Toprak: Tasarrufu eğitimden yapmak geleceğimizi çalmak demektir
Toprak: Tasarrufu eğitimden yapmak geleceğimizi çalmak demektir
Eğitim Sen Adana Şubesi, eğitimdeki eksiklikler ve tasarruf politikalarının öğrenciler ile öğretmenler üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulamak amacıyla basın açıklaması düzenledi. Eğitim emekçilerinin zor koşullarda çalıştığını belirten Şube Başkanı Fatih Toprak, "Tasarrufu eğitimden yapmak ülkenin geleceğini çalmaktır" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 18.01.2025 00:02
Haber Güncellenme Tarihi: 18.01.2025 00:02
Muhabir:
Meryem Ünal
Eğitim Sen Adana Şubesi, okulların yarı yıl tatiline girmesiyle birlikte, eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak okudu. Eğitimdeki istatistiklere ve emekçilerin karşılaştığı zorluklara değinen Toprak, eğitimdeki eksikliklerin ve tasarruf politikalarının, öğrencilerin ve öğretmenlerin geleceğini olumsuz etkilediğini vurguladı.
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, Türkiye’de örgün eğitim sistemine ait istatistiklere değinerek şunları söyledi: “2024/’25 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı 17 Ocak Cuma günü sona ermiş ve iki haftalık yarıyıl tatili başlamıştır. MEB’in örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimde (resmi + özel) 18 milyon 710 bin öğrenci bulunmaktadır. Toplam 75 bin 467 eğitim kurumu/okulu içinde devlete ait kurum/okul sayısı 61 bin 111 (yüzde 81) iken, özel okulların sayısı 14 bin 352 (yüzde 19)’dir. Devlet okullarında okuyan öğrenci sayısı 15 milyon 849 bin 271 (yüzde 84,71), özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 631 bin 192 (yüzde 8,72); açık öğretimde okuyan toplam öğrenci sayısı ise 1 milyon 229 bin 802 (yüzde 6,57)’dir. Türkiye çapında devlet ve özel okullarda toplam 1 milyon 168 bin 896 öğretmen görev yapmaktadır. 2024/25 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin sayısı 993 bin 397; özel okullarda çalışan öğretmenlerin sayısı 175 bin 499’dur. Devlet okullarında ek ders karşılığı çalıştırılan ve tamamı asgari ücretin altında ücret alan ücretli öğretmenlerin sayısı 100 bine yakındır.”
“Boş kadrolar doldurulmuyor, eğitim emekçileri mağdur ediliyor”
Toprak, eğitim sektöründe yaşanan kadro eksikliğine ve taşeronlaşmaya dikkat çekerek, “Türkiye’de yıllardır çok ağır çalışma koşulları altında ve özveriyle görev yapan eğitim emekçilerinin yaşam koşulları giderek ağırlaşırken, boş kadro olmasına rağmen, uzunca bir süredir eğitim kurumlarına genel idari hizmetler, teknik personel ve yardımcı hizmetler sınıfında memur alımı yapılmamaktadır. Bu durum özellikle yardımcı hizmetli istihdamında ‘dışarıdan hizmet satın alma’ yöntemi ile taşeron çalıştırma uygulamalarının artmasına neden olmuştur. Okullarda yardımcı hizmetlerin büyük bölümü İŞKUR’un 9 aylık sürelerle istihdam edilen Toplum Yararına Çalışma Programı (TYP) personeli ya da yine İŞKUR bünyesinde başlatılan İşgücü Uyum Programı (İUP) gibi geçici personel istihdamı üzerinden yapılmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre devlet okullarında toplam 143 bin 355 temizlik personeli görev yapmaktadır. Bu personelin 49 bin 578’i kadrolu personel, 30 bini İŞKUR TYP kapsamında, 63 bin 777’si ise İUP kapsamında istihdam edilmektedir” diye ifade etti.
“Eğitimde tasarruf ülkenin geleceğini çalmaktır”
Eğitim emekçilerinin zor koşullarda çalıştırıldığını vurgulayan Toprak şunları söyledi: “Eğitim emekçileri her geçen gün daha da kötü koşullarda çalışmaya mahkum edilmektedir. Hak kayıpları ve ihlalleri bu dönem oldukça artmıştır. ÖMK ile ekonomik ve özlük haklarımızın iyileştirilmesi beklenirken, ekonomik anlamda makas açılmış, eşit işe eşit ücret prensibi yok sayılmıştır. Ücretli öğretmen arkadaşlarımız açlık sınırının altını bırakın asgari ücret dahi alamamıştır. Okullarda şiddet giderek artmıştır. Hala güvenli bir okul ortamı yaratmaya yönelik adımlar atılmadığı gibi eğitim emekçileri hedef tahtasına konulmaktadır. Sözleşmeli öğretmen arkadaşlarımız güvencesiz olarak çalıştırılmaya devam etmektedir. Kadrolu, güvenceli, eşit bir çalışma yaşamını istiyoruz! 2024/’25 eğitim-öğretim yılı başında “tasarruf tedbirleri” kapsamında taşımalı eğitimden yararlanan bir milyonu aşkın öğrencinin yüzde 30’una denk gelen sayıda öğrenci taşımalı eğitim kapsamından çıkarılmış, bazı bölgelerde servisler tamamen kaldırılmıştır. Bu durum başta kız çocukları olmak üzere, çok sayıda öğrencinin eğitime erişim hakkının bizzat devlet eliyle engellenmesi anlamına gelmiştir. Diğer açıdan cemaat yurtlarına öğrencilerin zorunlu olarak gönderilmesine yol açmıştır. Tasarrufu eğitimden yapmak ülkenin geleceğini çalmaktır. İtibarınızdan tasarruf edin ama eğitimden tasarruf etmeyin!”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Toprak: Tasarrufu eğitimden yapmak geleceğimizi çalmak demektir
Eğitim Sen Adana Şubesi, eğitimdeki eksiklikler ve tasarruf politikalarının öğrenciler ile öğretmenler üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulamak amacıyla basın açıklaması düzenledi. Eğitim emekçilerinin zor koşullarda çalıştığını belirten Şube Başkanı Fatih Toprak, "Tasarrufu eğitimden yapmak ülkenin geleceğini çalmaktır" dedi.
Eğitim Sen Adana Şubesi, okulların yarı yıl tatiline girmesiyle birlikte, eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak okudu. Eğitimdeki istatistiklere ve emekçilerin karşılaştığı zorluklara değinen Toprak, eğitimdeki eksikliklerin ve tasarruf politikalarının, öğrencilerin ve öğretmenlerin geleceğini olumsuz etkilediğini vurguladı.
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Fatih Toprak, Türkiye’de örgün eğitim sistemine ait istatistiklere değinerek şunları söyledi: “2024/’25 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı 17 Ocak Cuma günü sona ermiş ve iki haftalık yarıyıl tatili başlamıştır. MEB’in örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimde (resmi + özel) 18 milyon 710 bin öğrenci bulunmaktadır. Toplam 75 bin 467 eğitim kurumu/okulu içinde devlete ait kurum/okul sayısı 61 bin 111 (yüzde 81) iken, özel okulların sayısı 14 bin 352 (yüzde 19)’dir. Devlet okullarında okuyan öğrenci sayısı 15 milyon 849 bin 271 (yüzde 84,71), özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 631 bin 192 (yüzde 8,72); açık öğretimde okuyan toplam öğrenci sayısı ise 1 milyon 229 bin 802 (yüzde 6,57)’dir. Türkiye çapında devlet ve özel okullarda toplam 1 milyon 168 bin 896 öğretmen görev yapmaktadır. 2024/25 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin sayısı 993 bin 397; özel okullarda çalışan öğretmenlerin sayısı 175 bin 499’dur. Devlet okullarında ek ders karşılığı çalıştırılan ve tamamı asgari ücretin altında ücret alan ücretli öğretmenlerin sayısı 100 bine yakındır.”
“Boş kadrolar doldurulmuyor, eğitim emekçileri mağdur ediliyor”
Toprak, eğitim sektöründe yaşanan kadro eksikliğine ve taşeronlaşmaya dikkat çekerek, “Türkiye’de yıllardır çok ağır çalışma koşulları altında ve özveriyle görev yapan eğitim emekçilerinin yaşam koşulları giderek ağırlaşırken, boş kadro olmasına rağmen, uzunca bir süredir eğitim kurumlarına genel idari hizmetler, teknik personel ve yardımcı hizmetler sınıfında memur alımı yapılmamaktadır. Bu durum özellikle yardımcı hizmetli istihdamında ‘dışarıdan hizmet satın alma’ yöntemi ile taşeron çalıştırma uygulamalarının artmasına neden olmuştur. Okullarda yardımcı hizmetlerin büyük bölümü İŞKUR’un 9 aylık sürelerle istihdam edilen Toplum Yararına Çalışma Programı (TYP) personeli ya da yine İŞKUR bünyesinde başlatılan İşgücü Uyum Programı (İUP) gibi geçici personel istihdamı üzerinden yapılmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre devlet okullarında toplam 143 bin 355 temizlik personeli görev yapmaktadır. Bu personelin 49 bin 578’i kadrolu personel, 30 bini İŞKUR TYP kapsamında, 63 bin 777’si ise İUP kapsamında istihdam edilmektedir” diye ifade etti.
“Eğitimde tasarruf ülkenin geleceğini çalmaktır”
Eğitim emekçilerinin zor koşullarda çalıştırıldığını vurgulayan Toprak şunları söyledi: “Eğitim emekçileri her geçen gün daha da kötü koşullarda çalışmaya mahkum edilmektedir. Hak kayıpları ve ihlalleri bu dönem oldukça artmıştır. ÖMK ile ekonomik ve özlük haklarımızın iyileştirilmesi beklenirken, ekonomik anlamda makas açılmış, eşit işe eşit ücret prensibi yok sayılmıştır. Ücretli öğretmen arkadaşlarımız açlık sınırının altını bırakın asgari ücret dahi alamamıştır. Okullarda şiddet giderek artmıştır. Hala güvenli bir okul ortamı yaratmaya yönelik adımlar atılmadığı gibi eğitim emekçileri hedef tahtasına konulmaktadır. Sözleşmeli öğretmen arkadaşlarımız güvencesiz olarak çalıştırılmaya devam etmektedir. Kadrolu, güvenceli, eşit bir çalışma yaşamını istiyoruz! 2024/’25 eğitim-öğretim yılı başında “tasarruf tedbirleri” kapsamında taşımalı eğitimden yararlanan bir milyonu aşkın öğrencinin yüzde 30’una denk gelen sayıda öğrenci taşımalı eğitim kapsamından çıkarılmış, bazı bölgelerde servisler tamamen kaldırılmıştır. Bu durum başta kız çocukları olmak üzere, çok sayıda öğrencinin eğitime erişim hakkının bizzat devlet eliyle engellenmesi anlamına gelmiştir. Diğer açıdan cemaat yurtlarına öğrencilerin zorunlu olarak gönderilmesine yol açmıştır. Tasarrufu eğitimden yapmak ülkenin geleceğini çalmaktır. İtibarınızdan tasarruf edin ama eğitimden tasarruf etmeyin!”
Kaynak: Meryem Ünal