Danıştay’ın Hatay Dağ Ceylanı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nı daraltan kararı iptal etmesi, sadece nesli tehlike altındaki ceylanlar için değil, bölgedeki tüm biyolojik çeşitlilik için kritik bir önem taşıdı. Çevrecileri sevindiren bu karar, ekosistemin korunmasında bilimsel verilerin ve halkın sesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Haber Giriş Tarihi: 02.08.2025 09:37
Haber Güncellenme Tarihi: 06.08.2025 13:46
Muhabir:
Gamze Pehlivan
Hatay’da 2019 yılında 13.288 hektar olarak ilan edilen “Hatay Dağ Ceylanı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası”, 2021 yılında alınan bir kararla 12.514 hektara düşürülmüştü. Bu daraltmaya gerekçe olarak insan baskısı ve taş ocağı faaliyetleri gösterilmişti. Ancak yöre halkı ve bilim insanları bu kararın bilimsel bir temele dayanmadığını savunarak hukuki süreci başlattı.
Kırıkhan halkının açtığı dava sonucunda, Danıştay 10. Dairesi önemli bir karara imza attı. Mahkeme, alanın küçültülmesini zorunlu kılacak herhangi bir bilimsel tespitin bulunmadığını vurgulayarak işlemi hukuka aykırı buldu. Kararda ayrıca, koruma sahasında yaşayan Hatay dağ ceylanlarının sayısının arttığı ve 2017’de 492 olan popülasyonun 2020’de 1141’e ulaştığına dikkat çekildi.
Mahkeme, yaban hayatı geliştirme sahalarının sınırlarında yapılacak değişikliklerin ancak bilimsel raporlar ve gerekçelerle desteklenmesi gerektiğini belirtti. Sadece “insan baskısı” gibi soyut nedenlerle alınan kararların yeterli olmadığı açıklandı.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, şu ifadeleri kullandı:
“Bilim insanları ve Kırıkhan halkının Hatay Dağ Ceylanı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nın daraltmasına karşı açtığı dava sonucu, oldukça sevindirici. Alanın daraltılmasının bilimsel bir temele dayanmadığı savunularak açılan bu davanın sonucu, örnek teşkil etti. Danıştay’ın, koruma sahasının küçültülmesini hukuka aykırı bulduğu kararda, popülasyonun arttığı ve daraltmayı gerektirecek bir gerekçe bulunmadığı da açıkça ifade edildi. Bu karar yalnızca ceylanlar için değil, bölgedeki biyolojik çeşitlilik için de büyük bir önem taşıyor. Yaşasın ceylanlar” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Danıştay kararı çevrecileri sevindirdi
Danıştay’ın Hatay Dağ Ceylanı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nı daraltan kararı iptal etmesi, sadece nesli tehlike altındaki ceylanlar için değil, bölgedeki tüm biyolojik çeşitlilik için kritik bir önem taşıdı. Çevrecileri sevindiren bu karar, ekosistemin korunmasında bilimsel verilerin ve halkın sesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Hatay’da 2019 yılında 13.288 hektar olarak ilan edilen “Hatay Dağ Ceylanı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası”, 2021 yılında alınan bir kararla 12.514 hektara düşürülmüştü. Bu daraltmaya gerekçe olarak insan baskısı ve taş ocağı faaliyetleri gösterilmişti. Ancak yöre halkı ve bilim insanları bu kararın bilimsel bir temele dayanmadığını savunarak hukuki süreci başlattı.
Kırıkhan halkının açtığı dava sonucunda, Danıştay 10. Dairesi önemli bir karara imza attı. Mahkeme, alanın küçültülmesini zorunlu kılacak herhangi bir bilimsel tespitin bulunmadığını vurgulayarak işlemi hukuka aykırı buldu. Kararda ayrıca, koruma sahasında yaşayan Hatay dağ ceylanlarının sayısının arttığı ve 2017’de 492 olan popülasyonun 2020’de 1141’e ulaştığına dikkat çekildi.
Mahkeme, yaban hayatı geliştirme sahalarının sınırlarında yapılacak değişikliklerin ancak bilimsel raporlar ve gerekçelerle desteklenmesi gerektiğini belirtti. Sadece “insan baskısı” gibi soyut nedenlerle alınan kararların yeterli olmadığı açıklandı.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, şu ifadeleri kullandı:
“Bilim insanları ve Kırıkhan halkının Hatay Dağ Ceylanı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nın daraltmasına karşı açtığı dava sonucu, oldukça sevindirici. Alanın daraltılmasının bilimsel bir temele dayanmadığı savunularak açılan bu davanın sonucu, örnek teşkil etti. Danıştay’ın, koruma sahasının küçültülmesini hukuka aykırı bulduğu kararda, popülasyonun arttığı ve daraltmayı gerektirecek bir gerekçe bulunmadığı da açıkça ifade edildi. Bu karar yalnızca ceylanlar için değil, bölgedeki biyolojik çeşitlilik için de büyük bir önem taşıyor. Yaşasın ceylanlar” dedi.
Kaynak: Gamze Pehlivan