SON DAKİKA
Hava Durumu

Kanserde umut veren gelişmeler

Neredeyse bir yüzyıla damgasını vuran o amansız hastalık yani kanser, erken tanı ve doğru tedaviyle artık çok da korkulacak bir hastalık olmaktan çıkıyor. Tıp dünyasının yıllardır üzerinde çalıştığı kanser tedavisinde büyük ilerlemeler kaydedildi. Akıllı ilaçlar, robotik cerrahi ve kapalı ameliyatlarla elde edilen başarılar ve son gelişmeleri, Gastroentroloji Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Gökler ile konuştuk. Kanserin teşhis ve tedavisindeki doğrular, yanlış bilinenler ve gelecekteki yaklaşımlar hakkında merak ettiğiniz her şey bu röportajda!

Haber Giriş Tarihi: 12.05.2025 12:24
Haber Güncellenme Tarihi: 12.05.2025 12:37
Kaynak: Haber Merkezi
Kanserde umut veren gelişmeler

Tıp dünyasının yarım asırdır üzerinde çalıştığı,  yeni tedavi yöntemleri geliştirilen; akıllı ilaçlar, robotik , kapalı ameliyatlarla  büyük başarılar sağlanan kanser hastalığı teşhis ve tedavisinde hangi aşamadayız? Hastalıkla ilgili doğrular, yanlış bilinenler ve dünyadaki son gelişmeleri Gastroentroloji Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Gökler ile konuştuk. Merak ettiğiniz konuları ve cevap aradığınız soruları gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Süreyya Uri sizin için sordu.

ÖNCELİKLİ OLARAK SİZİ TANIYALIM, BİZE KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

İlkhaber Gazetesi'nden Süreyya URİ'nin haberine göre; 2008’de Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Mezun oldum. 2009-2015 Adana Numune Hastane Genel Cerrahi Uzmanlığı eğitimi kazandı. Ve bu eğitimimi  2015 tamamladım ve Genel Cerrahi uzmanı oldum.  Bizde her uzmanlık eğitimi sonrasında zorunlu hizmet çalışması var. Genel Cerrahi zorunlu hizmetimi Silopi Devlet Hastanesinde yaparken burada Yüksek ihtisas sınavlarına girerek Türkiye 17.’si oldum. Malatya’da Gastroentroloji Cerrahisi bilim dalında yüksek ihtisasımı yaptım.  Daha sonra Malatyada 1 yıl karaciğer nakli eğitimi aldım. Adıyaman Eğitim Araştırma Hastanesinde de 2 yıl mecburi hizmet daha yaptım. Sonra Adana Şehir Hastanesinde eğiticilik sınavı kazandım Adana’ya geldim. Kapalı kanser ameliyatları, obezite cerrahisi ve karaciğer nakli üzerine calıştım. 2 yılda 30-40 karaciğer nakline 20-30 böbrek nakline dahil oldum. Onların 2 yıl çalışmalarını yaptım. Daha sonra Medical Park Seyhan Hastanesinden teklif aldım ve 2 yıldır burada çalışıyorum.

Sayın Gökler tıp aslında bir ömür eğitim ve araştırma gerektiren bir meslek dalı, zor ve özveri istiyor, neden tıp?

Akademik olarak başarılı öğrenciyseniz Türkiye’de size çok fazla mesleki alanlar, hayat garantisi sağlayacak meslekler çok da yok aslında. Bu yüzdenbaşarılı öğrencilerin ilk tercihleri tıp oluyor. Ama  beni tıpa yönlendiren daha çok lisede biyoloji öğretmenim oldu. Beni  özendirdi. Lise 2 ye kadar tercihim farklıydı sonra tercihimi değiştirdim ve tıp okudum.

Neden cerrahi?

Bir doktor doktorluk yapmak istiyorsa hastaya dokunmalı hastada bir şeyler değiştirmeli. diye düşünüyordum.  İlaçlara olan inancım daha azdı ve hastalara  daha çok dokunmak istedim  ve yaptığım işlerin sonucunu daha kısa sürede görmek istedim. O yüzden cerrah olmak istedim.

Bu süreç nasıl gelişti?

Bizim alanımız çok zor ve uzun eğitimler gerektiriyor. Cerrahi eğitimini bitirdikten sonra da hemen cerrah oldum diyemiyorsunuz. Çünkü sürekli bir eğitim istiyor uzmanlığı bitirdikten sonra da bir yüksek ihtisas branşlaşma istiyor. Bu yüzden gastroentroloji cerrahisini tercih ettim.  Çok da iyi bir merkezdi gittiğim merkez. Malatya karaciğer nakli konusunda dünyada ikinci en önemli merkezdi. Hem kapalı kanser ameliyatları hem de Obezite cerrahisi üzerine çok ileri seviyedeydi   Orada dünya çapında Türkiye çapında çok kıymetli hocalarla çalıştım ve çok iyi bir donanımla oradan çıktım. O eğitimi almamış olsaydım benim için meslek hayatım çok eksik kalırdı. Şimdi kendi alanımla ilgili her türlü cerrahiyi yapabilecek yetiyi kendimde görüyorum. Bu alanda kendime güvenim ve çok iyi deneyimim var.  Bu yüzden iyi ki o eğitimi almışım diyorum. Bu beni her yerde özgür kılıyor.

Dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanser türleri hangileri?

Dünyada en sık görülen kanser tiplerinde erkek ve kadınlarda birbirinden farklılık görülse de birinci sırada kadınlarda da erkeklerde de akciğer kanseri geliyor.  2. Sırada  kadınlarda meme, erkeklerde prostat, 3. Sırada da kolon kanseri geliyor. Daha sonra kan kanseri  ve 5. sırada mide kanseri geliyor.

Bizim alanımıza baktığımızda kolon ve mide kanserleri sık görülüyor. Bölgemizde de sık görülen kanser türleri bunlar. bölgemizde beslenme alışkanlıklarıyla da ilgili, yağlı ve ağır beslenme alışkanlığı var bu yüzden gastrointestinal sistem kanserleri bölgemizde daha sık görülebiliyor diyebiliriz.

Bölgemizde en sık görülen kanser türleri ve nedenleri konusunda bilgi verir misiniz?

Bu daha çok istatistiki bilgiler, daha çok onkolojinin ilgilendiği bilgiler ama kendi alanıma girdiği için kendi tecrübelerime dayanarak bölgemizde kolon mide ve pankreas kanserlerini sıklıkla gördüğümüzü söyleyebilirim.  Meme kanseri en çok görülen kanser. Şu anda her 8 kadından birinde meme kanseri görülüyor. 30-40 yaş arasındaki meme kanseri sayısı giderek çoğalıyor.  Meme kanseri görülme yaşı da düştü aslında. Ama meme kanserinden ölen kadın sayısı oldukça azaldı. Sayı artmasına rağmen ölümler azaldı. Tabi kadınlarımız bu konuda daha bilinçli, taramalar sıklıkla yapılıyor. Erken evrelerde kanseri tanıma şansımız bu sayede daha fazla.  Meme kanserini erken evrede yakaladığımız için tedavisini yapabiliyoruz.

Bıçak değerse tümor yayılır algısı doğru mu?

Tümörün kendisini çıkarırken,  tümörü besleyen damarları ve bölgedeki lenf bezleriyle beraber çıkarmamız gerekiyor. Bu bir kanser cerrahisi kuralıdır. Bu kuralı doğru uygulamazsak, tömörün kenarındaki lenf bezlerini çıkarmazsak eğer eksik yapmış oluruz ve tümör yayılır. Tabi burada evre önemli. Çok erken evrede lenf bezlerine yayılmadan tümörün sadece kendisini çıkarabiliriz.  Ama bunun dışında eğer lenf ağına yayılmışsa o lenf ağını ve tümörü besleyen damarları da tümörle birlikte çıkarmamız gerekir. Bunu yapmazsak bu ameliyatı eksik yapmış oluruz.

Tümör çıkarılırken parçalanırsa ne olur?

Tümörü uygun yerlerden keserek çıkarmamız, tümörü tüm olarak ve etrafındaki temiz dokularla beraber çıkarmamız gerekiyor ve uygun sahalardan inmemiz gerekiyor. Bunu yapmazsak Tümörü bölersek eğer, oradan tümor hücreleri dökülebilir ve kanser aynı yerde  gelişebilir..

Şu an cerrahideki en önemli konu bu. Tömür çevresindeki o temiz dokularla beraber çıkartmak. Kapalı yaparken de bunu kesinlikle yapabiliyoruz. Son yıllarda tecrübelerin artmasıyla birlikte kapalı ameliyatlardaki sonuçlarımızla açık ameliyatlardaki sonuçlarımız hemen hemen aynı.

Her hastaya kapalı ameliyat yapılabilir mi?

Hangi hastaları kapalı ameliyat yapmamız gerektiğini doğru seçmemiz gerekir. Karın bölgesi içinde yapılacak ameliyatlar için konuşuyorum. Deliklerle girilip karnın şişirilerek ve kamerayla girilip geniş bir görüş alanı sağlayarak yapılan ameliyatlardır kapalı ameliyatlar.

Evre önemli hangi tömüre yaptığımız önemli. Hangi evredeki hastalar kapalı ameliyata uygun bunu iyi belirlemek gerekir.Her hastaya kapalı ameliyat yapılmaz. Hastanın genel durumunun bunu kaldırması gerekiyor. Defalarca ameliyat geçirmiş bu nedenle karın içinde yapışıklık olan hastaları kapalı ameliyat tercih etmeyiz.  Ama bazı hastalarda uygun olabiliyor. Özellikle mide kanserinde ileri evrelerde kapalı ameliyatı tercih etmeyiz. Erken evrelerde kapalı ameliyatı tercih ederiz. Kolon kanserinde  hastalık eğer karının tamamınına yayılmışsa kapalı ameliyat yapmayız. Hatta bunun amiliyat yapılması dahi tartışılabilir. Sadece ilaç vererek de tedavi uygulayabiliriz.

Kapalı ameliyatı neden tercih ederiz?

Kapalı ameliyatlar karnı boydan boya kesmeden yapılan ameliyatlardır.  Bu sayede Yara iyileşmesi daha çabuk oluyor. Hastanede kalış süresi azalıyor. Hastanın ayaklanması daha hızlı oluyor, yara iyileşmesi daha çabuk oluyor. Kanama, yara yeri enfeksiyonu gibi sorunlarla daha az karşılaşabiliyoruz. Daha çabuk ayaklanma olduğu için ameliyat sonrası hastada görülebilecek solunum  komplikasyonları, nefes problemleri kalp problemlerini daha az görüyoruz.  Çünkü kanser hastaları ileri yaş hastaları oluyor ameliyat sonrası hareket solunum kabiliyetleri kısıtlanıyor. Bu yüzden bu hastalarda kapalı ameliyatlar daha çok avantaj sağlıyor. Kapalı ameliyat aynı zamanda erken taburcu olabilmeyi, erken iyileşmeyi sağlıyor. Bu açıdan çok konforlu. hastayı psikolojik açıdan daha rahat ettiriyor. Hastanın karnında kocaman bir kesi görmesi farklı, küçücük delik görmesi farklı . Daha sonraki yıllarda karın içinde yapışıklık olma ihtimali azalıyor. Yara yerinde fıtık olma riski de azalıyor. Hastayı daha sonrasında onkolojiye veririz ve onkoloji ilaç tedavisi başlar.  İyileşme süresi kısa olduğu için de onkolojide ilaç tedavisine daha kısa sürede daha hızlı başlayabiliyor. Bir ay beklemeden ilaç başlıyor bu açıdan avantajlı.  Şu an dünya buraya doğru gidiyor.

Hastaya ne kadar az zarar vererek  hastayı sağlığına kavuşturmak.  Tüm dünyanın ilgilendiği konu. Laporaskopi, robotik ameliyatlar.  Robotik ameliyatlarda manevra kabileyetinin daha fazla olması. Aslında hep bunun için çalışıyoruz. Hastayı daha az yaralayarak daha iyi bir tedaviyi nasıl sağlayabiliriz? Bunun çabasında cerrahi dünyası.  Bir de açık ameliyatlar, hastayı kesme aşaması, bir travma uyguluyorsunuz. Bir çok iltihabi reaksiyonları başlıyor hastanın ondan toparlanması da daha kısa oluyor kapalı ameliyatlarda.. Burada hastayı doğru seçmek gerekiyor. Doğru hastaya doğru evrede doğru tömöre bu ameliyatı yapmak lazım. Her hastaya da kapalı ameliyat doğru değil.   

Kapalı ameliyat hasta için bir konfor diyebilir miyiz?

Uygun hastada, uygun tümörde kapalı ameliyat hasta için önemli bir konfor. Önce tömörü ilaçla küçültüyoruz. Bu bize kapalı ameliyat yapabilme ve hastayı daha az zararla bu evreyi geçirme imkanı sağlıyor.Önce küçültüp sonra alıyoruz tömörü. Tümörü küçülterek, lenf sayısını azaltarak, ameliyat sırasında tümörün dökülmesini de azaltarak daha küçük bir ameliyat alanıyla hastanın daha konforlu bir yaşam sürmesini sağlıyoruz.

Hastalığın bu sayede nüks etmesini erken zamanda tekrar etmesini azaltıyor.. Hastanın yaşam süresini uzatıyor. İkinci ve önemli avantajı olan; uzun dönemde hastalığın  nüks oranını azalttığı, kişinin yaşam süresini uzattığı  bütün çalışmalarda da gösterilmiş.Ama en önemli nokta; hastada tamamen tümörsüz bir alan yapabilecek isek bu ameliyatı yaparız.

Tedavide hasta güveni ve samimiyet önemli midir?

Her hastayı kendi yakınım gibi görüyorum. Ne yapıyorsam onun iyiliği için yapacağıma inanıyorum. Hastam da bunu bilir. Aramızda samimi ve güvenli ilişki olur.  Her birini bir yakınım gibi görürüm gerçekten.  Tedavi sonuçlarımdan da memnun kalıyorlar. Hastalar beni aileden biri olarak görüyor ve o yüzden de kendilerinin iyiliği için çalıştığımı bildiği için tedavi süreci iyi işliyor. Hastalarla her şeyi samim olarak ve bütün açıklığıyla konuşuyorum.  Doğru bilgilendiriyorum. Hastayla güven ve samimiyet önemli.

Tedavinin şekli konusunda kararı tek başınıza mı veriyorsunuz?

Kanser hastalarını konseylerimize çıkarıyoruz ve tedavi şekline o şekilde karar veriyioruz. Tedavi şekli tek bir doktorun insiyatifinde değil. Konseyin aldığı kararı uygularız. Ameliyatlı bir çözüm varsa ameliyat ediyoruz. Ameliyat olmasına gerek yoksa ameliyat etmiyoruz zaten. Bazen sadece ameliyatla çözülen, ilaca ihtiyaç kalmayan hastalar var.

Genler ve genetik yatkınlıklarla ilgili neler söylemek istersiniz?

Bazı genler önemli. Bu insanda bu gen bulundu mutlaka bu kişide bu kanser gelişecek diyebileceğimiz genler var. Ama hepsinde değil.  Aile öyküsünde kanser olanların mutlaka tarama yaptırması gerekir. Genetik testler var ama herkese yapamayız. Dünyada en sık görülen kanserlerin taraması yapılıyor şu an. Kolon, akciğer, meme, mide pankreas gibi. Bunların da belli safhaları var. Aİlesinde kolon kanseri varsa eğer, o kişinin erken yaşta kolonoskopi yaptırması gererkir.  40 yaşında her kadının meme kontrolü yaptırmasını istiyoruz. 45 yaşındaki herkesin kolonoskopi yaptırmasını istiyoruz.

Bütün bunlar kanser tedavisinde önemli noktalar. siz de takdir edersiniz ki hepsinden önemli olan kansere hiç yakalanmamak. bu konuda neler önerirsiniz, kanserden nasıl korunuruz?

Öncelikle kendimize iyi bakacağız. Bedenimizin kıymetini bileceğiz. Bu beden bize sadece gençlikte değil yaşlılıkta da lazım.  Beslenmemize dikkat edeceğiz. Sağlıklı besleneceğiz. Yanmış, tütsülenmiş gıdalardan uzak duracağız. Bol hareket edeceğiz. Spor yapacağız, sigaradan ve alkolden uzak duracağız ve doğru zamanlarda taramalarımızı mutlaka yaptıracağız. Obeziteden kurtulacağız.

Kaynak: Haber Merkezi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.