kerebiç Haberleri - Son Dakika kerebiç Haber Güncel Gelişmeler

Geleneksel Kerebiçe modern dokunuş

Geleneksel lezzetlerin merkezi haline gelen Fansa Tatlıcılık, klasik kerebiçi ufaltarak “mini lokmalık” hale getirdi. Böylece hem sunumda hem de tüketimde pratiklik sağlandı. İşletmeci Şahap Fansa, yeni ürünle ilgili yaptığı açıklamada, mini kerebiçin ortaya çıkış sürecini şöyle anlattı: “Kerebiç ve köpük, bizim kültürümüzün simgesi. Ancak standart boyuttaki kerebiçleri yerken köpüğe iki defa batırmak gerekiyordu. Biz bu durumu ortadan kaldırmak için mini lokmalık kerebiç yaptık. Artık tek seferde köpüğe batırıp kolayca tüketilebiliyor. Deneme amaçlı yaptığımız mini kerebiçler, tadan herkesten tam not aldı. Bu da bizi üretimi artırmaya yöneltti.” Tarihi 250 yılı aşan çöven otu köklerinden elde edilen köpüğün, aile geleneği olduğunu vurgulayan Fansa, sözlerine şöyle devam etti: “Eskiden insanlar sadece bizden köpük almaya gelirdi. Antakya’da evlerin çoğunda kerebiç yapılır, köpüğü bizden temin edilirdi. Son 12 yıldır ise kerebiç üretimini de biz üstleniyoruz ve meşhur ikiliyi birlikte sunuyoruz.”

Antakya'nın tarihi tatları: Kerebiç ve köpük ile 250 yıllık miras

Hatay mutfağının olmazsa olmaz tatlı ikilisi kerebiç ve köpük, yıllardır bir arada anılan eşsiz lezzetler olarak tanınıyor. Antakya'nın tarihi Uzun Çarşısı'nda, bu tatları ustalıkla hazırlayan ve yıllardır aynı mükemmel tatla damakları şenlendiren Şahap Fansa, kerebiç ve köpüğün birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade ediyor. Köpüğün 250 yılı aşkın bir geçmişi olduğunu belirten Fansa, bu mesleği ailesinden devraldığını söylüyor. “Bu muazzam tatlar, Azmi Usta'dan bizlere miras kaldı” diyen Fansa, şunları anlattı: “Azmi Usta, mesleği babasından öğrenmiş. Babam da eniştesi Azmi Usta'dan öğrenmişti. Ben de bu geleneği babamdan öğrendim. Yani çöven otu köklerinden yaptığımız köpük, atalarımızdan bize ulaşan bir lezzet." Fansa, geçmişte yalnızca köpük sattıklarını, ancak son 15 yıldır kerebiçi de menülerine eklediklerini belirterek, "Eskiden Antakya'da birçok evde kerebiç yapılır, köpüğü bizden alırlardı. Şimdi ise müşteriler ikisini birlikte tercih ediyor" dedi. Kerebiç ve köpüğün birbirini mükemmel bir şekilde tamamladığını dile getiren ve kerebiçin özellikle kış aylarında daha çok tercih edildiğini anlatan Fansa, "Kerebiç, yazın daha az, kışın ise daha çok tüketilen bir tatlıdır. Köpük ise zahmetli bir tatlıdır. Üç saat boyunca ateşin başından ayrılmadan yapılır. Çöğen otundan yapılan bu köpük, mide dostu bir gıda olarak kış mevsiminde vatandaşlarımız tarafından üşümemek, midelerini rahatlatmak ve şişkinlikten kurtulmak amacıyla tercih edilir. Köpüğü ben kendim yapıyorum, kerebiçi ise işin ustası olan annem, eşim ve çalışma arkadaşlarım hazırlıyor" diye konuştu. Tarihi Uzun Çarşı'ya gelen herkesin kerebiç ve köpük ikilisine ilgi gösterdiğini vurgulayan Fansa, bu muazzam lezzeti tatmak için herkesi iş yerine davet ediyor.

Kerebiç (Orjinal Kremasıyla) Tarifi: Lezzetli ve Geleneksel Bir Atıştırmalık

Kerebiç, geleneksel bir lezzet olarak evde kolayca hazırlanabilir. Orijinal kremasıyla birlikte yapılan bu tatlı, enfes bir atıştırmalık arayanlar için ideal bir seçenek sunuyor. İşte adım adım Kerebiç tarifi! Malzemeler: 150 gram margarin 1 çay bardağı sıvı yağ 4 yemek kaşığı pudra şekeri 1 paket kabartma tozu 1 su bardağı irmik Aldığı kadar un Kreması için: 3 su bardağı şeker 2 su bardağı su 1 kök cöven otu (aktarlarda bulunabilir) 4 su bardağı su (çöveni kaynatmak için) İçi için: 250 gram ceviz 1 tatlı kaşığı tarçın Yapılışı: Çöven otunu akşamdan tencereye 4 su bardağı su ile ıslatın. Sabah ocağa alıp yaklaşık 2 saat kaynatın. Su azalırsa üzerine su ekleyebilirsiniz. Yumuşayan çövenleri kesip ezin ve bir süre daha kaynatmaya devam edin. Şerbet Hazırlığı: Ayrı bir tencerede şeker ve suyu kaynatarak şerbet elde edin. Kaynattığınız çövenleri ocaktan alıp süzün ve dolapta soğumaya bırakın. Kremanın Hazırlığı: Soğuyan çövenleri mikserle çırpın. Köpürmeye başladığında yavaş yavaş şerbeti ekleyerek çırpmaya devam edin. Yaklaşık bir saat çırpıncaya kadar devam edin. Beyaz köpük kıvamına gelene kadar çırpmaya devam edin ve dolapta bekletin. Hamurun Hazırlığı: Margarini, sıvı yağı ve pudra şekerini krema kıvamına gelene kadar karıştırın. Diğer malzemeleri ekleyin ve yumuşak bir hamur elde edin. Hamuru dolapta bir süre dinlendirin. İç Malzemelerin Hazırlığı: Cevizi robotta çekip tarçınla karıştırın. Kerebiçin Şekillendirilmesi: Hamuru ister kalıp yardımıyla ister içli köfte gibi açarak cevizli karışımı doldurun ve kapatın. Pişirme: Önceden ısıtılmış 180 derece fırında kızarana kadar pişirin. Soğuduktan sonra köpükle servis yapın. Not: Çövenin kabarma durumu bazen değişebilir, bu nedenle dikkatli olun. Afiyet olsun!

Kerebiç satıcısı 'saltanat arabası'na benzeyen tezgahıyla dikkat çekiyor

Şeker hastalığı nedeniyle yaklaşık bir yıl boyunca çalışamayan ve ayağından iki parmağını kaybeden Musa Tümer, evde oturmanın getirdiği sıkıntılardan kurtulmak ve çocuklarına daha iyi bir gelecek sunmak için eskilerden esinlenerek bir tezgah tasarladı. Tasarımını ve ölçülerini kendisinin belirlediği ve gürgen ağacından yapılan özel tezgahı, saltanat arabasına benzer şekilde hayata geçirdi. "Evime tüp alamıyordum ama bu tezgah için para ayırıyordum" Motosikletinin arkasına bağlayarak çektiği tezgahı ile dikkat çeken Tümer, şeker hastalığı dolayısıyla yaklaşık bir yıldır çalışamadığını söyledi. Hastalık nedeniyle iki parmağını kaybettiğini berten Tümer, "Yüzde 51 engelim var. İşsizlikten dolayı evde otur otur sıkıldım ve ağrılardan duramaz oldum. İki çocuğum var, onları okutabilmek için böyle bir işe başvurdum. Evime tüp alamıyordum ama bu tezgah için para ayırıyordum. Bunu işsiz iken yaptım. Yaklaşık 2,5 ay sürdü, gürgen ağacından yaptırdım. Maliyeti de 70-80 bin TL'yi geçti" dedi. "Bir bakan bir daha bakıyor" Ölçülerini ve tasarımını kendisinin yaptığını dile getiren Tümer, ancak tezgahı yaptıracak usta bulmakta zorlandığını kaydetti. Mersin'de üç ay boyunca her yeri araştırdığını ifade eden Tümer, "Hiçbir mobilyacı bunu yapmadı, yapsa dahi fiyatının 100 katını istedi. Daha sonra sanayiye gittim, bir abimize rica ettim. 'Benim ölçülerim bu, bana bu arabayı tasarlar mısın' dedim. O da, 'tamam, tasarlarım ama uzun sürer' dedi. Tamam dedim, olsun. O tezgahı yaparken ben de haftalık 2 bin TL, 3 bin TL azar azar vererek hesabı kapattım. Çok güzel ilgi çekiyor, bir bakan bir daha bakıyor. Türkiye'yi bilmem ama Mersin'de yok bu tezgah. Ama bunu yapmamın sebebi ise çocuklarımı okutabilmek. Engelime rağmen her şeyi eşim ve çocukların için yapıyorum" diye konuştu. Kerebiç ve mamulleri kendi hazırlıyor Tümer, üzerinde 'Osmanlı mamulleri ve kerebiç' yazan tezgahında, evinde hijyenik şartlarda hazırladığı cevizli ve Antep fıstıklı kerebiç ile cevizli ve hurmalı mamuller sattığını söyledi. Cevizli kerebici kilosu 350 TL, Antep fıstıklı kerebici ise 460 TL'den satışa sunduğunu ifade eden Tümer, "Kerebiç yaparken Antep fıstığını parça şeklinde değil de tüm ekliyorum. Cevizli mamuller ise üzerine eklediğim kaymak ve tarçınla çok güzel bir lezzete sahip oluyor" diye konuştu.

Mersin'in lezzeti, kerebiç ramazan sofralarına renk katıyor

Geçmiş yıllarda sadece ramazan aylarında üretimi yapılan kerebiç, zaman içerisinde rağbet görmeye başlayınca yılın 12 ayı tezgahlardaki yerini aldı. Ramazan’ın gelmesiyle sofralarda daha fazla yer bulan kerebiç, 'irmik tatlısı' olarak biliniyor. İçi doldurularak "içli köfte" şekli verilen kerebiç, fırında pişirilerek, çöven otu köklerinden yapılan kaymağın üzerine dökülmesiyle servis ediliyor. İsteğe göre üzerine tarçın da ilave edilebiliyor. Yaklaşık bir hafta dayanma süresi olan kerebice il dışından gelen talepler ise kargo ile karşılanıyor. Ramazan sofralarında yerini almaya başlayan kerebicin kilogramı fıstıklı 550 TL, cevizli ise 400 TL arasında değişen fiyatlardan satışa sunuluyor. "Ramazan’da talep artıyor' Mersin'de 15 yıldır kerebiç satan Zülküf Taş, Mersin'e has bir tatlı olan kerebice Ramazan'da talebin arttığını söyledi. Geçmiş yıllarda sadece ramazana özgü olan kerebicin günden güne rağbet görmeye başladığını belirten Taş, hafif ve doğal olması sebebiyle yıl boyunca tezgahlardaki yerini koruduğunu ifade etti. Ramazan’da sirkülasyonun biraz daha arttığına işaret eden Taş, "Hafif olması en büyük etkendir. Kerebiç, irmikten yapılan, içerisinde fıstık veya ceviz olan bir üründür. Yanında da içerisinde şekerden başka bir şey olmayan çöven otundan yapılan kaymak var. Hiçbir şekilde hayvansal ürün yoktur" dedi. İl dışına kargoyla sipariş gönderiliyor Yaklaşık bir hafta dayanma süresi olan kerebice, il dışından da talep olduğunu belirten Taş, siparişleri kargo veya otobüsle gönderdiklerini kaydetti. Ayrıca il dışından satış yapmak isteyenlerin de olduğunu vurgulayan Taş, "Talepleri karşılayabilmek için halen ürün gönderiyoruz. Kerebicin kilogramı fıstıklı 550 TL, cevizli ise 400 TL'den satışa sunuyoruz" diye konuştu.

Ramazan sofralarının tescilli lezzeti kerebiç, kadınlara gelir kapısı oluyor

İrmik, yağ, karbonat ve şekerin yoğrulmasıyla hazırlanan, içerisine fıstık veya ceviz konularak lezzetlendirilen kerebiç, ramazan sofralarının tercih edilen tatlılar arasında yerini alıyor. Akdeniz ilçesinde yaşayan kadınlar da iftar ve sahur soflarının aranan lezzetini yapmak için her gün sabahın ilk ışıklarıyla soluğu kerebiç imalathanelerinde alıyor.Aile bütçelerine katkı sağlamak için çalışan kadınların, ramazan dolayısıyla mesaisi yoğun geçiyor.Kerebiç ustası Zeynep İzgi, 24 yıldır tescilli lezzeti yaptığını anlattı. Ramazan dolayısıyla işlerinin yoğun olduğunu belirten İzgi, "İşimiz gururumuz. İlgi çok fazla. Vazgeçilmez bir tatlı, aşığı çok. İçinde katkı maddesi yok, her şey doğal. Ramazan’a özgü. Diğer zamanlarda saat 10.00-11.00 gibi işimizi bitirip gidiyorduk. Ramazan’da gün boyunca yapıyoruz." diye konuştu. İzgi, doğallığı ve hafifliği dolayısıyla tercih edilen kerebiçi, kargoyla Türkiye'nin çok sayıda şehrine gönderdiklerini belirtti. Yıllardır işini severek yaptığını ve bu sayede gelir elde ettiğini anlatan İzgi, şöyle konuştu: "Kadınlar bu işi yaparak geçimlerini sağlıyor. Evimize katkı sağlıyoruz. Çocuklarımı bu iş sayesinde okuttum, askere gönderdim, evlendirdim. Hayatımdaki en büyük etkenim bu iş oldu. Herkes yapabilir. İnsanlar evde oturup sıkılacağına, gelip hem kendini hem de maddi imkanını rahatlatır." Özgül Karataş da 2019'da yakınının önerisiyle bu işe başladığını ve bu sayede gelir elde ettiğini söyledi. İmalathanede titizlikle ve büyük bir keyifle çalıştıklarını anlatan Karataş, "Birçok kadın arkadaşımız bu imalathanelerden ekmek yiyor. Gücümün yettiği kadar çalışmayı düşünüyorum. 11 ay daha sakin, bu bir ay ramazan dolayısıyla yoğun geçiyor." dedi. Karataş, emeklerinin karşılığında 600 lira yevmiye aldıklarını kaydetti.

Mersin'in kerebiç ustaları, AA'nın "Yılın Fotoğrafları" oylamasına katıldı

MERSİN (AA) - Mersin'in coğrafi işaret tesciline sahip yöresel lezzetlerinden kerebiçin ustaları, Anadolu Ajansının (AA) düzenlediği "Yılın Fotoğrafları" oylamasında tercih yaptı.AA foto muhabirleri ile muhabirlerinin yurt içi ve dışında çektiği fotoğrafları inceleyen kerebiç ustaları ve işletmeciler, "haber", "çevre- yaşam" ve "spor" kategorilerindeki fotoğrafları değerlendirdi.Kerebiç ustası Ahmet Taş, haber kategorisinde Emrah Yorulmaz'ın "TOGG'un ilk yolculuğu", çevre-yaşam kategorisinde Mahmut Serdar Alakuş'un "Sen aydınlatırsın geceyi", sporda Elif Öztürk Özgöncü'nün "Şampiyonlar" başlıklarındaki fotoğraflarını oyladı.Hem ustalık hem de işletmecilik yapan Zülküf Taş da seçimini haberde Yorulmaz'ın "TOGG'un ilk yolculuğu", çevre-yaşamda Omar Marques'in "Su altı köyü", sporda Özgöncü'nün "Şampiyonlar" adlı fotoğraflardan yana kullandı.İşletme çalışanı Songül Kaya ise haberde Evrim Aydın’ın "Mavi çizgilerimiz var", çevre-yaşamda Esra Hacioğlu Karakaya'nın "Gözün gördüğü, kalbin bildiği", sporda Özgöncü'nün "Şampiyonlar" başlıklı fotoğraflarını seçti.

#kerebiç