Tuncer Bakırhan: Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik bir anayasa ile bin yıllık kardeşliği güvence altına alabiliriz

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, demokratik anayasa çağrısı yaptı. Bakırhan, “Toplumsal barışın temeli, eşit yurttaşlık ilkesiyle hazırlanacak yeni anayasadır” dedi. Hasta tutuklular, infaz düzenlemeleri ve medya diline de dikkat çekti.

Haber Giriş Tarihi: 27.05.2025 17:00
Haber Güncellenme Tarihi: 27.05.2025 17:00
Kaynak: Haber Merkezi
Tuncer Bakırhan: Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik bir anayasa ile bin yıllık kardeşliği güvence altına alabiliriz

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) haftalık grup toplantısında gündemdeki önemli konulara ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

"EŞİT YURTTAŞLIK TEMELİNDE YENİ ANAYASA ÇAĞRISI YAPIYORUZ"

Bakırhan, konuşmasının merkezine yeni bir anayasa ihtiyacını koyarak, "Eşit yurttaşlık temelinde herkesin kendine ait hissedeceği bir anayasa çağrısı yapıyoruz. Bin yıllık kardeşliğimizi eşit yurttaşlığa dayalı demokratik bir anayasa ile güvence altına alabiliriz" dedi. Bu anayasanın Kürtlerin dili, kültürü ve varlığının dışlanmadığı, Alevilerin eşit yurttaş kabul edildiği bir temelde olması gerektiğini belirten Bakırhan, bunun toplumsal barışın temelini oluşturacağını ifade etti. Siyasetin kişisellikten arındırılıp kurumsal bir zemine oturtulmasının ve 'ben'den 'biz'e kaymasının anayasal dönüşümün zeminini hazırlayacağını vurguladı.

"SAYIN ÖCALAN'IN ÇAĞRISI ÖNÜMÜZDE BİR KAPI ARALIYOR"

Demokratik bir Türkiye ve Orta Doğu vurgusu yapan Bakırhan, "Orta Doğu halkları ilk defa belki de başkalarının senaryosuna mecbur kalmadan kendi senaryosunu yazabilir," diyerek, "Sayın Öcalan'ın çağrısı da aslında rotamızı, senaryomuzu yazabileceğimiz, çizebileceğimiz, birlikte hareket edebileceğimiz önümüzde bir kapı aralıyor. Kendi sözünü söyleyen, kendi kararını veren irade ortaklığı sağlamak bu süreçte mümkündür" ifadelerini kullandı.

İKTİDARA ÇÖZÜM SÜRECİNDE DAHA FAZLA SORUMLULUK ÇAĞRISI

Toplumsal rızanın büyütülmesinin sadece DEM Parti'nin işi olmadığını belirten Bakırhan, AK Parti'nin daha fazla sorumluluk alabileceğini ve çözüm dilini daha fazla kullanabileceğini söyledi. "Bu dönemin en kritik başlığı güven inşa etmektir," diyen Bakırhan, hem Kürt halkı nezdinde hem de Türkiye genelinde derin bir güven sorunu yaşandığını ve bu güveni yeniden tesis etmenin herkesin sorumluluğu olduğunu belirtti. Bakırhan, "Özellikle çözüm süreçlerinde deneyimi olan başta AK Parti olmak üzere birçok siyasi partide yer alan isimlerin bugün barış sürecine destek vermesi, söz kurması, sürece katkı sunması son derece kıymetlidir. Herkesin daha cesur olması, daha görünür bir biçimde inisiyatif alması gerekiyor," dedi. İktidarın sahadaki çekingenliğini eleştiren Bakırhan, "Aylardır süreç başladı, peki iktidar neden bu kadar çekingen? Neden sahada yok? Seçim zamanı gelip oy isteyenler, şimdi neden Siirt'in Şirvan'ına, Kars'ın Digor'una uğramıyor? Barış için toplumsal rızayı büyütmek onların da görevi değil mi?" sorularını yöneltti.

DEM PARTİ'NİN TUTUMU: "KİMSENİN YEDEĞİ DEĞİLİZ, ÜÇÜNCÜ YOLUZ"

Bakırhan, partisinin bu süreçteki konumuna da değinerek, "DEM Parti bu süreçte kimsenin yedeği değildir. Ne eski vesayete sığınırız ne de mevcut merkezileşmeyi kabulleniriz. Biz üçüncü yoluz. Kimsenin yedeği ya da pazarlık unsuru değil, demokratik siyasetin kurucu unsuruyuz" dedi.

BARIŞ İÇİN ACİL ADIMLAR: HASTA MAHPUSLAR, İNFAZ YASASI VE KAYYIMLAR

Güven artırıcı adımların atılmasının önemine dikkat çeken Bakırhan, somut talepleri sıraladı:

Hasta Tutuklular: "Hasta mahpuslar meselesi vicdanları sızlatan acı bir gerçek. Adalet Bakanlığının verilerine göre günde iki hasta tutuklu hayatını kaybediyor. 515 günde bin 26 hasta tutsak yaşamını yitirmiş. Bu dehşet tabloyu sona erdirmek, barışın ilk ve en acil adımıdır."

İnfaz Düzenlemesi: "Yıllardır keyfi nedenlerle cezaevlerinde kalan binlerce insan adaletin aşınmasına neden oluyor. Bu sürecin odağında olan, adalet duygusunu zedeleyen infaz kanunu, artık demokratik standartlara göre yeniden düzenlenmeli. Cezaevleri boşalmalıdır."

Kayyımlar: "Halkın iradesine müdahale eden kayyım uygulaması demokrasiye aykırıdır. Kayyımların kaldırılması ve yerel demokrasinin güçlendirilmesi güven arttırıcı önemli adımlardan biridir."

MEDYAYA "ÇÖZÜM DİLİ" ÇAĞRISI

Son olarak siyaset ve medyada kullanılan dilin önemine vurgu yapan Bakırhan, "Eskinin diliyle yeni bir yüzyıl kurulamaz. Medyanın dili acilen değişmeli. Hâlen sürece uygun olmayan, zehirli ve tahrik edici bir dil kullanılıyor. Sabah akşam bize ve değerlerimize hakaret edenlerin dili çözüm zeminini zehirliyor. Medya çözüm dilini ne kadar benimserse, barışın toplumsallaşması da o kadar güçlü olur. Barış dilde başlar, toplumda hayat bulur" diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: Haber Merkezi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.