#kebap

İLKHABER-Gazetesi - kebap haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kebap haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana şalgamı, Avrupa sahnesine çıkıyor: Coğrafi İşaret Tescili yolda Haber

Adana şalgamı, Avrupa sahnesine çıkıyor: Coğrafi İşaret Tescili yolda

Türkiye’nin gastronomi haritasında özel bir yere sahip olan Adana şalgamı, yöresel lezzetleri sevenlerin gözdesi olmaya devam ediyor. Fermente bir içecek olan şalgam, sadece kendine özgü tadıyla değil, sağlık açısından sağladığı faydalarla da ön plana çıkıyor. Adana şalgamı, kırmızı pancar, havuç ve tuzlu suyun özel bir mayalama süreci ile hazırlanıyor. Uzun yıllardır Adana’da üretilen bu içecek, özellikle kebap ve diğer etli yemeklerin yanında sofraların vazgeçilmezi olarak biliniyor. Doğal fermantasyon süreci sayesinde probiyotik açısından zengin olan şalgam, sindirim sistemine de katkı sağlıyor. Adana’da üretim yapan yerel işletmeler, şalgam üretiminde geleneksel tariflere sadık kalarak kaliteyi ön planda tutuyor. Bölgedeki üreticiler, “Şalgamımızın tadı ve kalitesi, kullandığımız doğal malzemeler ve sabırlı fermantasyon sürecinden geliyor” ifadelerini kullanıyor. Ayrıca, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından tescillenen Adana şalgamının dünya pazarında hak ettiği yeri alması da hedefleniyor. Turistler ve yöre halkı arasında popülerliği giderek artan Adana şalgamı, özellikle yaz aylarında serinletici ve ferahlatıcı bir içecek olarak tercih ediliyor. Uzmanlar, düzenli ve ölçülü tüketildiğinde bağışıklık sistemine destek olduğunu ve vitamin açısından zengin olduğunu vurguluyor. Adana'nın tescilli ürünleri arasında yer alan bu lezzet, Avrupa Birliği’nde de coğrafi işaret tesciline kavuşuyor. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından yapılan açıklamada, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından başvurunun uygun bulunduğu ve üç aylık ilan sürecinin tamamlanmasının ardından Adana şalgamının AB’de tescillenmesinin beklendiği duyuruldu. TÜRKPATENT ayrıca, “Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mehmet Fatih Kacır himayelerinde, Yerel Kalkınma Hamlesi vizyonuyla coğrafi işaretlerimizin dünyada korunması ve markalaşması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerine de yer verdi. Öte yandan, Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram ve ŞALGAMDER Başkanı Selahiddin Nas’ın konuyla ilgili olarak yarın Adana Ticaret Odası’nda bir basın toplantısı düzenleyeceği bildirildi.

Adana'da gün ciğerle başlıyor, gece şırdanla devam ediyor final halka tatlı ile yapılıyor Haber

Adana'da gün ciğerle başlıyor, gece şırdanla devam ediyor final halka tatlı ile yapılıyor

Tescilli kebabından ciğere, mumbar ve şırdandan halka tatlısına kadar Adana, yemek kültürünü günün her saatine yaymayı başaran ender şehirlerden biri. Tarihi Kazancılar Çarşısı’ndaki “Ciğerciler Sokağı” sabahın ilk ışıklarıyla birlikte hareketlenirken, gece yarısı ise mumbar ve şırdan tezgahları şehrin farklı noktalarında kuyruk oluşturuyor. SABAH GÜNE CİĞERLE BAŞLANIYOR Türkiye’nin önemli gastronomi merkezlerinden biri olan Adana’da yemek kültürü, günün her saatinde kendini hissettiriyor. Sabah kahvaltısını ciğer kebapla yapan Adanalılar, öğlen kebap, akşam tatlı, gece ise şırdan ve mumbarla günü tamamlıyor. GÜN KEBAP İLE DEVAM EDİYOR Tarihi Kazancılar Çarşısı’nda sabahın erken saatlerinde başlayan ciğer mesaisi, şehrin dört bir yanına yayılan kebap salonlarıyla gün boyunca devam ediyor. Kahvaltıda ciğer tercih etmeyenler ise yöreye özgü sıkma veya peynirli börekle güne başlıyor. Adana kebabı, erkek kuzu etinin zırhla çekilmesiyle hazırlanıyor ve kentin coğrafi işaretli en bilinen lezzeti olarak öne çıkıyor. Adana’da mangalların hiçbir zaman sönmediğini söyleyen işletmeci Cihangir Korkmaz, “Sabah kahvaltıda ciğerle başlar, öğlen kebap yeriz, akşam şırdanla devam ederiz. Bizim için gün 24 saat sürer.” dedi. AKŞAM ŞIRDANA GİDİLİYOR Gecenin ilerleyen saatlerinde ise kentin dört bir yanında şırdan ve mumbar tezgahları kuruluyor. Şırdancı Yiğit Hüseyin Sudun, “Bu lezzet sadece geceleri tüketiliyor. Gündüz pek tercih edilmiyor ama gece 21.00’den sonra yoğunluk başlıyor.” sözleriyle Adana’nın gece kültürünü anlattı. Adanalıların yanı sıra şehir dışından gelen misafirler de bu eşsiz lezzetleri deneyimlemek için soluğu kebapçılarda alıyor. İstanbul’dan gelen Sercan Yıldız, “Her gelişimde mutlaka şırdancıya uğruyorum.” derken, Londra’dan gelen Alican Malik de “Ciğerden şırdana kadar her şeyi deniyorum, her biri ayrı bir deneyim.” ifadelerini kullandı.

Fransa’daki kebap yasağına, kebabın başkenti Adana’dan tepki Haber

Fransa’daki kebap yasağına, kebabın başkenti Adana’dan tepki

Fransa’nın Aisne kentinde kebapçı ve fast food restoranlarının açılmasına yasak getirilmesine Adana’dan tepki geldi. Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Adana Şube Başkanı Biral Serttaş, “Fransa’nın soğuk günlerinde halkın kebaptan mahrum kalması üzücü oldu” dedi. TÜMRES BAŞKANI: "FRANSIZ HALKI KEBAPTAN MAHRUM KALACAK" Fransa'da alınan karara ilk tepki, Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜMRES) Adana Şube Başkanı Biral Serttaş'tan geldi. Kararı "büyük bir talihsizlik" olarak nitelendiren Serttaş, kebabın bir fast food ürünü olmadığını, aksine besin değeri yüksek, sağlıklı bir yemek olduğunu savundu. Serttaş, "Dünyadaki tüm menüleri bir araya koyun, Adana kebabını bir tarafa koyun. Vitamin ve protein değerleri açısından çok zengin, bağışıklık sistemini güçlendirici bir yemektir. Adana kebabında etinden salatasına kadar taze ürünler kullanılır. İnşallah en kısa sürede bu karardan vazgeçerler. Fransa'nın soğuk günlerinde halkın kebaptan mahrum kalması üzücü oldu" dedi. "AVRUPA'DAKİ YATIRIMCILAR İÇİN BÜYÜK DARBE" Hem Türkiye'de hem de Avrupa'da restoran işletmeciliği yapan Mehmet Karaca ise kararın ekonomik boyutuna dikkat çekti. 2020'den bu yana birçok Türk yatırımcının Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde kebap ve ızgara restoranları açtığını belirten Karaca, "Fransa, kebap ve ızgara üzerine restoran açmaya yasak getirmiş. Bu çok büyük bir darbe. Oranın halkı için de dünyanın birçok yerinden giden turistler için de bir darbe. Turistlerin yaşadığı en büyük sıkıntı, yeme içme kültürünün ve mutfağın olmaması. Bizler olmasak, Fransa'da insanlar ne yiyecekler? Bence çok yanlış bir karar" şeklinde konuştu. ADANALI USTALARDAN ORTAK ÇAĞRI: "KARARDAN VAZGEÇİLMELİ" Tepkiler sadece sektör temsilcileriyle sınırlı kalmadı. Kentte yaklaşık 25 yıldır kebapçılık yapan İsmail Çalıkıran gibi birçok esnaf da yasağı anlamsız bulduğunu belirtti. Adanalı kebap ustaları, Fransa'daki yerel yönetimin aldığı bu karardan bir an önce vazgeçmesi yönünde ortak bir çağrıda bulundu.

Hatay’ın damakları şenlendiren ikilisi Haber

Hatay’ın damakları şenlendiren ikilisi

Hatay’da ciğer kebap denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Savaş Yasinoğlu, 1989 yılında babası Ali Usta’dan devraldığı tezgâhını 36 yıldır başarıyla sürdürüyor. Eşi Nesrin Yasinoğlu ile birlikte İstiklal Caddesi İstanbul Hatay Kardeşlik Prefabrik Çarşısı’nda hizmet veren Yasinoğlu çifti, eşsiz lezzeti ve güler yüzlü hizmet anlayışıyla bölgenin önemli ciğer ustaları arasında yer alıyor. Babası Ali Usta’nın Antakya’da ilk ciğer kebabı tezgâhını kurduğunu belirten Savaş Yasinoğlu, “1989 yılında küçük bir kulübede başladığımız bu serüven, bugün marka haline geldi. Ciğer kebabı ustalık ve sevgi gerektirir. Bizim işimizde insan ilişkilerindeki saygı, sevgi ve samimiyet, baharat kadar önemlidir" dedi. Eşiyle bölgenin damak tadına yön veren Yasinoğlu, ciğerin içerdiği B6 ve B12 vitaminleri ile demirin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hafızayı desteklediğini vurgulayarak, genç nesillere bu sağlıklı lezzeti denemelerini tavsiye etti. Mesleğini severek icra etmeye devam edeceğini ifade eden Savaş Yasinoğlu, “Sevgiyle yapılan her iş, tadını mutlaka bulur. Biz de 36 yıldır ciğerimizi sevgiyle hazırlıyor ve misafirlerimize sunuyoruz" şeklinde konuştu. Hatay’da ciğer kültürünün yaygınlaşmasında önemli katkılar sağlayan Yasinoğlu ailesi, yerel ve yabancı pek çok müşterinin uğrak noktası olmaya devam ediyor.

Kurban kesmek başlangıç, asıl marifet pişirmekte Haber

Kurban kesmek başlangıç, asıl marifet pişirmekte

Kurban Bayramı’nda sofralar kırmızı etle donanıyor, ancak bu dönemde artan et tüketimi bazı sağlık risklerini de beraberinde getiriyor. Uzmanlar, özellikle etin saklanması, pişirilmesi ve tüketiminde yapılan hataların ciddi sindirim sorunlarına, gıda zehirlenmelerine ve uzun vadede kalp-damar sağlığını etkileyen problemlere yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Yeni kesilen et hemen tüketilmemeli Bayram sabahı kesilen etin hemen tüketilmesi geleneksel bir alışkanlık olsa da, sağlık açısından önerilmiyor. Yeni kesilen etin en az 12-24 saat dinlendirilmesi, kas dokularındaki sertliğin azalması ve sindiriminin kolaylaşması açısından önem taşıyor. Bu süreçte etin temiz, hava alabilen bir ortamda ve serin koşullarda dinlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Etin saklanmasında hijyen ve sıcaklık önemli Kurban etleri parçalandıktan sonra, buzdolabında 0-4°C sıcaklıkta 3-5 gün saklanabilir. Uzun süreli saklamada ise etler derin dondurucuda -18°C’de 6 aya kadar muhafaza edilebilir. Etlerin saklama poşetlerine veya buzdolabı poşetlerine hava almayacak şekilde konulması gerekiyor. Aynı zamanda çiğ etle temas eden yüzeylerin ve mutfak ekipmanlarının iyice temizlenmesi, çapraz bulaşmanın önüne geçmek için şart olduğu ifade ediliyor. Kavurma ve kebap pişirirken bunlara dikkat edin Bayram sofralarının vazgeçilmezi olan kavurma ve kebap gibi et yemeklerinin hazırlanmasında sağlıklı pişirme yöntemleri önem taşıyor. Kavurma yaparken mümkünse iç yağ yerine çok az sıvı yağ kullanılması, kalp sağlığı açısından daha uygun bulunuyor. Etin içinin iyice pişmiş olmasına özen gösterilmesi, yüksek ısıda dışı yanmış ama içi çiğ kalmış etlerin sindirim sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekiliyor. Mangalda kebap pişirme sırasında, etin doğrudan alevle temas etmemesine dikkat edilmesinin,  kanserojen maddelerin oluşmasını engelleyeceği belirtiliyor Zeytinyağı, yoğurt ve baharat karışımlarıyla yapılacak marinenin, etin hem lezzeti artırdığı hem de pişirme süresini kısaltarak besin değerinin korunmasına katkı sağladığı vurgulanıyor. Aşırı et tüketimi kalp ve böbrekleri yorabilir Uzmanlar, bayram boyunca et tüketiminin artmasının özellikle kalp-damar hastalığı, yüksek tansiyon, böbrek sorunları ve mide rahatsızlığı olan bireylerde sorun yaratabileceğini söyledi. Uzman Diyetisyen Şeyda Aydın Yaşar, sağlıklı bireylerin bayramda her gün et tüketebileceğini ancak bunun sadece bir öğünle sınırlandırılması gerektiğini söyledi.  Yaşar, “Diğer öğünlerde sebze, salata, meyve ve yoğurt gibi besinlere ağırlık verilmeli. Yeterli sıvı alımı da özellikle yaz aylarında önemli. Bayram boyunca bol su içmeye özen gösterilmeli, alkollü içeceklerin tüketimi ise ölçülü olmalı. Yemeklerden sonra yürüyüş yapmak, bisiklete binmek veya açık havada oyun oynamak hem sindirimi kolaylaştırır hem de metabolizmayı canlı tutar” dedi.

Kasaplar Odası Başkanı: ''Adana'yı temizleyelim'' Haber

Kasaplar Odası Başkanı: ''Adana'yı temizleyelim''

Tarım ve Orman Bakanlığı, 23 Mayıs 2025’te güncellediği hileli firmalar listesinde, Adana’nın Seyhan ilçesinde faaliyet gösteren “Can Et” adlı işletmenin, ‘dana’ etiketiyle ‘at ve eşek eti’ sattığını duyurdu. Bu gelişme kamuoyunda büyük tepki toplarken, geçtiğimiz hafta Yüreğir ilçesinde İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince gerçekleştirilen operasyonda da 3 ton bozulmuş ve mühürsüz kırmızı et ele geçirildi. Etlerin tek tırnaklı hayvana ait olduğu değerlendirildi, 2 kişi hakkında adli işlem başlatıldı. MART AYINDA DERE YATAĞINDA KEMİKLER BULUNMUŞTU Olaylar sadece bununla sınırlı değil. Mart ayında yine Yüreğir ilçesi Bahçelievler Mahallesi’nde dere yatağında çok sayıda at ve eşek kemiği bulunmuş, o dönemde de kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. KASAPLAR ODASI BAŞKANI TEPKİLİ: “ADANA’YI TEMİZLEYELİM” Adana Kasaplar Odası Başkanı Saruhan Yağmur, yaşanan gelişmeler karşısında sert tepki göstererek şu ifadeleri kullandı: “Maalesef bütün olumsuzluklar Adana’nın Yüreğir ilçesinden çıkıyor. Zabıtanın görevini yapmasını istiyoruz. Eğer yapamayacaklarsa bize ya da Tarım İl Müdürlüğü’ne devretsinler. Bu operasyonlar sadece jandarma ve polisle olmaz. Bir denetim birimi kurulmalı. Kebap denilince akla Adana gelir. Adana’nın ismini kimsenin kötülemeye hakkı yok.” At etinin görünüşü hakkında bilgi veren Yağmur, şu uyarıyı yaptı: “At eti pembe ve sulu olur. Pişerken ateşi bile söndürebilir. Vatandaşlarımız etleri mutlaka tanıdıkları, bildikleri kasaplardan alsın. Kebabı bilindik, güvenilir yerlerde yesinler. Mühürsüz et görürlerse mutlaka şikayet etsinler.” KEBAPÇILAR MAĞDURİYETİNİ ANLATTI: “GÜNDE 10 KEZ DENETLENELİM” Adana kebapçılarından Güngör Güler ise, bu tarz haberlerin esnafı zor durumda bıraktığını belirterek, “Depolara şok baskın yapılsın. Bu işten çok mağduruz. Adana’nın adı kötüye çıkıyor. Biz bile dışarda yerken tereddüt ediyoruz, vatandaş ne yapsın? Denetimler sıklaştırılmalı” dedi. VATANDAŞLAR TEDİRGİN Almanya’dan kebap yemek için Adana’ya gelen Ertan Çiftçi, “Adana kebabıyla meşhur bir şehir. Böyle haberleri gördükçe üzülüyoruz. Denetimler artsın” diye konuştu. Bir diğer vatandaş İbrahim Kayıran ise, “Etimi ve kebabımı tanıdığım yerden alıyorum. Denetim yapılmazsa bu sorunlar bitmez. Hepimiz etkileniyoruz” diyerek yetkililere çağrıda bulundu. At ve eşek etiyle ilgili art arda gelen skandallar sonrası Adana kamuoyunda denetimlerin yetersiz kaldığı yönünde ortak bir kanaat oluşurken, hem vatandaşlar hem de esnaf daha sık ve etkili denetim talebinde birleşiyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.