#İpek

İLKHABER-Gazetesi - İpek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İpek haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hatay’ın son ipekleri beyazperdeye dokundu Haber

Hatay’ın son ipekleri beyazperdeye dokundu

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Hatay belgesellerinin yönetmeni Prof. Dr. Sedat Cereci’nin 2025 yılında çektiği “Hatay İpeğine Ağıt” adlı belgesel, 26–31 Mayıs 2026 tarihleri arasında Polonya’nın Neisse kentinde düzenlenecek 23. Neisse Film Festivali kapsamında seyirciyle buluşacak. Avrupa’nın en saygın sinema etkinliklerinden biri olarak kabul edilen festivalin programına dahil edilen belgesel, Hatay’da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan ipek üretimini konu alıyor. Binlerce yıllık bir zanaat geleneğinin izini süren yapım, ipekböceğinin temel besini olan dut ağaçlarının azalması, iplik üretimindeki gerileme, yeterli tohumun bulunamaması, destek yetersizliği ve üreticiler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle Hatay ipeğinin kaybolma noktasına gelmesini ele alıyor. Film, bölgenin önemli bir ekonomik ve kültürel değerinin sessizce yok oluşuna dikkat çekiyor. Belgeselin, dünyanın köklü film festivallerinden biri olan Neisse’de büyük ilgi görmesi bekleniyor. Geçtiğimiz ay Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde prömiyeri yapılan Hatay İpeğine Ağıt, Ebul Beka Salih Bin Şerif’in Endülüs’ün yıkılışına yazdığı “Endülüs’e Ağıt” şiirinden ilham alıyor. Belgeselde Antakya’nın yıkılışına ve Hatay’da ipekçiliğin son nefeslerine, içli bir mersiye eşlik ediyor. Filmde, ipek üretimini yaşatmak için mücadele eden birkaç ailenin hikâyeleri ve tanıklıkları yer alıyor. Yapımda, ipek üreticileri Fikret Duman, Emel Duman, Yüksel Arat, Şefik Arat, Yılmaz Büyükaşık ve Gül Eskiocak’ın yanı sıra, Hatay Hayat Ağacı Derneği Başkanı Necla Daloğlu ve Ressam Emel Genç de görüşleriyle yer alıyor. Filmin danışmanlığını Prof. Dr. Osman Biçer ve Sanat Tarihçisi Zafer Yavuz üstlenirken, Serap Ray genel koordinatör, Dr. Tülay Atay, Cafer Yaylacı ve Talip Köleoğlu koordinatör olarak katkı sağladı. Kurgu ise Murat Çam tarafından yapıldı. Prof. Dr. Sedat Cereci, daha önce de “İnsanları İnsanlığa Çağıranlar”, “Tennûrdan Diste Hatay Mutfağı”, “Hatay Çocuk Oyunları”, “Hatay Haahaları” ve “6 Şubat 4.17” gibi çok sayıda Hatay temalı belgesel çekmişti. 1992 yılında İstanbul’da ilk belgeselini çeken Prof. Cereci, bugüne dek 90’dan fazla ülkede festivallere katıldı ve çok sayıda ödüle layık görüldü. New York Film Festivali, Kosova Sanat Günleri, Antalya Kongresi ve Bangkok Film Festivali gibi organizasyonlarda onur ödülleri aldı. Son belgeselinin amacını anlatan Prof. Dr. Sedat Cereci, duygularını şu sözlerle ifade etti: “Hatay ipeği, yalnızca bir kumaş değil, binlerce yıllık bir emeğin, sabrın ve zarafetin sembolüdür. Ne yazık ki bu kültür, ilgisizlik ve duyarsızlık yüzünden yok oluyor. Hatay İpeğine Ağıt belgeselini, bu sessiz kayboluşa bir not düşmek, ipeğin ardında kalan hayatları görünür kılmak için çektim. Her ilmekte Hatay’ın sesi var. Umarım bu film, o sesi yeniden duyurur.”

Zarafetin, estetiğin ve emeğin simgesi ipeğin serüveni Haber

Zarafetin, estetiğin ve emeğin simgesi ipeğin serüveni

Asırlardır zarafetin, estetiğin ve emeğin simgesi olan ipek, sadece bir tekstil ürünü değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi bir miras olarak varlığını sürdürüyor. Türkiye’de özellikle Hatay, Bursa ve Diyarbakır gibi bölgelerde yaşatılan geleneksel ipek dokumacılığı, zanaatkâr ellerde kozadan kumaşa uzanan sabır dolu bir yolculukla hayat buluyor. İpek dokumacılığı, doğallığı ve dayanıklılığıyla yalnızca modanın değil, sanatın da vazgeçilmezlerinden biri olmaya devam ediyor. Çin'den Anadolu'ya uzanan İpek Yolu'nun taşıdığı bu değerli malzeme, hâlâ geleneksel yöntemlerle üretilebiliyor. Ancak bu süreç sanılandan çok daha zahmetli aşamalarla gerçekleşiyor. Kozadan kumaşa emekle işlenen sanat İpek üretimi, dut yaprağıyla beslenen ipekböceklerinin kozalarını örmesiyle başlıyor. Koza hasadı yapıldıktan sonra, bunlar sıcak suda çözülerek içlerindeki lifler çıkarılıyor. Ardından çözgü hazırlığı, iplik sarımı ve büküm, boyama ve kurutma, dokuma tezgâhlarında örme, kumaşın terbiye ve ütüleme gibi aşamalardan geçiyor. Bu süreçlerin büyük bölümü hâlâ el emeğiyle yürütülüyor. Usta ellerde şekillenen bu kumaşlar, hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de kültürel mirasın korunmasına aracılık ediyor. Uzmanlara göre ipek dokumacılığı sadece ekonomik değil, aynı zamanda somut olmayan kültürel miras kapsamında korunması gereken bir zanaat. UNESCO’nun da dikkat çektiği bu alanda, Türkiye’deki bazı atölyeler geleneksel yöntemleri yaşatmaya çalışıyor. Aynı zamanda kadın istihdamını artıran bu atölyeler, genç kuşaklara hem meslek hem de tarih bilinci kazandırıyor. Son yıllarda artan ilgi sayesinde geleneksel ipek ürünleri, modern tasarımlarla harmanlanarak hem yerel pazarda hem de uluslararası alanda ilgi görmeye başladı. Kültürel zenginliğin simgelerinden biri olan ipek, sabır, estetik ve ustalıkla harmanlandığında sadece bir kumaş değil, geçmişten geleceğe uzanan bir köprü haline geliyor. Geleneksel yöntemlere modern dokunuş Hatay’da da ipekçilik 100 yılı aşkın süredir varlığını sürdürenHatayde, ipek dokumacılığının yaşayan temsilcilerinden biri olmaya devam ediyor. İşletmenin dördüncü kuşak temsilcisi Yasemin Büyükaşık, kısa süre önce hayatını kaybeden sektörün önde gelen ustalarından babası Refik Büyükaşık’ın izinden yürüyerek bu köklü sanatı yaşatıyor. İpek üretiminin 36 ayrı aşamadan oluştuğunu ve tüm süreçlere hâkim olduğunu belirten genç girişimci Büyükaşık, ailesinin bu alandaki öncülüğünü sürdürmeye kararlı olduğunu belirtti. Yasamin Büyükaşık, “Büyükaşık ailesi, bölgemizin ipekçilik sektöründe önemli bir markadır. Merhum babam Refik Büyükaşık, çocuk yaşta başladığı bu mesleği usta olduktan sonra geliştirerek 1986’da Refik İpekçilik’i kurmuştu. Türkiye’nin çeşitli illerinde düzenlediği kurs ve seminerlerle ipekçiliği tanıtan babam ‘yaşayan insan hazinesi’ unvanına layık görülen ender isimler arasında yer aldı. Böyle bir ustanın kızı olmak benim için büyük bir onur. Babamın bu yolda adadığı ömür, bana yol gösteriyor. Bu bayrağı en iyi şekilde taşımak için çalışıyorum” dedi. Depremde hem atölye hem de satış merkezlerinin enkaz altında kaldığını anlatan Büyükaşık, şimdi ise Kültür Sanat Çarşısı projesi kapsamında tahsis edilen yeni atölyede çalışmayı sürdürdüklerini ifade etti. Geleneksel üretim yöntemlerini modern tasarım anlayışıyla buluşturduklarını dile getiren Yasemin Büyükaşık, “Doğal, el emeği kumaşları bölgenin kültürel kimliğini yansıtan estetik dokunuşlarla sunuyoruz. Hem yerel hem de ulusal düzeyde ilgi gören Refik İpekçilik, Hatay’ın kültürel belleğinde önemli bir yer tutmaya devam ediyor” diye konuştu.

İpeğin zarafetini taşıyan Defne'de kozalar örülüyor Haber

İpeğin zarafetini taşıyan Defne'de kozalar örülüyor

Hatay’ın Defne ilçesi, Türkiye’nin önde gelen ipek üretim merkezlerinden biri olarak, bu yıl da ipekböcekçiliği sezonuna hızlı bir giriş yaptı. Baharın gelmesiyle birlikte, ipekböceği yetiştiriciliği hız kazanırken, kozaların örülmeye başlaması, üreticiler için hem yoğun hem de heyecan dolu bir dönemin başladığının habercisi oldu. Defne Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren ve geleneksel ipekböcekçiliği kültürünü yaşatmayı amaçlayan Defne Koza Evi, sezon boyunca yoğun bir çalışma sürecine sahne oldu. Yaklaşık 45 gün süren yetiştirme aşamasının ardından, ipekböcekleri koza örme evresine geçti. "Zahmetli ama bereketli bir sezon geçiriyoruz" Defne Koza Evi Yöneticisi Tülay Genç, bu yılki sezonun oldukça verimli geçtiğini belirterek, "Zahmetli ama bereketli bir sezonu geride bırakıyoruz. Böceklerimiz artık dut yapraklarını tüketmeyi bırakarak koza örme sürecine girdi. Bu süreç 3-4 gün sürüyor ve oldukça hassas bir dönem. Sıcaklık, nem ve hijyen koşullarını büyük bir titizlikle takip ediyoruz.  İpekböceklerinin yumurtadan çıkışından sonra, beslenme, büyüme ve uyku süreçlerinin ardından başlayan koza örme aşamasında, her bir ipekböceği adeta bir sanat eseri gibi kozasını örüyor.  İpekböceklerimiz tüm hünerlerini sergiliyor. Biz de bu süreci büyük bir heyecan ve dikkatle izliyoruz" dedi. Kaliteli kozalar için umutlu bekleyiş Bu yıl elverişli hava koşullarının etkisiyle yüksek kaliteli koza elde edilmesi beklendiğini anlatan Genç, “Koza kalitesi yüksek olursa emeğimizin karşılığını almış olacağız. İnşallah verimli bir sezon olacak. Sezon sonunda elde edilecek ürünlerden umutluyuz. Kozaların toplanmasının ardından işleme süreci başlayacak. Defne Koza Evi’nde geleneksel yöntemlerle ipek ipliği üretimi yapılacak. Ayrıca, ipekböcekçiliği sadece bir üretim faaliyeti olarak değil, aynı zamanda kültürel bir miras. Bu geleneğin gelecek nesillere aktarılması için büyük bir özveriyle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.