nafaka Haberleri - Son Dakika nafaka Haber Güncel Gelişmeler

Güzide Duran ve Eşi Adnan Aksoy boşanıyor mu? Adnan Aksoy Kimdir?

‘İşte Benim Stilim’ programının sevilen jüri üyesi Güzide Duran, 16 yıldır evli olduğu iş insanı ve mimar Adnan Aksoy ile boşanma sürecine girdi. Ünlü manken, Hülya Avşar’ın programında gözyaşları içinde evliliğindeki sıkıntıları anlattı. Öte yandan Adnan Aksoy’un kim olduğu ve hayatı da sosyal medyada merak ediliyor. Adana’da başlayıp İstanbul’a uzanan 16 yıllık evliliklerinde sular durulmayan Güzide Duran ve Adnan Aksoy çiftinin boşanma süreci gündemde. ‘İşte Benim Stilim’ programının jüri üyesi olan manken Güzide Duran, eşiyle yaşadığı ayrılık sürecini Hülya Avşar’ın programında samimi ifadelerle paylaştı. GÜZİDE DURAN EŞİNE HALA SEVGİ BESLİYOR! Duran, eşi Adnan Aksoy’a halen sevgi beslediğini ancak aralarındaki sorunların aşılması mümkün olmadığını belirtti. "Eşimle sporda tanıştım, hayalim beraber yaşlanmaktı. 18 yıllık emek kolay bitmiyor. İki çocuğumun babası ve onu seviyorum" diyen Duran, boşanma sürecinde yaşadığı duygusal zorlukları da gözyaşlarıyla anlattı. GÜZİDE DURAN AYLIK 600 BİN TL NAFAKA İSTİYOR Boşanma davasını açan taraf ise Adnan Aksoy oldu. İş insanı ve mimar olan Aksoy, son yıllarda eşine karşı gizemli tavırlar sergilediği ve güvenini zedelediği gerekçesiyle boşanma talebinde bulundu. Aksoy, sembolik 2 liralık tazminat ve çocukların velayetini istedi. Öte yandan Güzide Duran ise fiziksel ve psikolojik şiddet iddialarında bulunarak 20 milyon TL tazminat ve aylık 600 bin TL nafaka talep etti. Adnan Aksoy, medyadan uzak bir hayat sürüyor. Mimar ve iş insanı kimliğiyle tanınan Aksoy, 3 Nisan 2008’de Çırağan Sarayı’nda Güzide Duran ile evlendi. Çiftin Selin ve Emir adında iki çocuğu bulunuyor. Aksoy’un önceki evliliğinden de Kaan adında bir oğlu var. Son günlerde gündeme gelen, Güzide Duran’ın Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk ile aşk dedikodularını ise Duran, “Bu sadece bir arkadaşlık, ispatlamak gibi derdim yok” diyerek reddetti.

Yargıtay'dan dövizle nafaka ödeyenlere müjde!

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, emsal bir karara imza atarak, süresiz ve şartsız döviz cinsinden taahhüt edilen yoksulluk nafakasının 18 yıllık süre sonunda tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına bakılarak uyarlanmasına karar verdi.Edinilen bilgiye göre, davacı vekili dilekçesinde anlaşmalı boşanmaya dayanak sözleşme uyarınca müvekkili tarafından davalıya aylık bin 500 dolar yoksulluk nafakası ödenmesine karar verildiğini, ancak davacının ilerleyen yıllarda ekonomik durumunun kötüye gittiğini, dava konusu edilen aylık bin 500 dolar nafakanın öncelikle hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, bu mümkün olmadığı takdirde aylık 850 lira tutarına indirilmesine karar verilmesini talep etti. Davalı vekile cevap dilekçesinde karşı tarafın avukatı, müvekkil aleyhine gerçeğe aykırı iddialarla açılan ve iyi niyet, doğruluk, dürüstlük ve özellikle sözleşmeye bağlılık ilkelerine aykırı bulunan davayı kabul etmediklerini, taraflar arasındaki evliliğin davacının şu anda evli olduğu eşi ile müvekkilini aldatması nedeniyle sonlandığını, boşanmayı sağlamak amacıyla davacının müvekkiline aylık bin 500 dolar nafakayı ödemeyi kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddini savundu. İlk derece mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar verdi İlk derece mahkemesi, tüm dosya kapsamını değerlendirerek davanın kısmen kabulü ile davalı yararına bin dolar yoksulluk nafakası takdirine, 22.12.2021 tarihli ek karar ile de nafaka davalarında reddedilen kısım üzerinden vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöne ilişkin talebinin reddine karar verdi. İlk derece mahkemesinin belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince 22.12.2021 tarihli ek karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi nafakayı 2 bin 500 TL'ye uyarladı Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dava tarihi itibari ile somut olaya bakıldığında davacının TL üzerinden emekli aylığı aldığı, boşanmanın kesinleştiği tarihteki TCMB alış kurunun 1,64 TL, eldeki dava tarihinde ise 7,38 TL olduğu, kur farkları ve ekonomik göstergeler dikkate alındığında döviz üzerinden belirlenen yoksulluk nafakasının Türk lirası olarak uyarlanması gerektiği belirtilerek, İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2003 tarihli ilâmı ile kadın yararına hükmedilen aylık bin 500 dolar yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 05.01.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Türk lirasına uyarlanmasına ve aylık 2 bin 500 TL yoksulluk nafakası ödenmesine hükmedildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesinin kararını bozdu Bölge Adliye Mahkemesinin kararını bozan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi: "Somut olayda mahkemece yaptırılan tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarında davalının emekli olduğu, 2 bin TL emekli maaşı aldığı, 3 bin TL kira bedelini kardeşinin aldığı, bakmakla yükümlü olduğu fiziksel engelli anne ve bir çocuğunun olduğu, davacının emekli olduğu 3 bin 500 TL civarında emekli maaşı aldığı, bin 300 TL kira verdiği, yeniden evlendiği, eşi ve bu eşinden olan 2012 doğumlu çocuğunun olduğu, eşinin danışmanlık şirketi olduğu anlaşılmıştır. Davacının her ne kadar eşine ait olduğu anlaşılan şirketin az hisseli ortağı olduğu görülse de davacının banka dökümleri ve tanık beyanları da ayrıca değerlendirildiğinde davacının gelirinin sadece emekli maaşı ile sınırlı olmayıp, gelir düzeyinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla tarafların boşanma tarihinde yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ile huzurdaki dava tarihinde yapılan araştırma arasında aşırı bir iyileşme ya da kötüleşme olmadığı sabittir. Davacının boşanma protokolü ile belirlenen yoksulluk nafakasını ödemeyi kabul etmesi sonrasında aradan geçen zaman içerisinde tarafların her ikisinin de protokol gereği ve yine mahkemece de kabul edildiği üzere erkeğin boşanmanın gerçekleştiği tarihe göre ekonomik durumunda aşırı bir kötüleşmenin olmadığı, davalı kadının da sosyal ve ekonomik durumunda dava tarihi itibariyle aşırı bir değişiklik olmadığı, döviz kurundaki değişiklik davacının öngöremeyeceği derecede ülke bazında ön görülemeyen bir kriz nedeni ile ani bir artış şeklinde meydana gelmediği, uyarlamayı gerektirecek mahiyette olmadığı dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile yoksulluk nafakasının indirilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir." Bölge Adliye Mahkemesi, her ne kadar Yargıtay bozma ilâmında tarafların durumlarında olağanüstü değişiklik olmadığı kabul edilmiş ise de yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi olan 2003 yılından sonra davacının ekonomik ve sosyal durumunun olumsuz yönde, buna karşılık davalının ise oldukça olumlu yönde geliştiği, yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi ile eldeki dava tarihi arasında dolar kurunda yaklaşık 4,5 katlık bir artışın yaşandığı gerekçesiyle direnme kararı verdi. Direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulundu ve dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşınmış oldu. "Süresiz ve şartsız döviz cinsinden taahhüt edilen yoksulluk nafakasının 18 yıllık süre sonunda tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına bakıldığında uyarlanması gerekir" Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, temyiz incelemesi neticesinde Bölge Adliye Mahkemesinin kararını onadı. Onama ilâmında şu ifadelere yer verildi: "Davalı fiiller arasındaki dengenin sarsılmadığını da savunmuştur. Karşılıklı fiiller içeren sözleşmelerde tarafların birbirine sağlamayı taahhüt ettikleri fiiller arasında bir menfaat dengesinin bulunduğu kabul edilir. Bilindiği üzere ülkemiz ekonomisinin alınan tüm tedbirlere rağmen istikrarlı bir duruma gelmediği, TCMB tarafından gerçekleştirilen Türk parasının yabancı paralar karşısındaki değer kaybının engellenmesine yönelik tüm çalışmalara rağmen yükselen enflasyonun düşürülemediği bilinen bir gerçektir. Savunma kapsamında; erkeğin -kolayca boşanma- yönünde menfaat elde ettiği, bunun karşılığında döviz cinsinde nafaka ödemeyi kabul ettiği ileri sürülmüştür. Oysaki nafakanın hükmedildiği tarih ile direnme karar tarihindeki döviz kuru karşılaştırıldığında ve özellikle erkeğin dava tarihinde olduğu gibi günümüzde halen döviz cinsinden gelir elde etmediği gözetildiğinde nafaka borçlusunun 'Bin 500 dolar yoksulluk nafakasına yönelik' fiilini ifa etmesi için harcaması gereken çaba ile nafaka alacaklısının menfaati kıyaslandığında, ortada bir orantısızlığın olduğu kabul edilmelidir. Böyle olunca döviz cinsinden hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının Türk Lirası cinsinden ödenmesine karar verilmesine dair verilen karar isabetli olmuştur."

Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Özdemir Türkiye’de yaşanan sıkıntıları gündeme getirdi

Yeniden Refah Partisi Adana İl Başkanı Özkut Özdemir, il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, güncel ekonomik gelişmeleri, gençlerin evlilikten uzaklaşmasını, süresiz nafaka uygulamasını ve çiftçilerin yaşadığı sorunları değerlendirdi. Açıklamasının başında, İstanbul merkezli depremden etkilenen illere geçmiş olsun dileklerini ileten Özdemir, “Depreme karşı dayanıklı yapılar ve kentsel dönüşüm konularına öncelik verilmesi gerekiyor” dedi. İl Başkanı Özkut Özdemir, gençlerin evlilikten uzaklaşmasının sebeplerine değinerek, “Cumhurbaşkanı doğru söylüyor ama lafın yarısını söylüyor. Gençler 1+1 evlerde lüks için değil, mecburiyetten yaşıyor. Bugün büyük şehirlerde 3+1 dairelerin kiraları asgari ücretin iki katına dayanmış durumda. Evlilik, mutluluk ve huzur kapısı değil, borç ve geçim yükünün kapısı haline gelmiştir. Millete Beştepe’den bakmak yetmez, mahalle aralarına girin, ilanlara bakın. Bir yıl süren evlilikten sonra ömür boyu nafaka ödemek zorunda kalanlar var. Bu adalet midir?" diye sordu. Özdemir, Yeniden Refah Partisi olarak süresiz nafakanın kaldırılması için TBMM’ye kanun teklifi sunduklarını belirterek şunları söyledi: “Eğer gerçekten aile kurumunu korumak istiyorsanız, önce nafaka zulmüne son verin.” “Toprağı olmayanın vatanı olmaz” Özdemir, tarım politikalarına da değinerek, çiftçilerin yaşadığı sorunları dile getirerek, "Tarlası don vurmuş çiftçi ne ekeceğini, ne yiyeceğini bilemez halde. Bu milletin alın terine bu kadar mı değer veriyorsunuz? Toprağı olmayanın vatanı olmaz” diye ifade etti. “Milletimiz ahlaklı yönetimi ve adaletli sosyal yapıyı özlüyor” Özdemir, “Bu sistem değişmeden hiçbir şey değişmez. Çözüm Yeniden Refah Partisi’ndedir. Milletimiz sabırla bekliyor. Bu millet yeniden ahlaklı yönetimi, üretime dayalı kalkınmayı, adaletli sosyal yapıyı özlüyor. Bu millet Yeniden Refah istiyor. Allah milletimizin yardımcısı olsun” şeklinde konuştu.

Yeni nafaka düzenlemesiyle süresiz nafaka sona eriyor, evlilik süresine göre nafaka verilecek

Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında nafakada önemli değişiklikler gündemde. AK Parti, süresiz nafaka uygulamasının yerine evlilik süresine göre belirlenen bir nafaka düzenlemesi getirmeyi planlıyor. Bu yeni formüle göre, 3 yıl evli kalan kadınlara 5 yıl, 5-6 yıl evli kalanlara ise 7 yıl nafaka ödenmesi öngörülüyor. Bu adım, nafaka uygulamalarını daha adil bir hale getirmeyi ve her iki tarafın mağduriyetini önlemeyi amaçlıyor. Yeni düzenleme, özellikle nafakayı alacak kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmasına yardımcı olmayı hedefliyor. Nafakası sona eren kadınlar için ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı devreye girerek sosyal yardım sağlamayı planlıyor. Bakanlık, bu kadınları belirlemek için bir etki analizi çalışması başlattı. Nafaka Süresine Dair Yeni Düzenleme AK Parti, nafakada kadınların en fazla paya sahip olduğu yüzde 90’lık dilimde bir reform planı üzerinde çalışıyor. Evlilik süresine göre belirlenen nafaka, kısa süreli evlilikler sonucu mağduriyet yaşayan kişilerin yaşadığı ekonomik zorlukları hafifletmeyi amaçlıyor. 6 ay-1 yıl arasında süren evliliklerde nafakanın çok kısa süreli olmasının, özellikle genç yaşta boşanan kadınlar için yeniden evlenme ve ekonomik zorluklar yaşama riskini doğurduğuna dikkat çekiliyor. Sosyal Yardım Uygulaması Nafakası sona eren kadınların, özellikle çalışmayan ya da ekonomik zorluk yaşayanların mağduriyetlerinin giderilmesi için sosyal yardım programı devreye girecek. Bu süreçte, devletin desteğiyle kadınların yeni bir başlangıç yapmaları sağlanacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bu kadınları tespit etmek için etki analizi çalışmaları başlattı. Kadın ve Erkek Mağduriyetinin Önlenmesi Hedefleniyor Yeni düzenleme ile hem kadınların hem de erkeklerin mağduriyetinin önlenmesi hedefleniyor. AK Parti kaynakları, süresiz nafakanın kanunda yer almadığını, ancak Yargıtay içtihatlarına dayanarak uygulandığını belirtiyor. “Çalışabilecek durumda olan ancak nafaka aldığı için çalışmayan kişiler de var. Bu hakkın kötüye kullanılmaması gerekiyor,” şeklinde açıklamalarda bulunuyorlar. Yeni Düzenleme, Yargı Paketinde Yer Alacak Nafaka düzenlemesinin, aileye yönelik yapılacak geniş çaplı reformların bir parçası olarak hazırlandığı belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce duyurduğu geniş kapsamlı aile reformu kapsamında, nafaka uygulamaları için belirli bir çerçeve getirilecek. Ancak bu düzenleme, kamuoyunda 10. Yargı Paketi olarak bilinen kanun teklifi içinde yer almayacak.

Diyarbakır'da boşanma davasında nafaka kararı: Kadın çalışmayan kocasına nafaka ödeyecek!

Diyarbakır'da görülen bir boşanma davasında ilginç bir karar çıktı. 16 yıllık evliliklerinin ardından boşanma kararı alan N.K. ve F.K. çifti arasında mahkeme, kadının çalışmayan kocasına nafaka ödemesine hükmetti. Mahkeme, tarafların kusurlu davranışlarını göz önünde bulundurarak boşanmayı kabul etti ancak sosyal ve ekonomik durumları da göz önünde bulundurarak, kadının kocasına nafaka ödemesi kararı aldı. Karar, kadının gelir durumu ve kocasının işsizliği nedeniyle alınan bir tedbir nafakası olarak belirlenirken, kadın, kocasına aylık 3 bin TL nafaka ödeyecek. Kadına Nafaka Kararı: 3 Bin TL Boşanma kararının ardından mahkeme, sosyal ve ekonomik durumu göz önünde bulundurarak, N.K.’nin yasal şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebini reddetti. Bununla birlikte, F.K.’nin düzenli bir geliri olmadığı gerekçesiyle, N.K.’den aylık 3 bin TL tedbir nafakası ödemesine karar verildi. Mahkeme, bu nafakanın, karar kesinleşinceye kadar ödenmeye devam edilmesine, karar kesinleştiğinde ise yoksulluk nafakası olarak devam etmesine ve her yıl ÜFE oranında artırılmasına hükmetti. F.K.'nin Avukatı Kararı Savundu F.K.’nin avukatı Ayşegül Birtane İpek, müvekkilinin açtığı karşı davada hem boşanmayı hem de nafaka talebini iletti. İpek, mahkemenin her iki tarafı eşit kusurlu sayarak boşanmalarına karar verdiğini, bunun ardından nafaka talebinin kabul edildiğini belirtti. F.K.'nin düzenli bir geliri olmadığından, nafakanın verilmesinin yerinde bir karar olduğunu vurgulayan İpek, karara itiraz edeceklerini belirterek davayı üst mahkemeye taşıdıklarını söyledi. N.K.'nin Avukatından Açıklama Yok N.K.’nin avukatı ise mahkemenin verdiği karara ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. Ancak, kararın temyiz edilmesi durumunda, üst mahkemenin değerlendirmesinin ardından kesin bir hüküm verileceği kaydedildi.

Ufuk Özkan eski eşine ödediği nafaka nedeniyle zor günler yaşıyor

Ünlü oyuncu Ufuk Özkan, karaciğer yetmezliği nedeniyle yaşadığı sağlık sorunlarının ardından yeniden sağlığına kavuştu. Geçtiğimiz günlerde Sabah’a konuşan Özkan, sağlık durumunun iyiye gittiğini belirtirken, iki yıl önce boşandığı eski eşi Nazan Güneş'e ödemek zorunda olduğu nafakanın yükselmesiyle ilgili sıkıntılarını dile getirdi. "Gelirim Düştü, Bu Miktarı Ödeyemem" Özkan, eski eşine ödediği nafakanın 114 bin TL’ye yükseldiğini söyleyerek, "Ben tiyatro yapıyorum, ayda bu kadar para kazanmıyorum ki. Nafakam önce 45 bin TL’den 74 bin TL’ye çıktı, şimdi ise 114 bin TL oldu. Hiç harcama yapmasam bile bu miktarı ödeyemem. Bu yüzden nafaka düşürme davası açtım" dedi. Sağlık sorunları nedeniyle televizyon projelerinden uzak kalan oyuncu, tiyatroya yöneldiğini ancak tiyatrodan elde ettiği gelirle bu miktardaki bir nafakayı karşılayamadığını ifade etti. Özkan, "Dizilerde çalıştığım dönemlerdeki gelirle şu anki tiyatro gelirimi karşılaştırmak mümkün değil" diye konuştu. "İşten Eve, Evden İse Gidiyorum" Özkan, sağlık sorunları sonrası hayatına daha dikkat ettiğini ve artık daha sade bir yaşam sürdüğünü belirtti. Özel hayatında çok fazla dışarı çıkmadığını ve işten eve, evden işe giden biri olduğunu söyleyen oyuncu, tiyatro oyunları için gittiği şehirlerde de sosyal hayattan uzak durduğunu dile getirdi. Halkın yoğun ilgisinden memnun olduğunu ancak bazen bu ilgiden dolayı zorlandığını belirten Özkan, "Herkes fotoğraf çektirmek istiyor, ben de hayır diyemiyorum. Zaman zaman bu durum sıkıntı yaratıyor" dedi. Ünlü oyuncu, yaşadığı sağlık sorunları ve maddi zorluklarla mücadele ederken hayranlarına olan ilgisinden dolayı minnettar olduğunu sözlerine ekledi.

Ufuk Özkan’dan nafaka isyanı: Ayda o kadar para kazanmıyorum

Ünlü sanatçı Ufuk Özkan, karaciğer yetmezliği nedeniyle geçirdiği zor günlerin ardından GÜNAYDIN’a özel açıklamalarda bulundu. Sağlık durumu hakkında bilgi veren Özkan, ayrıca eski eşine ödediği nafaka yükümlülüğü ile ilgili de isyanını dile getirdi. SAĞLIK DURUMU HAKKINDA KONUŞTU Geçen yıl karaciğer yetmezliği nedeniyle hastanede tedavi gören Özkan, sağlık durumunun şu an iyi olduğunu ancak ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalacağını belirtti. “Geçen sene temmuzda hastaneye yattım. Sağlık Bakanlığımız yakından ilgilendi ve 18 günlük tedaviden sonra sağlığıma kavuştum. Ancak uzun saatler çalışmak bünyemi çok yordu, bu yüzden sadece tiyatro yapma kararı aldım” dedi. NAFAKA İSYANI: “BU KADAR PARA KAZANMIYORUM” Özkan, iki yıl önce boşandığı eşine ödemek zorunda olduğu 114 bin TL’lik nafaka konusunda ise mağdur olduğunu ifade etti. “Tiyatro yapıyorum, ayda bu kadar para kazanmıyorum. Bu nedenle nafaka düşürme davası açtım” şeklinde konuştu. SOSYAL MEDYA VE GENÇLER Sosyal medyanın gençler üzerindeki olumsuz etkileri hakkında da yorum yapan Özkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlerin sosyal medya bağımlılığı ile ilgili uyarılarına destek verdi. “Ergenlerimizin sosyal medyada kaybolmasına seyirci kalamayız. Ailelerin de çocuklarını yakından takip etmesi gerekiyor” diyerek ailelerin de sorumluluk alması gerektiğini vurguladı. İSRAİL HAKKINDA ENDİŞELERİNİ DİLE GETİRDİ İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırılarıyla ilgili endişelerini dile getiren Özkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına atıfta bulunarak, “İsrail’in asıl hedefi Türkiye, gözleri Türkiye’de. Çok endişeliyim. Ülkemizi Allah korusun” dedi.

Nafaka borcu nedeniyle cezaevine giren Zülfü dede için Erkekleri Koruma Derneği devreye girdi

Bursa’nın İnegöl ilçesinde yaşayan Zülfü Şirin (81), Avustralya’da yaşayan eski eşine yollamadığı nafaka borcu yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Jandarma eşliğinde cezaevine sevk edilen Şirin’in görüntüleri üzerine Erkekleri Koruma Derneği devreye girerek borcu ödedi. İddialara göre Şirin, 20 yıl önce boşandığı eski eşine geçen ay nafaka ödemeyi unuttu. Bunun üzerine Şirin’in Avustralya’da yaşayan eski eşi şikayetçi oldu. Çıkarıldığı hakimlikçe “nafaka hükümlerine uymama” suçundan tutuklanan Şirin, nafaka borcunun Erkekleri Koruma Derneği Başkanı Bahri İnceler tarafından ödenmesi üzerine serbest kaldı. “Nafaka meselesi tamamen düzenlenmeli” 81 yaşında bir insanın cezaevinde kalmasına gönüllerinin el vermeyeceğini belirten Dernek Başkanı İnceler, “Sosyal medya üzerinden bizim takipçilerimiz hemen bize ulaştı. Bu tarz haberlerle alakalı bizimle direkt iletişime geçerler. Biz de hemen bu konuyla ilgilendik. Hemen yetkililere ulaştık. Bir saat içerisinde amcamızın tüm borcunu kapattık ve amcamızı özgür hale getirdik. Amcamız cezaevinden çıktıktan sonra da benimle telefonda görüştü. Kendisi çok heyecanlıydı, çok mutluydu. Onun bana vermiş olduğu huzuru hayatım boyunca almadım diyebilirim. Çok mutluyum, çok güzel bir şey yaptığımızı düşünüyorum. Bu da umarım bir farkındalık olur. 81 yaşındaki bir adamın, bir amcanın, bir dedenin nafakayı ödemedi diye cezaevine düşmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Bu nafaka meselesi tamamen düzenlenmeli. Bunu yetkililer, hukukçular tartışmalı, doğru neyse yapılmalı. Biz kadınlarımızın da yanındayız, erkeklerimizin de yanındayız. Kimseyi ayırmıyoruz, kayırmıyoruz. Biz eşitlikten yanayız. Biz hiç kimsenin düşmanı değiliz. Ben kadınların da, erkeklerin de eşit olmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. Zülfü Şirin ile akrabaları sayesinde iletişime geçtiklerini anlatan İnceler, “Eski eşi Avustralya’da yaşıyor ve tesadüftür ki ben de Avustralya’da yaşıyordum. Türkiye’ye geçen sene taşındım. Bu yüzden Avustralya yasalarını da çok iyi biliyorum. Oradaki gelir kaynaklarını da çok iyi biliyorum. Orada ‘Centerlink’ dediğimiz bir sistem vardır. Orada işsiz dahi olsanız 2 haftada bir ‘Centerlink’ size ödeme yapar. Tüm Avustralyalılar bunu bilir. Karşımızdaki teyzemizin maddi gücünün olmamasıyla alakalı bir durum değil, bu tamamen amcamızı cezaevine sokmak için yapılmış bir işlemdi” dedi. “Dedemizin ne kadar borcu olduğundan bile haberi yok” Şirin’in eski eşinin avukatının da inisiyatifini kullanmadığını dile getiren İnceler, “81 yaşındaki bir amcamız için nasıl böyle bir dilekçe yazılır inanın aklım hala elvermiyor. Rakam da çok komik bir rakamdı. Amcamızın zaten unuttuğunu söyleyebilirim. Amcamız farkında bile değildi, hiçbir şeyden haberi yoktu. Cezaevinden çıktıktan sonra Zülfü dedemize ulaştık. Zülfü dedemiz ‘Ne kadar borcumuz var oğlum’ dedi, ben de ‘Zülfü dede ne borcu. Kesinlikle bir borcun yok’ dedim. Yani şunu demek istiyorum. Dedemizin ne kadar borcu olduğundan bile haberi yok” şeklinde konuştu. “Bizde insanız, biz de ağlarız” Aile içinde hem fiziksel hem de psikolojik şiddet konusunda erkeklerin de mağdur olduklarını ve seslerini duyuramadıklarını aktaran İnceler, dernek olarak erkeklere hem hukuki hem de psikolojik yardımda bulunduklarını dile getirerek şunları söyledi: “Erkekler, erkek normlarından dolayı kadınlar gibi daha özgür değiller. Çünkü, ‘Sen erkeksin, erkek adam ağlar mı, erkek adam güçlü olmalı’ deniliyor. Böyle bir şey yok. Bizde insanız, biz de ağlarız. Bizim de duygularımız var. Biz de babayız ve biz de bir insanız. Öncelikle bizi de bir insan yerine koyun lütfen. Bu tarz psikolojik şiddete uğrayan erkeklerimizin yanında oluyoruz ve psikolojik danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bunun yanı sıra hukuki hizmetler veriyoruz. Hukuki danışmanlarımız var, avukatlarımız var. Gönüllü, gönülsüz avukatlarımız var. Bunun dışında örnek veriyorum annesi tarafından terk edilmiş çocuklar var ve sadece baba bakmak zorunda. Baba hem işe gidiyor hem çocuğuna yemek yapıyor. Adamın annesi yok, babası yok, ona destek olacak kimsesi yok. Bu adamf destek olmak zorundayız. Bu adam çocuğuna nasıl bakacak. Bu tarz insanlar bizimle iletişime geçiyor. biz de onlara seve seve destekte bulunuyoruz. Ben şunu söylemek istiyorum, kadın erkek her zaman eşit diyoruz. Lütfen eşitmiş gibi davranalım. Çünkü cinsiyetin adaleti olmaz.” “Birkaç iş adamı olarak tamamen her şeyi kendi cebimizden karşılıyoruz” Zülfü Şirin ile yüz yüze görüşebilmek üzere Bursa’ya gideceklerini dile getiren İnceler, “Zülfü amcayla daha yeni telefonla görüştük. Birkaç saat içerisinde yola çıkacağız. Ankara’dan İnegöl’e gidip ziyaret edeceğiz. Elini öpeceğim, geçmiş olsun diyeceğim, ona sarılacağım. Onun yüzündeki mutluluğu görmek istiyorum. Zülfü amcamla Avustralya hakkında da sohbetler ederiz diye düşünüyorum. Zülfü amcamızın eğer bir şeye ihtiyacı varsa, ki her türlü desteği de dernek olarak yapacağımızı da buradan bildireyim. Şunu da ayrıca belirtmek istiyorum, biz Erkekleri Koruma Derneği olarak bir banka hesabımız yok. Biz kimseden bağış almadık. Biz birkaç iş adamı olarak tamamen her şeyi kendi cebimizden karşılıyoruz. Bunu da şundan dolayı belirtmek istiyorum; kimseden bir desteğimiz yok, destek de beklemiyoruz” dedi.

İnegöl’de tutuklanan 81 yaşındaki yaşlı adam için sevindiren haber

İddiaya göre Bursa’nın İnegöl ilçesinde yaşayan, Zülfü Ş. (81), eski eşinin nafakasını ödemeyi unuttu. Şikayet üzerine Jandarma Komutanlığı ekiplerince gözaltına alınan adam, adliyeye sevk edildi. Ödediğini söylemesi üzerine kayıtlara geçmediği öğrenilen adam, mahkemece tutuklandı. Tutuklanan yaşlı adam, cezaevine götürülürken hüngür hüngür ağladı. Serbest kaldı Bugün ödenen nafakanın ardından yaşlı adam, cezaevinden çıkarılarak serbest kaldı.

#nafaka