#Gediz Deltası

İLKHABER-Gazetesi - Gediz Deltası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gediz Deltası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmir'deki Gediz Deltası’nda ekoturizm hamlesi Haber

İzmir'deki Gediz Deltası’nda ekoturizm hamlesi

Doğa Derneği, Gediz Deltası’nın ulusal ve uluslararası önemine dikkat çekmek, aynı zamanda sürdürülebilir turizm potansiyelini ortaya koymak amacıyla kapsamlı bir saha çalışması gerçekleştirdi. Çalışmaya Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) İzmir Bölge Temsil Kurulu (BTK), TÜRSAB’a bağlı acenta temsilcileri ile İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer katıldı. Program, deltayı çevreleyen güney bölgeden başladı. Katılımcılara Gediz Deltası’nın oluşum süreci, ekolojik değeri ve barındırdığı zengin biyoçeşitlilik hakkında detaylı bilgiler aktarıldı. Günün ikinci bölümünde ise Doğa Koruma ve Milli Parklar İzmir Şube Müdürlüğü ev sahipliğinde İzmir Kuş Cenneti Ziyaretçi Merkezi ziyaret edildi. Burada, deltadaki hassas ekosistemin korunarak turizm faaliyetlerinin nasıl geliştirilebileceği ve alanın yerli-yabancı ziyaretçilere en doğru şekilde nasıl tanıtılabileceği ele alındı. Saha çalışması kapsamında MÖ 383 yıllarına uzanan geçmişiyle Leukai Antik Kenti ve Üç Tepeler bölgesi de ziyaret edildi. Böylece Gediz Deltası’nın yalnızca doğal değil, aynı zamanda arkeolojik ve kültürel zenginliği de katılımcılara tanıtıldı. Doğa Derneği Tür Koruma Programı Koordinatörü Şafak Arslan, ilkhaber-gazetesi.com’a yaptığı açıklamada, Gediz Deltası’nın İzmir’deki kurumların iş birliğiyle tanıtılması ve korunması için çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Arslan, Gediz Deltası’nın Akdeniz Havzası’ndaki en önemli sulak alanlardan biri olduğunu vurgulayarak, “Gediz Deltası, İzmir'in 25 kilometre kuzeybatısında, Karşıyaka, Çiğli, Menemen ve Foça ilçeleri sınırları içerisinde, Gediz Nehri'nin eskiden döküldüğü yerde, tuzcul ve tatlı su ekosistemleri, koylar, tuzlalar ve lagünlerden oluşan 14.900 hektarlık bir sulak alandır. Oldukça zengin bir biyoçeşitliliğe sahip olan bu alanın korunması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için daha fazla tanınması gerekiyor. Bu kapsamda TÜRSAB ve İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile birlikte deltayı yerinde inceledik, ekoturizm potansiyeli üzerine görüşmeler yaptık. Bu çalışmaların, Gediz Deltası’nın daha fazla ziyaret edilmesine, tanınmasına ve korunmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi. TÜRSAB İzmir Bölge Temsil Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Karadeveci ise Doğa Derneği ile birlikte Gediz Deltası’nı yakından tanıma fırsatı bulduklarını ifade ederek, “İzmir için yeni ve nitelikli bir destinasyon oluşturma hedefiyle yola çıktık. Son derece verimli ve keyifli bir program oldu. Organizasyondaki katkılarından dolayı Doğa Derneği’ne teşekkür ediyorum. Bu çalışmanın, ilgili kurumlarla birlikte Gediz Deltası’nı güçlü bir turizm destinasyonu haline getirecek adımların başlangıcı olacağına inanıyorum” diye konuştu.

Kuşların izinde farkındalık buluşması Haber

Kuşların izinde farkındalık buluşması

Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olarak kabul edilen Gediz Deltası’nda, doğa koruma çalışmaları kapsamında anlamlı bir buluşma gerçekleşti. Doğal Sit Alanı ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ile koruma altında bulunan deltanın güney kıyılarında bir araya gelen doğa gönüllüleri ve uzmanlar, bölgeyi daha yakından tanıma fırsatı buldu. Etkinlik boyunca Gediz Deltası’nın sahip olduğu zengin biyolojik çeşitlilik, yaban hayatı ve eşsiz habitat yapısı üzerine bilgiler paylaşıldı. Katılımcılar, flamingo ve tepeli pelikan gibi deltaya özgü sembol kuş türlerinin üreme döngülerine ilişkin sunumları ilgiyle takip etti. Bunun yanı sıra, bölgede yürütülmesi planlanan restorasyon faaliyetleri ve geçmişten günümüze devam eden savunuculuk çalışmalarının deltaya sağladığı katkılar da aktarıldı. Uzmanlar, bu kıymetli doğal alanın geleceğinin ancak ortak çabalarla güvence altına alınabileceğinin altını çizdi. Kuş gözlem yürüyüşü sırasında katılımcılar, kervançulluğu, kızılbacak, dere düdükçünü, yalı çapkını, flamingo ve tepeli pelikan gibi pek çok kuş türünü gözlemleme fırsatı buldu. Renkli anlara sahne olan gözlem etkinliği, doğaseverlerden tam not aldı. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, deltaya sahip çıkmanın önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Gediz Deltası, İzmir’in yanı başında nefes olan bir doğa hazinesidir. Burada yaşayan tüm canlılarla birlikte bu ekosistemin korunması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu mücadele, ancak hep birlikte olursak başarıya ulaşabilir. Doğayı koruma yolunda yanımızda olan tüm katılımcılara teşekkür ediyoruz.”

Flamingolar, Türkiye’den Arnavutluk’a iz bırakıyor Haber

Flamingolar, Türkiye’den Arnavutluk’a iz bırakıyor

Arnavutluk'ta faaliyet gösteren kuş koruma kuruluşu PPNEA, Vjosa-Narta Koruma Bölgesi'nde yaptığı saha çalışmaları sırasında beş genç halkalı büyük flamingo (Phoenicopterus roseus) gözlemledi. Araştırma ekipleri, gözlemleri Türkiye’de Akdeniz Havzası’ndaki flamingolar için kritik öneme sahip Gediz Deltası’nda geniş çaplı çalışmalar yürüten Doğa Derneği ile paylaştı. Yapılan incelemeler, söz konusu flamingoların bu yıl içinde İzmir’deki Gediz Deltası’nda halkalandığını doğruladı. Uzmanlar, flamingoların göçmen kuşlar olmasa da, su seviyesi, sıcaklık ve diğer çevresel faktörlerdeki geçici değişikliklere göre hareket ettiklerini belirtti. Flamingoların, popülasyonları genişlediğinde yeni yaşam alanlarına da dağılabildiği ifade edildi. Bu bağlamda, Narta Lagünü’nde kaydedilen 7 bin flamingonun, üreme nüfusunun artmasına katkı sağlayan Türkiye’deki başarılı koruma çalışmalarıyla bağlantılı olumlu bir tabloyu ortaya koyduğu kaydedildi. Ancak Arnavutluk’taki durumun endişe verici olduğu bilgisi paylaşıldı. Yumurta bırakmaya başlayan bir flamingo kolonisi olmasına rağmen, henüz yumurtadan çıkan civcivlerin yaşaması ve üremenin başarılı bir şekilde gerçekleşmesinin sağlanmadığına işaret edildi. Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Şafak Arslan, konuyla ilgili olarak, “Flamingoların farklı ülkelerde gözlemlenmesi, sınır ötesi ekosistem bağlantılarının önemini bir kez daha gösteriyor. Bu kuşlar, sağlıklı sulak alanların korunmasına doğrudan bağlı. Vjosa Nehri Deltası gibi kritik bölgelerin yok olma riski, yalnızca Arnavutluk’taki flamingoları değil, tüm bölgedeki biyolojik çeşitliliği tehdit eder. Sulak alan koruması artık sadece yerel değil, uluslararası bir sorumluluk” ifadelerini kullandı.

Gediz'de doğa tarihine yeni kayıt Haber

Gediz'de doğa tarihine yeni kayıt

Türkiye kuş listesine yeni bir tür eklendi. İzmir’in Gediz Deltası’nda ilk kez gözlemlenen uzun gagalı suçulluğu (Limnodromus scolopaceus), ülkemiz doğası açısından önemli bir keşif olarak kayıtlara geçti. 29 Ekim 2025 tarihinde kuş fotoğrafçısı Alphan Anak tarafından görüntülenen tür, kara karınlı kumkuşları, gümüş yağmurcunlar ve kızılbacaklar arasında beslenirken fark edildi. Gözlemin ardından çok sayıda kuş gözlemcisi ve fotoğrafçı deltaya akın ederek bu nadir türü izlemeye çalıştı. Uzun gagalı suçulluğu, Kuzey Amerika ve Doğu Sibirya’da üreyen, göç dönemlerinde ise yalnızca nadiren Avrupa ve Birleşik Krallık’ta görülen bir kuş türü. Nesli tehlike altına girmeye yakın olan bu türün küresel popülasyonu azalma eğiliminde. Uzmanlara göre en büyük tehdit, sulak alanların kaybı. Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Şafak Arslan, bu kaydın hem bilimsel hem de koruma açısından taşıdığı önemi şöyle değerlendirdi: “Uzun gagalı suçulluğunun Türkiye’de ilk kez Gediz Deltası’nda görülmesi, bölgenin uluslararası öneme sahip bir kuş cenneti olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu tür, göç rotası boyunca sulak alanlara büyük ölçüde bağımlı. Dolayısıyla Gediz Deltası gibi alanların bütüncül korunması ve ekolojik restorasyon çalışmalarının sürdürülmesi, yalnızca yerel değil, küresel ölçekte biyolojik çeşitlilik için kritik önem taşıyor.” Şafak Arslan, ayrıca deltadaki bu yeni kaydın, İzmir’in doğa mirasının korunmasına yönelik çabaların ne kadar gerekli olduğunu da hatırlattığını vurguladı.

Gölü tehdit eden kum ocağına karşı bilirkişiden olumsuz rapor Haber

Gölü tehdit eden kum ocağına karşı bilirkişiden olumsuz rapor

Gediz Havzası’nın en önemli sulak alanlarından biri olan Marmara Gölü, hem bölgedeki tarımsal üretim hem de kuş çeşitliliği açısından büyük bir ekolojik değere sahip. Binlerce kuşa ev sahipliği yapan göl, aynı zamanda çevre köylerde yaşayan vatandaşların geçim kaynaklarını destekleyen bir doğal yaşam alanı konumunda. Ancak gölü besleyen su kaynakları üzerindeki faaliyetlerin, bu ekosistemin geleceğini tehdit ettiği belirtildi. Ekosistemi tehdit eden faaliyetlere karşı çevreci kuruluşların mücadelesinin ise devam ettiği ifade edildi. Salihli, Akhisar ve Turgutlu Çevre Dernekleri ile birlikte Doğa Derneği tarafından Marmara Gölü’nün ana besleme kaynağı olan Gördes Çayı üzerindeki yeni kum-çakıl ocağı projesine verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı da bu mücadele kapsamında dava açıldı. Açılan davada, bilirkişi raporu açıklandı. Raporda, projenin doğa ve su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekildi. Bilirkişi heyeti, proje alanının Sarıkız Kaynakları’nın ikinci derece koruma alanı içinde bulunduğunu ve Marmara Gölü’nü besleyen yüzey ve yeraltı su havzasında yer aldığını belirtti. Raporda, planlanan faaliyetlerin yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkileyebileceği, hidrojeolojik baskı ve etkilerin yeterince açıklanmadığı, ocak planlamasına ilişkin bilgilerin tutarsız olduğu ifade edildi. Ayrıca, projenin Zeytincilik Yasası ile çeliştiği, habitat parçalanmasına ve bölgedeki hayvanların barınma, beslenme ve üreme alanlarının azalmasına neden olacağı vurgulandı. Çevre dernekleri ve Doğa Derneği, bilirkişi raporunun ardından kum ocağı faaliyetlerinin durdurulmasını, nehir yatağındaki doğal su akışının yeniden sağlanmasını ve Gördes Barajı’ndan Marmara Gölü’ne su bırakılmasını talep etti. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verdi: “Marmara Gölü, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliği açısından eşsiz bir ekosistemdir. Gölü besleyen suların kesilmesi ve çevresindeki madencilik ve mum ocağı gibi faaliyetler, bu yaşam alanını yok olma noktasına getirmiştir. Bilirkişi raporu, doğanın haklarını savunan bir içeriğe sahiptir. Bu kararın ardından yetkili kurumların gölün yaşaması için acil adımlar atması gerekmektedir.”

Sulak alanlarda yeni ufuk: Camargue’den Gediz’e ilham Haber

Sulak alanlarda yeni ufuk: Camargue’den Gediz’e ilham

Fransa’da Camargue Deltası’nda, Tour du Valat ev sahipliğinde gerçekleştirilen saha çalışmasında, farklı sulak alan restorasyon projelerinin uygulamaları ve sonuçları incelendi. Çalışmalar kapsamında, yönetim sistemleri, izleme yöntemleri ve restorasyon amaçları üzerine uzmanlar arasında kapsamlı bir fikir alışverişi gerçekleştirildi. Çalışmalara Türkiye'den Doğa Derneği ekibi de katıldı. Ekibin özellikle Gediz Deltası’ndaki çalışmalarına aktarılması hedeflenen saha ziyareti, Camargue Deltası’nın eski tuz üretim alanlarındaki restorasyon süreçlerini yerinde gözlemleme fırsatı sundu. Deltanın karakteristik ekosistemlerinden olan geçici sulak alanlar, tuz düzlükleri, lagünler ve kumulların yeniden kazanımı ile erozyona karşı uygulanan yönetim biçimleri incelendi. Marais du Vigueirat ve Cassaïre bölgelerinde, yaklaşık 30 yıllık restorasyon deneyimi çerçevesinde farklı habitatların korunması, ekoturizm ve farkındalık çalışmaları ile yenilenebilir enerji kullanımı ve geçici sulak alan restorasyonu gibi konular ele alındı. Verdier Sazlıkları’nda ise yerel topluluklarla yürütülen restorasyon çalışmaları dikkat çekti. Eski balık havuzlarının farklı sulak alanlara dönüştürülerek balıkçılık, kuş gözlem, eğitim faaliyetleri ve dönüşümlü otlatma gibi etkinliklerin bir arada yürütüldüğü çok amaçlı alanlar oluşturuldu. Ayrıca katılımcılar, ekolojik koridorların izlenmesi ve potansiyel restorasyon alanlarının belirlenmesi çalışmalarına da dahil oldu. Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Şafak Arslan, ilkhaber-gazetesi.com’a yaptığı açıklamada, ziyaretin önemini şu sözlerle dile getirdi: “Camargue Deltası’ndaki restorasyon deneyimlerini yerinde gözlemlemek, Türkiye’deki sulak alan çalışmalarımıza büyük katkı sağlıyacak. Bu tür uluslararası iş birlikleri sayesinde hem bilgi ve deneyim paylaşımı gerçekleşiyor hem de Gediz Deltası başta olmak üzere ülkemizdeki ekosistemlerin korunmasına yeni perspektifler kazandırıyoruz.”

Gediz Deltası'nın canlılığı, kuraklıkla tehlikede Haber

Gediz Deltası'nın canlılığı, kuraklıkla tehlikede

Gediz Deltası, İzmir’in biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve ekolojik açıdan en önemli sulak alanlarından biri. Kütahya’dan doğup 401 kilometre yol kat ederek İzmir Körfezi’ne ulaşan Gediz Nehri’nin taşıdığı alüvyonların biriktiği bu delta, çok çeşitli habitatlarıyla adeta bir doğa cenneti oluşturuyor. Tuzcul bataklıklardan çayır ve sazlıklara, tatlı ve acı su habitatlarından kıyı meralarına kadar uzanan geniş bir ekosisteme sahip olan Gediz Deltası, 303 farklı kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Ancak, kuraklık ve yanlış tarım politikaları nedeniyle özellikle ıslak çayırlar ve tatlı su kaynaklarının tehdit altında olduğu belirtilen deltada yapılan gözlemler, bu alandaki kuş sayısında önemli bir düşüş olduğunu gösteriyor. Doğa Derneği Sulak Alan Uzmanı Burçin Yaraşlı, özellikle delta içerisindeki ıslak çayır habitatlarının büyük tehdit altında olduğunu söyledi. Yaraşlı, “Bu alanlar, yılın farklı dönemlerinde pek çok kuş türü için hayati yaşam alanları sağlıyor. Kış aylarında kız kuşu, kızıl bacak ve yeşil bacak gibi türler burada beslenirken, bahar aylarında uzun bacaklı kuşlar, göç dönemlerinde ise diğer farklı türler alanda konaklıyor. Yazın ise boz kuyruk, tepeli toygar ve sarı kuyruk sallayan gibi kuşlar burada üreme yapıyor” dedi. Gediz Deltası’nın kuzeyinde yer alan sazlıklar bölgesinin ise kökleriyle suyu doğal olarak filtreleyen kamışlar sayesinde suyun kalitesini iyileştirip kıyı erozyonunun önlenmesinde önemli rol oynadığına dikkati çeken Yaraşlı, sazlıkların ekosistemdeki kritik işlevine vurgu yaptı. Yaraşlı, şöyle konuştu: “Sazlıklar, hem suyu temizliyor hem de pek çok canlı türü için kritik habitatlar sağlıyor. Ördekler, dövüşken kuşlar, kızıl bacak gibi türler bahar aylarında burada dinlenip besleniyor. Ancak son yıllarda bölgedeki su kaynaklarının yanlış tarım politikaları ve su yönetimi nedeniyle azaldığını, bu durumun habitatların kurumasına neden olduğunu üzülerek gözlemliyoruz.” 2022 yılında yapılan arazi çalışmalarında sazlık bölgesinde yaşanan erken kurumadan dolayı kuğuların üreyemediğine de dikkat çeken Yaraşlı, şöyle devam etti: “Ayrıca, göç dönemlerinde görülen ve tehlike altında olan birçok kuş türünün kuraklık sebebiyle dramatik şekilde düştü. 2021 yılında sazlıklarda 6957 birey saydığımız kaşık gaga sayısı, 2022’de 900’e kadar düştü. Bu veriler, kuraklığın kuşlar ve diğer canlılar üzerindeki yıkıcı etkisini açıkça ortaya koyuyor. Sulak alanların ve burada yaşayan türlerin korunması için Gediz Deltası’na doğal su girişinin sağlanması gerekir. Ekosistemin devamlılığı ve kuşların göç yollarının korunması için sazlıklar bölgesinin kurumasını engellemek zorundayız. Gediz Deltası’nın tapusu doğanın kendisindedir ve bizler bu değerleri korumak için çalışmaya devam edeceğiz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.