Trump'ın Gazze planı: Gazze'nin geleceğinde Türkiye ve bölge rol alacak
Trump'ın Gazze planı: Gazze'nin geleceğinde Türkiye ve bölge rol alacak
Trump’ın 20 maddelik Gazze ateşkes planı Orta Doğu’da diplomasi trafiğini hızlandırdı. Hamas’ın plana “şartlı evet” demesi, bölgenin geleceğinde yeni bir sayfa açarken, gözler Gazze’nin kim tarafından ve nasıl yönetileceğine çevrildi. Uzmanlara göre Hamas, bu adımla hem uluslararası meşruiyet kazanmak hem de Filistin davasını yeniden bölgeselleştirmek istiyor.
Haber Giriş Tarihi: 09.10.2025 10:02
Haber Güncellenme Tarihi: 09.10.2025 10:06
Kaynak:
Haber Merkezi
ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’de iki yıldır süren savaşı bitirmek amacıyla açıkladığı 20 maddelik ateşkes planı, Orta Doğu’da diplomatik dengeleri yeniden şekillendiriyor. Hamas’ın planı kabul etmesiyle birlikte, bölgede “kalıcı barış” sürecine yönelik umutlar artarken, planın sahaya nasıl yansıyacağı konusunda belirsizlikler devam ediyor.
Hamas’ın açıklamasında “Gazze Şeridi’ndeki soykırımın sona erdirilmesi, esir takası ve yardımların ulaştırılması” vurgusu öne çıktı. Ayrıca, Gazze’nin yönetiminin Arap ve İslam ülkelerinin desteğini alan teknokratlardan oluşan bir kurula devredilmesine yeşil ışık yakıldı.
TRUMP’IN PLANI: ASKERİ ÇEKİLME VE TEKNOKRAT YÖNETİM
Trump’ın planı, İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesini, bölgeye insani yardımların engelsiz ulaşmasını ve taraflar arasında kapsamlı esir takasını içeriyor. ABD kaynakları, ateşkesin ardından Gazze’de “Uluslararası İstikrar Gücü” adıyla çok uluslu bir barış gücü oluşturulabileceğini belirtiyor.
Bu kapsamda Mısır, ABD’ye Gazze’deki güvenliği sağlamak için Amerikan askerlerinin konuşlandırılmasını önerdi. Ancak Hamas, bu gücün Türk askerinin katılımıyla oluşturulmasını istiyor. İsrail ise Gazze’de Türk varlığına kesin bir dille karşı çıkıyor.
HAMAS’IN STRATEJİSİ: “DİPLOMASİYLE MEŞRUİYET”
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Doç. Dr. Serhan Afacan, Hamas’ın bu süreçteki hamlesinin “taktiksel bir dönüş” olduğunu belirtiyor. Afacan’a göre Hamas, ateşkes planına katılarak hem uluslararası meşruiyet kazanmayı hem de Gazze’nin yönetiminde söz sahibi olmayı hedefliyor.
“Hamas, planı reddetmesi halinde ateşkes fırsatını kaybedeceğini biliyordu. Bu nedenle diplomasiye açık bir tavır alarak hem askeri hem siyasi varlığını sürdürme zemini oluşturdu.”
Afacan ayrıca, Hamas’ın Trump yönetimiyle doğrudan müzakere kapısını kapatmamasını “stratejik bir kazanım” olarak nitelendirdi.
BÖLGE ÜLKELERİNİN POZİSYONU: TÜRKİYE, MISIR VE KATAR DEVREDE
Gazze’deki ateşkes sürecine Türkiye, Katar, Mısır ve Ürdün gibi bölge ülkeleri aktif destek veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamas’ın planı kabul etmesini “kalıcı barış için önemli bir fırsat penceresi” olarak değerlendirdi.
Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde yapılan müzakerelerde, MİT Başkanı İbrahim Kalın da Türkiye adına yer aldı. Görüşmelerde ateşkesin kalıcı hale gelmesi, insani yardımların ulaştırılması ve esir takasının koordinasyonu gündeme geldi.
İSRAİL CEPHESİ TEPKİLİ
İsrail cephesinde ise Trump’ın planına yönelik tepki artıyor. Tel Aviv yönetimi, Hamas’ın “teknokrat hükümet” önerisini kendi güvenliği açısından riskli buluyor. İsrail’de bazı siyasi çevreler, Trump’ın planını “İsrail’in elini bağlayan bir diplomatik tuzak” olarak nitelendiriyor.
Trump ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İsrail, rehineleri kurtarabilmemiz için Gazze’ye yönelik bombalamayı derhal durdurmalı” ifadelerini kullandı.
GAZZE’NİN GELECEĞİ: YENİ BİR DENGENİN EŞİĞİNDE
Uzmanlara göre Gazze’nin geleceği, Hamas ile bölge ülkeleri arasındaki diplomatik dengeye bağlı. Hamas’ın planı kabul etmesi, örgütün askeri mücadeleden siyasi meşruiyete geçişini simgeliyor. Ancak İsrail’in yeniden saldırı başlatma ihtimali sürecin en büyük riski olarak değerlendiriliyor.
Doç. Dr. Afacan’ın ifadesiyle:
“Asıl mesele, ateşkesin kalıcı hale getirilmesi ve İsrail’in yeniden saldırılarını engellemek. Bu, ancak Türkiye ve bölge ülkelerinin aktif diplomatik baskısıyla mümkün olabilir.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Trump'ın Gazze planı: Gazze'nin geleceğinde Türkiye ve bölge rol alacak
Trump’ın 20 maddelik Gazze ateşkes planı Orta Doğu’da diplomasi trafiğini hızlandırdı. Hamas’ın plana “şartlı evet” demesi, bölgenin geleceğinde yeni bir sayfa açarken, gözler Gazze’nin kim tarafından ve nasıl yönetileceğine çevrildi. Uzmanlara göre Hamas, bu adımla hem uluslararası meşruiyet kazanmak hem de Filistin davasını yeniden bölgeselleştirmek istiyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’de iki yıldır süren savaşı bitirmek amacıyla açıkladığı 20 maddelik ateşkes planı, Orta Doğu’da diplomatik dengeleri yeniden şekillendiriyor. Hamas’ın planı kabul etmesiyle birlikte, bölgede “kalıcı barış” sürecine yönelik umutlar artarken, planın sahaya nasıl yansıyacağı konusunda belirsizlikler devam ediyor.
Hamas’ın açıklamasında “Gazze Şeridi’ndeki soykırımın sona erdirilmesi, esir takası ve yardımların ulaştırılması” vurgusu öne çıktı. Ayrıca, Gazze’nin yönetiminin Arap ve İslam ülkelerinin desteğini alan teknokratlardan oluşan bir kurula devredilmesine yeşil ışık yakıldı.
TRUMP’IN PLANI: ASKERİ ÇEKİLME VE TEKNOKRAT YÖNETİM
Trump’ın planı, İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesini, bölgeye insani yardımların engelsiz ulaşmasını ve taraflar arasında kapsamlı esir takasını içeriyor. ABD kaynakları, ateşkesin ardından Gazze’de “Uluslararası İstikrar Gücü” adıyla çok uluslu bir barış gücü oluşturulabileceğini belirtiyor.
Bu kapsamda Mısır, ABD’ye Gazze’deki güvenliği sağlamak için Amerikan askerlerinin konuşlandırılmasını önerdi. Ancak Hamas, bu gücün Türk askerinin katılımıyla oluşturulmasını istiyor. İsrail ise Gazze’de Türk varlığına kesin bir dille karşı çıkıyor.
HAMAS’IN STRATEJİSİ: “DİPLOMASİYLE MEŞRUİYET”
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanı Doç. Dr. Serhan Afacan, Hamas’ın bu süreçteki hamlesinin “taktiksel bir dönüş” olduğunu belirtiyor. Afacan’a göre Hamas, ateşkes planına katılarak hem uluslararası meşruiyet kazanmayı hem de Gazze’nin yönetiminde söz sahibi olmayı hedefliyor.
“Hamas, planı reddetmesi halinde ateşkes fırsatını kaybedeceğini biliyordu. Bu nedenle diplomasiye açık bir tavır alarak hem askeri hem siyasi varlığını sürdürme zemini oluşturdu.”
Afacan ayrıca, Hamas’ın Trump yönetimiyle doğrudan müzakere kapısını kapatmamasını “stratejik bir kazanım” olarak nitelendirdi.
BÖLGE ÜLKELERİNİN POZİSYONU: TÜRKİYE, MISIR VE KATAR DEVREDE
Gazze’deki ateşkes sürecine Türkiye, Katar, Mısır ve Ürdün gibi bölge ülkeleri aktif destek veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamas’ın planı kabul etmesini “kalıcı barış için önemli bir fırsat penceresi” olarak değerlendirdi.
Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde yapılan müzakerelerde, MİT Başkanı İbrahim Kalın da Türkiye adına yer aldı. Görüşmelerde ateşkesin kalıcı hale gelmesi, insani yardımların ulaştırılması ve esir takasının koordinasyonu gündeme geldi.
İSRAİL CEPHESİ TEPKİLİ
İsrail cephesinde ise Trump’ın planına yönelik tepki artıyor. Tel Aviv yönetimi, Hamas’ın “teknokrat hükümet” önerisini kendi güvenliği açısından riskli buluyor. İsrail’de bazı siyasi çevreler, Trump’ın planını “İsrail’in elini bağlayan bir diplomatik tuzak” olarak nitelendiriyor.
Trump ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İsrail, rehineleri kurtarabilmemiz için Gazze’ye yönelik bombalamayı derhal durdurmalı” ifadelerini kullandı.
GAZZE’NİN GELECEĞİ: YENİ BİR DENGENİN EŞİĞİNDE
Uzmanlara göre Gazze’nin geleceği, Hamas ile bölge ülkeleri arasındaki diplomatik dengeye bağlı. Hamas’ın planı kabul etmesi, örgütün askeri mücadeleden siyasi meşruiyete geçişini simgeliyor. Ancak İsrail’in yeniden saldırı başlatma ihtimali sürecin en büyük riski olarak değerlendiriliyor.
Doç. Dr. Afacan’ın ifadesiyle:
“Asıl mesele, ateşkesin kalıcı hale getirilmesi ve İsrail’in yeniden saldırılarını engellemek. Bu, ancak Türkiye ve bölge ülkelerinin aktif diplomatik baskısıyla mümkün olabilir.”
Kaynak: Haber Merkezi