçiboynuzu pekmezi gibi tatlı demir kaynakları Etle pişirilen baklagiller Lahana, pancar ve patates Şeftali ve armut gibi meyveler Brokoli, portakal, greyfurt ve çilek gibi C vitamini içeren gıdalar Soya peyniri ve ara öğünlerde süt ürünleri Bitter çikolata Yukarıda yer alan besinleri doğal olarak tüketerek vücudun ihtiyaç duyduğu demiri elde etmeniz mümkündür. Doğal besinler dışında doktorunuz tarafından önerilen demir takviyeleri sayesinde demir ihtiyacınızı sağlamanız da söz konusudur. Demir kaynağı gıdalar hangileridir? Bitkilerde yüksek oranda demir bulunur fakat vücut tarafından et veya balıkta bulunan demirden daha az emilir. Susam, tahin, fındık, antep fıstığı, kaju fıstığı, yulaf, kuru kayısı, kuru üzüm demir oranı yüksek bitkisel besinler arasında yer alır. Kırmızı etler, sakatatlar, kümes hayvanları ve özellikle hindi, balık ve deniz ürünleri zengin birer demir kaynağıdır. Yumurtalar, süt ürünleri, baklagiller, kuruyemişler ve yağlı tohumlar, koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar, meyveler ve özellikle kurutulmuş meyveler demir oranı yüksek gıdalardır. Kekik, kimyon, köri, zencefil veya kişniş gibi baharatlar da demir açısından zengindir.  Bitkisel kaynaklı demir seviyesinin vücutta emilimini artırmak için C vitamini açısından zengin bir besinle (örneğin domates, kivi, turunçgiller) tüketilmelidir. Demir Eksikliği Nasıl Teşhis Edilir? Demir eksikliği, genellikle yapılan kan tahliliyle ortaya çıkar. Kan tahliliyle birlikte demir eksikliği teşhisinde faydalanılan yöntemler şunlardır: Tam kan sayımı Periferik kan yayması testi Hematokrit testi Hemoglobin testi Ferritin testi Retikülosit sayısı Ayrıca demir eksikliğinin altında yatabilecek başka nedenlerin tespiti için endoskopi, kolonoskopi ve ultrason gibi görüntüleme yöntemleri de uygulanabilir. Demir Eksikliği Risk Faktörleri Nelerdir? Bazı risk gruplarında demir eksikliği görülme ihtimali daha yüksektir. Bu risk grupları şunları içerir: Hamile veya emziren kadınlar 65 yaş üstü kişiler 6-12 ay arası bebekler 1-2 yaş aralığındaki bebekler Vejetaryen bireyler Sık sık kan veren kişiler Kemik iliği bozukluğu veya otoimmün hastalığı olanlar

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.